• Günlük Haberler
  • *İNSAN KAYNAKLARI
  • *ÜRÜNLER / HİZMETLER
  • BİLİŞİM
  • DOSYALAR
  • e-TİCARET
  • Giriş
  • Kayıt
28 °c
istanbul
26 ° Cum
26 ° Cts
26 ° Paz
26 ° Pts
Türk İnternet
  • Ana Sayfa
  • BİLİŞİM
  • e-TİCARET
  • INTERNET
  • TELEKOM
  • YENİ TEKNOLOJİLER
  • Hakkımızda
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • BİLİŞİM
  • e-TİCARET
  • INTERNET
  • TELEKOM
  • YENİ TEKNOLOJİLER
  • Hakkımızda
No Result
View All Result
Türk İnternet
No Result
View All Result
Ana Sayfa YENİ TEKNOLOJİLER Yeni Ekonomi Finans & Ekonomi

Tüsiad Tek Başına Büyümenin Yeterli Olmadığını, Risklerin Azaltılması Gerektiğini Söyledi

2017'yi değerlendiren ve yeni yıla dair beklentilerini paylaşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilecik, "Daha yavaş ama daha dengeli bir büyüme öngörebiliriz. Biz büyümenin 2018'de yüzde 4,5 olacağını tahmin ediyoruz" dedi. Bilecik, Avrupa ile ilişkileri iyileştirmenin tam zamanı olduğunu ve bu konuda hiç vakit kaybetmeden adım atılması gerektiğini belirterek, "Uzlaşma adımlarını Gümrük Birliği'nin revizyonu müzakerelerini başlatarak taçlandırırsak, emin olun 2018 yeni bir umut, yeni bir başlangıç yılı olur." yorumu yapıyor.

Türk-İnternet Haber Merkezi-Türk-İnternet Haber Merkezi
9 Ocak 2018
-Finans & Ekonomi
0
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

2017’yi değerlendiren ve yeni yıla dair beklentilerini paylaşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilecik, “Daha yavaş ama daha dengeli bir büyüme öngörebiliriz. Biz büyümenin 2018’de yüzde 4,5 olacağını tahmin ediyoruz” dedi. Bilecik, Avrupa ile ilişkileri iyileştirmenin tam zamanı olduğunu ve bu konuda hiç vakit kaybetmeden adım atılması gerektiğini belirterek, “Uzlaşma adımlarını Gümrük Birliği’nin revizyonu müzakerelerini başlatarak taçlandırırsak, emin olun 2018 yeni bir umut, yeni bir başlangıç yılı olur.” yorumu yapıyor.

Bilecik, hayatta da ekonomide de “hatalarımızın hesabını tutmak, başarılarımızla övünmekten daha karlıdır” ilkesine önem verdiğini, 2018’de daha başarılı olmak için 2017’de eksik kalınan noktalardan ders almaya ve bunları açık yüreklilikle paylaşmaya ihtiyaç duyulduğunu anlattı.

Bilecik, ihracatın ve bu vesileyle Avrupa ekonomisinin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüldüğüne işaret etti: “Yılın ilk yarısında 5 puanlık büyümenin 2 puanı buradan geldi. Bakın; matematik asla yanılmaz. Bu rakamlar, ‘Avrupa bitti’ diye düşünenlerin ne kadar yanıldığını gösterdi. TÜSİAD olarak, bize göre, Avrupa’nın Türkiye için önemi zaten hiç azalmamıştı. Bundan sonra da bu önem, artarak devam edecek. Elbette, ilişkilerimizin bu derece gerilimli olmamasını arzu ederdik.”

Bilecik, AB’nin, yüksek bir büyüme dönemi içinde olduğuna dikkati çekerek, “Bu dönemde, yalnızca ihracatımızın artmasıyla yetinmeyip önemli ölçüde doğrudan yatırım çekmemiz de mümkün olabilirdi. Böyle önemli fırsatları zamanında görmeli ve değerlendirmeliyiz. 2018’de ve sonrasında bunu hep aklımızda tutmalıyız.” şeklinde konuştu.

Kısa vadede büyüme için finansal istikrardan vazgeçmenin bedelinin, yüksek enflasyon olduğunu belirten Bilecik, iç talebi canlandırmak için atılan adımların büyümeye önemli destek verdiğini, sadece tüketimin üçüncü çeyrek büyümesine katkısının 7 puan olduğunu vurguladBilecik, bu durumun aynı zamanda enflasyon oranının 2017’de yüzde 11,92 olmasına neden olduğunu dile getirerek, “Bu oran maalesef 2003’ten bu yana görülen en yüksek enflasyon oranı. Çekirdek enflasyon (enerji ve gıda hariç) yüzde 12,3 ile yine 2003’ten bu yana en yüksek oran. Üretici enflasyonu da yüzde 15,47. 2017’den çıkardığımız iki ders; Avrupa’yı yok sayamayız ve reformsuz, sadece iç talebi zorlayarak büyürsek bunun bedelini enflasyonla öderiz.” ifadelerini kullandı.

2018 için çok net görülen iki büyük fırsatın hem dünya hem de Avrupa ekonomisinin büyümesi olduğunu vurgulayan Bilecik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa ile ilişkileri iyileştirmenin tam zamanı. Bu konuda hiç vakit kaybetmeden adım atmalıyız. İnanın Türkiye isterse ve uzlaşma yönünde birkaç adım atarsa işler değişir. Çünkü; Avrupa da zaten Türkiye’yi kaybetmeyi istemiyor. İki tarafın da iş dünyası, ilişkilerin iyileşmesini dört gözle bekliyor. Bir de uzlaşma adımlarını Gümrük Birliği’nin revizyonu müzakerelerini başlatarak taçlandırırsak, emin olun 2018 yeni bir umut, yeni bir başlangıç yılı olur.”

“Ekonomide zayıf kaldığımız alanları masaya yatırmak gerek”

Erol Bilecik, bu yıl seçim olmamasına rağmen pek çok kişinin 2019’daki seçimlerin hesabını şimdiden yaptığını belirterek, “Oysa asıl yapılması gereken hesap, ekonomide. Hızla değişen dünya ekonomisinden Türkiye nasıl pay alacak? İç talep ile büyümenin sonucu olarak; dış borç artıyor, finansman kalitesi düşüyor, enflasyon yükseliyor.” yorumunu yaptı.

Güçlü olanın zayıf yanını en iyi bilen, daha güçlü olanın ise zayıf yanını kuvvetlendiren olduğunu aktaran Bilecik, şunları söyledi: “TÜSİAD olarak, ekonomide zayıf kaldığımız alanları ifade etmemizin nedeni bu. Bunları masaya yatırmak gerek. Ancak ondan sonra yol haritamızı gerçekçi olarak konuşabiliriz. Rekabet gücümüzü arttıracak, ekonominin temellerini sağlamlaştıracak reformları 2018’de bir an önce yapmalıyız. Bunu gerçekleştirmekte geç kaldığımız sürece en kırılgan ekonomiler arasında gösterilmeye devam ederiz. Türkiye için en büyük risk budur.”

Bilecik, 2017’de büyümeye sadece rakamlar olarak bakılırsa çok iyi hissedileceğini ancak büyüme rakamlarının aynı zamanda kompozisyonu ve sürdürülebilirliğinin daha önemli olduğunu belirtti.

Sürdürülebilir olmayan başarının, kayıplarla kazanılan galibiyete benzediğini dile getiren Bilecik, şöyle konuştu: “Doğru bir politika ile ihracatta artışın devam edeceğini tahmin ediyoruz. Avrupa ekonomisi bu yıl yüzde 2,5 büyüdü. Gelecek yıl da yüzde 2’nin üzerinde büyüyecek. Dolayısıyla bu bölgeyle ihracatımız artmaya devam edecek. Orta Doğu ise biraz karışık. IŞİD’in gerilemesi Irak pazarında bir miktar artış getirdi ancak İran ve diğer ülkelerdeki gelişmeler bölgede genel istikrarsızlığın devam edeceğini gösteriyor.”

Bilecik, bu yıl iç talepte doğal bir yavaşlama olacağına işaret ederek, “Orta Vadeli Program’a göre geçen seneki genişlemeci politikalar bu sene uygulanmayacak. Vergi oranlarında geçen senenin tersine artışlar var. KGF ise daha sınırlı kullanılacak. Bu anlamda daha yavaş ama daha dengeli bir büyüme öngörebiliriz. Biz büyümenin 2018’de yüzde 4,5 olacağını tahmin ediyoruz.” diye konuştu.

Eleştirinin, akıllı insanları güçlendirdiğini ve kredi derecelendirme kuruluşlarının eleştirileri ciddiye alınırsa daha ileriye gidilebileceğini kaydeden Bilecik, şu değerlendirmelerde bulundu: “2018’de bir not artışı çok mümkün görünmüyor. Sadece ‘büyümemiz yüksek’ olduğu için kredi derecelendirme kuruluşlarından not artırımı beklemek gerçekçi olmaz. Onlar yalnızca büyümeye değil, bunun kompozisyonuna ve sürdürülebilirliğine bakıyorlar. Risklerimizi azaltmak yerine arttıran bir büyüme, bize not artışı getirmez.

Pek çok ülke en kırılgan 5’li listesinden çıkarken biz aynı yerde kalmaya devam ettik. Neden mi hala bu 5’linin arasındayız? Çünkü; çok yüksek bir enflasyon oranımız var. TL negatif ayrışmaya devam ediyor. Döviz cinsinden borcumuz ve açık pozisyonumuz da benzer gelişmekte olan ülkelere kıyasla yüksek. Bu yüzden verimlilik artışıyla, reformlarla, rekabet gücüyle büyümeye ihtiyacımız var. İç talebe yüklenmeye devam edersek notumuzun artması pek mümkün gözükmüyor.”

Bilecik, Türkiye’de büyüme ve kalkınmanın finansmanı için sermaye piyasalarının gelişimini çok önemsediklerine değinerek, “Bankacılık sektörümüz, 2001 krizi sonrası reformlarla son derece iyi bir noktaya geldi. Sıra, sermaye piyasalarını genişletmek ve büyütmekte.” dedi.

TÜSİAD üyelerinin önemli bir kısmının halka açık şirketler olduğunu belirten Bilecik, “Bu bakımdan, TÜSİAD olarak bu alanda önemli bir tecrübeye sahibiz. Daha fazla sayıda üyemizin halka açılmasını istiyor ve onları bu konuda destekliyoruz. Tabii bir yandan da, bunun için halka arzı özendirecek politika önerilerimizi de kurumlarımızla paylaşmaya devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Bilecik, hayatın her geçen gün daha fazla dijitalleştiğini ve böyle bir çağda Türkiye’nin değişimin dışında kalmak gibi bir lüksünün olamayacağını kaydederek, TÜSİAD olarak bu dönüşümün ekonomik boyutuna odaklandıklarını anlattı.

Sanayinin dijital dönüşümünü, küresel rekabet gücünün korunmasında temel parametre olarak gördüklerine işaret eden Bilecik, şunları söyledi: “Türkiye’nin önümüzdeki döneme yönelik kalkınma modelinin merkezinde de bu dönüşüm sürecinin belirleyici olması gerektiğine inanıyoruz. Sanayinin dijital dönüşüm sürecini bir ‘Türkiye Projesi’ olarak kabul ediyoruz. Son raporumuzda bu süreçte en önemli gördüğümüz konulara odaklandık. Bunlardan en kritik önemde olanı: Sanayide sürdürülebilir bir dijital dönüşüm ekosistemi yaratmak. Bunun etkili bir şekilde inşası; kamu, özel sektör ve akademi iş birliğinde gerçekleşir.”

Bilecik, aynı zamanda sanayide dijital teknolojilerin yurt içinde geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bunun gerçekleşebilmesi için ulusal strateji ve uygulama yol haritasının oluşturulması şart. Bu alanda hep birlikte hareket etmezsek başarılı olamayız. Çünkü; yetenek maçı kazandırır, takım oyunu ise şampiyonlukları.” yorumunu yaptı.

Bilecik, gelecek dönemde TÜSİAD olarak çalışmalarındaki öncelikleri şöyle sıraladı: “Sanayide katma değeri yüksek üretime geçilmesi. Küresel rekabet gücünün korunmasını mümkün kılacak teknolojik dönüşümün sağlanması. Bunlar için de dijital teknolojilerin üretim ekosistemine entegre edilmesi. Bu teknolojilerin ülkemizde geliştirilmesi. Bu çalışmamızla şunu gördük ki Türkiye’de öncelikli olarak şirketlerin strateji ve yönetişim yetkinliklerinin geliştirilmesi gerekiyor.”

Topyekun başarı için hem özel sektör hem de kamu tarafından yapılan yatırımların belirlenen stratejik hedeflere göre önceliklendirilmesi gerektiğini dile getiren Bilecik, şunları ifade etti: “Teknoloji kullanıcısı şirketlerin stratejik yatırımlar konusunda yetkinliklerinin artırıldığı, sanayide dijital dönüşüm yolculuğunda ortaya çıkabilecek yeni ihtiyaçlara yönelik önlemlerin alındığı, şirketler ile teknoloji tedarikçileri arasında köprü kuran yapıların oluşturulduğu bir ekosistemin kurulmasına ihtiyaç var. Bu doğrultuda oluşturulacak politikaların, ana sanayinin yanı sıra ekonomimizde çok önemli yeri olan KOBİ’leri de bütünsel olarak kapsaması ise kritik önemde.”

Nitelikli insan kaynağı konusunun önemine işaret eden Bilecik, dijital dönüşümü gerçekleştirecek sistemlerin etkin biçimde yönetilebilmesi için bu konunun gündemin en üstünde olmasının gerektiğini vurguladı.

Bilecik, akademi ile iş birliği içerisinde Ar-Ge ve inovasyon altyapısının geliştirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Türkiye’de de akademi ile sanayi arasında bir köprü görevi görebilecek, Japonya ve Almanya gibi ülkelerde de başarılı örnekleri bulunan bir yüksek teknoloji enstitüsü kurulması gereğini kritik önemde görüyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.

Etiketler: Haber

Türk İnternet'ten buna benzer yazılar için bildirim almak ister misiniz?

ABONELİKTEN ÇIK
Lütfen yorum yapmak için giriş yapın.

GÜNLÜK BÜLTEN ABONELİĞİ

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

YAZARLARIMIZ

Ernur Öktem
  • Yakında Yerli Üretim Huawei Telefonlar mı Göreceğiz?
Fusun S.Nebil
  • Ukrayna-Rusya Savaşı, Ticari Uyduları Savaşın İçine Çekiyor
Innocenzo Genna* / EU telecom regulation expert
  • Dezenformasyonla İlgili Yeni Avrupa Uygulama Kuralları: Öz Düzenlemeden Ortak Düzenlemeye
Mehmet Taşnikli
  • ABD’deki Kürtaj Kararı, Teknoloji Firmaları için Aşağı Tükürsen Sakal, Yukarı Tükürsen Bıyık Durumunda
turk-internet.com / Bilgi
  • “Bağlantınız Gizli Değil” Uyarısı Nedir, Karşılaşıldığında Ne Yapmalı?
Ümit Ağaçsakal
  • “Bırakınız Yapsınlar” mı, “Durdurun Otursunlar” mı?

HAFTANIN ÖNE ÇIKANLARI

  • Boğaziçili Hocaları Durduramayan AKP, ePosta ve Bilgilerinde Açık mı Arıyor?
  • SpaceX’de, Elon Musk’ı Eleştirenler İşten Atıldı
  • Felsefe, Tarih ve Gençler.. Bu Ülkede Ümit Biter mi?
  • Bitcoin’in Düşüşü El Salvador’u Nasıl Etkiler?
  • Telefon Dolandırıcılığından.. Boğaziçi Üniversitesine.. Seçimlere .. Kişisel Veriler Neden Önemli

HAFTANIN KELİMESİ

3GPP

3. Nesil Ortaklık Projesi (3GPP), dünya çapında çeşitli mobil (hücresel) ve telekomünikasyon standartlarını geliştiren ve sürdüren bir grup standart kuruluşudur.

3G ile birlikte kurulmuş ve telekom endüstrisinin Birleşmiş Milletleri diye tanımlanabilir. Sonraki nesiller için de standartları belirlemiştir.

Detayı için Wiki-Turk'e bakınız

Bildirimler

Turk-internet.com masaüstü bildirimlerini almak için lütfen buraya tıklayın

Son Yorumlar

  • Seçim Yaklaşırken, Kişisel Veriler Kötüye Nasıl Kullanılır? için [email protected]
  • Video Sunan Platformları En İyi Nasıl İzleriz? için Tolga Kaprol
  • Rusya, Meta’ya (Facebook) Erişimi Engelledi için Tolga Kaprol
  • Metaverse, Bir Can Simididir için tkaprol
  • Kademeli Tarifede Elektrikten Tasarruf Tüyoları için maltun1

Haber bültenimize abone olun

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

  • Haber İndeksi
  • Hakkımızda
  • Gizlilik Bildirimi
  • Firmaların turk-internet.com ile Çalışabilirlik Yöntemleri
  • Destek
  • Bize Yazın

© 2021 Turk-Internet.com

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • BİLİŞİM
  • e-TİCARET
  • INTERNET
  • TELEKOM
  • YENİ TEKNOLOJİLER
  • Hakkımızda

© 2021 Turk-Internet.com

Tekrar Hoşgeldiniz!

Aşağıdan hesabınıza giriş yapınız

Şifremi unuttum? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluştur

Kayıt olmak için aşağıdaki formu doldurunuz

Tüm alanların doldurulması gerekiyor. Giriş yap

Şifrenizi geri alın

Lütfen şifrenizi resetlemek için kullanıcı adı veya email adresinizi girin.

Giriş yap
Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Gizlilik Bildirimi.