Bu yazının ilk 2 bölümünü VoIP Üzerine Hukuki Bir Değerlendirme – I ve Ip Üzerinden Ses Aktarımının Hukuksal Yönü – II başlıkları altında okuyabilirsiniz.
T. Telekom A.Ş. ve VoIP
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de telefon hizmetlerinden elde edilen gelirlerde ciddi düşmeler olmaktadır. Mobil haberleşme, elektronik posta, icq ve Messenger gibi hizmetlerin yaygınlaşması, basit ses telefonu kullanımının azalması sonucunu doğurmaktadır. Ancak, bu değişimin T.Telekom A.Ş. tarafından kabul edilmediği, telefon gelirlerindeki düşmenin sebebi olarak VoIP hizmeti veren işletmeci sayısındaki artışın gösterildiği bilinmektedir..
Gerçekten de, anılan şirket bünyesinde oluşturulan çalışma grubunun vermiş olduğu GİZLİ ibareli raporda, şirket gelirlerinin düşmesi, VoIP yapan işletmelerin sayısının hızla artmasına bağlanmıştır.
Aynı raporda, VoIP işletmeci sayısının gitgide artarak, kontrolsüz bir mali gücün oluştuğu, telefon hatlarının eskisi kadar kolay dinlenememesi nedeniyle, (kaldı ki, VoIP ile iletilen ses, PSTN ile irtibatlandırıldığında alışılageldiği gibi dinlenebilmektedir) ülke güvenliğinin bile ciddi tehdit altında kaldığı ısrarla vurgulanmıştır.
Raporun etkisiyle olsa gerek, T.Telekom A.Ş tarafından faaliyetinden şüphe duyulan şirketler aleyhinde tespit işlemlerine hız verilmiştir. Diğer yandan C.Savcılıklarına verilen şikayet dilekçeleri ile, T.Telekom AŞ yi zarara uğratan, ülke güvenliğini ciddi tehlikeye düşüren işletmecilerin faaliyetlerinin durdurulması ve cihazlarına el konulması talep edilmiştir.
Konu hakkında teknik bilgi ve birikime sahip olmayan C.Savcıları kimi zaman mali şube, kimi zaman kaçakçılık şube polisleri marifetiyle işletmecilerin cihazları üzerinde el koyma tedbirine başvurmuştur.
Anılan teknolojinin, T.Telekom tarafından, devletin güvenliğiyle ilgili ciddi bir problem olarak gösterilmesi elbette ciddiyetten uzaktır. Ancak daha da kötüsü, el konulan on binlerce dolar değerindeki cihazların T.Telekom’ un tozlu depolarında adaletin gerçekleşmesini bekliyor olmasıdır.
Her şey bir yana, pek çok sektör işletmecisi bugün, T.Telekom A.Ş. nin dünyada eşi ve benzeri bulunmayan suçlamalarıyla ağır ceza mahkemelerinde asgari sınırı 3 yıldan az ağır hapis olmamak şartıyla yargılanmaya başlamıştır. Yargılananlar arasında bilgisayar ve iletişim fakültelerinden profesör ünvanlı kişilerin bulunması bir başka acı gerçektir.
Amerika Birleşik Devletleri, AB ülkeleri ve gelişmiş tüm kuzey ülkelerinde hiçbir yasaklamayla karşılaşmamış teknolojiyi ülkemizde uygulamanın, devletin güvenliğini tehdit eden ağır cezalık suç olarak gösterilmesinde, T.Telekom A.Ş. nin gayreti inkar edilemeyecek kadar çoktur. AB’nin kapısında beklediğimiz şu günlerde, birilerinin çıkıp konuyu T.Telekom A.Ş yetkililerine sorması halinde verilecek cevabı en çok bu sektör işletmecileri merak etmektedir.
Yasa ile verilen tekel hakkının kapsamını tamamen keyfi uygulamalar ile belirleyen, bunu kabul etmeyen ticari rakibi konumundaki işletmecilerin faaliyetlerine son vermek için sahip olduğu imkanları korkusuzca kullanan ana telekom operatörüne en güzel cevabı, kuşkusuz bilim adamları ve adalet en kısa süre içerisinde verecektir.
Bu yazının yarın ki bölümünde, Telekominikasyon Kurumu ve VoIP hakkındaki hukuki görüşleri, Telekomünikasyon Kurumu ve VoIP başlığı altında okuyabilirsiniz.