Bugün, Tepebaşı’ndaki, İstanbul Sanayi Odası Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen bir etkinlikte KOBİ-Finans sektörlerindeki işbirliğinin geliştirilmesi konusu ele alındı. Etkinliğe, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, İstanbul Sanayi Odası Başkanı C.Tanıl Küçük, TOSYÖV Başkanı Hilmi Develi, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, Bankalar Birliği Başkan Vekili – TEB Genel Müdürü Varol Civil katıldılar.
Açılış konuşmasını yapan Tanıl Küçük, 2007 yazında ilk işaretlerini veren krizin, batıda finans krizi olarak başladığını ancak Türkiye’de en çok sanayi sektörünü vurduğunu söyledi. Sanayi üretiminin, Ağustos ayından bu yana yedi aydır aralıksız olarak ve giderek artan oranda küçüldüğünü belirten Küçük, Ağustos ayında yüzde 3.6 ile başlayan küçülme oranının Ocak ayı itibariyle yüzde 21.3’e ulaştığını, Şubat ayında ise yüzde 23.7 ile sanayide 1980 sonrasında yaşanan en yüksek düşüş oranı olduğunu ifade etti.
İmalat sanayinde faaliyet gösteren işletmelerin yüzde 99’undan fazlasının KOBİ ölçeğinde olduğunu anlatan KÜÇÜK, kriz nedeniyle kredi verme konusunda bankaların isteksiz davranmalarının ve kredi koşullarını daha da ağırlaştırmalarının KOBİ’leri zor durumda bıraktığını ifade etti. Hükümetin, krizin şiddetlenmesinden 6 ay sonra da olsa tedbir paketleri açıklamasıyla bir nebze de olsa ümitlendiklerini anlatan Küçük, şöyle konuştu;
Şimdilerde ise, hükümetimizin bir dönem memnuniyetle karşıladığımız önlem alma yönündeki çabalarının tekrar yavaşlamasının üzüntüsü ve şaşkınlığı içindeyiz.
Üretimi canlandırmak adına, Kredi Garanti Fonu’nu, çok önemli bulduklarını ifade eden Küçük, bu fonun kullanıma açılacağı ümidini taşıdıklarını, ancak aradan 1 aydan fazla süre geçmesine karşın bu yönde her hangi bir somut gelişmenin olmadığına vurgu yaptı.
İlaç belli, ama o ilacı bir türlü hastaya ulaştıramıyoruz.
diyen Küçük, meselenin, güven sorununun aşılmasında yattığını ifade etti. İSO olarak bankacılığın gelişimine katkı sağlamak istediklerini belirten KÜÇÜK, beklentilerinin, kamu ve bankacılık camiasının kendilerine gereken desteği vermesi olduğunu sözlerine ekledi.
Daha sonra kürsüye gelen TOSYÖV Başkanı Hilmi Develi, hükümetin, bazı konularda ağır ve aksak yürüdüğünü ifade etti :
Bir bakan bir şey söylerken, bir diğeri daha başka bir şey söyleyebiliyor.
diyen Develi, yaşanan aykırılıklar dolayısıyla bazen iktidarda bir koalisyon hükümeti olduğunu düşündüğünü ifade etti.
Yapay gündemlerden kurtulunması halinde sorunların çok daha kolaylıkla çözülebileceğine inandığını belirten Develi, sadece KOSGEB’in Cansuyu kredileriyle soruna çözüm bulabilmenin zor olduğunu ifade etti :
Kabine değişikliği olacaksa olsun. Her gün aynı şeyleri izlemekten sıkıldık.
diyen Develi, somut eylemlerin bir an önce başlatılmasını istedi.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş da konuşmasında, kriz dolayısıyla dünyada yaşanan gelişmelere değindi. Son IMF raporuna göre dünyanın, 2’nci Cihan Harbi’nin ardından meydana gelen en büyük resesyon sürecine girdiğini belirten Yalçıntaş, IMF ile yapılacak bir anlaşmanın maddi yönünden çok psikolojik etkisinin önemli olduğunu ifade etti. KOBİ’lerin, Türkiye’de, ekonominin bel kemiğini oluşturduğuna dikkati çeken Yalçıntaş, kredi bulmada yaşanan zorlukların sıkışmaya yol açytığını ifade etti.
2008 Eylül ayından bu yana mevduatlarda 40 milyar dolarlık bir artış yaşanırken kredilerdeki artışın 5 milyar dolar olarak gerçekleştiğini anımsatan Yalçıntaş sözlerini şöyle tamamladı;
Hepimiz, aynı gemideyiz. Reel sektörde kaybedilen her damla kan, finans sektörü için de geçerlidir.
Bankalar Birliği Başkan Vekili – TEB Genel Müdürü Varol Civil de yaptığı konuşmada, krizi diğerlerinden ayıran en önemli noktanın gelişmiş bir ülkeden başlamasında düğümlendiğine dikkati çekti. ABD GSYH’sında, 2008’in son çeyreğinde yüzde 6.3 oranında bir daralmanın görüldüğünü anlatan Civil, pek çok kimsenin varlıklarını önemli ölçüde yitirdiğini ifade etti.
Son dönemlerde imalat sanayi güven endeksinde bir yükselmenin görüldüğünü belirten Civil, takip edilmesi gereken asıl noktayı Avrupa ülkelerinde nasıl bir gelişmenin yaşandığının oluşturduğunu söyledi. Şirketlerin, finans departmanlarına daha fazla önem vermeleri gerektiğini belirten Civil, daha şeffaf bilançoların olduğu, şirketlerin performanslarını ölçen süreçlerin artan oranda önem taşıdığını sözlerine ekledi.
Konuşmasına, sabah saatlerinde patlayan bir mayın dolayısıyla 9 güvenlik görevlisinin şehit olması dolayısıyla üzüntülü olduğunu belirterek başlayan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, sözlerini, ekonomi perspektifinde yapılan eleştirileri saygıyla karşıladığını, ancak bunlara cevap verilmesi gerektiğine inandığını belirterek sürdürdü.
Krizi, freni patlamış bir kamyona benzeten Bakan Çağlayan, nerede ve ne zaman duracağını kimsenin bilemediğini söyledi. Üretime her halükarda devam edilmesi zorunluluğunun bulunduğunu ifade eden Çağlayan, kriz nedeniyle kredi verme konusunda çekingen davranan bankaların, ciddi bir korku psikolojisi oluşumuna neden olduklarını söyledi.
Bankaların, bu denli frene basmalarını kendileri açısından da riskli görüyorum.
diyen Bakan Çağlayan, kriz ortamında işsizlik, ihracatta düşme gibi olayların normal karşılanması gerektiğini sözlerine ekledi.
turk-internet.com’un, toplantının ana konularından birini oluşturan, Kredi Garanti Fonu ile ilgili düzenlemelerin ne zaman tamamlanacağı şeklindeki sorusuna Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan;
Ben söyleyeceğim her şeyi söyledim. Onun dışında söyleyebileceğim bir şey yok.
şeklinde karşılık verdi. Ancak, bakanın, yaklaşık yarım saat süren konuşması boyunca konuya hiç değinmediğini belirtmemizde fayda var.