2014 yılında Çin, kendi vatandaşlarını çeşitli yöntemlerle izleyerek onlara puanlar vereceğini ve bu puanlama sonucunda ödül-ceza yöntemi uygulayacağını açıklamıştı. “Sosyal Kredi Sistem” (SKS) olarak adlandırılan bir sistemle büyük veri işleme, yapay zekâ, yüz tanıma teknolojileri, sosyal medya kullanımı, nesnelerin interneti (IoT –Internet of Things) gibi birçok yeni teknoloji kullanılacağını da görebiliyoruz. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer alan Çin, teknolojiyi de bir o kadar hızlı uygulayarak dijital dönüşümü ülkesindeki günlük hayata yansıtıyor.
Geçtiğimiz aylarda, 2020 yılında tam olarak hayata geçecek olan bu sistem ile ilgili çeşitli haberler basına yansımıştı. 43 farklı belediyede yapılan gözlemler ilginç sonuçlar ortaya koyuyorlar. Örneğin, sigara içilmesinin yasak olduğu alanlarda sigara içenler puan kaybediyorlar. Puan kaybedenler nasıl cezalandırılıyor derseniz, uçak yolculukları kısıtlanabiliyor, “business class” uçmaları yasaklanabiliyor, kullandıkları internet hızı azaltılabiliyor.
Zamanında borcunu ödememek, sosyal medyada yalan haber yaymak puan düşürücü eylemlerden. İşe alımlarda da krediniz düşükse işverenler tarafından değerlendiriliyor ve işe girme şansınız azalıyor. Askerlik görevini yerine getirmemiş olanlar da düşük puan alıyor ve iyi otellere kabul edilmiyor. Köpeğiniz çok havlıyor ve sosyal ortamı bozuyorsa puan kaybediyorsunuz ve krediniz biterse evcil hayvanınızı elinizden alabiliyorlar.
Sosyal puanı düşük olan bir ebeveynin çocuğunun iyi bir okula bu yüzden kabul edilmediği de basına düşen haberler arasında yer almıştı. Buna karşın iyi bir vatandaşsanız ve krediniz yüksekse elektrik-gaz faturalarınızda indirimler alıyorsunuz, bürokratik süreçler kısalıyor, işlerinizi daha hızlı halledebiliyorsunuz. Bankalarda kredi almak kolaylaşıyor. Hatta eş bulma sitelerinde daha fazla alternatif karşınıza çıkıyor.
Bireyler için uygulanan bu sistem şirketlere de uygulanıyor. Ekonomik büyümeye katkı yapan şirketler desteklenirken, vergi kaçıran, yolsuzluk yapan şirketler cezalandırılıyor.
Çin devletinin uygulamasından önce 2015 yılında Jack Ma’nın kurucusu olduğu AliBaba e-ticaret şirketi, “Sesame Credit System” (Susam Kredi Sistemi) adı altında bir platformda, çalıştığı şirketlere ve müşterilerine buna benzer bir uygulamaya başlamış. Bu yapıda çok alışveriş yapıp borcunu zamanında ödeyenler yüksek puan alıyor. Ayrıca skoru iyi olanlar kolaylıkla kredi kullanabiliyorlar. Yine kredi puanı yüksek olanlar hastanelerde %60’a kadar indirim alabiliyorlar ve çok daha hızlı bir sağlık hizmetinden faydalanabiliyorlar. Bisiklet kiralamada depozito ödemiyorlar, kütüphanelerden ücretsiz yararlanabiliyorlar, tren istasyonlarında özel dinlenme salonlarından (lounge) faydalanabiliyorlar. Sistemin esas amacı ise krediye kolay ulaşma olanağı sağlamak olarak gösteriliyor.
SKS sisteminin denemelerinin sonuçları da yavaş yavaş kendini göstermeye başlamış. Artık herkes trafik kurallarına daha fazla riayet etmeye çalışıyor, yayalara yol veriyormuş. Yaşlıların hastaneye gitmesine, bozulan bir arabanın yoldan çekilmesine yardımcı olup puan toplanıyormuş. Buna karşın nehirlere çöp atanlar, kavga edenler, duvarlara poster yapıştırıp kirletenler puan kaybetmişler.
Bu denemelerin sonunda elbet kurallar revize olup optimum bir ortamın kurulacağını ümit ediyorlar ama herkesin kendine göre yorumladığı ve tüm bu uygulamaların referans alındığı yasaya da kısaca bir göz atalım.
Sosyal Kredi Sistemini (SKS) doğal bir güvenilirlik kültürü kavramının oluşturulmasını, geleneksel güvenilirlik erdemini teşvik ederek ödül ve cezalandırma mekanizmaları ile güvenilmezliği sınırlandırmayı ve böylelikle toplumdaki güvenilirlik bilincini ve seviyesini yükseltmeyi amaçlayan bir yasa olarak tanımlayabiliriz.
Yasanın uygulanmasında geçilecek adımlar ise özetle şöyle:
Temel alanlarda güvenilirlik oluşturmak
Devletle ilişkiler, ticari ilişkiler, sosyal güvenilirlik ve yasal güvenilirlik olarak belirlenen 4 temel alanda güvenilirlik oluşturma yasanın esasını belirliyor. Devlette karar alma, uygulama, denetleme ve hizmetlerde şeffaflık, bilgi güvenliği, ticari ve bireysel hakların gizliliği ve korunması ile güven ortamı sağlanıyor. Süreçler hızlandıkça ve iyileştikçe devlete olan güvenin artması ve sözünde duran bir mekanizma öngörülüyor. Ticari ortam bürokratik olarak iyileştiriliyor, hızlandırılıyor ve kredi raporlama sistemleriyle destekleniyor. Piyasada fiyatların oluşmasında standardizasyon, şeffaflık ve denetleme ile güvenilirlik artırılıyor.
Devletin bu derece vatandaşları izliyor olması her zaman hoş karşılanmıyor. Her yerde sayısı 200 milyonu bulan kameralar insanların neler yaptıklarını takip ediyorlar. “Big Brother is watching us – devlet bizi takip ediyor” duygusu herkesi sarıyor. Bu da dünyadaki ilk “Distopik diktatörlük” (Dystopian Dictatorship) olarak adlandırılıyor.
Sosyal güvenilirlik, Sosyal Kredi Sisteminin (SKS) kurulmasının temelini oluşturuyor. İnsanların birbirlerine iyi niyetle davranması ve dürüstlüğü öne koymaları halinde ahenkli ve dostane kişilerarası ilişkiler kurabileceği prensibinden hareketle toplumun ve uygarlığın gelişimini teşvik etmek ve sosyal uyum, istikrar ve kalıcı barış ve düzeni sağlayacak bir ortam yaratılmaya çalışılıyor. Sağlık, hijyen, aile planlaması alanları düzenleniyor. Örneğin doktorların çalışmalarında etik kurallara uyum, yardımseverlik, tanı, tedavi süreçlerinde şeffaflık ve süreçlerin denetlenmesi ile güvenilirliğin artması hedefleniyor. Bir başka örnek ise fikri mülkiyet haklarının korunması konusunda yapılacak düzenlemelerle güvenilirliği artırmak. Örnekleri çevreyi koruma, kültür, spor, turizm ve benzeri alanlarda da çoğaltmak mümkün.
Yapay zekâ, vücut taraması, konum takibi ile ne zaman, nerede, kiminle ne yapıyorsunuz soruları net olarak biliniyor. Gizlilik nerdeyse imkânsız hale geliyor. Herkes bilmese bile en azından veriye sahip olanlar (devlet, teknoloji devleri, telekom operatörleri gibi) biliyorlar. Bu veriler de SKS gibi sistemler ile işlenerek kredi derecelendirmelerinde kullanılıyor. İnsanlar verdikleri sözleri tutar, iyi bir vatandaş olurlarsa bütün dünyayı gezebiliyorlar, aksi takdirde adım bile atamıyorlar.
Yargıda güvenirliliğin artırılması ise önemli konulardan biri. Bu hedefe ulaşmak için de bir temel hazırlanıyor. Yargı sistemindeki mekanizmaları düzenleyerek yasaların doğru uygulanmasını, yasalara uyma ve tüm ihlallerin izini sürüp eşitliği sağlamayı, yargı yapmada daha bilimsel, sistematik ve standardize çalışmayı teşvik ediyor.
Sistemin açıklarını bulan gazetecilerin kara liste’ye (blacklist) alınıp sosyal medya kullanımlarının, seyahat özgürlüklerinin kısıtlandığı örnekler de yok değil. ABC News haberine göre Uygur Türklerinin yaşadığı bölge olan Sincan, sosyal skorların en uç noktalarda uygulandığı ve hatta bazıları tarafından “dünyanın en büyük açık hapishanesi” olarak adlandırılan bir yer. Bu bölgede yüz tanıma yöntemleri şehrin her yerine kurulan kameralarla yapılıyor ve politik amaçlı azınlıkların (Uygur Türkleri) kontrolü için kullanılıyor.
Güvenilirlik eğitimi ve bir güvenilirlik kültürü oluşturmak
Sosyalist değerler sisteminin kurulması, bu değerlerin geliştirilmesi ve uygulamaya geçirilmesi temelinde, vatandaşlık ahlakının tesis edilmesi ve manevi bir medeniyetin oluşturulması süreci boyunca güvenilirlik eğitimleri veriliyor. Toplum içinde ahlaki yargılama, olayları analiz etme ve değerlendirme yapma ve insanları güvenilirlik, dürüstlük, ahlak ve nezaket konusunda yönlendirmeyi amaçlıyor.
Ödül ve cezayı ön plana alan SKS için işletme mekanizmalarını geliştirmek
Güvenilirliği teşvik etmek ve güvenilmezliği cezalandırmak bu sistemin temel çalışma prensibini oluşturuyor. Güvenilir işletmelere ve örnek bireylere övgüler düzmek ve ödüllendirmek için mekanizmalar üretiliyor. Güvenilirliğin onurlandırdığı ve güvenilmezliğinin utandırıcı olduğunu şeffaf bir şekilde paylaşılması isteniyor. Bunun için kanun, yönetmelik ve standartlar sistemi kuruluyor. Güvenilirlik Bilgi Yönetim Sistemleri ile bilgilerin korumasını sağlanıyor ve çevrimiçi güvenli sistemler geliştiriliyor. Bu sistemlerin güvenliği için denetimler yapmak, risk değerlendirmesi yapmak ve hiyerarşik kredi bilgi güvenliği koruması uygulamak gerekiyor.
SKS sistemini uygulamayı desteklemek için bir yapı kurmak
Sosyal Kredi Sisteminin kurulması için ihtiyaç duyulan finansal kaynakların sağlanması, gereken harcamaların yapılması inovasyon ve tanıtım projeleri gerçekleştirilmesi ile ilgili devlet kurumlarının görevlerini yerine getirmesi gerekiyor. Güzel örneklerin teşvik edilip tanıtılması da sistemi özendirmesi anlamında destekleniyor.
Özünde daha güvenilir ve yaşanası bir toplum yaratabilmek için kurgulanmış olan bu yasa, kimi zaman çok da hoş karşılanmayan uygulamalara sebep olabiliyor. Bunun örnekleri 2014’den beri yapılan deneysel örneklerde görüldü. Hobilerin, yaşam tarzının, alışveriş alışkanlıklarının skorları etkilediği, örneğin fazla bilgisayar oyunu oynamanın puan düşürdüğü söylendi. Çin’de tüm sosyal paylaşım sitelerinin işleten 2 teknoloji devi Alibaba ve Tencent’in ellerindeki büyük veriyi kişisel verilerin gizliliğine aykırı olarak kullanabilecekleri söyleniyor.
SKS sisteminin en temel olumsuz görülen yönlerini şöyle saymak mümkün:
Her an izleniyor olmak
Her yerde kameralarla görüntümüzün, lokasyon takip sistemleri ile nerede olduğumuzun, sağlık kayıtlarımız ile her türlü sağlık sorunu veya bilgimizin, bankalar, finans sistemleri ile tüm alışveriş ve harcamalarımızın, sosyal paylaşım sitelerindeki paylaşımlarımız ile duygu durumumuz, sevdiklerimiz, sevmediklerimizin, mesleki bilgilerimizin, e-devlet’te yer alan her türlü adli, trafik, tapu, aile bağlantıları ve benzeri bilgilerin izlendiğini bilmek en azından iyi hissettirmiyor.
Veri güvenliğinin belirsizliği
Her türlü özel bilgimiz saklayan bu dijital sistemler ne derece güvenli, bu bilgilere kimler erişiyor, kötüye kullanılabilir mi?
Kişisel verilerin izinsiz işlenmesi ve paylaşılması
Kişisel verilerimiz izinsiz paylaşılıyor, ticari olarak satılabiliyor mu?
Doğuda bütün bunlar olurken batıda da benzer bazı uygulamalar hayatımıza giriyor esasen. Birkaç örnek vermek gerekirse:
- Geçtiğimiz mayıs ayında UBER, düşük puan alan yolcuların sistemi kullanmasının engelleneceğini açıklamıştı.
- Bir başka örnekte ise Newyork’ta bir okulda yüz tanıma sistemi uygulaması daha önceden silahla okula gelen ya da tehlikeli görülen kişilerin okula girmesinin yasaklanması için kullanılıyor.
- ABD vize başvurularında sosyal medya hesaplarının da paylaşılmasını istiyor. Böylece Facebook, twitter benzeri platformlardaki paylaşımlar vize alıp alamayacağınız konusunda etkili oluyor.
Teknoloji dünya düzenini daha iyi olma yolunda zorluyor ama iyiyi kimin tarif ettiği ve nasıl uygulayacağı kritik hale geliyor.