Geçen yıl ocak ayında Trendyol kuryeleri, çalışma koşulları ve yılbaşında verilen zamma dair sorunlar nedeniyle bir süre protestolar düzenlemişlerdi. Bu protesto gösterileri 2 tarafın yani Trendyol ve kuryelerin karşılıklı anlaşmaları ile sona ermişti. Bu kurye protestosu daha sonra YemekSepeti gibi başka firmalara da yayılmış ama kısa süre sonra anlaşmalar ile bitirilmişti.
Şimdi Trendyol Go kuryelerinin yine bu seneki zammı beğenmemeleri nedeniyle geçtiğimiz hafta protesto başlattıkları görüldü. Bu protestolardan bazı paylaşım anlarına dair fotoğrafları yukarıda görüyorsunuz.
Konuyla ilgili olarak “Patronların Ensesindeyiz Ağı Genel Koordinatörü” Selahattin Kural ile kısa bir söyleşi yaptık; bu söyleşide pazartesi akşamı (23 ocak) bir görüşme olacağını öğrendik. Eğer bu görüşmede anlaşma olmaz ve protestolar sürerse, kuryelerin düşüncelerini de paylaşacağız.
Trendyol GO kuryelerinin şu anda protesto nedeni olan sorunları nedir?
Selahattin Kural : Trendyol GO kuryeleri başta ücretler eksenli olmak üzere riskli ve olumsuz çalışma koşullarına karşı bir tepkiydi. Hayat pahalılığının sürekli artıyor olması, alınan ücretleri çok daha yetersiz hale getiriyor.
Örneğin asgari ücrete yapılan zammı düşünecek olursak, henüz maaşlar emekçilerin eline geçmeden açlık sınırına eşitlendi. Enflasyonun sürekli arttığı böylesi bir dönemde pek çok sektörden işçilerde hoşnutsuzluklar, zam talebi sesi yükseliyor. Kuryelerin de bu tablodan etkilenmemesi mümkün değil. Esnaf kuryelik modelinin, kuryelerin üzerine vergi, muhasebe, bağkur, motorbakımı gibi masrafları da getirmesi kuryeleri ayağa kaldırdı.
Kontak kapatmalarına neden olan bir diğer neden ise paket yetiştirme, geçimini sağlamak için daha fazla çalışma gibi nedenlerden dolayı yaşanan iş kazalarına davetiye çıkaran çalışma koşulları oldu.
Trendyol Go Kuryelerinin Talepleri Nelerdir?
Selahattin Kural : Kuryelerin başlıca talepleri şöyle:
- Eyleme katılan hiçbir kurye işten atılmamalı.
- Günlük bonus, prim, paket başı ücret toplamda en az 1,300 TL olmalı.
- Siteler, AVM’lere sipariş gönderimleri düzenlenmeli. AVM’lerden alınan ve teslim edilen siparişlere ekstra ücret verilmeli.
- Ateşli saatler haftalık 18 saat olarak düzenlenmeli.
- Mağaza ve müşteri mesafesi toplamda dört kilometre olmalı, mağaza ve müşteriye olan yürüme mesafesi maksimum 300 metre olmalı.
- Asansör olmayan binalarda kat çıkma zorunluluğu en fazla beş kat olmalı.
- Mağaza ve restoranlarda bekleme süresi maksimum 10 dakika olmalı.
- Özel sağlık sigortası, kuryelerden karşılanmamalı.
Protesto ne zaman başladı? Şu anda durum nedir?
Selahattin Kural : Kuryeler Pazartesi günü (16 ocak 2023) iş bıraktılar. Önce Alibeyköy’deki şirket binasına gittiler. Ardından konunun yayılması ile birlikte İstanbul’da pek çok alandan Trendyol kuryeleri Maslak ofisi önüne toplanmaya başladı.
“Patronların Ensesindeyiz Ağı” olarak bu süreçte Trendyol kuryeleri ile birlikte talepler oluşturduk, avukat arkadaşlarımız işçileri patron karşısında temsil etti, özetle başından bu yana birlikte mücadele ettik. Akşam saatlerinde çok fazla kurye bina önünde toplanıp, Patronların Ensesindeyiz avukatları ile birlikte şirketle görüşmeye çıktı. Sonuç alamayınca işçiler eyleme devam ettiler. Gece ikiye kadar bina önünde beklediler ve ertesi gün tekrar buluşmak üzere eylemi bitirdiler.
Ertesi gün işe çıkmayarak, öğleden sonra yine Maslak ofiste toplanmaya başladılar. Seçtikleri temsilci topluluğu ile birlikte taleplerini belirledikten sonra şirketle görüşmeye girdiler. Yapılan görüşmede şirket yetkilileri işçilerden Pazartesi gününe kadar süre istediler. İşçiler talepleri karşılanmazsa iş bırakacaklarını belirterek şirkete süre tanıdı.
Görüşme sırasında dışarıda bine yakın kurye seslerini binaya duyuruyorlardı. Kuryelerin bu kararlı duruşu şirket yetkililerine geri adım attırdı. Şu anda ise durum, kuryeler Pazartesi günü zammın yapılmasını bekliyor. Diğer taraftan bir rahatlamaya izin vermeden olumsuz seçeneğe örgütlenerek hazırlanıyorlar. Talepler karşılanmazsa kontak kapatmaya devam edecekler.
e-Ticaret alanında geçen yıl da Trendyol’dan patlamıştı benzer bir olay? Diğerlerinden bir fark var mıdır?
Selahattin Kural : Bu yaşanan olayın geçen yılki taleplerden farkı sadece detaylar. Genel olarak geçen yıl da ücret zamları üzerinden eylemler yapılmıştı. Ancak geçen yıl enflasyonun hızlı bir şekilde yükselişe geçtiği dönemlerin başıydı. Bunun yarattığı bir tepkisellikle Trendyol kuryeleriyle başlayan iş bırakmalar farklı sektör ve işyerleriyle devam etti. Her yerden işçiler iş bırakma haberleriyle hareket etmişti. Hatırlayacağınız üzere, çorap işçileri, Aliağa gemi söküm işçileri, Gaziantep tekstil işçileri, Yurtiçi Kargo işçileri, Yemeksepeti kuryeleri gibi çeşitli firmalara eylemler yayıldı.
Bugün de benzer bir tablonun yaşanmaması için bir neden yok. Aldıkları ücretler açlık sınırında, iş kazaları her gün yaşanıyor, uzun çalışma saatleri, iş baskısı gibi her şey bugün işçilerin üzerine çökmüş durumda. Buna karşılık şirketlerin sürekli kârları artıyor. Bu eşitsizliğe işçiler güçlü bir tepki verecektir. Trendyol örneğinde olduğu gibi işçiler hızlı bir şekilde birlik olduğunda, komiteler kurarak belli talepler etrafında bir araya geldiğinde haklarını arayabiliyorlar.
e-Ticaret alanında kuryelerin genel sorunları nelerdir?
Selahattin Kural : Bugün en önemli yaşanan sorunlar arasında kuryelerin her gün birer ikişer ölmesidir. Sürekli iş kazaları geçirerek hayati tehlike ile çalışmaktır. İş kazalarına davetiye çıkaran uzun çalışma saatleridir. Hız baskısıdır. Güvencenin olmamasıdır. Düşük ücretlerdir. Esnaf kuryeliktir. Tüm bunlar bugün kuryelerin uğraştığı genel sorunlardır.
Salgın dönemi yaygınlaşması hızlanan esnaf kuryelik modeli işçileri güvencesiz hale getirdi. Kaza yaptığında, çalışamadığında evine ekmek götüremez hale geldi. Bu modelle şirketler bütün yüklerinden kurtulmuş oldu. Daha fazla kazanmak ve böylesine riskli bir işkolunda sorumluluktan kaçınmak için bu modele destek verdiler.
Olansa bütün kuryelere oldu. İşçilerin önemli kazanımları, sigorta hakkı, kıdem tazminatı hakkı, 8 saatlik iş günü hakkı ortadan kalktı. Örneğin Trendyol büyük kârlar açıkladı ama işçilerse daha fazla kazanabilmek için daha fazla çalıştı. Bunu yaparken hayatlarından oldular. Çalışma yaşamı sömürüye daha açık hale geldi.
Pazartesi günü istenen sonuç çıkmaz ise nasıl davranacaksınız?
Selahattin Kural : Hiç kuşkusuz o gün söylendiği gibi iş bırakmaya devam edilecek. Bu o gün bina önünden ayrıldıktan sonra aldığımız karar olarak kalmadı. Bu her gün konuşuluyor. Talepler karşılanmazsa Maslak ofisin önünde olunacak. Salı günü şirket olumlu olarak bir dönüş yapacaklarına dair söz verdi. Bu söz kamuoyu ile paylaşıldı. Elbette şirketlerin verdiği sözlerin değeri elde ettikleri kârlar kadar olduğunu biliyoruz. O yüzden sonuç çıkmamasına göre bir hazırlık yapılıyor. Farklı bölgelerden kurye arkadaşlarla olası sonuç alınamaması durumuna göre bir eylem hazırlığı var. Haklar karşılanana kadar mücadele devam edecek.
AB Geçen yıl Kuryelere yönelik bir takım düzenlemeler açıkladı. Türkiye ondan 6 ay önce bunları yönetmelik olarak yayınladı. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Selahattin Kural : Bugün dünya ölçeğinde yaşanan kriz çalışma yaşamında esnekleşmeyi beraberinde getiriyor. Sermaye sınıfı, kapitalizm girdiği derin krizden güçlenerek devam etmek istiyor. Ekonomik kriz, salgın hastalık, sermaye sınıfının fırsata çevirdiği başlıklar oldu. Bu dönemlerde bir yandan işçilerin tarihsel olarak kazandığı haklar bir bir elden gitti, diğer yandan çalışma yaşamı işçileri tüketir hale getirdi. İşsizlik, çalışma süreleri arttı, ücretler düştü. İşçilerin ücretleri ödenmez hale geldi. İşçi ölümleri arttı, işyerlerinde önlemler alınmadı. Uzaktan çalışma modeli ve esnaf kuryelik, esnaf işçilik öne çıktı.
Tüm bu başlıklara yönetmelikler, yasal alt yapılar oluşturulmaya kalkışıldı. Şimdi soruya dönecek olursak, tüm bu yönetmelikler ve AB’de atılan adımlar işçilerin yaşamını düzeltmekten uzak adımlardır. Çünkü çalışma yaşamı işçilerin öncelikleri üzerinden değil, şirketlerin öncelikleri üzerinden belirleniyor. Bu temel tablo değişmeden, işçiler açısından bir kurtuluş olamaz.