İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Bölümü bünyesinde bölüm başkanı ve Talim Terbiye Kurulu eski başkanı Prof. Dr. İrfan ERDOĞAN’ın danışmanlığında, ergenlerde siber zorbalık /siber mağduriyet yaşantıları ve bu davranışlara ilişkin öğretmenlerin ve eğitim yöneticilerinin farkındalık düzeylerini belirlemek amacıyla Dr. Hüseyin Serin tarafından Türkiye’de öğrenci, yönetici ve öğretmen katılımı açısından en geniş kapsamlı araştırması gerçekleştirildi.
İstanbul’daki ortaokulların 5, 6, 7 ve 8. sınıflarındaki 4291 öğrenci, 916 öğretmen ve 727 yöneticiyle yapılan ölçek, anket uygulamasında çarpıcı verilere ulaşıldı. Çalışmaya göre, öğrencilerin yüzde 26.52’si bir şekilde siber zorbalığa maruz kalıyor.
Avustralya’da Türk kızı Şeniz Erkan[1] ve Kanada’da Amanda Todd’un[2] intiharı ile gündeme gelen “siber zorbalık” günümüzün önemli sorunlarından birisi haline geldi. Dr.Hüseyin Serin’e araştırma sonuçlarını ve siber zorbalık konusundaki çeşitli görüşleri sorduk :
turk-internet.com: Ülkemizde son dönemlerde daha sık duymaya başladığımız siber zorbalık kavramını tanımlar mısınız?
Dr. Hüseyin SERİN: Günümüzün gençleri, geleneksel iletişim araçlarının yerine daha hızlı ve kullanım kolaylığı olan bilgi iletişim araçlarını kullanmayı tercih etmektedirler. İletişimde kullanılan teknolojik araçların kullanımında görülen çok hızlı değişimlere paralel olarak zorbalığın yeni bir türü olarak ortaya çıkan siber zorbalık, web siteleri, anlık mesajlaşma programları, sosyal paylaşım siteleri, e- posta, sohbet (chat) odaları, cep telefonları, gibi elektronik araçlar vasıtasıyla başkalarına zarar vermek için yapılan kasıtlı ve tekrarlayan, bireylerin tehdit edilmesi, küçük düşürülmesi veya onlara cinsel objeler içeren resim ve mesajların gönderilmesi gibi rahatsız edici davranışları içeren zorbalık türü olarak tanımlamaktayız.
turk-internet.com : Siber zorbalığın görülme biçimleri nelerdir?
Dr. Hüseyin SERİN: Siber Zorbalığın görülme biçimleri genel olarak 9’a ayrılmaktadır. Bunlar: Online Kavga, Siber Taciz, Siber Tehdit, İftira, Dışlama, Alay Etme, Başkasının Kimliğine Bürünme, Taklit, Başkasının Bilgilerini Siber Ortamda İzinsiz Kullanma.
turk-internet.com: Siber zorbalık, geleneksel zorbalık /okul zorbalığıyla benzerlikler taşımasına rağmen, bazı hususi özellikleriyle de geleneksel zorbalıktan ayırt edilebilmektedir. Bu özellikler nelerdir?
Dr. Hüseyin SERİN: Siber zorbalık, teknolojik bir uzmanlık derecesine dayanmaktadır. Siber zorbalık, yüz yüze zorbalığa göre daha dolaylıdır. Zorbalığı yapanın “görünmezliği” söz konusudur. Siber zorbaca davranışlarda bulunanların kimliklerinin genellikle bilinmemesi bu kişilerin yakalanma riskini azaltmaktadır. Siber zorba, kimliğini gizli tutabilmek için, mesaj veya internet gönderilerinde kimlik bilgilerini saklamayı tercih edebilmektedir.
Geleneksel zorbalığa göre siber zorbalıkta seyirci rolü çeşitliliği daha karmaşıktır. Siber zorbalık geleneksel zorbalığa göre daha geniş seyircilere ulaşabilmektedir. Örneğin, bir web sitesinde yayınlanan uygunsuz bir mesajı görebilecek seyirci potansiyeli oldukça yüksektir.
Siber zorbalar, genellikle kısa süre içerisinde, kurbanın reaksiyonunu görememektedir. Direkt bir geribildirim olmadığı için empati kurma veya pişmanlık gösterme durumunun olmaması siber zorbalığı daha kolay hale getirmektedir. Geleneksel zorbalıkta çoğu zorba, kurbanın acı çektiğini izleyip zevk alabilirken siber zorbalıkta bu tatmini yaşayamamaktadır.
Siber zorbalıktan kaçmak zordur adeta “saklanacak yer yoktur.” Kurbana mesajlar cep telefonu veya bilgisayarından veya uygunsuz internet sitesi yorumlarıyla, her nerde olursa olsun ulaşabilir. Geleneksel zorbalıkta kurbanın evine gitmesiyle zorbalıktan ertesi güne kadar uzaklaşabilirken siber zorbalıktan kaçmak daha zordur; kurban her nerde olursa olsun, yazılı mesaj veya e-postaları almaya devam edebilir veya internet sitesindeki uygunsuz yayınları görebilir.
Söyleşinin etkileri ve bazı araştırma bulgularını içeren devamını BURAYI TIKLAYARAK okuyabilirsiniz.