Yeni Ekonomi’nin Amerika’daki yolunu anlatmaya geçen hafta başlamıştık. Büyü Nasıl Bozuldu; Amerikan Ekonomisi ve Internet başlıklı yazımızda şöyle diyorduk; Nasdaq niye düşüyor ? Internet işi neden kötüye gidiyor? Bu sorular son 1 yılın en popüler sualleri. Don Sussis, 3 bölümlük bu yazısında büyünün ve bir rüyanın nasıl ve neden bozulduğunu anlatıyor.
Şimdi yazının devamını kaldığımız yerden sunuyoruz…..
—————————————————————————-
Geçmiş 18 ayın problemler listesi uzun ve acı dolu. Şirketlerin ilk başta kazandıkları hızla devam edemedi. Firmalar şapkalarından tavşan çıkaramayacakları için bilinen muhasebe oyunlarını yaptılar. Nakit Akış, Yeniden değerleme, kötü yatırımların bir kerelik değerlendirilmesi gibi oyunlar yapıldı.
Mesela, JDS Uniphase gibi bir şirket, değerlemesine 50 Milyar $ yazdı. Çünkü satın aldığı firmaların değeri, ödediği değerin çok altına düşmüştü. Bir zamanların dev enerji ve broadband ticareti firması, Enron’un hisseleri 70 $’lardan birkaç hafta içinde 10 $’lara düştü. Sadece “muhasebesinde gözüken oyunlar” yüzünden. Şimdi son 5 yılın hesabını yeniden veriyorlar. Çünkü; şirketin kredibilitesi çok düştüğü, yatırımcılar yönetime güvenlerini yitirdikleri ve diğer firmalar işletmeye gerekli krediyi vermediklerinden şimdi “batan geminin malları” fiyatları ile para bulmaya çalışıyorlar. Yani olay sadece bir dot-com/dot bombası olayı değil, daha fazla birşeyler var.
Amerikan şirketleri bir dönem, nerede kullanacaklarını bilemedikleri, o kadar çok teknoloji ve internet malları satın alıyorlardı ki, üreticiler üretmeyi durdurmayı bilemediler. Bu da çok büyük stoklara yol açtı. Stokları ya boşaltmak ya da -fiyatlar düşerken- göstermemek lazımdı. Talep düştü, indirimler gelişigüzel uygulandı. Ek olarak, geçen sene 350’den fazla internet şirketi (küçükleri saymıyoruz) kapanırken, pazar inanılmaz ucuz fiyatlı aletlerle doldu.
Bu olay, bir kısır döngü yarattı. Talep ve fiyatlar hiç olmadığı kadar aşağıya düşmekte yarış ettiler. Yani pazar hiç olmadığı kadar dibe vurdu. Sonuçta Mary Meekers ve Henry Blodgetts’in analistleri çok aptal tavsiyelerde bulundular. Kötü teknoloji ve telekom ve internet yatırımlarının batması, internet yatırımcılarına şık ofislerini, Aeron koltuklarını kaybettirmekten fazlasını yaptı. Biriktirdiklerini yok etti, borçları büyüttü ve sahte mutluluk yok oldu. İnsanlar aslında zannettikleri kadar zengin değillerdi.
İnternet şirketlerinin çalışanlarının boşa giden 3 yıllık çabalarını bir kenara koysak bile, sadece telekomünikasyon sahasında 300.000’den fazla kişi işsiz kaldı. Nortel, AT&T, Worldcom gibi şirketlerde uzun yıllardan beri çalışanlar bile ayrılmak durumunda kaldılar. İşsizlik oranı % 5.4’e yükseldi. Japonlardan biraz fazla…Bu rakamın içinde, işini kaybeden geçici işler, serbest çalışanlar ve danışmanlar dahil değil. Artık “harika bir fikriniz olması” ya da “çok hırslı-istekli olmanız” yeterli değil. En azından bugünlerde.
Varlıklı olma isteği, bu olayın içindeki önemli bir bileşen. Varlıklı olmak isterken tam tersi oluyor. Nedeni Ev satın alma ve yenileme kredileri. Bir ailenin ya da kişinin en önemli “varlığı”, evi olması. Son onyılda tek kişilik evler moda oldu. Bu da “varlıklı olma” isteğini ateşledi. Silikon Vadisi, Plano (Teksas) ya da Seattle (Washington) gibi teknik bölgelerde, emlak fiyatları devamlı arttığından ödediğiniz para ne olursa olsun sanki değerini vermiyormuşsunuz gibi gözüküyordu (en azından emlakçılar öyle düşünüyordu).
Ekonomide zayıflama işaretleri başlayıp, hisse senetleri düşüş yaşarken, hükümet faiz oranlarını düşürdü. Cumhuriyetçilerin, Kum Fırtınası sonrası oluşan “durgunluk” konusunda Bill Clinton’ı ve zamanında hareket etmediği için Alan Greenspan’ı suçlu gördüklerini unutmayalım.
Bu sefer George W. Bush geç kalmadı. geçen sefer faiz oranlarını yükselterek, köpüğü patlatan Federal Rezerv Başkanı Alan Greenspan, hemen oranları düşürdü. Faiz oranları bu yıl şimdiye kadar 10 kere düşürüldü. Toplam 450 puan. Yani hükümet fonlarının hedefi olarak % 2’ye çekildi. Bu son 40 yılın en düşük oranı. Ekonomideki zayıflamanın nedeni “Tüketici Güveninin Kaybı” ve “Kurumsal Sermaye’nin Ilgisizliği”. Üstüne bir de “Sonsuz Adalet Operasyonu”nun başladığı 11 Eylül’den bu yana oranın 3 kez daha düşürülmesi geldi.
Etkilerden bir tanesi, ev ve diğer krediler idi. Tüketicilerin elinde şu anda 70 Milyar $ var. Pentagon ve Dünya Ticaret Merkezine yapılan saldırılar öncesinde “resmi durgunluk” açıklamasından kaçılmasının bir nedeni buydu. Tüketici (ekonominin 2/3’ünü meydana getiriyorlar) harcamaya devam etti. Çünkü, ellerinde fazladan nakit vardı.
30 yıllık kredilerde faiz oranları şimdi % 6.5 ve daha da aşağı gidiyor. Bu eğilim devam edecek. Hazine Departmanı geçen hafta 30 yıldan daha uzun anlaşmalar yapılmayacağını ama 10 yıllık anlaşmaları baz alacaklarını açıkladılar. Yani krediler için elimizde uzun dönemli bir baz olmayacak. Mevcutların maliyeti yüksek kar’ı düşük olacak. Bu da kredi faizlerinde rekabet yaratacak. Diğer yandan biliniyor ki ; ev inşaat ve kredi Sektörleri devlet tarafından yatırımlarına verilen güvence ve likit tutma yoluyla destekleniyorlar.
Bu sonuç çoğu için iyi. Ama, fiyatlar en tepedeyken ev alıp, şimdi gelir azalması ya da işsizlikle karşı karşıya gelmiş olanlar açısından da kötü. Bu nedenle devletin verdiği 300 $’lık vergi iadesi ekonomiye hiçbir canlılık getirmedi. İnsanlar bu parayı borçlarını ödemek için kullandılar ya da tasarruflarına eklediler.
Bütün bunlar size, mevcut havayı anlatıyordu. Üçüncü bölümde, yeni girişimcilerin potansiyel risk yatırımcıları yakalamaları için ne yapmaları gerektiğini tartışacağım.
Yarın üçüncü bölümü okuyabilirsiniz