Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TÜBİTAK’ın 4 yıldır ABD’de “Hedef Türkiye Çalıştayları” düzenlediğini belirterek, çalıştaylar ve TÜBİTAK’ın burs programları kapsamında 248 araştırmacının Türkiye’ye geri döndüğünü açıkladı.
Türkiye’de son yıllarda uygulanan politika ve stratejilerle bilim ve teknoloji alanında büyük bir atılım gerçekleşiyor. Ar-Ge için ayrılan kaynak ve yatırımlar önemli derecede artarken, oluşan fırsatlar ile,Türkiye önemli bir cazibe merkezi haline geliyor. Yaşanan olumlu gelişmelerle birlikte daha önce yurt dışına giden bilim insanları Türkiye’ye dönüş yapıyor.
ABD’deki araştırmacılara eve dönüş daveti
Bakan Ergün, tersine beyin göçünün hızlanması için TÜBİTAK’ın‘Beyin göçünün beyin gücüne dönüşmesi’ sloganıyla 2010 yılından bu yana ABD’de “Hedef Türkiye Çalıştayları” düzenlediğini belirtti. Dönüş fırsatlarının anlatıldığı çalıştayların dördüncüsünün bu yıl 10-12 Nisan’da Houston, Raleigh ve Atlanta şehirlerinde gerçekleştirildiğini anlatan Bakan Ergün, “Şimdiye kadar ABD ve Kanada’da toplam 11 farklı noktada gerçekleştirilen çalıştayların bu yılki ayağına ilgi büyük oldu.
Türk araştırmacılara geri dönüş fırsatları sunmak ve ev sahipliği yapmak için Türkiye’den 26 kurum ve kuruluş yetkilisi ABD’ye gitti. 19 üniversite ile birlikte TÜBİTAK MAM, TÜBİTAK BİLGEM, ASELSAN, TOFAŞ, GATE Elektronik AŞ, TUSAŞ Motor Sanayii AŞ ve Başbakanlık Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’ndan yetkililer, ABD’de çeşitli üniversite ve sanayi kuruluşlarında görev yapan 250 araştırmacı ile bir araya geldi.
Kurumlarını tanıtan sunumlar gerçekleştiren katılımcılar, tanıtım masalarında araştırmacılar ile ikili görüşmelerde bulundu. Görüşmelerde kurumlarındaki açık pozisyonları araştırmacılarla paylaştılar.
Çalıştaylarda Türk Araştırma Alanı’ndaki son gelişmeler, araştırmacıların Türkiye’ye dönerken ve döndükten sonra kullanabilecekleri destekler hakkında detaylı bilgi sunuldu. Bu programlardan faydalanarak Türkiye’ye dönüş yapan araştırmacıların başarı hikayeleri paylaşıldı” diye konuştu.
248 araştırmacı Türkiye’ye geri döndü
Avrupa Komisyonu’nun Avrupa’ya dönüş için sunduğu desteklere başvurularda Türkiye’nin, diğer ülkeler arasında üst sıralarda yer aldığına vurgu yapan Bakan Nihat Ergün, şöyle konuştu:
“TÜBİTAK geliştirdiği projeler ve sağladığı araştırma destekleriyle nitelikli insan kaynağını geliştirmek, Türkiye’yi uluslararası bir cazibe merkezi haline getirerek beyin göçünü tersine çevirmek için çalışmalarına devam ediyor. TÜBİTAK’ın yürüttüğü faaliyetler kapsamında bugüne kadar 248 araştırmacı, Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı “Marie Curie Araştırma Programları ve Bursları” destekleri ile Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı (BİDEB) burslarından yararlanarak Türkiye’ye geri döndü. Türkiye’deki cazip araştırma ortamı yabancı bilim insanlarının da ilgisini çekiyor. Türk araştırmacıların yanı sıra yabancı bilim insanları da Türkiye’ye gelmek istiyor.”
Tersine beyin göçü ile bilgi transferi hızlanıyor
Ergün şöyle devam etti :
“Tersine beyin göçü programlarıyla gelen araştırmacıların istihdamı, devlet ve özel üniversitelerin yanı sıra Ar-Ge odaklı sanayi kuruluşlarının da öncelikleri arasında yer alıyor. Türk üniversiteleri ve özel sektör, gelişmiş ülkelerden her türlü bilimsel konuda bilgi transferini kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacı ile Türkiye’ye geri dönüş yapan araştırmacıları istihdam etmeye yönelik stratejiler geliştiriyor. Gelen araştırmacılar özellikle mühendislik ve ileri teknolojiler konusunda geldikleri kuruluşların araştırma kapasitesine ve dolayısıyla Türkiye Araştırma Alanı’nın derinleşmesine katkı sağlıyor”.
Ergün’ün açıklamaları şöyle devam etti:
“Bugün artık Türkiye, bundan on sene önceki, onbeş sene önceki Türkiye değildir. On yıl önce bir milyar dolar için IMF kapısında bekleyen Türkiye, bugün IMF’ye borç verebilecek bir noktaya gelmiştir. Bugün Türkiye kendi uydusunu, füzesini, silahını, gemisini, helikopterini, insansız hava aracını yapıyor. Bundan on yıl önce Ar-Ge’ye ayrılan kaynaklarımız oldukça sınırlı iken, bugün bir kaynak sorunumuz yok. Kaynak sorunumuz olmadığı gibi mevcut kaynaklarımızı dağıtmak için Bakanlık olarak bizişletmelere, üniversitelere, girişimcilere, STK’lara, yurtdışındaki akademisyenlerimize çağrıda bulunuyoruz. Gelin Bakanlık ve ilgili kuruluşlarımızla birlikte ayırdığımız bu kaynakları kullanın, yeni projeler üretin, işletmelerinizi geliştirin, Ar-Ge yapın diyoruz. Artık yurtdışındaki çok sayıdaki araştırmacılarımızın tekrar ülkelerine döndüklerine de şahit oluyoruz. Çünkü bugün ülkemizde araştırma yapılacak alan da var, kaynak da var. Bu insanların ülkelerine dönmelerini tersine beyin göçü olarak görüyoruz. Tabi yurtdışında çalışmalarını sürdüren akademisyenlerimiz de bizim için çok değerli. Küresel entegrasyonun bu seviyede olduğu bir dünyada, yurtdışında başarılı çalışmalara imza atan akademisyenlerimizi de beyin gücümüz olarak görmeliyiz. Çünkü onların bulundukları ülkelerdeki yapacakları araştırmaların da bir şekilde ülkemize geri dönüşü olacaktır.
Bakanlık olarak dünyadaki bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeleri izlemek ve işbirlikleri oluşturmak amacıyla, yurtdışında bilim ve teknoloji ataşeleri atayacağız. Bu ataşeler, yurtdışındaki Türk ve yabancı bilim insanlarıyla, teknoloji-yoğun firmalarla yakın bir temas halinde olacaklar. İlk etapta ABD’ye Washington’a bilim müşaviri, Los Angeles’a da bilim ataşesi atayacağız. Ayrıca önümüzdeki günlerde ABD’nin yanısıra Çin, Japonya, Güney Kore ve Almanya’ya da bilim ve teknoloji ataşeleri atayacağız. Bütün bu çalışmalarımız birlikte düşünüldüğünde, bir taraftan yurtdışındaki bilim insanlarımızı ülkemize davet ederken, bir taraftan da gelişmiş ülkelerdeki stratejik alanlarda çalışan ve beyin gücü olarak gördüğümüz bilim insanlarımızla temas noktalarımızı artırmış olacağız.”
Türkiye’deki imkanlar araştırmacıları cezbediyor
Tersine beyin göçü ile Türkiye’ye gelen araştırmacılar, üniversite ve sanayi kuruluşlarında çalışmaya başlayarak kısa sürede önemli başarılara imza attılar. Türkiye’nin 15 yıl öncesiyle karşılaştırılamayacak derece değiştiğini ve bilimsel çalışmaların artık değer bulduğunu anlatan araştırmacılar, geri dönüşlerindeki memnuniyeti ifade ettiler.
“Türkiye’ye dönülmez imajı yıkıldı”
Yrd. Doç. Dr. Ayşe Begüm Tekinay (Bilkent Üniversitesi)
ABD’deki Rockefeller Üniversitesi’nde 10 yıl moleküler biyoloji alanında araştırmalarda bulundum. 2009’da Türkiye’ye dönüş yaptım ve araştırmalarımı Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezinde (UNAM) sürdürüyorum.ABD’ye gittiğim yıllarda Türkiye’deki imkanlar çok sınırlıydı. Bizim araştırmalarımız çok para isteyen araştırmalardı. O yüzden geri dönüp dönemeyeceğimiz konusunda kararsızdık. Artık Türkiye’deki imkanlar çok gelişti.ABD’deki çalışma ortamımızdan farksız güzel bir merkezde çalışıyorum. Türkiye’de yurt dışına göre daha kolay ve ulaşılabilir imkanlar var. Burada iyi ve kaliteli bir iş yapıyorsanız TÜBİTAK, Avrupa Birliği ve diğer kurumlardan çok ciddi destekler alıyorsunuz. Hem de kendi ülkemizin gençlerini yetiştiriyoruz. Artık Türkiye’ye dönülmez imajı yıkıldı. Türkiye’de çok iyi araştırmalar yapılıyor. Arkadaşlarımızın hepsine de geri dönün burada yapacak çok iş var diyorum.
“Türkiye’de araştırma için her türlü imkan ve altyapı var”
Doç. Dr. Bahadır Tunaboylu (TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü)
ABD’de yaklaşık 21 yıl kaldım. Master ve doktoranın ardından özel firmalarda Ar-Ge yöneticisi olarak çalıştım. Özel bir üniversiteden öğretim üyeliği teklifi üzerine Türkiye’ye geri döndüm. Ülkemizdeki fonlamalar ile araştırma ortamının değişmesi ve artması geri dönüşümü kolaylaştırdı. 1990’lı yılların sonuna doğruda dönecektim ama o zaman Türkiye’deki araştırma fonları bu kadar yaygın değildi. Ülkemiz zengin bir araştırma alt yapısına kavuşuyor. İleri teknolojiye ve Ar-Ge’ye dönük çalışmalar artmış durumda. ABD’deki sistem burada nüve olarak uygulanıyor. Her türlü imkan ve alt yapı var. Dünya ile yarışacak duruma geldi ve elindeki imkanlar ile bir çok ülkeye göre daha dinamik. Bu ortam nedeniyle bir çok araştırmacı Türkiye’yi tercih ediyor. Türkiye’ye gelmek isteyen araştırmacıların döndükten sonra memnun olacakları ortamı bulacaklarına inanıyorum.
“Geri dönüş yapmak isteyenler için imkanlar çok geniş”
Yrd. Doç. Dr. Orçun Kepez (Kadir Has Üniversitesi)
İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden mezun olup masterımı tamamladıktan sonra 2002 yılında ABD’ye gittim. North Carolina Üniversitesi’nde alanımla ilgili çalışmaların ardından tersine beyin göçü ile 2008 yılında ülkeme dönme kararı aldım. Şuan Kadir Has Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümü başkanlığı görevini yürütüyorum. Türkiye’ye geldikten sonra Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı kapsamındaki Marie Curie Araştırma Programına bir araştırma projesi önerisi verdim ve bu kabul edildi. Bu proje ile ilk araştırma ekibimi kurdum. ABD’de başladığım çalışmalara burada devam etme fırsatı yakaladım. Araştırma ilgi alanım mekan ve mekanın insan sağlığı üzerindeki etkileri. Geldikten sonra bulduğum imkanlarsayesinde dışarıda yapmak istediklerimi ülkemde yapmamı sağladı. Özellikle sosyal bilim alanında olan arkadaşlar ABD’de fon bulma noktasında sıkıntı yaşamıştır. Avrupa’da ve ülkemizde sosyal bilimler alanında çok fazla fon fırsatları bulunuyor. Geri dönüş için her türlü imkan ve destek var.
“Dönüş yaptığım için çok mutluyum”
Yusuf Yusufoğlu (ARÇELİK)
ABD’de 6 yıl kaldım. Bu sürede TÜBİTAK’ın 2010 yılında düzenlediği “Hedef Türkiye” çalıştayına katıldım. Çalıştayda Arçelik firmasıyla görüştüm. Türkiye’de araştırmalara önem verildiğini görmek çok hoşuma gitti ve dönmeye karar verdim. Başta ABD’deki imkanları Türkiye’de bulabilir miyim diye çekincelerim vardı ama görünce altyapının ve araştırma imkanlarının ne kadar iyi olduğunu gördüm. Firmadaki 2 yıllık görevim boyunca 2 patentim oldu. TÜBİTAK’ın desteğiyle Marie Curie Araştırma Bursu almaya hak kazandım. Şuan bir makale yazma aşamasına geldim. Sanayiden gelip makale yazarak yine önemli bir çalışma yaptım. İki senede sıfırdan başlayarak üretimde kullanılacak olan bir yalıtım sistemini geliştirdik ve bu yakında yatırıma dönüşecek. Türkiye’de çok güzel olanaklar var. Dönüş yaptığım için gerçekten çok mutluyum.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TÜBİTAK’ın 4 yıldır ABD’de “Hedef Türkiye Çalıştayları” düzenlediğini belirterek, çalıştaylar ve TÜBİTAK’ın burs programları kapsamında 248 araştırmacının Türkiye’ye geri döndüğünü açıkladı.
Türkiye’de son yıllarda uygulanan politika ve stratejilerle bilim ve teknoloji alanında büyük bir atılım gerçekleşiyor. Ar-Ge için ayrılan kaynak ve yatırımlar önemli derecede artarken, oluşan fırsatlar ile,Türkiye önemli bir cazibe merkezi haline geliyor. Yaşanan olumlu gelişmelerle birlikte daha önce yurt dışına giden bilim insanları Türkiye’ye dönüş yapıyor.
ABD’deki araştırmacılara eve dönüş daveti
Bakan Ergün, tersine beyin göçünün hızlanması için TÜBİTAK’ın‘Beyin göçünün beyin gücüne dönüşmesi’ sloganıyla 2010 yılından bu yana ABD’de “Hedef Türkiye Çalıştayları” düzenlediğini belirtti. Dönüş fırsatlarının anlatıldığı çalıştayların dördüncüsünün bu yıl 10-12 Nisan’da Houston, Raleigh ve Atlanta şehirlerinde gerçekleştirildiğini anlatan Bakan Ergün, “Şimdiye kadar ABD ve Kanada’da toplam 11 farklı noktada gerçekleştirilen çalıştayların bu yılki ayağına ilgi büyük oldu.
Türk araştırmacılara geri dönüş fırsatları sunmak ve ev sahipliği yapmak için Türkiye’den 26 kurum ve kuruluş yetkilisi ABD’ye gitti. 19 üniversite ile birlikte TÜBİTAK MAM, TÜBİTAK BİLGEM, ASELSAN, TOFAŞ, GATE Elektronik AŞ, TUSAŞ Motor Sanayii AŞ ve Başbakanlık Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’ndan yetkililer, ABD’de çeşitli üniversite ve sanayi kuruluşlarında görev yapan 250 araştırmacı ile bir araya geldi.
Kurumlarını tanıtan sunumlar gerçekleştiren katılımcılar, tanıtım masalarında araştırmacılar ile ikili görüşmelerde bulundu. Görüşmelerde kurumlarındaki açık pozisyonları araştırmacılarla paylaştılar.
Çalıştaylarda Türk Araştırma Alanı’ndaki son gelişmeler, araştırmacıların Türkiye’ye dönerken ve döndükten sonra kullanabilecekleri destekler hakkında detaylı bilgi sunuldu. Bu programlardan faydalanarak Türkiye’ye dönüş yapan araştırmacıların başarı hikayeleri paylaşıldı” diye konuştu.
248 araştırmacı Türkiye’ye geri döndü
Avrupa Komisyonu’nun Avrupa’ya dönüş için sunduğu desteklere başvurularda Türkiye’nin, diğer ülkeler arasında üst sıralarda yer aldığına vurgu yapan Bakan Nihat Ergün, şöyle konuştu:
“TÜBİTAK geliştirdiği projeler ve sağladığı araştırma destekleriyle nitelikli insan kaynağını geliştirmek, Türkiye’yi uluslararası bir cazibe merkezi haline getirerek beyin göçünü tersine çevirmek için çalışmalarına devam ediyor. TÜBİTAK’ın yürüttüğü faaliyetler kapsamında bugüne kadar 248 araştırmacı, Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı “Marie Curie Araştırma Programları ve Bursları” destekleri ile Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı (BİDEB) burslarından yararlanarak Türkiye’ye geri döndü. Türkiye’deki cazip araştırma ortamı yabancı bilim insanlarının da ilgisini çekiyor. Türk araştırmacıların yanı sıra yabancı bilim insanları da Türkiye’ye gelmek istiyor.”
Tersine beyin göçü ile bilgi transferi hızlanıyor
Ergün şöyle devam etti :
“Tersine beyin göçü programlarıyla gelen araştırmacıların istihdamı, devlet ve özel üniversitelerin yanı sıra Ar-Ge odaklı sanayi kuruluşlarının da öncelikleri arasında yer alıyor. Türk üniversiteleri ve özel sektör, gelişmiş ülkelerden her türlü bilimsel konuda bilgi transferini kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacı ile Türkiye’ye geri dönüş yapan araştırmacıları istihdam etmeye yönelik stratejiler geliştiriyor. Gelen araştırmacılar özellikle mühendislik ve ileri teknolojiler konusunda geldikleri kuruluşların araştırma kapasitesine ve dolayısıyla Türkiye Araştırma Alanı’nın derinleşmesine katkı sağlıyor”.
Ergün’ün açıklamaları şöyle devam etti:
“Bugün artık Türkiye, bundan on sene önceki, onbeş sene önceki Türkiye değildir. On yıl önce bir milyar dolar için IMF kapısında bekleyen Türkiye, bugün IMF’ye borç verebilecek bir noktaya gelmiştir. Bugün Türkiye kendi uydusunu, füzesini, silahını, gemisini, helikopterini, insansız hava aracını yapıyor. Bundan on yıl önce Ar-Ge’ye ayrılan kaynaklarımız oldukça sınırlı iken, bugün bir kaynak sorunumuz yok. Kaynak sorunumuz olmadığı gibi mevcut kaynaklarımızı dağıtmak için Bakanlık olarak bizişletmelere, üniversitelere, girişimcilere, STK’lara, yurtdışındaki akademisyenlerimize çağrıda bulunuyoruz. Gelin Bakanlık ve ilgili kuruluşlarımızla birlikte ayırdığımız bu kaynakları kullanın, yeni projeler üretin, işletmelerinizi geliştirin, Ar-Ge yapın diyoruz. Artık yurtdışındaki çok sayıdaki araştırmacılarımızın tekrar ülkelerine döndüklerine de şahit oluyoruz. Çünkü bugün ülkemizde araştırma yapılacak alan da var, kaynak da var. Bu insanların ülkelerine dönmelerini tersine beyin göçü olarak görüyoruz. Tabi yurtdışında çalışmalarını sürdüren akademisyenlerimiz de bizim için çok değerli. Küresel entegrasyonun bu seviyede olduğu bir dünyada, yurtdışında başarılı çalışmalara imza atan akademisyenlerimizi de beyin gücümüz olarak görmeliyiz. Çünkü onların bulundukları ülkelerdeki yapacakları araştırmaların da bir şekilde ülkemize geri dönüşü olacaktır.
Bakanlık olarak dünyadaki bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeleri izlemek ve işbirlikleri oluşturmak amacıyla, yurtdışında bilim ve teknoloji ataşeleri atayacağız. Bu ataşeler, yurtdışındaki Türk ve yabancı bilim insanlarıyla, teknoloji-yoğun firmalarla yakın bir temas halinde olacaklar. İlk etapta ABD’ye Washington’a bilim müşaviri, Los Angeles’a da bilim ataşesi atayacağız. Ayrıca önümüzdeki günlerde ABD’nin yanısıra Çin, Japonya, Güney Kore ve Almanya’ya da bilim ve teknoloji ataşeleri atayacağız. Bütün bu çalışmalarımız birlikte düşünüldüğünde, bir taraftan yurtdışındaki bilim insanlarımızı ülkemize davet ederken, bir taraftan da gelişmiş ülkelerdeki stratejik alanlarda çalışan ve beyin gücü olarak gördüğümüz bilim insanlarımızla temas noktalarımızı artırmış olacağız.”
Türkiye’deki imkanlar araştırmacıları cezbediyor
Tersine beyin göçü ile Türkiye’ye gelen araştırmacılar, üniversite ve sanayi kuruluşlarında çalışmaya başlayarak kısa sürede önemli başarılara imza attılar. Türkiye’nin 15 yıl öncesiyle karşılaştırılamayacak derece değiştiğini ve bilimsel çalışmaların artık değer bulduğunu anlatan araştırmacılar, geri dönüşlerindeki memnuniyeti ifade ettiler.
“Türkiye’ye dönülmez imajı yıkıldı”
Yrd. Doç. Dr. Ayşe Begüm Tekinay (Bilkent Üniversitesi)
ABD’deki Rockefeller Üniversitesi’nde 10 yıl moleküler biyoloji alanında araştırmalarda bulundum. 2009’da Türkiye’ye dönüş yaptım ve araştırmalarımı Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezinde (UNAM) sürdürüyorum.ABD’ye gittiğim yıllarda Türkiye’deki imkanlar çok sınırlıydı. Bizim araştırmalarımız çok para isteyen araştırmalardı. O yüzden geri dönüp dönemeyeceğimiz konusunda kararsızdık. Artık Türkiye’deki imkanlar çok gelişti.ABD’deki çalışma ortamımızdan farksız güzel bir merkezde çalışıyorum. Türkiye’de yurt dışına göre daha kolay ve ulaşılabilir imkanlar var. Burada iyi ve kaliteli bir iş yapıyorsanız TÜBİTAK, Avrupa Birliği ve diğer kurumlardan çok ciddi destekler alıyorsunuz. Hem de kendi ülkemizin gençlerini yetiştiriyoruz. Artık Türkiye’ye dönülmez imajı yıkıldı. Türkiye’de çok iyi araştırmalar yapılıyor. Arkadaşlarımızın hepsine de geri dönün burada yapacak çok iş var diyorum.
“Türkiye’de araştırma için her türlü imkan ve altyapı var”
Doç. Dr. Bahadır Tunaboylu (TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü)
ABD’de yaklaşık 21 yıl kaldım. Master ve doktoranın ardından özel firmalarda Ar-Ge yöneticisi olarak çalıştım. Özel bir üniversiteden öğretim üyeliği teklifi üzerine Türkiye’ye geri döndüm. Ülkemizdeki fonlamalar ile araştırma ortamının değişmesi ve artması geri dönüşümü kolaylaştırdı. 1990’lı yılların sonuna doğruda dönecektim ama o zaman Türkiye’deki araştırma fonları bu kadar yaygın değildi. Ülkemiz zengin bir araştırma alt yapısına kavuşuyor. İleri teknolojiye ve Ar-Ge’ye dönük çalışmalar artmış durumda. ABD’deki sistem burada nüve olarak uygulanıyor. Her türlü imkan ve alt yapı var. Dünya ile yarışacak duruma geldi ve elindeki imkanlar ile bir çok ülkeye göre daha dinamik. Bu ortam nedeniyle bir çok araştırmacı Türkiye’yi tercih ediyor. Türkiye’ye gelmek isteyen araştırmacıların döndükten sonra memnun olacakları ortamı bulacaklarına inanıyorum.
“Geri dönüş yapmak isteyenler için imkanlar çok geniş”
Yrd. Doç. Dr. Orçun Kepez (Kadir Has Üniversitesi)
İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden mezun olup masterımı tamamladıktan sonra 2002 yılında ABD’ye gittim. North Carolina Üniversitesi’nde alanımla ilgili çalışmaların ardından tersine beyin göçü ile 2008 yılında ülkeme dönme kararı aldım. Şuan Kadir Has Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümü başkanlığı görevini yürütüyorum. Türkiye’ye geldikten sonra Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı kapsamındaki Marie Curie Araştırma Programına bir araştırma projesi önerisi verdim ve bu kabul edildi. Bu proje ile ilk araştırma ekibimi kurdum. ABD’de başladığım çalışmalara burada devam etme fırsatı yakaladım. Araştırma ilgi alanım mekan ve mekanın insan sağlığı üzerindeki etkileri. Geldikten sonra bulduğum imkanlarsayesinde dışarıda yapmak istediklerimi ülkemde yapmamı sağladı. Özellikle sosyal bilim alanında olan arkadaşlar ABD’de fon bulma noktasında sıkıntı yaşamıştır. Avrupa’da ve ülkemizde sosyal bilimler alanında çok fazla fon fırsatları bulunuyor. Geri dönüş için her türlü imkan ve destek var.
“Dönüş yaptığım için çok mutluyum”
Yusuf Yusufoğlu (ARÇELİK)
ABD’de 6 yıl kaldım. Bu sürede TÜBİTAK’ın 2010 yılında düzenlediği “Hedef Türkiye” çalıştayına katıldım. Çalıştayda Arçelik firmasıyla görüştüm. Türkiye’de araştırmalara önem verildiğini görmek çok hoşuma gitti ve dönmeye karar verdim. Başta ABD’deki imkanları Türkiye’de bulabilir miyim diye çekincelerim vardı ama görünce altyapının ve araştırma imkanlarının ne kadar iyi olduğunu gördüm. Firmadaki 2 yıllık görevim boyunca 2 patentim oldu. TÜBİTAK’ın desteğiyle Marie Curie Araştırma Bursu almaya hak kazandım. Şuan bir makale yazma aşamasına geldim. Sanayiden gelip makale yazarak yine önemli bir çalışma yaptım. İki senede sıfırdan başlayarak üretimde kullanılacak olan bir yalıtım sistemini geliştirdik ve bu yakında yatırıma dönüşecek. Türkiye’de çok güzel olanaklar var. Dönüş yaptığım için gerçekten çok mutluyum.