Cezayir’deki deprem nedeniyle İtalya-Fas arasında koptuğu düşünülen kablo, 30’a yakın ülkenin erişim hatlarını taşıyordu ama etkilerini en fazla Türkiye yaşadı/yaşıyor. % 17’ye düşen internet hatları kapasitesinden ötürü ülkenin günlük zararı en az 60 milyon $. İşte “Neden Türk Telekomünikasyon sektörü özelleşmeli”nin cevabı …
Biliyorum en kolayı “İşte Ben Demiştim” demek diyeceksiniz ama başka ne yapmalıyım şimdi? Herşeye “yarabbi şükür” deyip bir kenarda mı oturalım? İşte manzarayı görüyorsunuz. Cezayir’de deprem oluyor ve Türkiye internet kullanım kapasitesi bir anda mevcudun % 17’sine düşüyor ve biz kaderimize küskün bir şekilde bakınıyor ve bekliyoruz.
Halbuki, aynı olayı Telekom sektörünün serbestleştiği ülkeler çok kolay atlatıyor. Çünkü bu ülkelerde rekabetin getirdiği servis çeşitliliği var. Bu nedenle de Fas-İtalya hattındaki kablo kopukluğu bu ülkelere zarar veremiyor. Hatta olayın meydana geldiği Akdeniz’deki ülkeler bile bizim kadar etkilenmiyorlar.
İnternet, özellikle mail servisleri, diğer web servisleri artık iş hayatımızda da ağırlıklı olarak kullanılıyor. Bu firmalar için internet kesilmesinin, elektrik kesilmesinden pek farkı yok. Peki, bu durumda, her hangi bir kurum “ülkenin bu kadar etkilenebileceği bir servis”i tek başına vermeli midir? Hayır.. Bu bir beceri ya da niyet meselesi değil. Bu sistem sorunu.
Peki sizler, bu satırları okuyan siz turk-internet.com okuyucuları, sizler neler düşünüyorsunuz?
Türkiye bu tür bir internet servisine mi layık? Ne dersiniz? Firmanızın şu % 17’ye düşen internet kapasitesinden uğradığı zarar nedir? İşlerin yavaşlaması ve hatta olamaması sonucu Türkiye’nin toplam zararı nedir?
Hadi gelin bir hesap yapalım..
Önce, Türk Telekom’un dışarıya giden hatlarının olduğu TTnet – Uplink Hatları sayfasına göz atalım.
Dışarıdan Geliş | Dışarıya Gidiş | |
TTnet’in YurtDışı Bağlantıları | 1.132 MBit | 1.011 MBit |
Kablo kopması sonrası Kullandığımız Yurt Dışı Bağlantısı | 200 MBit | 79 MBit |
Şu anda Kullanılan Oran | % 17.6 | % 7.8 |
Şimdi buradan hareketle hesaplamalarımıza başlayalım;
Önce devrelerin durmasından oluşan zarara bir bakalım..
6 x 155 MBit’lik devre durdu dersek.. Şimdi Türk Telekom tarifesinden (Bkz : Türk Telekom / tarifeler) 155 Mb/s devrenin yarım devre fiyati SDR 625.000/ay, bu da USD olarak 880.000/ay eder (SDR = 1.41 USD kaynak TCMB web sitesi). Yani kesinti 5 gün sirecekse, 6 devre için 5.280.000 $’lık zarar soz konusu.
Aynı zararı karşı taraf yarım devresi için düşünelim (şimdilik aynı fiyatmış kabul edelim) toplam 10.560.000 $/ay eder. Bu da 353.000 $/gün anlamına gelir. Yani 5 gün için 1.760.000 $ devre kaybı sözkonusu.
Diğer yandan çok kolay olmasa da bir iş kaybı hesabı yapalım;
Kapasite eskisine nazaran %17 seviyesine düştü. Dolayısıyla internet üzerinden işlem yapan firmalar, işlerini % 17 verimlilik ile gercekleştirebildiler. Bunu % 20 olarak kabul edelim. Türkiye’de iş hayatında internet kullanan toplam 4 milyon internet kullanıcısı var kabulünü yapalım ve İnternet kullanan kişiler için saat başına alınan ortalama maaş (yapılan üretim bu rakamdan
yüksektir) 5 $ kabul edelim. Günde 4 saat internet kullanılsa kayıp şöyle hesaplanabilir: 4.000.000 x 5 x 4 = 80.000.000 $ yerine, verim hesabı ile baksak.. 80.000.00 $ x 20% verimlilik = 16.000.000 $ üretilecek yani kayip 80-16 = 64 milyon $/gün oluyor.
Şimdi bu rakama bir bakın. Bu rakam bir tahmin. Belki zarar bunun da üstünde. Neden? Çünkü inatla serbestleşmeyen telekom sektörümüz, bizi tek bir omurgaya yani TTnet’in oluşturduğu omurgaya mecbur kılıyor. O omurgada da, hatların büyük bir çoğunluğu yani % 80’i aynı hat üzerinden gittiği yani yumurtalar tek sepete konduğu için biz bugün böyle bir internet kullanıyoruz.
Tabi bu arada, 2 noktayı daha hatırlatalım. Bunlardan ilki, normal durumda 1.132 MBit olan dış bağlantı, aslında Türkiye’ye uzunca bir süredir yetmiyor. Türkiye’nin mevcut ihtiyacı 2,000 Mbit civarı. Dolayısıyla hattın bugünkü seviyesi ihtiyacın % 10’larında.
Bu arada TT yetkililerinin Acıbadem’den 34 MBit’lik bir bağlantıyı kısa dönem de olsa devreye sokmaya çalıştıklarını öğrendik.
İkinci nokta ise, ISS’lerin kurumsal dış bağlantıları mevcut. 200 MBit kadar olan bu hatlar, her ISS’in kendi abonelerine hizmet ediyor. Bu hatlar sayesinde Türk İnternet kullanıcısı biraz daha rahatlıyor. Tabi bu sözlerim üzerine, “madem ISS’lerin hatları var, neden sektör serbest değil diyor” diye düşüneceksiniz. Buradaki fark şu. ISS’lerin bağlantıları sadece kendilerine ait ve kendi müşterilerini koruyor. Ancak omurga olduğu zaman sadece kendi ISS’inizin değil, omurganın tüm olanaklarından yararlanıyorsunuz. Örneğin ISS’inizi ABD’de bağlantısı olmayan yere, omurga vasıtasıyla daha kısa yoldan gidebileceksiniz. Telekom sektörü serbest olmadığı için, bir carreer sınıfı omurga kurulamıyor.
İşte bunu anlatmaya çalışıyoruz. Eğer en azından ikinci bir omurga olsaydı, bugün sorundan sadece TT omurgasını kullanan ISS’ler etkilenecekti. O zaman muhtemelen ISS’ler her 2 omurgadan da hat alacaklardı. Dolayısıyla bu kesintiyi belki diğer Omurga üzerinden rahatlıkla çıkacağımız için farkedemeyecektik bile. Oysa şimdi 5 gün ya da belirsiz bir süre yavaş bir internete katlanmak zorundayız. Bu olay bize internetin serbestleşmesinin önemini bir daha göstermedi mi?