Önceki 2 bölümde, aşırı vergilendirmenin boyutunu ve bu boyutun kaçakçılığa ve klonlamaya yol açtığını, engellemek için kurulan MCKS sisteminde de yeterli güncellemelerin “şu ya da bu nedenle” yapılmaması yüzünden şimdilerde yeniden hukuksuzluklara (çalıntı ya da kaçak telefonların klonlanması) yol verdiğini görmüştük. Bu 2 bölümü okumak isterseniz linkleri şöyle;
1.Bölüm : Yerli Cep Telefonu Palavrası, Ülkeyi Pahalı Satılan Düşük Model Çöplüğü Yapıyor 2.Bölüm : Cep Telefonlarında Kaçakçılık, Klonlama ve MCKS Sistemi
Bu bölümde aşırı vergilendirmenin ve hatta verginin vergisini almanın telefonları aşırı pakalı hale getirmesi sonucunda tefecilerin boşluğu anında değerlendirdiği başka bir duruma göz atacağız; “POS tefeciliği ve arkasından gelen Taksit Sınırlandırması” ve bunun kullanıcı ve satıcılara (bayilere) getirdiği sıkıntılar.
Cep Telefonu, Yaşam Yardımcısı
Cep telefonları günümüzde artık bir lüks değil; İhtiyaç. İnsanlarla haberleştiğimiz, banka işlemlerimizi yaptığımız, haberlerimizi okuduğumuz, bir adrese giderken ya da arkadaşlarımızla buluşurken konum takip ettiğimiz, trafik sıkışıklığında hangi yola girmemiz gerektiğini ya da metro-otobüs saatlerini kontrol ettiğimiz önemli bir YAŞAM YARDIMCISI.
Hele salgında, fiber konusunda sınıfta kalmış olan ülkemizde “uzaktan eğitim” ve EBA kullanımı konusunda cep telefonları yardıma koştu.
Sonuç olarak cep telefonları artık, defter, kalem ve hatta daha ileri ihtiyaçlar (gözlük, baston) gibi gerekli bir araç.
Hesapsız, Etki Analizi Yapılmamış Vergi Yükünün Sonucu POS Tefecileri
Devlet de bu kadar çok ihtiyacımız olduğunu bildiği için bu alanı –tabiri caiz ise– sömürüyor. Üstüne koydukça koyuyor. En son geçen yıl % 1 daha koydu. Üstelik verginin vergisini (mesela TRT Payının ÖTV’sini, 2sinin KDVsini) alması sonucunda, Telefon cihazları üstüne konulan vergi ile yükte hafif, pahada ağır hale geliyor.
Bu durumda, insanlar bunları almak için taksit kullanıyorlar.
Ama bu taksit olayı da zamanla, tersine de çalıştı. Yani POS Tefecileri denilen insanlar bu olayı 2013-2014’de farkettiler ve borcu olan insanlara (banka kredisini ödeyemeyen) borç verme aracı olarak kullanmaya başladılar.
Bu şöyle işliyor; bankaya 10 bin tl borcu olan insanlar, bu pos tefecilere gidiyor. Onlar da sanki ortada bir cep telefonu satın alınmış gibi, POS’dan 10 bin TL para çekiyor. Ama kredi kartını borçlandırdığı kişiye mesela 6-7 bin TL veriyor. Yani fahiş faizini baştan alıyor. Borcu olan kişi borcunu aylara dağıtmış gibi gözüküyor. Ama aslında borcunu katlamış oluyor.
Tabii ki bu olay kredilerini ödeyemeyen insanların borçlarının daha da yükselmesine ve sonuçta raporlanan “ödenmeyen kredilerin yanında ödenmeyen kredi kartları”na neden oldu ve finans yetkilileri olayı farketti. Arkasından, devlet pos tefecilerini engellemek için önce taksitleri tamamen kaldırdı. Daha sonra bu konudaki ikazlar sonucundaelektronik eşyada taksidi sınırladı.
İşte hesapsız kitapsız, vergi üzerine vergi koymanın başka bir komplikasyonu. AKP’nin neye mal olduğunu anlayamadığı, sadece “para” olarak baktığı ve gittikçe ağırlaştırdığı bir tablo.
Bayi Kanalı Taksit Sınırlamasına Nasıl Tepki Verdi?
Bayi kanalı bu taksit olayından rahatsız. Günümüzde 26 bin noktası ve 120-130 bin kişiye istihdam sağlaması ile cep telefonu bayi kanalı, ülkemizdeki önemli bir sektör durumunda.
2000-2005 aralığında, bu sektör çok karlı idi. Yeni aboneler sürdürülebilirliği sorunsuz sağlıyordu. Gelişen teknoloji ile yeni para kazanma sistemleri derken, operatörler de bayileri konusunda çok özenli idiler. Hem verilen primler, hem mağazalara yönelik destekler, o dönemin bayi kanalını fazlasıyla mutlu etti.
Ama 2010’lara gelirken durum değişti. Artık abone sayısı doyuma ulaşmıştı. Yeni abone sayısı az ve sadece numara taşımalar gündemdeydi. Dolayısıyla bayi kanalının sürdürülebilirliği açısından “cep telefonu satışı” önemli bir kalem haline geldi.
Ama dedğimiz gibi, önce taksitler kaldırıldı, sonra konuldu ama sınırlandırıldı. Bugün bayi sistemi bundan muzdarip. Sınırın kalmasını istiyor. Ama POS tefeciler de pusuda bekliyor.
Çözüm ne midir? Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, % 30lar düzeyinde vergi alınan telefonlar. Bu yolla pazarda 100 $’lık telefonlar ($ kuru 13-14lerde gezmesine rağmen) 1.500-1600 TL’lerde, En pahalı telefonlar (iPhone mesela) 11 bin TL’ler civarında satılabilir hale gelecek.
Bayi kanalı diyor ki, vergi bu düzeye gelse daha fazla vergi kazanırlar. Çünkü sürüm (yani satış) artacaktır.
Yarın Cep telefonlarının üzerine konulan bu kocaman vergilerin sonucunda, düşük fiyatla telefon beyan etme sonucu ortaya çıkan ve cep telefonu pazarında 100 $’lık en ucuz telefonu 3.000 TL’lere çeken “gözetim belgesi” olayına ve arkasından doğan “Yerliymiş Rolü yapan Telefon”lara bakacağız.