Özel hastanelerde sahtekarlığı önlemeye yönelik olarak SGK tarafından uygulamaya konulan “Avuç içinden Kimlik Tespiti” ya da “Parmak izi okuma” uygulaması Danıştay tarafından, “kamu makamlarının kişisel verileri keyfi kullanma hakkı olmadığı” tespiti ile Anayasa çerçevesinde durduruldu. Uygulama, bazıları tarafından “fişleme” olarak adlandırılıyor.
Danıştay’ın gerekçeli kararında Anayasa’ya göre kamu makamlarının kişisel verileri “keyfi” kullanma hakkının olmadığı belirtilirken, bu konuyu “terör ve suç örgütlerinin kişisel verileri ele geçirme yönündeki faaliyetlerinin artması gibi etkenler, günümüzdeki kişisel verilerin en üst seviyede korunmasını zorunlu kılmaktadır” şeklinde açıkladı.
Danıştay, “Uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğacağı açıktır” diyerek, söz konusu maddelerin yürütmesini durdu. Davayı açan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), düzenlemenin yürürlükte olduğu dönemde alınan parmak izi veya avuç işi tarama bilgilerinin mahkeme kararı doğrultusunda “derhal” imha edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), özel hastanelerde muayene olmak isteyenlere SGK’nın zorunlu kıldığı Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemi’ne ilişkin Danıştay’a başvurmuştu.
Danıştay kararında “kişisel verilerin korunması hakkı”nı vurgulayarak, “Bilişim teknolojilerindeki gelişmeler, geleneksel yöntemlerle mümkün olmayan çok sayıda verinin toplanabilmesi, daha önce birbirinden ilişkisiz şekilde tutulan pek çok verinin merkezi olarak bir araya getirilebilmesi, veriden yeni veriler üretme kapasitesinin artırılması, verilere erişim ve veri transferinin kolaylaşması, kişisel verilerin ticari işlemler için kıymetli bir varlık niteliği kazanması sonucunda, özel sektör unsurlarınca yaratılan risklerin daha yaygın ve önemli boyutlara ulaşması, terör ve suç örgütlerinin kişisel verileri ele geçirme yönündeki faaliyetlerinin artması gibi etkenler, günümüzdeki kişisel verilerin en üst seviyede korunmasını zorunlu kılmaktadır” dendi.
Kararda, kişisel verilerin korunması hakkının Anayasa ile güvenceye bağlandığının, “kamu makamlarının keyfi müdahalelerine karşı korunma altına” alındığının altı çizildi.
Durdurulan Maddeler
Yürütmesi durdurulan maddeler şunlar;
1.6 – Kimlik tespiti
(1) Sağlık kurum ve kuruluşlarınca, kişilerin müracaatı aşamasında, acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra, nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya verilmiş ise Kurum sağlık kartı belgelerinden biri ile kimlik tespiti ve biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulaması yapılması zorunludur. Kimlik tespiti, biyometrik kayıt işlemi veya biyometrik kimlik doğrulama işlemini usulüne uygun yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından ödenen tutar geri alınır.
(2) 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu kapsamında sağlanan yardımlardan ücretsiz faydalananların, sağlık kurum ve kuruluşlarına birinci fıkrada belirtilen belgeleri ibraz edememeleri halinde 2828 sayılı Kanun kapsamında bulunduklarını gösterir belgeye göre gerekli işlemler yürütülecek sonrasında söz konusu belgelerin ibrazı ilgili Kurumdan istenecektir.
(3) Kapsamdaki kişilerin kendi adına bir başkasının sağlık hizmeti almasını veya Kurumdan haksız bir menfaat temin etmesini sağlaması yasaktır. Bu fiilleri işleyenlerden Kurumun uğradığı zararın iki katı kanunî faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilir ve ilgililer hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri doğrultusunda suç duyurusunda bulunulur.
1.6.1 – Biyometrik kimlik doğrulama işlemi
(1) Kimlik doğrulamada kullanılacak olan biyometrik sistem ve uygulamaya geçilecek sağlık hizmeti sunucuları, uygulama tarihi ile uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.
(2) Kişinin sağlık hizmeti sunucusuna müracaatı sırasında ilk biyometrik verinin Kurum veri tabanına kayıt işlemi, sağlık hizmeti sunucusu tarafından yapılacaktır.