Yazının önceki bölümünü
- 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu ve Dijital İmza-1
- 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu ve Dijital İmza-2
- 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu ve Dijital İmza-3
başlıkları altında okuyabilirsiniz.
IV-KLASİK İMZA-DİJİTAL İMZA KARŞILAŞTIRILMASI
Bizim yürürlükteki hukukumuzda klasik imza ile ilgili başta BK olmak üzere, HUMK un bir çok maddesinde düzenleme söz konusudur. Dijital imzaya ilişkin olarak ise,15.01.2004 tarihinde kabul edilen , 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun bir çok maddesinde düzenlemeler vardır.
1-Klasik İmza
Günlük hayatta sıklıkla kullandığımız ve hukuksal sonuçlarını çoğu zaman düşünmediğimiz imzanın, çok önemli bazı sonuçları vardır. Öncelikle İmza, kişinin kimliğini belirlemeye yarayan, kural olarak sahibinin ad ve soyadından oluşmaktadır. Ama bu bir zorunluluk değildir. Kişiyi belirten ayırt edici bir ibarenin kullanılması da yeterli sayılmaktadır. Ayrıca, metnin okunduğunu, anlaşıldığını, bu metinden kendisine yüklenen yükümlülüklerin kabulünü ve kendisini hukuken bağladığı kabul edilmektedir. Bu sebeple, imzalanan belgenin içerik imza sahibi tarafından her tür sonucuyla kabul edilmiş sayılır ve bunun tersinin başka bir biçimde ispatı mümkün değildir. (10)Zaten Medeni Usul Kanunumuzun 290.md. göre, imzalı bir belgeye karşı ancak o belgenin aksini iddia eden başka bir imzalı belge getirerek iddiayı çürütülebilir.
Klasik imza, mevzuatımızda şöyle düzenlenmektedir: Borçlar Kanunu’nun 13. maddesine göre” Tahriri olması icap eden akitlerde borç deruhte edenlerin imzaları bulunmak lazımdır.” Düzenlemiştir. Yani yazılı olarak düzenlenen her tür sözleşmede, taahhütte veya beyanda bulunan herkesin imzası bulunmalıdır. Yine aynı kanunun 14. maddesinde ise” İmza üzerine borç alan kimsenin el yazısı olmak lazımdır.” Diyerek imzanın el yazısıyla atılması gerektiğini ifade etmiştir. Ancak istisnai olarak ta maddenin devamında ”Bir alet vasıtasıyla vazolunan imza ancak örf ve adetçe kabul olunan ahvalde ve hususiyle çok miktarda tedavüle çıkarılan kıymetli evrakın imzası lazım geldiği takdirde kafi addolunur “ Diyerek, Mühür veya buna benzer şekillerde oluşturulan imzalar el yazısı niteliği taşımadıklarından imza olarak kabul görmeyeceklerini ve bu hususta istisna olarak ta, çokça üretilen hisse senetleri ve benzeri evrakları saymaktadır. (11)
İşte BK. da İmzanın el yazısıyla atılması zorunluluğunun getirilmesi , aklımıza, elektronik ortamda üretilen verilerin veya belgelerin, üzerinde el yazısıyla atılmış bir imza bulunmadan nasıl geçerli olabilecekleri sorusunu getirmektedir. Bu durumda, bir elektronik kayıt (belge) altında yer alan elektronik imza, mevcut mevzuatımıza göre imza olarak kabul edilememekteydi. Dolayısıyla, elektronik ortamda bulunan ve elektronik imza ile imzalanmış belgelerin hukuksal bir geçerliliği yoktu. Ancak 15.01.2004 tarihinde kabul edilen 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu 6.md. si gereğince, güvenli elektronik imza ,elle atılan klasik imza ile aynı hukuksal sonucu doğurmaktadır.
Doğaldır ki bu kanun tarafından sağlanan güvence kapsamında olabilmesi için , kanunda belirtilen nitelikte, yani güvenli elektronik imza olmalıdır. E-postalarımız, Internet üzerinden yapılan işlemler, altında adımız bulunsa ve bizim gönderdiğimiz belli olsa bile, kanunun tarif ettiği imza kapsamında olmadığından mahkemelerde delil olarak kabul edilmeyecektir. Çünkü nitelikli imza kanununda belirtilen şartlarda ve kendisine yetki verilen kuruluşlar tarafından verilen sertifikalar sonucunda mümkün olabilmektedir. 5070 sayılı yasa çıkmadan önce, BK ve HUMK sözleşmelerde veya belgelerde fiziksel bir imza olmasını şart koştuğundan, elektronik ortamda oluşturduğumuz ve karşı tarafa ulaştırdığımız belgeler, bir uyuşmazlık halinde hukuki korumadan yoksun olmaktaydılar. (12)
Yazının devamını 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu ve Dijital İmza-4 başlığı altında okuyabilirsiniz.
(10) Eren Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler,7.baskı, İstanbul 2001,s.253-254; Ayan Mehmet, Borçlar Hukuku , Genel Hükümler, 3.Baskı, Konya-2002, s.139-140
(11) Elektronik Belgelerde Şekil Sorununa ilişkin Genel bir değerlendirme için bakınız: Şenocak, a.g.m., s.121-130
(12) Kılıçoğlu Ahmet, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 2.Bası, Ankara 2002, s.68, Kılıçoğlu, elektronik imzanın BK. md.14 deki imzanın el ile atılması kuralının bir istisnası olarak değerlendirilemeyeceğini belirtmektedir.