Artık günlük yaşantımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen internet, hayatımızı kolaylaştırmanın yanısıra kendine özgü bir çok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu sorunlardan en sık rastlanılanı ise kişilik haklarına yapılan saldırılar.
İnternetin teknik doğası gereği, herhangibir içeriği internet ortamına sunan bir kişinin anonim kalabilmesi, yani kimliğinin tespitinin çoğu halde mümkün olmaması, içeriğin internet ortamında çok süratli bir şekilde çok geniş kitlelere iletilebilmesi, internet yoluyla yapılan kişilik hakları ihlallerini günümüzde çok önemli bir hale getirmiştir.
Bu yazıda internet üzerinden yapılan yayınlar yoluyla kişilik haklarına yapılan saldırılarda cevap ve düzeltme hakkının kullanılıp kullanılamayacağını ve kullanılabiliyorsa bunun ne şekilde olacağını ele alacağız.
Basın Yasası’na tabi basılı eserler (gazeteler, dergiler vb.) yoluyla yapılan kişilik hakları ihlallerinde veya 3984 sayılı Yasa’ya tabi televizyon aracılığıyla yapılan yayınlar yoluyla kişilik hakları ihlallerinde cevap ve düzeltme hakkının nasıl kullanılacağını ilgili yasalar düzenlemiştir. Buna karşın, 23 Mayıs 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürülüğe giren 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun yürürlüğe girinceye dek, internet yoluyla yapılan yayınlar sonucu kişilik haklarının ihlalinde cevap ve düzeltme hakkının kullanılması mümkün olmuyordu. Yaşanan bu durum çok sayıda insanın mağduriyetine yol açmıştı.
Türk hukukundaki bu eksiklik 5651 sayılı İnternet Yasası’nın 9. maddesi ile giderilmiştir. Yani artık 5651 sayılı Yasa’nın 9. Maddesine dayanarak internet yoluyla kişilik hakları ihlal edilenler cevap ve düzeltme haklarını kullanabileceklerdir.
9.maddenin ilk fıkrası cevap ve düzeltme hakkının kullanılmasına ilişkin usulü düzenlemektedir. Maddeye göre:
İçerik nedeniyle hakları ihlâl edildiğini iddia eden kişi, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebilir. İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getirir. Bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılır.
Maddeye göre bir hakkının yayınlanan bir içerik nedeniyle ihlal edildiğini düşünen kişi içerik sağlayıcısına buna ulaşamaması halinde ise yer sağlayıcısına başvurarak içeriğin yayından kaldırılmasını isteyecektir. 5651 sayılı Yasa’nın “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinde “İçerik Sağlayıcı” ve “Yer Sağlayıcı” tanımları yapılmıştır. Buna göre içerik sağlayıcı;
f) İçerik sağlayıcı: İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri,”
Yer sağlayıcı ise;
m. Yer sağlayıcı: Hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri,
ifade eder.
Yani içerik sağlayıcı, ilgili içeriği internet ortamına sunan kişidir. Yer sağlayıcı ise uygulamada “hosting” firmaları olarak bilinen ve internet sitelerini barındırma hizmeti veren kişilerdir.
Uygulamada, hazırlanan cevap noter aracılığıyla gönderilecek bir ihtarname ile içerik sağlayıcıya veya yer sağlayıcıya gönderilmektedir. Bunlara tebliğden itibaren 2 gün içerisinde hazırlanan cevap yayınlanmazsa bu durumda talep reddilmiş sayılır.
Talebin reddedilmesi durumunda ne olacağını ise 9. maddenin devam eden fıkraları düzenlemiştir. Maddenin devam eden fıkralarında talebin reddi halinde izlenecek yol düzenlenmiştir. Buna göre:
2) Talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişi onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Sulh ceza hâkiminin kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.
3)Sulh ceza hâkiminin kesinleşen kararının, birinci fıkraya göre yapılan başvuruyu yerine getirmeyen içerik veya yer sağlayıcısına tebliğinden itibaren iki gün içinde içerik yayından çıkarılarak hazırlanan cevabın yayımlanmasına başlanır.
4)Sulh ceza hâkiminin kararını bu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İçerik veya yer sağlayıcının tüzel kişi olması halinde, bu fıkra hükmü yayın sorumlusu hakkında uygulanır.
Görüldüğü üzere Türk hukukunda artık internet yoluyla yapılan kişilik haklarına saldırılara karşı gidilebilecek bir hukuki yol getirilmiştir. Böylece hukukumuzdaki önemli bir boşluk doldurulmuş olunmaktadır. Ancak madde kanaatimce kişilik haklarını da aşacak bir biçimde “hakları ihlal edilen kişiler” denilmek suretiyle kişilik haklarının dışındaki haklar için de geçerli kılındığı için uygulamada kişilik hakları dışındaki örneğin fikri mülkiyet haklarına ilişkin talepler için de bu yolun kullanılması gündeme gelebilecek ve bu bakımdan maddenin uygulanmasında bir belirsizlik yaşanabilecektir.