NSA’in teknik takip ve izleme skandalı sonrasında hayli çarpıcı ve skandal niteliğindeki bir yorum da Avrupa Birliği Adalet Komiseri Viviane Redding’ten geldi. Redding, bu tip faaliyetleri kınamak ve etkin bir biçimde soruşturmak yerine AB’deki istihbarat ekiplerinin birlikte çalışmasından ve NSA’e rakip olmasından bahsediyor. Bu açıklamalar siyasilerin dinleme yapılmasından değil, kendilerinin dinleme yapamamasından rahatsız olduklarını gösteriyor.
Eski CIA çalışanı Edward Snowden, NSA tarafından gerçekleştirilen teknik takip ve izleme faaliyetleri hakkında çarpıcı detaylar açıklamaya başladığında tüm dünyada yer yerinden oynadı. Skandalın boyutları ortaya çıkmaya başladıkça, pek çok ülkede ciddi tartışmalar ve diplomatik krize varan gelişmeler yaşandı. Ancak siyasilerin bu konudaki tavırları, teknik takip ve dinleme uygulamalarını yasal zemine oturtmak ve istihbarat kurumlarının ellerindeki yetkiyi sınırsız bir biçimde kullanmalarını engellemek gibi gözükmüyor. Aksine, bu konudaki tavır giderek ülkelerin kendi internet servislerini daha dışa kapalı hale getirme ve kendi karşı istihbarat yeterliliklerini güçlendirme şeklinde gerçekleşiyor.
Bu durumun son örneği, Yunanistan gazetelerinden Naftemporiki’ye bir demeç veren AB Adalet Komiseri Viviane Redding’in sözlerinde karşımıza çıkıyor. Redding, verdiği demeçte NSA faaliyetleriyle birlikte AB çapında istihbarat servislerinin ortak çalışma konusundaki eksikliklerinin ortaya çıktığını ve bu konudaki işbirliğini geliştirerek NSA’in karşısında durabilecek bir rakip yaratmaları gerektiğini söylüyor. Redding, 2020 yılında Avrupa İstihbarat Servisi adlı ortak bir çatı kurulmasını da öneriyor.
Avrupa çapında tüm istihbarat servisleri için bir çatı görevi görecek bir yapılanma ilk defa 2004 yılında İspanya’da yaşanan bombalı saldırıların ardından gündeme gelmişti. Ancak Fransa, Almanya ve İngiltere gibi ülkeler bu plana yanaşmayınca ortak istihbarat çatısı fikri de suya düşmüştü. Şimdi Redding’in NSA ifşaatlarını yeni bir fırsat olarak gördüğü anlaşılmakta.