Bugünlerde önemli bir toplantı yaklaşıyor. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU), 26 Eylül – 14 Ekim tarihleri arasında Romanya’nın Bükreş kentinde toplanacak. “Tam Yetkili” Konferansının asıl önemi ve bu yazının nedeni, önemli bir seçime ev sahipliği yapacak olması.
Bu seçimin bizimle ilgisi nedir derseniz, bu seçim internetin bugün kullandığımız şekilden başka bir şekile geçmesine neden olabilir. Olayın ne olduğunu 2 bölüm halinde anlatacağım. Bu bölümde, “Bugün internet nasıl yönetiliyor?” konusuna yakından bakalım;
Ukrayna – Rusya Savaşı Tartışmaları Yükseltti
Ukrayna-Rusya savaşının içindeki tartışmalardan birisi de internetin durumuydu. Ukrayna’nın dijitalden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mykhailo Fedorov, savaşın başında ICANN’den tüm Rus web adreslerini iptal etme, Rus DNS kök sunucularını kapatma ve ilişkili TLS/SSL sertifikalarını geçersiz kılma talebleri yaptı. Ayrıca, Avrupa’yı kapsayan bölgesel kayıt dairesi olan RIPE’den Rusya’nın IP adresi delegasyonunu iptal etmesi istendi. Ancak ICANN ve RIPE olması gerektiği gibi talepleri geri çevirdiler. Electronic Frontier Foundation ise “bu iyi bir fikir değil” yazdı.
Bu iyi fikir değil, çünkü internetin bugünkü yapısının zarar görebileceği, interneti sınırlara/adalara bölebilecek tehlikeli bir yaklaşıma yol açıyor.
Ancak buna rağmen, kendilerini her zaman tarafsız teknoloji firmaları olarak tanımlayan Meta (Facebook), Google ve Apple gibi kurumsal devler, Rusya’nın işgaline tepki olarak servislerini kestiler. Ödeme hizmetleri şirketleri (Mastercard, Visa) de aynısını yaptı. Tersine de Rusya, kendi ülkesinin şirketlerine “.ru” uzantılı sunucularını ülkeye getirmeleri talimatı verdi.
Dolayısıyla bu çatışmanın sadece dünyanın coğrafyasını değil, aynı zamanda küresel internetin doğasını da temelden değiştirip değiştiremeyeceğine dair sorular yükseldi.
“Pek de yeni olmayan bu tartışmanın içeriğine yakından bakalım ;
ABD İnternet Yönetişimini (Governance) Elinde Tutmak İstiyor?
İnternetin yaygınlaşmaya başladığı 1990’ların ikinci yarısından itibaren, yönetişimi (Governance) tartışma konusuydu. Çünkü internetin doğduğu ülke olan ABD, arka plandaki altyapıları kendi başına yönetmeye çalışıyordu. Oysa internetin babaları olarak adlandırılan, teknoloji kurallarını oluşturan akademisyen ve mühendisler, merkezi olmayan bir yapı öngörmüşlerdi.
2000’ler gelindiğinde Avrupa, internetin yönetişiminde yer almayı istemeye başladı. 2003 yılında Cenevre ve Tunus’ta 2 faz halinde “Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi (WSIS)” isimli bir toplantı serisi düzenlendi. Bu toplantının amacı, internetin küresel yönetimini düzenlemekti.
WSIS toplantısı bir Birleşmiş Milletler (BM) zirvesiydi. WSIS’in amacı, “herkesin bilgiyi oluşturabileceği, erişebileceği, kullanabileceği ve paylaşabileceği insan merkezli, kapsayıcı ve gelişim odaklı bir “Bilgi Toplumu” oluşturmak” olarak verilmişti.
Ama toplantının asıl amacı, başta Avrupa Birliği olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinin, interneti kuran ABD’ye “yönetişimi paylaşma” konusunda baskı yapmalarıydı. Toplantı açılışında zamanın Fransa Başbakanı Jean-Pierre Raffarin, şunları söylemişti :
“Ayrıca dünya, şimdi ile Tunus’taki Zirvenin ikinci aşaması arasında İnternet yönetişimi geliştirmenin yolları üzerinde düşünmelidir. Fransa, bu yönetişim kavramının en geniş anlamda anlaşılmasını istiyor, böylece meşru teknolojik kaygıların ötesinde, bilgi toplumunun gelişiminin ortaya çıkardığı tüm sorunlar belirlenmeli ve ele alınmalıdır. Özgürlüklere önem veren içerik üzerinde de düşünmeye ihtiyaç var. Bu zorluklara yanıt verebilmek için, hükümetlerden, elbette, uluslararası kuruluşlardan, sivil toplumdan ve özel sektörden de ortak hareket etmeleri beklemek gerekiyor.”
Ama bu talepleri ABD hoş karşılamadı ve masadan kalktı.
İnternet Nasıl Yönetiliyor (Governance)?
ABD, o zaman ve sonrasındaki toplantılarda, anlaşma yapılamadan masadan kalksa da, aşağıda gördüğünüz yönetişimin parçaları olan organizasyonlara zaman içinde özel sektörden, farklı ülkelerden –özellikle Avrupa’dan– paydaşlar alınmaya başlandı. Bu organizasyonların bazıları doğrudan ABD hükümetine bağlı olmalarına karşın, yönetimlerine diğer ülkelerden de üyeler alındı ama ağırlık hep ABD’de oldu.
Yine de internetin babaları olarak adlandırdığımız çoğunluğu akademisyen ve mühendis olan insanlar, interneti olabildiğince tarafsız yönetmeye çalışıyor. Öyle ki, bir ara Barack Obama, “ABD’nin elinde bir Kill Switch olsun” diye uğraştı ama yapamadı.
Yani günümüzde biraz azalsa da ABD, internetin yönetişimi konusunda aşağıdaki organlar üzerinden epeyce söz sahibidir.
Aşağıda yer alan İnternet yönetişimi yani altyapısı kurumları, İnternet topluluğunun birçok paydaşının İnternet’in gelişimi ve kullanımı hakkında kararlar aldığı, politikalar ve mekanizmalar geliştirdiği bazı organlar şeklinde tanımlanabilir (bunların ne iş yaptığını soran olursa, onu da anlatırız).
1- Atanan İsimler ve Numaralar için İnternet Kurumu (ICANN)
2- İnternet Topluluğu ( ISOC )
3- Uluslararası Telekomünikasyon Birliği ( ITU )
4- İnternet Yönetişim Forumu ( IGF )
5- OECD’ye İnternet Teknik Danışma Komitesi ( ITAC )
6- Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi ( WSIS )
7- Dünya Uluslararası Telekomünikasyon Konferansı ( WCIT )
8- Emniyet Teşkilatları (LEA)
9- Birçok bölgesel kuruluş
Çin ve Rusya, Yukarıdan Yönetilen İnternet İstiyor
İnternetin yönetişimi tartışmalarına, son 10 yılda, –özellikle de dünyayı kasıp kavuran telekomünikasyon üreticileri sayesinde– Çin ve Rusya da dahil oldu.
Bu 2 ülke totaliter yönetim pratiklerini internete taşımak istiyorlar. Çin’in “Büyük Güvenlik Duvarı”, bu ülkenin interneti nasıl gördüğünü gösteriyor. Çin’in Büyük Güvenlik Duvarı’nın kurucu babası olarak bilinen Fang Binxing, Rus güvenlik duvarına danışmanlık için 2016 yılında Rusya’yı ziyaret etti. Yani bu 2 ülke bugün aşağıdan yukarıya doğru yönetilen interneti, yukarıdan aşağıya doğru yönetmek istiyorlar.
Özetle uzun zamandır tartışılan “Splinternet” kavramına doğru tehlikeli bir gidiş zorlanıyor.
Bu girişten sonra, yarın ilk paragrafta bahsettiğim “Seçim”in ne olduğunu ve etkilerini anlatacağım.