Yasağın gerekçesi olarak gösterilen mevcut 4502 sayılı yasanın ve Telekomünikasyon Hizmetleri Yönetmeliği’nin bu konudaki açık anlatımlarına rağmen hizmetin verilmesinin engellenmesinin haklı gerekçesinin bulunmadığını, konu hakkında kurum başkanı tarafından “VoIP’in serbest bırakılmasını istiyoruz” şeklindeki beyanların ise samimi olmadığını düşünmekteyiz.
4502 sayılı yasa ile ana telekomünikasyon operatörüne ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini tekel olarak sunma hakkının verildiği tartışma konusu değildir. Bu konuda cevaplandırılması gereken yegane soru, ana operatöre verilen ses tekeli hakkının kapsamının, kısaca VoIP olarak isimlendirilen internet üzerinden ses nakli hizmetini içerip içermediğinin tespitidir. Bir başka ifadeyle , sayın Arasıl’ın söylediği gibi yasa tarafından tanınan ses tekeli hakkının kapsamını “her türlü ses iletimi” olarak görürseniz, internet üzerinden iletilen sesin de yasak kapsamında olduğunu rahatlıkla iddia edebilirsiniz. Ancak; yasa tarafından ana operatöre tanınan ses tekeli hakkının bir kapsamı – sınırı olabileceği düşüncesine sahipseniz (ki biz bu düşüncedeyiz) bu konuda sormuş olduğunuz soruların cevaplarını da istemek hakkına sahipsiniz demektir.
Sayın başkandan cevaplandırmasını istediğimiz sorulara geçmeden önce konuyla ilgili yasanın yapmış olduğu düzenlemelere çok kısa bir göz atalım.
27.01.2000 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren yeni yasanın, sektörün tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yettiğini söylemek güç değildir.
ITU (International Telecommunication Union) tanımları, AB mevzuatı dikkate alınarak sektörün ihtiyaç duyabileceği hemen her konuda düzenlemeler yasada özenle yapılmış, yasanın ayrıntıya girmediği konularda ise eksikliği Telekomünikasyon Hizmetleri Yönetmeliği başarıyla tamamlamıştır.
Bu noktada, tanımı yapılan ve literatüre kazandırılan en önemli kavramın KATMA DEĞERLİ TELEKOMÜNİKASYON HİZMETLERİ olduğunda şüphe yoktur. Yasa koyucunun bu kavrama verdiği önem elbette tesadüfi değildir. Hatta bu kavramın açıklamasına verilen önemin nedeni bizzat yasanın gerekçesinde dahi açıklanmıştır. Konunun önemi nedeniyle hiçbir değişiklik yapmayarak gerekçeyi aynen yazımız içeriğine alıyoruz.
- T.B.M.M ( S.Sayısı : 309 )
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
GENEL GEREKÇE
Madde 1.
“…. Katma değerli telekomünikasyon hizmetleri için de gerçek anlamını ifade eden yeni bir tanım getirilmiş, böylelikle hem Ek Madde 18’de yapılmış olan ancak aslında ana hizmetleri belirten tanım düzeltilmekte, hem ileride doğabilecek bir kavram kargaşası engellenmekte hem de uluslar arası kuruluşlar ,uluslar üstü kuruluşlar ve ileri gelen ülkelerde yerleşmiş gerçek anlam mevzuatımıza kazandırılmaktadır. Böylece, ……
katma değerli hizmetler ile Türk Telekom’un tekeline tabi ses iletimini içeren telefon hizmetlerinin birbirinden farklı kavramlar olduğu vurgulanmaktadır… ”
Bu kısa açıklamanın ardından Sayın Başkandan aşağıdaki sorularımızın cevaplandırılmasını isteyebiliriz.
- Soru 1. Mayıs 2002 tarihli Bilişim Şurası VoIP Raporunda yer alan “VoIP nin katma değerli bir hizmet olduğu ve hizmetin verilmesi için tekel süresinin bitmesinin beklenmesine gerek olmadığı” yolundaki görüşün altında başkanlığını yaptığınız kurumun imzası var mıdır, yok mudur?
Soru 2. Internet üzerinden ses nakli (VoIP) hizmetinin yasada tanımı yapılan Katma Değerli Telekomünikasyon Hizmeti tanımına uymadığı, yasada yapılan tanımın VoIP için geçerli olmadığını söyleyebilir misiniz ?
Biz, VoIP’nin hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde katma değerli hizmet olduğu yolunda beş ayrı üniversiteden aynı doğrultuda görüş aldık.
Siz, röportajlarınızda bahsettiğiniz kurum tarafından alınan aksi yöndeki bilimsel raporları derhal açıklayacak mısınız? Yoksa böyle bir rapor yok mudur?
Eğer sizin aldığınız raporlarda bizimkilerle aynı doğrultudaysa, siz mi bilim adamlarının yanıldığını düşünüyorsunuz? Bilimin söylediğini sektörden neden saklıyorsunuz?
Soru 3. VoIP’in serbest bırakılmasına mevcut 4502 sayılı yasanın engel olduğunu belirtiyorsunuz. Oysa aynı yasanın gerekçesinde katma değerli hizmetler ile T.Telekoma tanınan ses tekeli hakkının birbirinden farklı kavramlar olduğu açıkça vurgulanmıştır. Hatta aynı gerekçede internet üzerinden ses nakli hizmetinin T.Telekoma tanınan ses tekeli hakkının alternatifi bir hizmet olduğu yasa koyucu tarafından hiçbir tereddüde yer bırakılmayacak şekilde açıklanmıştır.
Yasa koyucunun iradesi sizin için ne ifade etmektedir? Yasanın gerekçesi bu kadar açıkken, “bu yasa VoIP ye izin vermemektedir” demek mümkün müdür?
Soru 4. Zaman Gazetesi’ne yapmış olduğunuz açıklamada “iki satırlık kanun değişikliği” ile problemin çözülebileceğini önermişsiniz. Yasa koyucunun bu konuda iki satırlık düzenleme yapabileceğini gerçekten düşünüyor musunuz?
Eğer yasa koyucu iki satırlık bir kanun çıkarırsa ( ! ) dünyada VoIP yasası diye bir yasaya sahip olan ilk ülke biz mi olacağız? Dünyada VoIP için iki satırlık bir yasa çıkaran bir başka ülke var mıdır?
Soru 5. Yine aynı gazetede yasanın “her türlü ses iletiminin telefon tekeli içinde düşünülmesi gerektiği” yolundaki beyanınızın haklı bir dayanağı var mıdır? Eğer bu düşüncenizde ısrar ediyorsanız,
- a) GSM operatörlerinin ilettiği ses değil midir? Eğer yasa koyucu her tür ses iletimini T. Telekomun tekeline bırakmak isteseydi, bakanlık yasaya rağmen GSM operatörleriyle imtiyaz sözleşmeleri imzalayabilir miydi?
b) Telekomünikasyon Hizmetleri Yönetmeliği’nde tanımı yapılan GMPCS, SCPC ve VSAT gibi sistemlerle iletilen ses, sizin deyiminizle “her tür ses iletimi” kapsamında değil midir? Bu sistemlerle iletilen ses ne tür bir sestir?
c) Hem ana operatörün ve hem de kurumunuzun Video Konferans yoluyla verilen hizmete engel olmadığı herkesçe bilinmektedir. Bu hizmetin reklamı tüm sektör dergilerinde zaten yapılmaktadır. Bu durumda görüntü ile birlikte iletilen ve kullanıcılar arasında iletişimi sağlayan ses, sizin deyiminizle “her tür ses iletimi” kapsamında değil midir? Video konferans yoluyla iletilen ve de işitilen ses ne tür bir sestir?
Soru 6. Yasak kapsamına aldığınız “her tür ses iletimi” tanımının içerisine girmeyen başka tür telekomünikasyon hizmeti var mıdır? Bu durumda kurumun sektöre önerisi “sessiz” telekomünikasyon yapması mıdır?
Soru 7. Telekomünikasyon Hizmetleri Yönetmeliğimde Veri (Data) Telekomünikasyon Hizmetleri, SCPC Sistemi, Uydu Platformu Sistemi, Kablo Platformu Sistemi gibi tanımlar yapılırken “PSTN irtibatlı ses hariç” veya “sabit telekomünikasyon şebekesi” ile irtibatlanmama ön koşulu getirilmiş iken, aynı yönetmelikte “Internet Protokolü Üzerinden Ses İletimi” (VoIP) için böyle bir ön şart getirilmemiş olması sizce basit bir unutkanlık mıdır?
Soru 8. Kurumunuz tarafından bakanlığa verilen VoIP RAPORU sonuç bölümünde, bazı koşulların sağlanması halinde VoIP’in “tekel kapsamında sayılmayacağı” şeklindeki görüş, bu yasanın yürürlükte olduğu bir zaman kesitinde verilmemiş miydi?
Sektörde yaşanan büyük sıkıntıları yakından takip eden bir hukukçu olarak sayın başkanın yukarıdaki sorularımıza cevap vermesi halinde pek çok sorunun da kendiliğinden hallolacağına inanıyor, tüm sektör çalışanlarını saygıyla selamlıyorum.