Bir yandan Türk Telekom’un özelleştirmesine yönelik çalışmalar hızlanırken, diğer yandan “stratejik” kaygıların son yasa değişikliği ile birlikte gündeme geldiği gözleniyor.
Türk Telekom’la ilgili pek çok konu gündemde ve kulislerde tartışılıyor. Bunların arasında Aria-Aycell birleşmesinden, uydu işlerine, ADSL fiyaskosundan, üst düzey yöneticilere yönelik gelişmelere kadar pek çok konu var. Bunların bazılarını haberimizin en sonundaki “Merak Edilenler” bölümünde okuyacaksınız..
Türk Telekom’un yüzde 95’ine kadarının yabancılara satışına olanak sağlayan yasanın TBMM Genel Kurulu’nda oylanması öncesi, Genelkurmay’ın Türk Telekom üst düzey yöneticisinden brifing aldığı bildiriliyor. Brifingde, stratejik konulara ağırlık verildiği ve kaygıların dile getirildiği belirtiliyor.
Buna ek olarak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in 24 Haziran’da (yarın) Türk Telekom üst düzey yetkililerine –geçen hafta genel kuruldan geçen TT öelleştirme yasası ile ilgili bilgi almak üzere– randevu verdiği belirtildi.
NATO TAFİCS PROJESİ
Üst düzey bir yetkiliden alınan bilgiye göre, Türk Telekom’un stratejik öneminin sadece uydu ile sınırlı olmadığı düşünülüyor. Zaten uydu konusunda çok ciddi iddiaların olduğu belirtilirken, GSM şebekesinin alt yapısını oluşturan sistemde de kaygıların dile getirildiği ifade ediliyor.
Türk Telekom’un yüzde 95’inin yabancılara satışına olanak sağlayan kanunun, Genel Kurmay’ı “NATO TAFİCS” projesi nedeniyle kaygılandırdığı vurgulandı.
NATO TAFİCS projesinin “2007 yılından önce bitmeyeceği”, bu süre içerisinde ülkenin askeri haberleşmesinin hala mevcut telekom alt yapısı üzerinden yapılacağına işaret ediliyor. Bu yüzden Türk Telekom’un yüzde 95’ine kadar hissesinin yabancılara geçmesi halinde güvenliğin endişe yaratacağı vurgulanıyor.
TAFİCS Projesi’nin uygulamasını Türk Telekom’da TAFİCS Daire Başkanlığı yürütüyor.
Konuyla ilgili birimlerle ilişki kurmaya çalışıyoruz. Daha detaylı bilgi almamız durumunda size ileteceğiz.
“YABANCI TEKELİ YARATILIR”
Türk Telekom’un yüzde 95’ine kadarının yabancı yatırımcıya satışına olanak vermenin, uzun vadede Türkiye’yi stratejik açıdan zor duruma düşüreceği düşünülüyor.
2004 itibariyle Telekom sektöründe liberalleşmenin başlaması nedeniyle, Türk Telekom’un tekelinin kalkmasının söz konusu olmasına karşın, bir çok hizmet yine bu alt yapı üzerinden yürütülecek. Türk Telekom’un özelleştirilmesi ile kamu tekelinin ortadan kaldırılması amaçlanırken, hisselerin büyük oranda yabancılara satışı durumunda, önümüzdeki 2 yıl içerisinde “yabancı tekeli” yaratılabilecek. İşte bu durumda altyapının ve üzerinden yürütülen işlerin yabancılara geçmesi kaygı yaratıyor.
KANUN “AF” İÇERİYOR MU? UZLAŞMA NE DEMEK?
Geçen hafta geçirilen kanunun bir başka ilginç özelliğinin de bazı büyük borçlara af getirmesi olduğu belirtiliyor.
Konuyla ilgili verilen bilgi şu şekilde; “Bir GSM firması 2001 yılında yurtdışında bir operatör kurdu. Kendi abonelerinin yurt dışı GSM trafiğini bu operatör yoluyla taşımayı planlıyordu -oysa bu tarihlerde Türkiye’deki ses trafiğini yurtdışına bir tek Türk Telekom taşıyabilirdi-. Bu GSM firması Haberleşme Genel Müdürlüğü’nden –yurt dışına taşınacak ses trafiğinin Türk Telekom’un bilgisi dahilinde olacağı şartıyla– izin aldı. Ama bu trafik hakkında Türk Telekom bilgilendirilmedi. Türk Telekom ise durumu 2002 yılında farkına vararak, işi mahkemeye taşıdı. Dava sürecinin sonunda Danıştay, bu firma aleyhine yürütmeyi durdurma kararı verdi ve Türk Telekom’un zararının tahsil edilmesi hakkı doğdu.”
Geçtiğimiz hafta TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen yasanın son maddesinde ise şöyle deniliyor: “GSM Pan Avrupa Mobil Telefon Sisteminin kurulması ve işletilmesi ile ilgili lisans verilmesine ilişkin imtiyaz sözleşmelerine istinaden işletmeciler tarafından Hazineye ödenmesi gereken paylardan bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ödenmeyen kısmın, ihtilaflı olanlar dahil, fer’ileriyle birlikte sulhen tahsili hususunda GSM işletmecileriyle gerektiğinde uzlaşmaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan ile Maliye Bakanı müştereken yetkilidir. Uzlaşma konusundaki bu anlaşmalar Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe girer.”
Türk Telekom’un, GSM işletmecileri ile uzlaşmaya varacağı konusunun bir af niteliği taşıdığı şeklinde yorumlanıyor. “Uzlaşma” ifadesinin yumuşatılarak verildiği uyarısında bulunulurken, Türk Telekom, “uzlaşma” ifadesini “alacağın tahsil edilmeyeceği” anlamına gelmediğini iddia ediyor.
Türk Telekom’un bu konudaki 3 yıllık zararının yaklaşık 2.5 milyar dolar seviyesinde olduğu belirtiliyor.
MİLLETVEKİLLERİ VE BÜROKRATLAR TEDİRGİN
TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen yasanın milletvekilleri arasında da tedirginlik yarattığı belirtiliyor. Bilindiği gibi ilk oylamada yeterli çoğunluk sağlanamamıştı. Konuyla ilgili görüştüğümüz milletvekilleri, yasanın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmayacağı ya da Anayasa Mahkemesi’ne göndereceği tahmininde bulunuyorlar.
Öte yandan özelleştirme sonrasında çok fazla eleman çıkarılacağı ve “özelleştirme mağdurları” yaratılacağına da vurgu yapılıyor.
MERAK EDİLENLER…
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın Türk Telekom’un değer tespit raporunu açıklamadığı belirtilirken, Türk Telekom’a şu anda biçilen ve kulislerde konuşulan rakamın, bu belirlenen değerin altında kaldığı söyleniyor ve özelleştirmenin nasıl yapılacağını merak ediliyor.
1999 yılı sonu itibariyle değer tespiti yaptırılan firmanın biçtiği değer, bugünkü değerlerle 20 milyar dolara yaklaşıyor. Üstelik bu rakama Türk Telekom’un sahip olduğu gayrimenkulleri dahil değil.
Öte yandan Aycell-Aria birleşmesi için ortaya atılan iddialar da askıda kaldı ve yanıt bulmadı. Türkiye’nin uğratıldığı zarar, “Aycell zarar ediyordu, kurtulduk” mantığıyla geçiştirildi. Ankara kulislerinde “Türk Telekom özelleştirmesinde ortaya çıkan kaygıların” ne şekilde geçiştirileceği merak ediliyor.
Bugünkü haberimizde son olarak “uydu da meydana gelen zararın boyutlarının akıl alır gibi olmadığının konuşulduğu” bilgisini verelim. Türk Telekom’un, Monaco’da bulunan şirketinin üst düzey görevlisini “görevi ihmal” gerekçesiyle mahkemeye vermiş olmasına karşın, bu yetkilinin halen 12 bin Euro maaş almaya devam ettiği iddia ediliyor. Kulislerde “görevi ihmal ettiği düşünülen kişi, nasıl hala aynı görevde tutulur” deniyor.