Tam da “AKP’li Milletvekilleri, Twitter’ı CHP’lilerden daha bilinçli kullanıyor”[1] başlıklı bir yazı dizisi ile durumu inceliyorduk ki, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, AKP milletvekillerine geçtiğimiz salı günü, siyasette dalga dalga yayılan twitter kullanımı konusunda “twitter mwitter ile olmaz. Tezek kokusunu hissedeceksiniz” dediği duyuldu.
Bunu duyunca merak ettim doğrusu; AKP’nin ya da herhangi bir siyasi partinin, siyasetçinin “hedeflediği oyveren kitlesi”, sadece “tezek” ile ifade edilen köylerde / yerel seçim bölgelerinde mi yaşamaktadır?
Peki Twitter’ın içerdiği “modern gençlik” oy veren değil midir? Bu haliyle hedeflenenlar arasındaki bir kitle değil midir?
Ya da Türk Twitter kullanıcıları “bana ne siyasetten?” deyip oy kullanmayanlar mıdır? Onların nasılsa oy kullanmadığına ve etkileri bulunmadığına dair bir araştırma mı yapılmıştır?
Ya da Twitter Türk kullanıcı sayısı çok düşük olduğu için, etki düzeyleri çok düşüktür de, burada propoganda yapmak anlamsız mıdır?
Bunları yazıyorum çünkü Başbakan Erdoğan’ın yaklaşımı bana “hadi artık oyun oynamayı bırak, dersini çalış” diyen babaların hareketini hatırlattı. Yani AKP milletvekillerini baba edası ile azarlarken, “Twitter’dan bir şey olmaz” mı demek istiyor, diye düşündüm.
Siyasetçiler Arasındaki Eğilimi Gül Ateşledi
AKP’li milletvekilleri arasında Twitter kullanma eğilimi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yükseldi. Doğrusu bu yaklaşımdan gençler çok mutlu. En sonunda bazı siyasetçilere erişim sağlayabilmiş durumdalar. Sorular soruyorlar ya da bilgi alabiliyorlar.
CHP’liler biraz arkada kalsalar da, onlar da hızla adapte olmaya başladılar. MHP lideri Devlet Bahçeli bile bir hesap açtı.
Peki tam bunlar oluyorken, Tayyip Erdoğan’ın bu yaklaşımı ne anlama geliyor sizce?
Obama’nın Kazanmasında Sosyal Medya’nın Payı Yüksek
Tayyip Erdoğan neden Twitter’dan bu kadar rahatsız oldu bilemeyiz ama ABD’de siyasetçilerin sosyal medyayı 3-4 seneden beri kullanmakta olduğunu hatırlatalım[2] ve yukarıdaki sorulara şunu da ekleyelim;
“Bizim siyasetçilerimiz, Amerika’lı siyasetçileri kaç yıl geriden takip etmektedirler? Onların gördüklerini ne kadar sonra görmeye başlamaktadırlar?”
Twitter ya da Sosyal medyanın kullanımının siyasetçiye avantajı ne derseniz? Öncelikle bugünün gençliği, 1970’lerin gençliği gibi sokaklara dökülen cinsten değil, onlar her türlü faaliyetlerini internet üzerinden yürütüyor.
Tersten bakarsak bunun anlamı; “eğer bugünün gençlerine ulaşmak istiyorsanız, interneti “iyi” kullanmanız gereklidir”.
Bugün her tarafı saran “yapmacıklık”, “duygusal sömürü”, “yukardan bakma”, “sağ gösterirken, sola vurmak” gibi planlı hareketlere karşı, insanlar doğallık, candanlık, aşağı gönüllülük arıyor. Twitter ise “eğer iyi kullanılıyorsa”, bir siyasetçiye bunları mümkün kılabilir.
Twitter, siyasetçiye “Ulaşabilir olmak”, “kendisini aracısız ifade etmek”, “ne yaptığını anlatabilmek”, “kendisinden de beklenenleri görebilmek” imkanları sağlayabilir.
Siyasetçi, bu ortamda bir takım takipçilere sahip oluyor. Bakarsanız çoğunun takipçileri bir kaç bine ulaşabiliyor. Bu takipçilere kendisini anlatabildiği gibi, 140 karakterle bile olsa, onlardan “görüş”, “fikir” alabiliyor da.
Tabi bu takipçiler, bazı siyasetçilerin yıldızını bir anda parlatabilir de. Belki de korkulan budur.
Çünkü ülkemizde hala siyaset, birkaç bin insanın kendi aralarında oynadığı bir oyundur. Bugün hiçbirimiz, kendi bölgemizde oy verdiğimiz milletvekili konusunda söz sahibi değiliz. Oy verdiğimiz partinin kendisidir. Partinin kendi içindeki dengeleri ile oraya seçilsin diye atadığı bir kişidir.
Ama dünya değişiyor. Bunu görmek lazım.
Kadir Has’ta “Yeni Medya” dersi veren İsmail Hakkı Polat’ın ilginç bir sözünü tekrarlayalım; “15 yıl önce interneti kullanmaya 17 yaşında başlayan çocuklar, bugün artık 30’unu geçti. Artık yönetim onlara geçiyor”
[1] Sosyal Medya Konusunda CHP, AKP’ye Nazaran Daha Bilinçsiz – 1
[2] Sosyal Medya Konusunda CHP, AKP’ye Nazaran Daha Bilinçsiz – 2