Amerikan ulusal güvenlik yetkilileri, temmuzda bir toplantıda ve Amerika’nın Nisan ayındaki yıllık Ulusal İstihbarat Değerlendirme raporunda, Çin’in uzayda ABD liderliğini engellemek için uyduları bozmak veya yok etmek üzere tasarlanmış silahlara büyük, uzun vadeli yatırımlar yaptığını söyledi.
Bu konuya ekim sonunda, Amerikalı milletvekili Michael McCaul işaret etti[1]. Cumhuriyetçi parti milletvekili olan McCaul, Trump tarafından mal satılması/alınması yasaklanan Çinli Huawei ve SMIC firmalarına, ABD’li firmalara lisans verildiğini ve son 1 yıl içinde 100 milyar $’lık satış yaptığını açıkladı. Amerikalı Senatör bu satışa işaret ederken, Çinlilerin ekim ayında Long March isimli roket ile fırlattığı hipersonik araçtan bahsetti. Çin’e mal satmanın, Amerikan uydularını ezecek teknolojiler geliştirmeye yaradığını iddia etti [2].
Ouyang Ziyuan : Ay’da Bulunan Füzyon Reaktörü Yakıtı Olan helyum-3, İnsanlığın Enerji Talebini 10 Bin Yıl Karşılar
Amerikalıların son yıllarda Çin’e karşı duyduğu derin bir korku bu ama diğer yandan ekonomik yönü de var. Bu da uzay madenciliği. Özellikle helyum-3’den bahsediliyor. Bu nükleer atık ve diğer kirleticileri oluşturmayan nükleer füzyon reaktörlerde kullanılan yakıt.
Çin uzun zamandır füzyon reaktörü konusunda çalışıyor. Mayıs ayında Hefei’deki “Yapay Güneş” olarak tanımlanan Tokamak füzyon reaktörünün 101 saniye boyunca 120 milyon ℃ ve 20 saniye boyunca da 160 milyon santigrat derecelik plazma sıcaklığını tutmaya muvaffak olduğu raporlanmıştı[3].
Füzyon reaktör teknolojisinin kendisi onlarca yıldır gerçekleştirilmedi. Ancak bazıları, önemli miktarda Helyum-3’ün elde edilmesi halinde, bu durumun değişeceğine inanıyor.
Çin’in, Chang’e-5 ile Ay’dan toplanan malzemenin potansiyel bir füzyon gücü kaynağı olarak değerlendirilmesini içeren araştırmalar yaptığı kaydediliyor. Çin Ay Keşif Programı’nın baş bilimcisi Profesör Ouyang Ziyuan, ayın Helyum-3 açısından çok zengin olduğunu ve insanlığın enerji talebini en az 10.000 yıl boyunca çözebileceğini söyledi [4].
Manyetik alanıyla korunan Dünya’nın aksine Ay, güneş rüzgarları tarafından büyük miktarlarda Helyum-3 ile bombalandı. Yani Ay’da Dünya’dakinden 100 kat daha fazla Helyum-3 bulunuyor.
İşte bu Helyum-3’ü ilk kim çıkaracak yarışı var. Eski CIA uzay analisti Tim Chrisman şöyle diyor :
“Dış uzay, temiz füzyon reaktörleri için Ay’daki Helyum-3 yakıtından, Dünya’da ve uzayda kullanılmak üzere hasat edilebilen asteroitlerden gelen ağır metallere ve uçucu gazlara kadar neredeyse sınırsız miktarda enerji ve hammadde barındırıyor”
Chrisman, Çin’in uzayda enerji üretme ve/veya uzay malzemeleri madenciliği konusunda potansiyel devrimlere doğru ilerlediğini ve ABD’yi geride bırakabileceğini söyledi [5]. Helyum-3’ü ilk elde etmek konusunda ise;
“Bu büyük bir siyasi ve diplomatik zafer olur. Arka planda neler yapılacağına bağlı olarak, güç ve enerji için hızla elde edilebiliyor ve Dünya’ya güvenilir bir şekilde geri getirilebiliyorsa, dramatik değişikliklere yol açar. ”
Bilim adamları, 2 tam dolu Uzay Mekiğinde taşınacak ağırlıkta Helyum-3 ‘ün – yaklaşık 40 ton değerinde gaz – ABD’nin mevcut enerji tüketimini 1 yıl boyunca karşılayabileceğini düşünüyorlar. Solar System Resources firmasının, 2028-2032 zaman diliminde US Nuclear Corp.’a Ay’dan 500 kilogram Helyum-3 sağlamak için bir sözleşme imzaladığı belirtildi.
Artemis Anlaşmaları
ABD, 2020’de toplantılar düzenleyerek, ayda madencilik için Artemis Anlaşmaları adı verilen küresel yasal çerçeve önerdi ve Avrupalılar başta tüm ülkeleri bu anlaşmaya dahil etmeye çalıştı. ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) öncülük ettiği Artemis Anlaşmaları, Avustralya, Kanada, İngiltere, Japonya, Lüksemburg, İtalya ve Birleşik Emirlikleri tarafından imzalandı.[6].
2019’da Ay’ın uzak tarafına sonda indiren ilk ülke olarak tarihe geçen Çin, farklı bir yaklaşım seçti. Artemis Anlaşmaları ilk açıklandığından beri Pekin, ortak bir ay araştırma üssü inşa etmek için Rusya’ya yaklaştı.
Ay’da Güneş Santralı Kurmak
Tim Chrisman, Çin’in 2030 civarında yeni bir megawatt ölçekli uzay tabanlı güneş enerjisi santrali başlatma yolunda olduğunu ve 2022’de yapılacak kilit testlerle birlikte, uzayda genişlemeyi gerçek bir taahhütlü ulusal misyon haline getirdiğini ve arkasına önemli fonlar koyduğunu kaydediyor ve ABD’nin geride kaldığı uyarısını tekrarlıyor;
“Bir güneş enerjisi santrali, uzaya yerleştirilen güneş panellerinden oluşan bir güneş çiftliği olurdu. Yerdeki [sınırlı] gündüz ve gece döngüsü yerine, bir mikrodalga veya lazer bağlantısı aracılığıyla yere enerji sağlayan sürekli güneş ışığına sahipsiniz.
Yani bu sadece Biden yönetimi ile ilgili değil. Bu, siyasi aygıtın tamamında – [uzayda ticari potansiyel ve istihdam yaratılmasının] 100 yıl uzakta olduğuna dair bir hissim var”
Ya Astreoidler?
ABD merkezli Planetary Resources gibi gelişmekte olan şirketler, asteroitlerin Dünya’da bulunanlardan çok daha yüksek konsantrasyonlarda demir cevheri, nikel ve değerli metallerle dolu olduğuna ve trilyon $’lık bir pazar yaratacağına inanıyor.
Chrisman, zorluğun asteroitlerin daha küçük olması ve üzerine inilmesi daha zor bir hedef olması olduğunu söyledi. Genellikle dönüyorlar, küresel olarak şekillendirilmeyebilirler ve uzay programları fırlatmadan önce yüzeyin nasıl göründüğünü haritalayamayabilir, bu da herhangi bir uzay gemisinin, aracın veya astronotun güvenliğini engeller.
Ya Türkiye
Anlayacağınız Türkiye hala TV kanalları için uydu yollayarak, Afrika’yı da kapsadık vs derken, dünya ülkeleri çoktan başka faza geçmiş durumda..
[1] Amerikalı Tedarikçiler Huawei ve Diğer Çinli Firmalara 100 Milyar $’dan Fazla Satış için İzin Almış
[2] Shijian-21: Uydu Kırıcı mı Yoksa Uzay Enkazı Temizleyici mi?
[3]Çin’in ‘Yapay Güneş’ Füzyon Reaktörü 160 milyon ℃ ile Dünya Rekoru Kırdı
[4] China Lunar Mission: Why could lunar soil save the earth?
[5] Ex-CIA officer: US could fall behind China in space satellite wars
[6] Ay Parselleniyor; NASA Artemis Anlaşmalarını Duyurdu