Philips Aydınlatma’nın kullandığı E-Max adlı uygulama ile, Türk Philips bayileri tamamen otomatik olarak sipariş verebiliyor. Verilen sipariş otomatik olarak işleniyor ve faturası basılıyor. Turk-internet.com’dan Serap Naz Başar’ın görüştüğü Türk Philips yetkilileri internet üzerinden gerçekleştirdikleri uygulamaları ve teknolojik altyapılarını anlattı.
Türk Philips, Bilgi İşlem Müdürü Zeynep Çevik, Ağ Yöneticisi Necdet Akyel ve Bilgi İşlem Proje Lideri Berna Savaş ile birlikteyiz. Sizi tanıyabilir miyiz?
Çevik: Türk Philips’te yaklaşık 2,5 yıl önce Bilgi İşlem Müdürü olarak göreve başladım. 18 yıllık bir tecrübeye sahibim. Necdet bey Ağ İşletim Müdürümüz olarak 1996’dan bu yana Türk Philips’te çalışmakta. Berna hanım ise iki yıldır Proje Liderimiz.
Sayın Çevik şirketiniz ve kendiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Çevik: Türk Philips Ticaret Anonim Şirketi, Türkiye’de 1930 yılında kurulmuş geçmişi eskiye dayanan bir şirket. Daha önce çeşitli alanlarda üretim varken şu anda sadece aydınlatma ve armatür ürünlerinde üretim yapan işletmelerimiz var. Türk Philips Şirketi yedi ana konu üzerine yoğunlaşıyor: Elektronik ürünler (ses ve görüntü ürünleri ile iş elektroniği ürünleri), kişisel bakım ürünleri ve küçük ev aletleri, aydınlatma, medikal sistemler, componentler ile yarı iletkenler. Aydınlatma, küçük ev aletleri ve kişisel bakım ürünleri ile elektronik ürünlerini yurt dışından ithal edip pazarlamasını ve dağıtımını yapıyoruz. Biraz önce bahsettiğim gibi bazı aydınlatma ürünlerimiz için de üretim noktalarımız mevcut. On bölge üzerinden müşterilerimize ulaşıyoruz. Genel Müdürlük ve bu on bölgemizde yaklaşık 450 personelimiz var.
Yani bu rakam işletme bölümünüzdeki personel sayınız. Burada kaç personel PC kullanıyor?
Çevik: Evet. 320 kadar PC kullanıcımız var.
Kaç yıldır internettesiniz. İnternete bağlanırken kullandığınız cihazlar ve yazılımlar nelerdir?
Akyel: Türk Philips internete 1998 yılında dial-up bağlandı. Öncelikli amacımız kısıtlı e-mail kullanımıydı. Daha sonra bu kullanımı genelleştirdik, bir server üzerinden dial-up olarak Atlas Online üzerinden bağlandık ve aynı yıl web sitemizi hazırlayarak yayınlamaya başladık Dial-up 33.600 bps hızında bir bağlantıyla Lotus Notes serverimizi internete açarak Hollanda’daki sistemlerle konuşturduk ve tüm ülkelerle SMTP (internet mail) alış-verişine başladık. O zaman bütün mail sistemlerimiz kendi üzerimizdeydi. Hemen arkasından da dial-up bağlantımızı 64K leased-line’a dönüştürdük. Bu leased-line ilk önceleri sadece e-mail için kullanıldı, daha sonra internet bağlantımızı da bu hat üzerinden sağladık. Proxy aracılığıyla kullanıcılarımıza internet kullandırmaya başladık. Şu anda 768K leased-line ile doğrudan Hollanda’ya bağlıyız. Yerel herhangi bir servis sağlayıcı ile çalışmıyoruz.
Neden Hollanda?
Akyel: Philips bir Hollanda şirketi. İnternet, mail çıkışlarımız oradan yapılıyor. Bunun dışında başka bağlantımız yok. Yerel bağlantılara güvenlik açısından izin verilmiyor.
Sanırım global olarak tek bir noktadan çıkış yapılıyor? Peki…320 kadar personelimiz PC kullanıyor ve internet’e çıkabiliyor demiştiniz. Hepsi mail kullanabiliyor mu?
Çevik: Tabii bilgisayar kullanıcılarının tamamının mail adresi var.
İç haberleşmelerinizde mail kullanmak sizde bir alışkanlık haline geldi mi?
Çevik: Son 8 ay içerisinde özellikle çok yoğun mail trafiği oluştu. Bir mecburiyet yok, bu bir gelenek-görenek, belki gençler daha çok mail’leşme yolunu seçtiler. Uluslararası alanda yüzbinlerce çalışanı olan Philips’te insanlar tanımadığı kişilerle bile mailleşerek çok rahatlıkla gündelik problemlerini, özellikle iş konularını çözümleyebiliyorlar. Fakat bu belki de Türk örf ve geleneklerine pek uygun değil. Mail alıp vermekten çok mutlu olmayan, telefonu kullanmayı, hatta yüz yüze konuşmayı tercih eden kullanıcılar da yok değil.
Ülke profiline baktığımızda nüfusumuz çoğunlukla gençlerden oluşmakta, bu yüzden yeniliklere çabuk adapte oluyoruz. Diğer sorumuza geçelim, bu alt yapı üzerinde oluşturduğunuz internet uygulamaları nelerdir? İnterneti daha çok ne amaçla kullanıyorsunuz?
Akyel: Ürünlerimizi tanıttığımız bir webserverimiz var. Amerika’da bulunan ve Philips’e hizmet veren “İnternet Veri Merkezi”nden yayın yapıyor. Bu konumda teknik altyapı Philips tarafından sunulduğu için bizi daha çok içerik ilgilendiriyor.
Çevik: Philips’in güvenlik konusunda çok büyük önlemler almasını gerektiren durumlar var. İnternet o kadar da güvenlikli bir ortam değil. Dolayısıyla C/IT dediğimiz Hollanda merkezdeki bilgi işlem üst kurulunun değişik çalışmaları oluyor. Onlardan birisi de Amerika’daki “Internet Data Center” kuruluşu idi. Burada güvenilir bilgi, yoğun bir ortamda sunulan web hizmetlerinden ve server alt yapılarından faydalanıyoruz (dünyadaki bütün Philips organizasyonları ile birlikte).
Amerika’da bir serverden bahsettiniz, burada herhangi bir fiziksel altyapınız yok mu?
Akyel: Burada fiziksel altyapımız var ve çok da kuvvetli ama Philips’in genel bir güvenlik mekanizması var, özel değil. Ülkeler kendilerine özel bir güvenlik sistemi geliştirmiş değiller. Global bir güvenlik mekanizması var birçok noktadan internete çıkılıyor fakat belli bir merkezden kumanda ediliyor ve kişisel/yöresel bağlantılara izin verilmiyor .
Buradaki fiziksel altyapınız nedir?
Akyel:Şirket içerisinde Ethernet Network bağlantısı var. Bu bağlantı 10/100MB tipi. Serverlar fiber hatlarla birbirine ve diğer binalarımıza bağlı. Onun dışında dediğim gibi Hollanda’ya bir leased-line bağlantımız var. Telefon sistemimiz ISDN bilgisayar kontorollü, bölgelerimizle “frame relay” bağlantımız var hem ses hem de data haberleşmesi yapıyoruz. E-mail sistemi olarak Lotus Notes kullanıyoruz. Bu sistemler fiziksel olarak burada fakat işletim sistemi kontrolü merkezde.
Çevik: Ayrıca Lotus Notes üstünde kendi ihtiyaçlarımız doğrultusunda geliştirdiğimiz uygulamalarımız da var. Her konuda olduğu gibi uygulama serverlarının da hem fiziksel hem güvenlik yönetimi bize ait değil yurt dışında. Çeşitli kabullerden sonra bu uygulamaları yükleyebiliyoruz ve kullanıma açabiliyoruz.
Herhangi bir yazılım yapıyor musunuz?
Çevik: Lotus Notes üzerinde çeşitli yazılımlar geliştirildi. Ayrıca Türk Philips’in ticari uygulamaları IBM AS400 üzerinde. Bu ana paket B&M şirketinden sağlanmış. Yazılım grubumuz da gerekli olan diğer yazılımları geliştiriyor.
Daha sonra yapmayı planladığınız yatırımlar ve uygulamalar var mı?
Savaş: Önce Aydınlatma grubumuzun kullandığı internetten satışı mümkün kılan uygulamaları biraz açalım. E-Max adını verdiğimiz bu sistem bizim de dahil olduğumuz Philips’in Orta ve Doğu Avrupa bölgesinde kullanılan standart bir uygulama. Ön yüzü standart fakat biz onu kendi sistemimizle konuşturacak arayüzlerini hazırladık. Şu anda bayilerin internetten verdiği bir sipariş, bizim sistemimizde direkt bir sipariş oluyor yani hiç bir manuel işlem yok her şey tamamen otomatik olarak işliyor ve sipariş faturası basılıyor.
Çevik: Şu anda Türkiye’de sadece Aydınlatma’nın bayileri kullanıyor. Belki ilerde elektronik ürünler, ev aletleri için de uygulanabilir. Philips dünya çapında çok büyük bir teşkilat olduğundan yerel pek çok uygulama da ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirilmekte idi. Ancak bu farklılaşma son zamanlarda Philips’in kalite imajını zedeleyebilecek boyutlara gelince, “Hem içerik hem de görüntü olarak standartlaşmaya gidelim, dolayısıyla bir müşteri internet/intranet sitelerine bağlandığında veya e-businness yapmak istediğinde göreceği görüntüler, bilgiler tüm dünyada aynı olsun” diye bir prensip kararı alındı. Dolayısıyla bundan böyle global düşünmek ve hareket etmek durumundayız.
Siteniz üzerinde ödüllü bir anket gördüm bunu veritabanı oluşturmak amacıyla mı, yoksa müşterilerinizin hangi ürününüze ilgi duyduğunu öğrenmek amacıyla mı yapıyorsunuz?
Çevik: Hem veritabanı oluşturma amacıyla hem de ilerideki olası uygulamalar için zemin teşkil etmesi amacıyla yapıyoruz. Daha çok müşterinin talep ettiği ürünler hangileri, onlara hizmette nasıl daha az kusur işleriz gibi…
İnternet reklamcılığıyla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyim?
Çevik: Açıkcası ilk zamanlardaki popülaritesini sanki biraz kaybediyor gibi, eskiden orayı tıkla, burayı tıkla herkes birbirine banner veriyor linkleri kuruyordu. Şimdi belki de bu çeşit uygulamaların bombardımanı altında kaldık. İlk defa giren meraklıların dışında gerçekten bağlanmak istediği veya görmek istediği yerlere gidiyor bilinçli kullanıcı. Kime ne gösterileceği konusunda henüz tam bir şekil oluşmuş değil.
Ama artık bunları tesbit ediyorlar. Mesala siz hangi sitelere bağlanıyorsanız daha çok sadece onunla ilgili reklamlar geliyor sizin sayfanıza.
Çevik: Doğru fakat o durumda bile zaman zaman karmaşa olabiliyor. Birgün ihtiyacınız olmuştur birçok yeri dolaşmışsınızdır. Bu sizin favori bilgileriniz arasına alınmış bir dahaki sefere sürekli gösterime başlanmış olabilir. Yardımcı olması güzel, bazen hoşunuza gidiyor, örneğin bir kitap seçimi yaparken “ne güzel o benim ilgi alanıma giriyor bir bakayım yeni ne varmış?” gibi ama her zaman da bu işlemi çok sağlıklı bulmuyorum. Diyelim ki evde bir bağlantınız var, bir tane de PC (üç tane ID olmuyor bağlantı için) Evdeki büyüklerin kullandığı adrese çocuğuz da girebiliyor ve onun karşısına gelebiliyor reklamlar, linkler. Bu da her zaman sağlıklı olmuyor.
İnternette yapılan reklamlar hedef kitleye ulaşıyor mu, profillemeye nasıl bakıyorsunuz?
Çevik: Şahsen genelleme yapılmış böyle bir katagoriye girmeyi istemezdim. Çok daha spesifik iyice özele inmiş bir şeyi tercih ederim. Bence özele indirince de bilakis hedef kitlesini daraltıyor gibi geliyor. Bu her konu için geçerli değil tabii.Özel ürünler, özel ilgi alanları, o zaman belki de gümbür gümbür bütün medyada ortaya çıkmamak daha doğru olabilir.
Philips reklam veriyor mu?
Çevik: Veriyoruz. Bazı sitelere sponsorluk da yaptık ve kendi sitemizde de linkler var. Öte yandan, bizim içimizden satışa yönelik üst düzey bir yöneticimizden son aldığım bilgi, internet reklamcılığının “eskisi kadar popülariteye sahip olmadığı” doğrultusunda. Böyle bir istek vardı bunu çok da uygun bulmadı. “Zamanında çok yaptık ama getirisini fazla görmedik, eskisi kadar da popüler değil bu yaklaşım” dedi. Ve bu görüşü paylaşan arkadaşlarımız daha çok, pazarlama ve satışa yönelik kişiler olduğu için onların bu söylemleri bence doğruyu yansıtıyor. Onlar bu işi benden daha iyi bilirler.
Eklemek istediğiniz var mı?
Çevik: İnternet kullanımının yaygınlaşması gerektiğini düşünüyorum (sadece reklam açısından değil). Benim küçük oğlum ödevlerini hazırlarken bile internete giriyor, arama yapıyor, yabancı lisanı yeni öğrenmeye başladığı için bazen de zorlanıyor. Ancak gerçekten faydalı. Dünyanın her yerindeki herkese eşit şans tanıyan bir ortam. Dolayısıyla yaygınlaştırmamız lâzım, toplum içindeki yaygınlığını artırma da bizim elimizde çevremizdekileri eğiterek, bilgilendirerek ve biliçlendirerek yapacağız. İnternet kullanımı sadece oyun veya sörf değil, eğitime yönlendirmemiz lâzım. Diğer yandan Türkçe materyal bulmakta biraz zorlanıyoruz . İnternet kullanımında bazı şeylerin önünü açmamız lâzım.
İşte turk-internet.com’un yapmaya çalıştığı da bu. Biz bir misyonu üstlendik ve bu konuda çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Çevik: Sizi tebrik ediyoruz ve başarılı olmanızı da gönülden diliyoruz.