Teleworker ya da telecommuter adı verilen bu çalışanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Onları nerde bulacağınız belli değil, istedikleri heryerden çalışabiliyorlar. Neredeyse, bulamayacağınız tek yer ise ofislerindeki masaları.
Çalışanlar açısından bu daha fazla özgürlük, daha az trafik karmaşası ve hayat/iş dengesinin daha iyi bir şekilde oluşturulması anlamına geliyor.
Ama Bilgi İşlem Departmanları açısından daha çok planlama, network’ü daha genişletmek, daha çok sorun ve güvenliğe daha çok dikkat etmek demek. Yani bir hayli başağrısı.
Sanal çalışanlar, Bilgi İşlem departmanları için gerçekten de başağrısı haline geldiler. Önümüzdeki bir kaç yıl içinde milyonlarca kişi, çocuğunu okuldan aldıktan sonra, yemek masasında bir yandan öğlen yemeğini yerken, diğer yandan bilgisayarında bir şeyler yapıyor olacak.
Uluslararası Teleworker Derneği verilerine göre (International Teleworkers Association Council – ITAC), ABD’de 28 milyon kişi uzaktan çalışıyor. Uzaktan çalışan kişileri (teleworker), hergün düzenli saatler arasında çalışan kişilerle (telecommuter) karıştırmayın. Teleworker kelimesi çok daha geniş bir anlam içeriyor. Geleneksel ofislerin dışında ve haftada belli bir süre çalışan kişilere deniyor. Telecommuter ise ofisten uzakta bile olsa düzenli ve fulltime çalışan kişiler anlamına geliyor.
Ne şekilde olursa olsun, ofis dışından çalışmak gitgide yayılıyor. ITAC gelecek 3 yıl içinde uzaktan çalışanların sayısının her yıl 6 milyon artacağı tahmininde bulunuyor.
İşgücü artık resmen uzaktan kumandalı hale geliyor
Telecommuting ya da teleworking olarak isimlendirilen kavramlar artık egzotik ya da şaşırtıcı değil. Bugün kavramlar yer değiştiriyor. Artık iş kıyafetleri yerine pijamalar kullanılıyor. Dinlenme odasındaki kahve makinasına bozukluk atarak kahve almak yerine, mutfakta kahveyi isteğinize göre pişirmek ve yine mutfakta bilgisayarınızın başında çalışırken yudumlamak moda.
Kendi işgücünün 80.000 kişisi yani dörtte biri uzaktan çalışan IBM’in Dinamik Ofis Çözümleri Direktörü Pam Stanford “Online araçlarımız geliştikçe, ofis dışından çalışmak daha verimli hale geliyor. Ben telecommuting stili çalışırken daha çok iş yapıyorum. Eğer saat 2’de bir toplantım varsa, 1.59’a kadar çalışıyorum. Sonra saat tam 2’de konferans call yapıyorum. Eğer fiziksel bir alanda çalışıyor olsaydım, ayağa kalkacak, bir kahve alacak, bilgisayarımı kapacak ve toplantı odasındaki fişlerle uğraşmak zorunda kalacaktım. Halbuki şimdi bu şekilde çok daha fazla zamanım var” diyor.
IBM sadece Stanford’un değil, diğer ekiplerin de çoğunu telecommuter şekline dönüştürmüş. Yüksek teknoloji devi bu şekilde çok büyük tasarruflar yapmış. IBM, çalışanlarının bu şekilde uzaktan çalışmaya dönmesi durumunda 10 yıllık bir periyotta 1 milyar $ tasarruf edeceğini hesaplamış.
Gartner Group’tan İşgücü/işyerleri araştırma grubunun araştırma direktörü Mike Bell “Çok daha tasarruflu. En azından yer kiralarından kar ediyorlar. Eğer arada bir ofise uğrayan personelinizi bir arkadaşı ile masa paylaşmaya da ikna ederseniz, masraflarınız 2 hatta 3 kat azalacaktır” diyor.
Bell ve iş arkadaşları 2006’da şirketlerin esas iş biriminin sanal ekipler haline geleceği tahmininde bulunuyorlar. Bell, bu işin mantığını anlamak için, ofisteki bir iskemlenin doldurulmasının maliyetinin 24,000 $ olduğunun farkına varılması gerektiğini belirtiyor. Uzaktan çalışan bir kişide bu masraf 6 ila 8,000 $ arasındaki bir rakama iniyor. Masraf farkı çok fazla. Çünkü ofis kiralarının ne kadar yüksek olduğunu düşünün.
Bell “Şimdi şirketlerin yeni merakı, ofisteki yerleri paylaşımlı dağıtmak. Çalışanlar, evden, yoldan, otelden ya da ofisteki dönüşümlü masadan çalışıyorlar.”
Ve Şirketler Tasarruf Ediyor
Sun Microsystems Inc. 75 milyon $’lık bir tasarruftan bahsediyor. AT&T’nin rakamları daha da iyi; 1 yılda 200 milyon $ tasarruf ettiğini belirtiyor. Proctor & Gamble ise uzaktan çalışanları sayesinde 100 milyon $ tasarruf etmiş.
Uzaktan çalışma fenomeni şirketleri kar’a geçirirken diğer tarafta Bilgi İşlem departmanlarının başını ağrıtıyor. Belki binlerce kullanıcıyı verimli ve tam gerektiği şekilde sisteme bağlamaları gerekiyor.
ITAC ve müşterilerine ofis dışı çalışma programları oluşturan Kinetic İşYerleri Şirketinin Başkanı Tim Kane, çalışanları uzaktan çalışan haline getirmek sırasında en büyük engelin doğru teknolojiyi seçmemek olacağını söylüyor.
Kane “Uzaktan çalışmayı mümkün kılan en önemli faktör genişbant uygulamalarının hayata gelmesidir. Uzaktan çalışma yöneticilerin verimliliklerini ve yeteneklerini göstermeleri için bir araçtır. ben Bilgi İşlem Yöneticisi olsaydım, oturur, duvarların arkasına uzanan network’un düzgün çalışması için ne gerekli onu araştırırdım” diyor.
Kane uzaktan çalışmanın fazladan güvenlik, daha çok VPN’e ulaşmak, çalışma prosedürleri oluşturmak gibi konularda farklılığı olduğunu söylüyor. Uzaktan çalışanlarla 3-4 farklı sistemle haberleşilebildiğini de hatırlatıyor. Bunlar email, anında mesajlaşma, telefon ve online toplantı yazılımları.
Gartner’dan Bell “Bilgi İşlem Departmanları şirkete bu teknolojileri taşımamışlarsa, çağın gerisinde kalmış demektirler. Gerektiğinde uzaktan erişim sağlanıyor mu? Çalışanlar otel ya da evden VPN kullanarak sisteme giriş yapabiliyorlar mı? Gittikçe artan sayıda yönetici ve profesyonel masaüstü yerine laptop kullanmayı tercih ediyor. Peki onların güvenlik ve varlık yönetimlerini düzenleyebiliyor mu? 24/7 destek yeteneği var mı? İşte bütün bunlar gözönüne alınmalı” diyor.
IBM’den Stanford Bilgi İşlem yöneticilerinin oturup, şirketin yaptığı tasarrufları nasıl bilgi işlem departmanlarına aktarılabileceğinin hesabını yapmaları gerektiğini de ekliyor.