Bugün Antalya’da başlayan IDC CIO Summit içindeki sunumlardan birisi IDC’nin Başkan yardımcılarından Serge Findling tarafından ve “Kurumsal Mimari : Kurumsal Düzenleme ile Sürdürülebilir Rekabet Avantajını Yönlendirmek” başlığıyla sunuldu.
Findling, bir uçağın içinde bile 700+ uygulama yer aldığına dikkat çekerek, şirketlerin iş birimlerindeki dönüşüme işaret etti.
IDC’nin bunu bir süredir 3cü platform diye adlandırıyor. Kısaca özetleyelim; IDC’nin tanımına göre 1.faz (ya da 1ci platform) bilgisayar programlarının basitçe kurulduğu ve kullanıldığı dönem, 2.faz bilişim sistemlerinin, iş süreçlerini oluşturduğu dönem, 3cü faz ise iş ihtiyaçlarının bilişim sistemlerini yönlendirdiği dönem olarak veriliyor. Başlıkta anlatılan da bu. Artık iş ihtiyaçları nedeniyle bu bölümlerde teknik elemanlar görevlendiriliyor.
Findling bu fazların başlangıç yıllarını, 1.Platform için 1964, 2.Platform için 1981 ve 3cü Platform için 2006 olarak verdi. Rahatlıkla diyebiliriz ki bu tarihler Türkiye için en az 10 yıl geride. Yani Türkiye 2.Platforma 1990’lar gibi geçebildi.
Findling bu fazlardaki IT-İş Birimleri ilişkilerini ise şu şekilde özetliyor; 1.Platformda IT bir depoydu, 2.Platformada İş birimleri ile birlikte hareket etmeye başladı ama 3cü platforma orkestra içinde yer alıyor.
Dolayısıyla bugünlerde İş Birimlerinin Yöneticileri de, Teknoloji bütçesi konusunda söz sahibi olmaya başladılar. Bu konuda IDC’nin Ağustos 2014’de gerçekleştirdiği “LOB Sentiment Survey”e bakılırsa, son 2 yılda İş Birimlerinin % 62’si IT bütçesi üzerinde daha etkin hale gelmiş. % 9’unun etkisi azalmış. % 29 ise değişiklik yok demiş.
İş Birimlerinde Çalışanların % 8’i Teknik Personel
Dolayısıyla işbirimlerinde (mesela pazarlama) çalışan elemanların % 8’inin de artık teknik eleman hale geldiği tespit edilmiş. Bunlar mobil geliştirme, güvenlik, teknik proje yönetimi, sosyal geliştiriciler, iş zekası ve analitik araçlar, veri mimarı gibi pozisyonlara sahip.
İş birimlerinin yöneticileri arasında yapılan araştırmada, % 43’ü “benim alanım gittikçe daha fazla teknoloji kullanıyor ve kendi It projelerimizi yönetirken zorluk çekmiyoruz” demişken, % 40’ı teknoloji ile iş birimim arasındaki bağlantı artıyor ve benim alanım yeni teknolojik araçların uygulanmasını gerektiriyor” demiş ve % 39’u ise, “bulut bilişim nedeniyle teknolojilere erişimimiz daha kolaylaştı” yorumunu yapmış.
Bu çerçevede, Asya-Pasifik bölgesindeki Bilgi İşlem Yöneticileri (CIO) kendilerini % 33 operasyon yapan birisi, % 41’i iş servisleri yöneticisi, % 26’su ise yeni iş geliştirme yöneticisi gibi görüyormuş. Bu rakamlar Kuzey Amerika’da sırasıyla % 37, % 37 ve % 37 iken, EMEA bölgesinde, % 40, %40 ve . Yani Bilgi İşlem yöneticilerinin rolü değişiyor ve kendileri de bunun farkında.
Şirketlerin % 40’ı 2ci ve % 16’sı 3cü Platformda
Bu noktada Findling, Kurumsal Mimari’nin önemine işaret ediyor. Bunun liderliğin bir parçası olduğunu söylüyor. Şirketin mimari kurduğu zaman daha çevik hale geleceğini, aksi takdirde bir depo olacağını belirtiyor ve bunu 5 fazda inceliyor. Rastgele (Ad-Hoc), Fırsatçı (opportunistic), tekrarlanabilir (repeatable), yönetebilir (managed) ve optimize. Bunun optimize tarafından mimarisi kurulmuş şirket, rastgele tarafında ise “iş deposu” gibi bir şirket olunacağı görülüyor.
IDC’nin mayıs-haziran 2014’de gerçekleştirdiği “Enterprise IT Benchmark Survey” araştırmasına göre, Firmaların % 40’ı henüz 2ci platformda. Buna karşılık % 16 hala ilk platformda ve % 27 ise 3cü Platforma geçmişler. Geri kalanın % 13’ü İş geliştirme ve % 4’ü İş Dönüşümü yaşıyor.
Aynı konuya IT Yetenekleri Yönetimi açısından bakıldığında ise, % 17’sinin 1.platform düzeyinde olduğu, 39’un 2.platform, % 29’unun 3cü platform düzeyine geçtiği görülüyor.