Bu yazının önceki bölümlerini
- İnternet Yayıncılığında 2 Olay ve 2 Mahkumiyet
- İnternet Yayıncılığında 2 Olayın Savunmaları
- Çoşkun Ak’ın Savunması ve Mahkumiyet
- İnternet Yayıncılığında Yasasızlık
- İnternet’te Gazetecilik ve Hukuk
- İnternet Yayınlarında Suç İşlenen Yer Neresi?
- Basın Yasasının İnternet’e Uygulanması Zor
- İnternet Yayıncılığı ve RTÜK
- TBMM’nin Kabul Ettiği Ek Madde 9
- İnternet Ortamındaki Yayınlar ve Ceza Yasaları
- Online Yayıncılık Hukuki Sorumluluk Önerileri
- Online Yayıncılıkta Çözüm Bekleyen Sorunlar – I
- Online Yayıncılıkta Çözüm Bekleyen Sorunlar – II
başlıkları altında okuyabilirsiniz.
İnternet endüstri portalı turk-internet.com’un düzenlediği geleneksel “İnternet Breakfast Forumları” hukuk, internet ve bilişim sektörünün sorunlarının tartışıldığı bir ortam. Tartışmalarla görevler ve sorumluluklar belirleniyor. Yapılabilecekler arasında öncelikler saptanıyor. Kısacası ortak sorunların neler olduğu belirlenerek çözüm üretilmeye çalışılıyor.
“İnternet Yayıncılığının Hukuksal Yönü” ve “İnternet ve Ceza Hukuku” başlıklı Forumlarda özel radyo ve televizyonlarla ilgili yasa tasarısı da tartışıldı. Ayrıca yeni Türk Ceza Yasası tasarısında bilişim sektörünü yakından ilgilendiren hükümlerde internet dünyasının uygulayıcıları ile yapımcıları arasında tartışmaya açılmış oldu.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk birbirine internet yolu ile bağlı dünyada hukukun teknolojik gelişmeleri izlemekte ağır davrandığını söylerken haklıydı.
Hukuk, toplumsal değişimler karşısında nasıl yeni yasal düzenlemeleri gerçekleştiriyorsa; “bilişim” alanındaki suçları tanımlamalı ve cezaların da artık ne olduğunu ortaya koymalı…Adalet Bakanının verdiği bilgiye göre yeni ceza yasası tasarısında örneğin “kişisel verilerle” ilgili düzenlemeler var. Bilişim sistemine girme, verileri tahrip etme, izinsiz kullanarak haksız yarar sağlama gibi fiiler suç sayılacak. Suç tarif edilmiş ve cezası gösterilmiş. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması da cezalandırılıyor.
Türk Ceza Kanunu Tasarısı metni üzerinde çalışmalar bitirilmemiş bulunmasına rağmen “Bilişim Alanında Suçlar” yeniden düzenlenmiş ve “Kanuna aykırı kişisel veriler” kenar başlıklı suçlar Tasarıda tanımlanmış. İnternet yoluyla işlenebilecek suçlardan sayılan “Suç işlemeye tahrik”, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “Resmi kurullara ve yargı görevi yapanlara hakaret” kenar başlıklı maddelerde var. Tasarı olgunlaşınca önümüzdeki günlerde tartışmaya açılacak.
Örneğin; kişilerin rızaları olmaksızın veya yasaların öngördüğü şekil ve usullere uyulmaksızın kişisel verileri bilişim sistemlerine yerleştiren veya işleyen kimselere hapis cezası öngörülmüş. Veriler, hileli veya yasa dışı yollarla elde edildiğinde verilecek ceza üçte biri oranında artırılıyor. Yasaya uygun olarak bilişim sistemlerine yerleştirilmek veya işlenmekle beraber korunmaları için gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması nedeni ile kişisel verilerin başkasının eline geçmesine veya bozulmasına veya zarar görmesine neden olan kimse hakkında ise bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilmesi maddeleştirilmiş.
Yasanın öngördüğü hâller dışında, kişilerin ahlâki niteliklerini, siyasal, felsefi veya dinsel görüşlerini veya ırkî kökenlerini veya sendikal bağlantılarını veya cinsel yaşamlarını veya sağlık durumlarını kişisel veri olarak sisteme yerleştiren veya işleyen kimseye ise bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülmüş. Bu düzenleme yeni Tasarıda yer alan maddelerden sadece birisi. Ancak çok önemli bir düzenleme….Bu maddenin gerekçesinde de yazılı olduğu gibi artık çağımızda “kişilerle ilgili bilgiler” bilgisayar ortamında kayda alınmakta ve sayısal ortamda korunmaktadır.
Hastanelerdeki hastalara, sigorta şirketlerindeki sigortalılara, bankaların ve kredili alış-veriş yapılan mağazaların müşterilerine ilişkin kişisel kayıtlar bilgisayar ortamında saklanmaktadır. Kişilere ait bu bilgilerin başka kişiler tarafından ele geçirilmesi ve amaç dışı kullanımı önlenmelidir. Hukuka aykırı olarak bu verilerden yararlanılması halinde kişiler zarara uğrayabilir. O nedenle haklarında bilgi toplanan kişilerle ilgili bilgilerin bilişim sistemlerine yerleştirilmesi ve işlenmesiyle ilgili kurallar uluslar arası sözleşmelere uygun biçimde düzenlenmelidir. Kurallara aykırılık halinde de ceza yaptırımı getirilmesi ve kişilik haklarının korunması için yasal güvencelerin sağlanması zorunludur.
Tasarıda yer alan bu hükmün dışındaki tüm suç ve ceza maddeleri kamuoyunda tartışmaya açılmalıdır. Sadece bilişim alanındaki veya internet ortamındaki yayınlarda tartışma yapılması yeterli değildir. Yeni Türk Ceza Yasası Tasarısı bütünüyle tartışmaya açılmalı ve herkes bu tartışmaya katılarak “forumlar” yaratılmalıdır. Aksi taktirde tartışılmadan yaratılmaya çalışılan sonuçlar bile, hukuksal sorunları üretmeye ve çoğaltmaya devam edecektir. Çünkü uluslararası çalışmalar internet hızıyla devam ediyor. Bu hıza ulaşmalıyız.
Örneğin Avrupa Konseyi 19 Eylül 2001 tarihinde siber suç hakkında “Avrupa Konseyi Siber Suç Hakkında Taslak Sözleşme”si üzerinde anlaşmaya vardı. Sözleşme imzaya açıldı.
Son hali Haziran 2001’de verilen sözleşme taslağına yönelik çalışmalar, 1996 yılında Suç Sorunları Avrupa Komitesi’nin CDPC/103/211196 tarihli kararı ile siber suçla ilgili uzmanlardan oluşan bir komite kurulmasıyla başlamış…1997 yılında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi siber suç kapsamına giren konulara ilişkin bağlayıcı özelliğe sahip olacak hukuki bir metin hazırlanmasını bu Komiteden isteyince, ilk uluslararası sözleşmenin temelleri atılmış oldu.
Hedef “ortak bir ceza politikası” oluşturabilmek. Toplumun ve kişilerin “siber suça” karşı hukuki normlarla korunması için yasal mevzuatın kabul edilmesi ve uluslar arası işbirliğinin geliştirilmesi.. Hak ihlallerini engellemek, kişilik haklarını korumak, telif haklarının uygulanması sağlamak, ağ ihlallerini, sahtecilik fiillerini, çocuk pornografisini önlemek için uluslar arası bir ceza politikasının kabul edilmesi ve uluslar arası işbirliğinin kurulup geliştirilmesi zorunludur.
“Avrupa Konseyi Siber Suç Hakkında Taslak Sözleşme”sinde bilgisayar sistemi, bilgisayar verisi, hizmet sağlayıcı ve trafik bilgisi gibi tanımlara yer verilmiştir. Acaba bu tanımlar ne anlama geliyor?
“Bilgisayar Sistemi” ne demektir? Tanım şöyle : “Bilgisayar sistemi ile ifade edilen donanım ve dijital verinin otomatik olarak işlenmesi için geliştirilmiş olan yazılımdan oluşan cihazdır. Bu tanım, girdi, çıktı ve saklama özelliklerini de kapsamaktadır.
Sistem tek başına olabileceği gibi kendine benzer cihazlardan oluşan bir ağa da bağlı olabilmektedir.” Bu tanımda “Otomatikten” anlaşılması gereken “insan müdahalesinin” bulunmaması demektir. “Verinin işlenmesinden anlaşılması gereken” ise bir bilgisayar programı tarafından işletilen bilgisayar sistemi içersinde çalışan veridir.
Bilgisayar programı istenilen sonucu almak için bilgisayar tarafından işletilen bir talimatlar bütünüdür. Bilgisayar farklı programlar işletebilir. Bilgisayar sistemi genellikle farklı parçalardan oluşmaktadır; merkezi işletim ünitesi ve çevreselleri. Buna göre çevresel cihazlar işletim üniteleri ile karşılıklı ilişki içerisinde işleyen yazıcı, tarayıcı, CD okuyucu, yazıcı ya da diğer saklama cihazlarıdır. Ağdan anlaşılması gereken bir veya daha fazla bilgisayar arasındaki ara bağlantıdır. Bu bağlantı kablo veya tel ile olabilir. Ayrıca radyo, infrare veya uydu vasıtasıyla veya her iki yolla da olabilir. Ağ coğrafi olarak küçük bir alanla sınırlı kalabileceği gibi (yerel ağ) geniş bir alan içerisinde de geçerli olabilir. Bu ağlar kendi aralarında da bağlantılı olabilirler. Internet bir çok ara-bağlantılı ağdan oluşan küresel bir ağdır. Bilgisayar sistemleri ağlara son noktalar olarak bağlanabileceği gibi ağ üzerinde iletişimi sağlamaya yardımcı olmak amacıyla da ara da bağlanmış olabilirler. Farklı tiplerde de ağlar bulunmakta olup ister internete bağlı olsun, ister olmasın bilgisayar sistemleri arasında bilgisayar verisinin iletişimini sağlamaktadırlar.
“Bilgisayar Verisi” ne demektir? Bilgisayar verisi tanımı “işlenmeye uygun” ifadesini içermektedir. Yani, verinin bir bilgisayar sistemi tarafından doğrudan işlenecek formda bulunmasıdır. Veri, elektronik veya diğer doğrudan işlenebilir formda olan veri anlamında kullanılmaktadır.
“Hizmet Sağlayıcı” denilince ne anlaşılmalı? Hizmet sağlayıcı tanımı, bilgisayar sistemlerindeki verinin işlenmesinde veya iletişiminde rol oynayan kişilere yönelik olarak kullanılan oldukça geniş kapsamlı bir tanımdır. Hizmet sağlayıcı tanımı hem kamu hem de özel sektörü kapsar. Hizmet sağlayıcı tanımı içerisine, hizmetleri kullanan kişiler için verileri işleyen veya depolayan işletmelerde girer. Örneğin ağa bağlantı sağlayan ve hosting hizmeti veren bir işletme bu kapsam içerisinde yer almaktadır. Ancak içerik sağlayıcı, iletişim veya ilgili veri işleme hizmetlerinden birini sunmuyor ise, hizmet sağlayıcı tanımı içerisinde yer almayacaktır.
“Trafik Bilgileri” ise özel bir hukuki rejime tabi olan bilgisayar verisi olup, iletişim zincirinde, iletişimi başlangıcından varış noktasına kadar sürdüren bilgisayarlar tarafından oluşturulmaktadır. Trafik bilgisi suça yönelik soruşturmalarda kanıtların elde edilmesinde kullanılır. Trafik bilgileri içerisinde iletişimin başlangıç noktası (telefon numarası, IP adresi gibi), rotası, zamanı, tarihi, büyüklüğü, süresi ve hizmetin sağlanma şekli (dosya transferi, e-posta gibi) bulunmaktadır.
Umarım, “İnternet”in yasal, sosyal, ticari, ekonomik, siyasal ve demokratik yapılanması konusundaki ısrarla yerimizde saydığımız çalışmalarımız için bu sözleşme bir arpa boyu yol almamızı sağlar…
Türkiye’de İnternet ortamındaki yayınlarla ortaya çıkan sorunların başında gelen “yayından sorumluluk hallerinin” hiç birisi yasal bir düzenlemeye bağlanmamıştır. Umarım, belki Çoşkun Ak ile ilgili olan 9.Ceza Dairesinin kararı veya Yargıtay 4 Hukuk Dairesinin kararı, benzer davaların “iddianameleri”, “gerekçeli kararları”, “Yargıtay bozma ilamları” “karşı oy” yazıları ve eğer dikkate alınırsa davalardaki “savunmalar” veya uluslararası sözleşmeler sorunlara çözüm getirmek için yol gösterici olur… Umarım bir daha kırk aylık mahkumiyetlerin getirdiği veya getirebileceği benzeri sorunlar yaşanmaz…
Yazı Dizimiz Burada Bitiyor. Bu konudaki en kapsamlı çalışmalardan birisi olan bu yazı için Av.Fikret İlkiz’e teşekkür ediyoruz.