Telegram’ın 36 yaşındaki kurucusu Pavel Durov, kendi isminin de 50 bin kişilik listede yer aldığının ortaya çıkması üzerine uzunca bir açıklama yaptı ve kullanımını uzun zamandır tehlikeli diye sınıflandırdığı Whatsapp başta tüm anlık mesajlaşma firmalarının güvenlik standartlarının kötü olduğunu söyledi.
Durov’un telefonunun adli incelemesi yapılmadan, cihaza herhangi bir kötü amaçlı yazılım yükleme girişimi olup olmadığını söylemek mümkün değil. Listede, 2018’in başlarında görünen Durov’un numarası, kişisel Telegram hesabına yıllardır bağlı olan İngiltere cep telefonu numarası.
50 bin kişilik listede bulunan isimlerin, NSO Group’un müşterisi olan hükümetler tarafından hedeflendiği iddiaları var.
NSO’nun Pegasus casus yazılımının nasıl çalıştığını inceleyen siber güvenlik uzmanları, yazılımın şifreli mesajlaşma uygulamaları arasında ayrım yapmadığını ve virüslü bir telefondaki hemen hemen her şeye erişebileceğini söylüyor. Telegram’ın yanı sıra uçtan uca şifreleme vaat eden WhatsApp, Signal ve diğer mesajlaşma uygulamalarının, yüklendikleri cihaza Pegasus yüklenmesi durumunda herhangi bir gizliliği kalmıyor.
Pegasus,
- SMS, Whatsapp, Mail, iMessage ile gelen truva atları ile telefona yerleşir
- Şunları yapar
- SMS, Whatsapp ve diğer mesajlaşma uygulamaları, eMails, Resim ve Videolar, Takvim, GPS Verileri, Adres Defterini okur/dinler
- Kamera, Mikrofon açılır, kayıt yapılır
Durov’u kim izlemek ister derseniz; Durov, Rusya’da muhalif durumunda, Facebook benzeri VK’yı yarattı ve Rus hükümetine bırakmak zorunda kaldı. 2013 yılında Rusya’dan ayrıldı ve o zamandan bu yana, Karayipler ülkesi St Kitts ve Nevis’ten bir pasaporta sahip ve gezgin hayatı yaşıyor.
Rosya’nın dışında Beyaz Rusya, Hong Kong ve İran’daki protesto hareketlerini yönlendirmede Telegram’ın önemli bir rol oynadığını hatırlatalım. Bunlardan birisi olabilir.
Ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) işin içinde olabileceği kaydediliyor. Çünkü şubat 2018’de Finlandiya’dan BAE’ye taşınmış. Zamanlama, Durov’un telefonunun sızdırılan verilerde görünmesiyle örtüşüyor ve BAE’nin yeni ziyaretçisini kontrol etmeye çalıştığı düşünülüyor.
Ama Durov, BAE yetkilileri ile ılımlı bir yaklaşım içinde. Bu yılın şubat ayında Dubai’nin veliaht prensi Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Raşid el Maktum ile bir araya geldi. Dubai makamlarından yapılan basın açıklamasına göre, toplantıdan sonra Şeyh Hamdan şöyle dedi :
“Büyük yetenek ve fikirleri, gelişmeleri için besleyici bir ekosistem sunan Dubai’de memnuniyetle karşılamaya devam ediyoruz.”