Önce kullanan için avantajlarını anlatalım. Throttling ile sansür yapmak ne sağlıyor? Neler sağlamıyor ki?! Bir taşla on kuş.
Bir kere ispatı çok zor. Herhangi sebeple ortaya çıkabilecek aksama veya yoğunluk gibi genel ifadelerle, nasıl olsa bir bahaneyle açıklanabilir denerek kolayca ve korkmadan inkar edilebiliyor.
Özel kanunla bu işlere münhasıran bakma görevi verilen Sulh Ceza Mahkemeleri’nden karar alınmasına bile gerek kalmıyor. Zaten taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere ve anayasaya aykırılığını iddia ettiğimiz mahkeme kararı aşamasını atlamış, buna gelebilecek itiraz ve temyiz aşamalarını, Anayasa Mahkemesi denetimi de atlanmış oluyor. Hatta yerel hukuk çarelerine hiç başvurulamadığından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurusu yapabilme, başvurulsa bile başvurunun kabul ihtimalleri oldukça düşürülmüş oluyor.
Ayrıca yabancı ve yerli medya “Türkiye’de Internet kesildi!!!” gibi manşetler atamıyor ve olumsuz haberlerin önüne geçilmiş oluyor, ulusal ve uluslararası kamu oyu sessiz bırakılıyor.
Bu haberler olmayınca, ispatlı bir erişim engeli olmayınca, bunu emreden bir mahkeme veya bakan olmayınca suçlayacak kimse ve suçlanacak bir hukuk ve hukuk uygulaması da kalmamış oluyor.
İşte bu yüzden ne zaman ülkede bir bomba patlasa veya bir skandal patlak verse bir anda başta Twitter ve Facebook olmak üzere haber ve yorum kaynaklarına ulaşmamız fiilen imkansız hale geliyor.
Pekiyi bu “throttling” teknik olarak kim tarafından ve nasıl yapılıyor?
Erişim sağlayıcılar hepimizin ne siteye girdiğimizi, neye baktığımızı, ne görüntü indirdiğimizi görebiliyor. Gelen verinin niteliği ve çıktığı porttan hareketle spesifik şirketlerin genelde kullandığı portlar tespit edilebiliyor. Çok video indirdiğinizde nasıl ki abonelik paketinizi aşıyorsunuz ve telefonunuzdan veya evde ADSL’den erişiminiz yavaşlıyor, dizi/video seyredemez hale geliyorsunuz, işte burada da aynı teknoloji kullanılıyor.
Erişim sağlaycılar spesifik veri tipi, web sitesi, port veya hizmeti hedefleyebilmektedirler. Hatta spesifik müşteri özel olarak dahi throttle edilebilir.
Bu uygulamanın olup olmadığını herkes Glastnost gibi uygulamalar kullanarak hatta YouTube Hız Testi fonksiyonu kullanarak dahi görebilir veya fikir sahibi olabilirsiniz. Dünyada da Measurement Lab gibi organizasyonlar bunların takibini ülke ülke yapmakta ve yeri geldiğinde açıklamaktadır.
Türkiye’de bu uygulamanın yapıldığına dair bir çok dolaylı kanıt da vardır. Önce idari zaafiyet gösteren terör saldırısı gibi bir olay olur, sonra yayın yasağı gelir, sonra Internet yavaşlar, sonra bazı siteler kapatılır. Ama idari zaafiyet yaşanmayan durumlarda hiçbir yavaşlama olmaz.
Bu arada hatırlatmak gerekir ki, Internet üzerinde veri “paketler” denen küçük üniteler halinde dolaşır. Bu paketlerden her biri adres ve içerik ihtiva eder. Erişim sağlayıcıların yönlendiricileri (routers) bu paketlerin sadece adres kısımlarını kontrol eder ve içeriği ona göre gideceği yere yönlendirir. Bu aşamada erişim sağlayıcının içeriğin değil sadece adresi kontrol etmesi veya değerlendirmesi “net neutrality” yani ağ tarafsızlığı dediğimiz çok önemli ve elzem bir yaklaşımdır. Bir erişim sağlayıcı sadece adresi değil içeriği de kontrol etmeye başladığında Internet veri trafiği yönlendirilir, yönlendirilmez veya loglanabilir, kaydedilebilir.
Erişim sağlayıcılık pazarı payının %80’inini elinde bulunduran TTNET, 2013 yılında Deep Packet Inspection yani Derin Paket Muayenesi sistemi yapabilen Phorm şirketinin kullanıcıları siyasi görüş, dini inanç, cinsel temayül, parti/dernek vs üyelikleri bakımından kategorize edebilen sistemlerini desteklediği ortaya çıkmıştır.
Internet Throttling Niye Hukuka Aykırıdır?
Erişim sağlayıcılar hepimize verdiğimiz ücret karşılığında belli bir hız, limit, hatta sözleşme şartlarına göre limitsiz Internet kullanımı sağlamak borcu altındadırlar. Bu uygulamayla, bu yükümlülüklerini ihlal etmektedirler.
İletişim hakkı, basın özgürlüğü, habere ve bilgiye ulaşma hakkı, fikirlerini beyan etmek ve yayma hakkı Anayasamız, yasalarımız, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi tarafından koruma altındadır. İletişimin sağlanması bir kamu görevidir ve imtiyaz karşılığında devlet tarafından özel şirketlere verdirilir. Bu uygulama kamu görevinin ihlalidir.
Internet’e erişim hakkı 16 Mayıs 2011’de Birleşmiş Milletler, 4 Mart 2014 tarihinde de AB tarafından temel hak olarak tanınmıştır.
Internet ve dijital medya gerçektir ve temel hak ve hürriyetlerimizi kullandığımız, hatta sokakta kullanabildiğimizden daha fazlasını daha geniş olarak kullandığımız bir alandır.
Internet erişimini haksız olarak engellemek, temel hak ve hürriyetleri haksız engellemektir ve suçtur
Sivrisinek sorununu önlemek isteyen akılcı, kalıcı ve samimi çözüm arar, bataklığı kurutmaya çalışır. Her köşeye fare ilacı koymaz.
Kalıcı ve samimi olarak suçu engellemek isteyen akılcı yönetimler ise suça sebep olan ve suçu teşvik eden unsurlarla mücadele eder, suç oluşmadan önce istihbaratı bilimsel yöntemlerle bireysel özgürlükleri koruyarak yapar, doğru cezalar ve rehabilitasyon yöntemleri uygular.
Suç, suç işleyerek önlenmez.