Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, geçen hafta cuma günü elektronik haberleşme sektörüne (GSM-Sabit Telefon-Uydu Telefonu) yönelik faturalara sadelikler ve daha çok bilgi getireceklerini ve özellikle renk körü insanlara yönelik değişimler yapılacağını açıkladı.
Haberi TV’da seyrettiğimde aklıma “Peter’in Reçeteleri” geldi. Bu kitabı iş hayatına başladığım 1980’lerde, tavsiye üzerine okudumdu. Bugüne kadar yönetim alanında okuduğum bir sürü kitabın içinde sivrilen ve aklımda kalan bir kitap[1]. Bir yerinde yönetici tiplemeleri verir. Bu tiplemelerden birisi şu şekildedir;
“Müdür göreve gelir ama atandığı iş konusunda bilgisi zayıftır. Bu nedenle de asıl iş dışında farklı şeyler yaparak, hareket yaratır, boşluğu kapatmaya uğraşır. Mesela ofiste masaların yerini değiştirir, ya da elemanların üniformalarını değiştirir, olmadı binayı boyatır.”
Sayın Bakan, faturalardaki değişimlerin de faydalı bir şey olduğunu düşünmekle birlikte, sizden asıl beklentimiz bu değil. Biz dünya 68cisi bir internet istemiyoruz. Daha da detaylandırırsak, fiber istiyoruz, dünyanın 3’de biri hızında değil, dünya ortalamasının üstünde hızlı internet istiyoruz, İnternet yasasını gargara yapmak için söylenmiş olan değil, gerçek internet indirimi istiyoruz.
ve Tabi ki.. Özgür İnternet istiyoruz.
Serbestleşmenin konuşulmaya başlandığı 2000 yılından bu yana 14 yıl, ilan edildiği 2004’den bu yana 10 yıl geçti, AKP hükümeti bu konuda –acaba özellikle mi?[2]– başarısız oldu. Bu fatura vs değişikliklere itirazımız yok ama daha önce fiber’in önünü açmak, telekom/internet’te yatırımları arttırmanın yoluna bakmak lazım ki, internet yayılımı ve hızında Türkiye dünyanın 68cisi, 78cisi olmaktan kurtulsun.
3 Yıldır İstanbul’da Yasal Fiber Kazı İzni Yok – Fiber Yatırımlar ve İnternetin Gelişmesi Engelleniyor
Bu fiber konusu tam bir tiyatro. Şimdi tiyatronun perdelerini anlatalım;
- Serbestleşme sürecinin yönetmesi için kurulan BTK bugüne kadar çeşitli yönetmelikler çıkardı. Bu yönetmeliklerin çıkarılması AB müzakerelerinde yer alan 35 başlıktan bir tanesi altında takip ediliyor. Yani önemli.
- Ancak bu yönetmeliklerin büyük çoğunluğu uygulanamadı. Adeta bir karşılıklı anlaşma çerçevesinde, yönetmelikler çıktıktan hemen akabinde Türk Telekom tarafından şu ya da bu madde nedeniyle mahkemeye taşındı. Bu mahkemeler minimum 2 yıl bazen 5 yıl sürüyor. Böylece örneğin ADSL için firmaların kendi altyapısı kurması engellendi.
- Bu arada “ADSL’i pas geçelim, fiber döşeyelim” diyenin önüne ise Belediye çıkarılıyor (önce kazı fiyatları tam 9 kat arttırıldı, bu durdurmayınca da kazı yapma izinleri durduruldu)
- Yine bu arada Türk Telekom fiber döşüyor ama karşısında rakibi yok dolayısıyla fiber döşemede aceleye gerek yok. Hatta bir çok yerde fiber sorana “orda yatırım yok” deniliyor.
- Türk Telekom bunun sonucunda her yıl 1,5-2,5 milyar TL civarında kar etti ama nedense borcu var. Bunu başka bir haberde yazacağız.
Peki bunlar sonucu ne oluyor? Söyleyelim; Türkiye’nin internet ortalama hızı 3,7 Mbps’de kalıyor. Dünya ortalaması ise 13 Mbps[3].
İşte sayın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan, eğer bu sektör için bir şey yapacaksanız, öncelikle Bakanlığınızın 1,5 sene önce yayınladığı geçiş hakkı yani fiber kazı yönetmeliğinin uygulanmasını sağlayınız. Geçmiş 10-14 yıl bize gösterdi ki, karşısında rekabet olmayan Türk Telekom interneti geliştirmiyor ve hatta gerilemesine neden oluyor. Çünkü ITU raporuna bakın biz 1 yılda 10 basamak geriledik. Çünkü yatırım yok, aynı yerde duruyoruz ama yatırım yapan Azerbeycan bile bizi geçiyor[3].
[1] PETER’IN REÇETELERİ – DR. LAURENCE J. PETER
[2] “Özellikle” dememizin nedeni şu; internet altyapısının gelişmesini engellemek, sansürün bir başka şeklidir. Bu yolla yavaş kalan internet sayesinde insanlar daha az internet kullanır, videoları daha yavaş yükler.