İç hava kalitesi kavramı, 1980’li yıllarda, petrol krizi ve enerji darboğazının gündeme gelmesi ile ortaya çıktı. Sıkı enerji tasarruf politikaları ve sızdırmaz bina yapımı, bina iç hava kalitesinde önemli sorunlara yol açmıştır. İç hava kalitesini bozan kirleticiler solunan havadaki CO2 oranı, koku, mikro organizmalar, nem, radon gazı, organik buhar, toz, alerji yaratan maddeler, sigara dumanı ve dahili kaynaklı biyolojik kirleticilerdir.
Bunlardan radon radyoaktif olup taş esaslı yapı malzemelerinden, taş kütleleri arasındaki çatlaklardan evin bodrumuna sızabilmektedir. Sigara dumanındaki 4000 kimyasal bileşenin 40-50 tanesi insan sağlığına zararlıdır. Biyolojik esaslı kirleticilerden ıslak duvarlar, mobilya, halı, ev hayvanı temizliği yapılmayan klima cihazlarından kaynaklanır. Karbonmonoksit (CO) bacaların geri tepmesi, eksik yanma, egzost, sigara dumanı gibi faktörlerden kaynaklanır. Organik gazlar, boya, badana, solventler, yapıştırıcılar, vernikler vs’den kaynaklanır. Haşere ilaçlarının fazla kullanımı da iç hava kalitesini olumsuz etkiler.
İç hava kalitesinin insan performansı üzerine etkisi bilinen bir gerçektir. İç hava kalitesindeki iyileşme personel verimini önemli derecede artırmaktadır. Alman araştırmacılara göre insanlardan en iyi performans 19-20oC’ta alınmaktadır. 26 oC’a ulaşıldığında performans düşmektedir. Sıcaklık ile nemin, iç hava kalitesi ile doğrudan ilişkisi vardır. Hava sıcaklığı artınca, insanlarda “hasta bina sendromu” da artmaktadır. İç hava kalitesi bozukluğundan oluşan hasta bina sendromu insanlarda baş ağrısı, öksürük, baş dönmesi gibi rahatsızlık belirtileri göstermekte ve bina terk edilince bu şikayetler ortadan kalkmaktadır.
Ortamdaki nem oranının azalması burun mukozasında kuruma ve solunum enfeksiyonlarını artırdığı gibi boğazda yanmalara neden olduğu bilinmektedir. %40-60 izafi nem, insan konforu ve üretkenliği için ideal kabul edilmektedir. TSE havalandırma için gereken dış havanın temininde Avrupa standartlarını baz almıştır. TSE havalandırmada kullanıcı sayısı, ortamda kullanılan malzeme/mobilyalar/halı, kirlilik yükü, sigara içilme oranı, dış hava kalitesi gibi faktörleri dikkate almaktadır. TSE’ye göre mahalde çalışan kişiler açısından en iyi havalandırma debileri: sigara içilmeyen ortamda 10 lt/sn, sigara içilen ortamda 14 lt/sn ve %40 sigara içilen ortamda 30 lt/sn’dir.
İç hava kalitesinin gereken seviyede sağlanabilmesi için kirlilik kaynaklarının iyi tespiti ve giderimi; doğru ve etkin havalandırma gerekir. Binalarda iyi bir iç hava kalitesi için ıslak hacimlerin kurutulması, nemlendirici kullanımı, gazlı ısıtıcıların doğru ayarlanması, kazan dairelerinin iyi havalandırılması, brülör ayarlarının iyi yapılması, bacaların sızdırmaması, kaliteli yakıt kullanımı, kimyasal maddelerin depolandığı yerlerin iyi havalandırılması ve fazla stoklanmaması ve haşere ilaçlarının aşırı kullanılmamasına özen gösterilmelidir. Yapılarda etkin havalandırma sistemi toplam yatırımın %1’ine ve işletme maliyeti ise işletme maliyetlerinin %1.5’una karşılık gelmektedir. Sağlıklı ve konforlu hava insanların verimliliğini önemli derece artırmaktadır.
Kaynak: Termodinamik, Sayı: 125, Ocak2003.