Yazının önceki bölümlerini
– Bilgisayar Donanımında 21.Yüzyıl Trendleri – 1
– Bilgisayar Donanımında 21.Yüzyıl Trendleri – 2
– Bilgisayar Donanımında 21.Yüzyıl Trendleri – 3
– Bilgisayar Donanımında 21.Yüzyıl Trendleri – 4
– Bilgisayar Donanımında 21.Yüzyıl Trendleri – 5
– Bilgisayar Donanımında 21.Yüzyıl Trendleri – 6
– Bilgisayar Donanımında 21.Yüzyıl Trendleri – 7
– Bilgisayar Donanımında 21.Yüzyıl Trendleri – 8
– Bilgisayar Donanımında 21.Yüzyıl Trendleri – 9
başlıkları altında okuyabilirsiniz.
Bölüm 6 – İnternet
İnternet, çoğunuzun düşündüğünden daha uzun zamandır var. İnternet, 1970’lerde ABD yönetiminin kritik merkezi işlem birimlerini, kendi aralarında en hızlı şekilde bilgi aktarımı yapabilecekleri şekilde birbirlerine bağlama yönündeki Soğuk Savaş projesiyle başladı. Altyapı ve protokol geliştirme maliyeti o kadar yüksekti ki bunu bir kurumun çatısı altında gerçekleştirmek çok daha uzun sürerdi. Bu proje harcanacak çabalara değecek bir devlet projesiydi – şimdiyse sadece ordu değil düşmanları da hızlı iletişim kurabiliyorlar.
Dünya sathına yayılan ağ sayesinde iletişimde gerçekten de muazzam ilerleme kaydedildi. Aslında İnternete bağlandığınızda fiziksel olarak dünyadaki tüm (kablosuz olmayan) bilgisayarlara bağlanıyorsunuz. Bunun güvenlik açısından bazı yan etkileri de var.
Analog modem hızlandırıldı ve yerini daha büyük ve nitelikli ürünler aldı. Daha önceki 300-baud’lu (bit/saniye’li) günlerde metni, bilgisayara indirildiği hızdan daha çabuk okuyabiliyordunuz. Bu rakam çabucak 4 kat arttı ve sonradan da 186 kat gelişerek geniş kullanım alanı bulan (ama eskiyen) 56K’lık dial-up standardına ulaştı. Ortalama bir modern DSL modemi, kuramsal olarak bilgisayara veri indirmede 300-baud’luk analog modemlerden 2620 kat daha hızlı. Bu sayede içi dosyalarla dolu CD’leri bilgisayara indirmek haftalar sürmek yerine sadece birkaç saat alıyor.
Resim 1 : 1980’lerin ortalarının en iyisi: Kuramsal olarak bir saniyede 1200 bit aktarılabiliyordu.
Şimdiki DSL ve Kablolu modem teknolojisi 320×200’lük hareketli görüntünün uygun bir hızla aktarılmasının gerçek olmasını sağlamıştır. Kuşkusuz daha fazlasına ihtiyacı olanlar da var ve Caltech, bir DVD filmine bedel verinin sadece birkaç dakika içinde aktarılacağı yüksek hızlı linklerin mümkün olduğunu çoktan kanıtladı – ve zaten bunu yaptılar da.
Tabi ki bunu sırf bu amaca tahsis edilmiş olan ve direkten direğe asılmış kabloları mümkün olduğunca az kullanan bir hat üzerinde gerçekleştirdiler ama yine de bu deneme nereye yönlenebileceğimizi gösteriyor. Bazı alanlarda saniyede 2 ila 20 megabit aktaran hizmetler sunulmaktadır. Ne yazık ki kablolu bir modem kullanıldığı varsayıldığında en yüksek hızlı bağlantı bile ortalama olarak saniyede 500 kilobit’lik veri alımı ve gönderimi yapmaktadır.
Eğer hızları daha da şahlandırmak istiyorsak İnternet altyapısı değişmek zorunda kalacak. Şu anda bakır tellerin sinyal yollama kapasitesi sonuna kadar zorlanıyor ve T1/T3 ve de hatlar son derece pahalı. Bu arada fiber optik kabloların maliyeti düştü (dayanıklılığı ise arttı) ve OCR her ne kadar diğer T hatlarından daha pahalıymış gibi görünse de en nihayetinde İnternet hızı standardı olacaktır. Bu belki de elli yıl sonra olacak. Yine de bunlar neredeyse sınırsız bant genişliğine sahipler ve bunları ancak kullanılan modülasyon yöntemi sınırlar.
İnternet 2 ve İnternet 3 şimdilik sadece şemalarda var ve gerçekleşmeleri birçok yıl alacak. İnternet 2’nin DSL/kablo bağlantısından 20-30 kat daha hızlı olmasını, İnternet 3’ün ise yaklaşık 200-300 kat hızlı olmasını umabilirsiniz.
Yazının sonraki bölümünü Güvenlik’te 21.Yüzyıl Trendleri – 11 başlığı altında okuyabilirsiniz.