3 hafta kadar önce, BTK’nın ağustos ayında verdiği bir kararla ilgili enteresanlığa işaret etmiştik. BTK kredi borcunu bankalara ödeyemeyen Otaş’ın elindeki % 55 Türk Telekom hissesini, borçlu bankalara değil, Sabancı Holding’e ait şirketlerin oluşturduğu bir yapıya devretme kararı vermişti [1].
Konu bizim gibi, siyasetin de ilgisini çekmiş anlaşılan. İyi Parti Başkan yardımcılarından Ankara milletvekili Şenol Bal, 22 ekimde bu konuya yönelik olarak TBMM’ye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevaplaması talebiyle bir soru önergesi verdi. Önergeyi aşağıda aynen veriyoruz;
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) 15 ağustos 2018 tarihli kararında, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Rekabet Kurumu görüşleri de dikkate alınarak; Türk Telekomünikasyon AŞ’nin hisselerinin %55’ine sahip olan Ojer Telekomünikasyon AŞ’nin hisselerinin tamamının Levent Yapılandırma Yönetimi AŞ’ye devir işlemlerine izin verilmesi, Kurumumuz tarafından yetkilendirilmiş olan TT MOBİL İletişim Hizmetleri AŞ, TTNET AŞ, 11818 Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri AŞ ve TT International Telekomünikasyon San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin %100 hissedarı olan Türk Telekomünikasyon AŞ bünyesinde gerçekleşecek hisse devrinin söz konusu şirketler bakımından herhangi bir sakınca doğurmayacağı, Hisse devir işlemlerinin gerçekleşmesinin ardından 1 (bir) ay içerisinde ilgili belgelerle birlikte Kurumumuza bilgi verilmesi hususlarına karar verilmiştir.” denilmektedir.
Bu karar bağlamında;
- OTAŞ’tan alacaklı olanlar arasında yer almayan Sabancı Holding bünyesinde kurulan bir firmaya devir izni verilmiş. BTK’nın ve Hazine ve Maliye Bakanlığının verdiği izinlerin hukuki uygunluğu nasıl sağlamıştır?
- Levent Yapılandırma Yönetimi A.Ş.’nin kuruluş tarihi Nisans 2018, sermayesi 50 bin tl ve iştigal alanı telekom işletmeciliği değil iken, bu devir izinleri hangi kapsamda verildi? Teknik ve Mali yeterliliği olmayan OTAŞ’a tecrübesi ortada iken, neden yeniden benzer bir uygulama yapılmaktadır?
- OTAŞ’ın borcu karşılığı bankalara (Akbank, Garanti Bankası, İş Bankası ve 20nin üzerinde başka banka var) devredilen hisselerin, söz konusu şirkete devri konusunda bankaların muaffakatı alınmış mıdır? Bu bankalar neden Levent Yapılandırma Yönetimi A.Ş.’ye ortak olmamışlardır?
- Bu belirsizlik bankalar ile OTAŞ ve devlet kurumları arasında anlaşmanın hala sağlanamadığını mı göstermektedir?Anlaşmanın sağlanması için bankalar acaba devletin bir kısım borcu üstlenmesini mi istiyorlar?
- Söz konusu devir, Türk Telekom’un borsada işlem gören küçük yatırımcının elindeki hisseleri nasıl etkileyecektir? Küçük yatırımcının mağdur olmaması için bir tedbir düşünülmüş müdür?
- Türk Telekom’un hizmetlerindeki şikayetlerin ayyuka çıktığı, alt yapısındaki aksaklıklar ve uzman olmayan kişilerin yönetimde bulunması yüzünden zor günler geçiren kurumun bir an önce sağlıklı bir yapıya kavuşması gerekli değil midir? Türk Telekom’un sorunlarına bir çözüm bulunması için mahalli seçimlerin geçmesi mi bekleniyor?
Güncelleme : Bu soru önergesine 5 kasım 2018 tarihli olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Strateji Geliştirme Başkanlığından gelen ve Bakan M.Cahit Turhan imzasını taşıyan cevap şu şekilde;
Bilindiği üzere, Türk Telekomünikasyon A.Ş.; % 55 hissesi Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’ye, % 25 hissesi Hazine ve Maliye Bakanlığına ait ve kalan % 15 hissesi de halka arz edilmiş, borsada işlem gören bir şirket olup, SPK mevzuatı uyarınca www.kap.org.tr (KAP-Kamuyu Aydınlatma Platformu) adresinde tüm güncel bilgilendirmeler yapılmaktadır.
Bu kapsamda; şirketin ortaklık yapısı ile varlıkları ve yükümlülüklerine ilişkin bilgiler, KAP üzerinde güncellenmekte olup, bu bilgilerin en güncel haline söz konusu platformdan erişilebilinmektedir.
Diğer taraftan, ülkemizde 2000 yılında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) kurulması ile 1 ocak 2004 tarihinden itibaren telefon ve altyapı işletmeciliğindeki tekel kaldırılmış ve elektronik sektöründe serbestleşme süreci başlamıştır.
Serbestleşme süreci içinde halihazırda 448 işletmeci yetkilendirilmiş olup, serbest rekabet ortamında işletmecilerin faaliyet göstermesi için gerekli düzenlemeler ile tarife konusundaki regülasyonlar, BTK tarafından yapılmaktadır.
Bu çerçevede, elektronik haberleşme hizmetlerinin tarifeleri mevcut tarife düzenlemeleri ile birlikte piyasanın rekabetçi şartları içinde şekillenmekte ve tüketiciler piyasadaki hizmetler ile işletmeciler arasında serbestçe seçim yapabilmektedirler.
Anlayacağınız Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, bu soru önergesine cevap verir gibi yani “mış gibi” yapmış ve topu taca atmış.
[1] Türk Telekom Hisselerini Levent Yapılandırma Yönetimi Alıyor