2 gün evvel “İnternet Erişim Birliği” kurulması yolundaki tüzük tartışmalarını okuyucularımız için özetlemiştik. O haberde belirttiğimiz hususlardan 2 tanesi, 325 erişim sağlayıcı olduğu ve BTK’nın kendi hazırladığı tüzük için, bu sayının 4’te biri olan 82 imzayı toplama şansının gözükmediği yönündeydi.
Ama anlaşılan son 3-4 aydır ülkemizde gördüğümüz bir eğilim ağır bastı yine. Duyumlarımıza gore, BTK’nın geçen hafta toplantıya 45 erişim sağlayıcıyı çağırmasının bir amacı varmış. BTK, imza sayısına erişemeyince, başkalarının topladığı imzaya bakmayacak çünkü oyunun kurallarını değiştiriyor gibi gözüküyor.
BTK’nın Tüzüğü Baskılara Rağmen Sadece 11 Firma Tarafından mı İmzalandı?
Aldığımız bilgiye göre, bütün zorlamalara ve hatta bazen tehdite vardığı iddia edilen baskılara ragmen, firmalar BTK tarafından hazırlanmış tüzük’ü imzalamadı. İmzalayan sadece Türk Telekom ile Turkcell ve türevleri olan firmalar. BTK tüzüğünü toplam 11 firmanın imzaladığı bildiriliyor.
Neden Türk Telekom ve Neden Turkcell derseniz.. Malum Türk Telekom ile BTK zaten çok uzun yıllardan beri birlikte hareket etmekle suçlanıyor. Bunu serbestleşmenin üzerinden 10 yıl geçtiği halde hala Türk Telekom’un tekelini sürdürmesi ile görüyoruz zaten.
Diğer yandan Turkcell’de son 3 yılda ortaklar arasındaki kavgalar ortaya çıkmış ve geçen yıl yönetim kurulu iptal olmuştu. SPK borsadaki hissedarları korumak adına (Turkcell maddesi olarak bilinen) bir madde yayınlamış, belli bir süre bekledikten sonra da Turkcell Yönetim kuruluna atama yapmıştı. Bugün Turkcell yönetim kurulunda 2si AKP’li bakan olmak üzere hükümet tarafından (hatta iddiaya gore bizzat Başbakan tarafından) atanan 5 üye bulunuyor. Dolayısıyla Turkcell ve türevleri olan Superonline ile Millenicom’un da bu tüzüğe imza atmaları tuhaf değil.
Peki bu tüzüğe imza atmak istemeyen, bazısı büyük ama genellikle daha küçük olan ve sayıları 315’e ulaşan erişim sağlayıcı ne durumda?
Anladığımız kadarıyla ve çeşitli firmalarla yaptığımız görüşmeye göre, ne yapacağını henüz bilemeyen firmalar var. Çoğu firma KOBİ ölçeğinde. Bir yandan Türk Telekom-Turkcell-BTK grubunun başlarına bir çorap ördüğünü düşünüyor ve söylüyorlar. Bu tüzüğün yürürlülüğe girmesiyle birlikte, küçük firmaların yok olacağını iddia ediyorlar.
Diğer yandan da, bu küçük firmalar, bu tüzük-hukuk konularına biraz daha uzaktan ve “acaba bir oyuna mı gelir miyiz?” şeklinde bakıyorlar. Gerçi başlarının üzerinde 19 mayısa kadar birlik kurulmaz ise “ceza alacakları” konusu bir Demokles’in kılıcı durumunda ama bu firmalar tüzük konusunda şüpheye düşmüş durumdalar. BTK’nın önce büyük firmalarla toplantılar yapması, Turkcell ve Türk Telekom’un da buna olumlu yaklaşımları ve hatta imza koymaları, sektörde bu 3’lünün herkesi yok etmek istedikleri ya da en azından böyle olmasına memnun bakacakları şeklinde yorumlanıyor.
Bir yandan da küçük firmaların içlerinde böyle bir grup oluşmuş ve bu grup kuvvetlenerek, bu 3’lü ile pazarlık yolu arıyor durumunda.
Peki sonuç ne olur?
BTK son dönemde ülkemizde görüldüğü üzere, “durum uymaz ise, durumu kendilerine uyduruyor” şeklinde hareket ediyor. Kanunda böyle olmamasına rağmen, “sadece aboneleri olan” firmaları erişim sağlayıcı saymak formulüne gitmişler denildi. Bunlar da 45 firmaymış. Dolayısıyla şimdi imza almaları gereken firma sayısı 82 değil sadece 13 ve bu 13 firmanın da 11’inin imzasını aldıkları söylentisi var. 2 firmadan daha imza aldıkları takdirde BTK işi bitiriyor ve tüzük bu diye ortaya çıkacak.
Diğerleri ne yapıyor derseniz? KOBİ boyutundakilerin ne yaptığını yazmıştık. Telkoder ise yeterli imzayı topladığını belirtiyor. Onlarla yaptığımız bir söyleşiyi de yarın yayınlayacağız. Telkoder, sektörü birleştirmek istediğini belirtiyor ve bu nedenle de henüz kararını vermemiş olanlarla görüşüyor.
Erişim Sağlayıcılar Sektörü Yok Olur mu?
Eğer BTK 13 imza aldığı tüzüğü, resmi tüzük kabul eder ve diğerlerinin 100-120 kadar imzası olan tüzüğünü görmezden gelirse, erişim sağlayıcılar sektörünü de kara günler bekliyor demektir diyorlar. Çünkü BTK’nın tüzüğü devletin söz sahibi olduğu, erişim sağlayıcıların fazla seslerinin duyulmadığı bir tüzük halinde.
Şimdi erişim sağlayıcılar bu endişeler içinde. Çünkü İnternet Servis Sağlayıcılar Sektörünün durumu ortada. Bir zamanlar 80’lere çıkan firma sayısı bugün 2-3.
Belli ki devlet bu yolla interneti kontrol altına almayı daha kolay bir yol olarak görüyor ve şimdi erişim sağlayıcıları azaltmaya yöneldi gibi yorumlanıyor.
Son cümle şu; biz internet kullanıcıları ise, bir istihbarat kurumu olacağından fena halde şüphe duyduğumuz bu birliğin kurulmasını istemiyoruz. Bu nedenle de, ana muhalefet partisi tarafından Anayasa Mahkemesine bu internet maddeleri için yapılacak başvuruyu neden hala yapmadığını sorguluyoruz.