Otomotiv dünyasının odak noktası haline gelen “elektriklilerin” ikinci el pazarındaki konumuyla ilgili tüm dünyada farklı görüşler ortaya çıkmaya başladı. Elektriklileşmeyle eşzamanlı gelişimini sürdüren “mikromobilite” çözümleri ise ülkemizdeki gelişimini sürdürüyor. AMI’nin tüm dünyada en çok satılan üçüncü ülkesi konumundaki Türkiye’de, gelişimin önündeki en büyük engelin ise “kullanım alışkanlığı” olduğu belirtiliyor.
“Sahiplik duygusu Türkiye’de önemini koruyor”
Elektrikli scooter ve dakikalık kiralama ile paylaşımlı araç ekonomisi son yıllarda önemli bir ivme gösterse de halen bir araç satın almanın tüketiciler için hedef olduğunu aktaran Otomerkezi.net CEO’su Muhammed Ali Karakaş şöyle dedi:
“Kısa süreli kiralama modellerine olan ilginin artışı, birçok Avrupa ülkesinde karşılaştığımız gibi araç satın alma alışkanlıkları düştüğü için gerçekleşmedi. Düşen alım gücü bir araç satın almayanları paylaşımlı araçlara yöneltti. Sahiplik duygusu halen çok yüksek çünkü enflasyonist ortamda araç sahibi olmak, birikimi korumak anlamına geliyor. Burada küçük elektrikli araçların iyi bir alternatif olduğu gerçek.”
“Çinli küçükler mikromobiliteyi domine ediyor”
Şehir içi kullanımına yönelik geliştirilen küçük elektrikli araçlara olan ilginin Z kuşağı etkisiyle her geçen gün artığını söyleyen Karakaş devam etti:
“Bu pazarı Çinli markalar domine ediyor. XeV, Relive, Rainwall, Cenntro, gibi markalar uygun fiyatlarıyla tercih ediliyor. Ligier gibi Fransız markalar da var. Ancak ODMD kayıtlarında görmek ve dolayısıyla ölçümlemek şu an mümkün değil. Mikromobilitenin önündeki en büyük engelse toplum olarak büyük araç ilgimiz var, bunu değiştirmek kolay değil. Halbuki birçoğumuz ihtiyacımız olandan çok daha fazlası olan SUV’ları kullanıyoruz.”
“Belirsizlikler, ikinci eldeki elektriklilerin en büyük sorunu”
80 bin adede ulaşan elektrikli araçların ikinci el performansına da değinen Karakaş şu yorumda bulundu:
“Ortalama 3.500 ikinci el elektrikli araç var. Değer kayıpları konvansiyonel motorlu araçlara göre fazla. Sebebi ise pil, motor gibi elemanlarının sağlığını tespit edebilecek uzman ve ekspertiz sayısı çok az. Belirsizlik değer kaybına neden olur. İkinci el elektriklide uzmanlık arttıkça değerleri de doğru orantıda artacak. 2012’de çıkan Fluence ZE’yi hatırlayın. İlk çıktığı yıllarda ikinci el değeri yüzde 50’den fazla düşmüştü, ancak elektrikli araç kültürümüz biraz olsun gelişti ve rayiç değerine ulaşmaya başladı..”