Türkiye’de “teknoloji geliştirilemez” ya da “girişimciliğimiz zayıftır” düşüncelerinin aksine, Uçak Sanayi konusunda, ülkemiz daha 1930’larda 2 girişimci ile yerini almıştı. Bugün bu sektörde ülkemizin adının geçmemesinin nedeni ise “dar görüşlü ve vizyon taşımayan belki kıskanç da diyebileceğimiz bir takım muktedirler” gibi gözüküyor.
Bu 2 girişimciden, Kurtuluş Savaşı’nın efsanevi pilotu Vecihi Hürkuş 1930’larda Kadıköy’de bir keresteci dükkanında uçak imal etmiş ama ülkemizde sertifika verecek merci bulamayınca Çekoslavakya’dan sertifika almıştı. Bu olayı ve diğer saçmalıkları burayı tıklayarak Wikipedia’dan okuyabilirsiniz
Diğer uçak üreticisi girişimcimiz ise, 10cu yıl marşındaki “demirağlarla ördük anayurdu” ifadesinin yaratıcılarından birisi olan ve bu nedenle de Atatürk’ün “Demirağ” soyadını verdiği, 1930’larda Atatürk’e Boğaz Köprüsü önerisi yapan Nuri Demirağ idi. Sanatçı Melike Demirağ’nın dedesi olan Nuri Bey, 1940’larda 64 planör ve 24 uçağı, Beşiktaş’taki Deniz Müzesinin yanındaki Uçak Fabrikasında üretmiş ama İnönü döneminde siparişleri iptal edilerek, Hollanda’dan Fokker uçaklar alınmıştı (Bkz : Wikipedia : Nuri Demirağ ve NuriDemirag.com).
Hürkuş Projesinde Sorun mu Var? Neden KT-1 Alınıyor?
Bunları neden anlatıyoruz? Kasım sonunda pek çok yayın organında yer alan habere göre, Türk Hava Kuvvetleri, elindeki 40 KT-1 eğitim uçağına ek olarak 15 uçak daha almak üzere harekete geçmiş durumda. Ama bu durum; özellikle savunma sanayiinde yerli üretime ağırlık vereceğini belirten bir hükümet açısından ne kadar anlamlı acaba?
Sözleşme imzası, Korean JoonGang Gazetesinde yayınlanan ve Türkiye’nin Kore Havacılık Endüstrisi (KAI) ile 150 milyon dolar değerinde 15 adetlik ek KT-1 eğitim uçağı alım anlaşmasını 4 Aralık’ta yapacağını açıkladığı haberle ortaya çıktı.
Arkasından Türk basınında yayınlanan tepki haberleri üzerine de, dün Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği imzasıyla şöyle bir açıklama yayınlandı ama bu açıklama pek inandırıcı değil;
03 ve 04 Aralık 2014 tarihli bazı günlük gazetelerde; Türk Hava Kuvvetlerinin HÜRKUŞ yerine Güney Kore’den KT-1T uçaklarının alımına öncelik verdiği ve bunun HÜRKUŞ’un dünya pazarına açılmasını olumsuz yönde etkileyeceğine dair haberlerin yer aldığı tespit edilmiştir.
Hava Kuvvetleri Komutanlığının yeni nesil temel eğitim uçağı ihtiyacını, yurt içinden özgün bir uçakla karşılamak maksadıyla, 26 Eylül 2013 tarihinde Savunma Sanayi İcra Komitesi (SSİK) kararı alınmıştır. SSİK kararı kapsamında TUSAŞ ile imzalanan sözleşmeye göre ilk HÜRKUŞ’un 2018 yılında envantere alınması öngörülmektedir.
Türk Hava Kuvvetlerine pilot yetiştirilmesinde ve 2015 yılında açılması planlanan çok uluslu uçuş okulunda, KT-1T ve HÜRKUŞ eğitim uçaklarının kullanılması planlanmıştır. Ancak HÜRKUŞ uçağının geliştirilmesi tamamlanıncaya kadar KT-1T uçaklarına ihtiyaç olduğu değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme neticesinde SSİK tarafından sözleşmedeki 15 uçaklık opsiyon işletilmiş ve söz konusu uçakların alımına karar verilmiştir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Bu açıklamanın inandırıcı olmayan yanı, daha önceki gelişmeler; burayı tıklayarakTAI’nin sayfasına bakarsanız TAI ile MSB arasında 15 adet eğitim uçağı için 2013’de sözleşme görüşmelerine başlandığını ve şu detayları görebilirsiniz[1];
HÜRKUŞ-A konfigürasyonunun ilk uçağı yer testleri ile taksi testlerini tamamlamasını takiben 29 Ağustos 2013 tarihinde TUSAŞ, Kazan tesislerinde “İlk Uçuşunu” başarıyla gerçekleştirmiştir. Avrupa Sivil Havacılık Otoritesi EASA ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından verilen uçuş izni sonrasında, planlamalara uygun olarak HÜRKUŞ, ilk uçuşunu iniş takımı açık olarak yapmış, 9500 ft yüksekliğe tırmanarak kumanda yüzeylerinin ilk kontrollerini tamamlamıştır. 33 dakika süren uçuş sonrasında HÜRKUŞ başarılı bir iniş gerçekleştirmiştir.
29 Ağustos 2013 tarihinde başlayan uçuş test sürecinin 2015 yılı sonuna kadar devam etmesi planlanmaktadır. Bu dönemde yapılacak uçuşlarda; sistem fonksiyon testleri, hava veri sistemi kalibrasyonu, kararlılık ve kontrol testleri, yapısal yük testleri, iniş takımı acil durum açılma, düşük süratli uçuş, detaylı stall ve aerodinamik konfigürasyon testleri, spin testleri, kararlılık ve kontrol testleri, performans testleri, aerobatik ve operasyon testleri, yüksek hız ve çırpınma testleri ve yük testlerinin yapılması planlanmaktadır.
13 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirilen uçuşla birlikte çift pilotlu uçuş testlerine geçilmiş olup, EASA tip sertifikasyonu sürecinde uçuş testlerine mevcut plan dahilinde devam edilmektedir. 1 nolu prototipte Kasım 2014’e kadar gerçekleştirilen toplam 106 saatlik 98 uçuşta, 15.500 feet irtifaya çıkılmış, 4.4g çekilmiş, 295 knot hıza ulaşılmıştır.
Proje kapsamında üretilen TC-VCI kuyruk numaralı 2 nolu prototip uçağın uçuş testleri 10 Eylül 2014 tarihinde başlamıştır. Kasım 2014’e kadar gerçekleştirilen uçuşlarda 25.000 ft. irtifa ve 234 knot hıza çıkılmıştır.
26 Eylül 2013 tarihinde yapılan SSİK’te, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın 15 adet yeni nesil temel eğitim uçağı ihtiyacının karşılanması amacıyla TUSAŞ ile HÜRKUŞ uçaklarının seri üretimini öngören teklifi üzerinden sözleşme görüşmelerine başlanması kararlaştırılmıştır. Bu karar sonrası yapılan çalışmalar ve görüşmeler sonucunda 26 Aralık 2013 tarihinde HÜRKUŞ-B Sözleşmesi imzalanmıştır.
Hürkuş ile ilgili diğer gelişmelere bakıldığında, bu sene eylül ayındaki Airshow sırasında başarılı bir uçuş yaptığı görülüyor. Sağ taraftaki resim de bu uçuştan alınma. Hürkuş ayrıca, önümüzdeki yıl yapılacak Paris Air Show’a gidecek. Orada da gösteri uçuşları yapacak.
KT-1 Uçakları Yetersiz Bulunmuştu
Güney Kore gazetesindeki habere göre Türkiye yeni siparişle 40+15 adet KT-1 almış olacak. Gazeteye konuşan KAI sözcüsü ve Güney Kore Hava Kuvvetleri ‘kaynakları’nın “Türkiye kendi temel eğitim uçağını yapmaya çalıştı ancak başarılı olamayınca Kore uçağından yeniden almaya karar verdi” sözleri ise Türk basınında kızgınlıkla karşılandı ve TAI’nin bu konuda açıklama yapması bekleniyor.
TAI’den ve MSB’den açıklama beklenen diğer bir konu ise; gelecek yıl Paris Airshow’a nasıl katılacağı? Çünkü bir anlamda satış için katılınan bu showlara gelecek müşterilerin soruları ilginç olacak. Öyle ya, kendi ülkesi güvenip, almıyorsa, başkaları nasıl alsın?
Ama asıl tuhaf olan şu; Kore’nin ilk tam yerli üretimi olan KT-1’ler[2], ilk imzalan 40+15’lik sözleşme ile birlikte 2010’dan itibaren teslim edilmeye başlanmış ama sonra bu uçakların göreve hazırlık oranının düşük olduğu duyulmuştu. 2012’deki bir habere bakıldığında ise, 2011’de yaşanan bir kaza sonrasında 15 uçaklık opsiyonun kullanılmasından vazgeçildiği görülüyor[3].
Fiyat konusuna bakıldığında da, 40 uçaklık bölümün 350 milyon $’a alınmasına ve 15’lik opsiyonun da bu sözleşme içinde olmasına karşın, bu sefer 15 uçak için 150 milyon $ rakamının yani daha pahalı olduğu görülüyor.
Uçak Üretme Konusunda Kendi Kendimizi Baltalıyor muyuz?
Türkiye’nin “makus” talihi mi desek? Uçak üretimi konusuna daha 1930’larda adım atmışken, anlamsız engellemelerle bu konuda yarı yolda kalmışız ama şimdilerde hükümetin özellikle savunma sanayiinde yerli üretimi desteklediği açıklamaları var. Buna rağmen bu alımı yapmaları daha detaylı bir açıklamaya muhtaç gözüküyor. 2018 açıklaması yeterli değil.
Çünkü TAI tarafından geliştirilen, kendi mühendisimizin, teknisyeninin alın teri Hürkuş varken ve de 200 milyon $ düzeyinde harcama yapılmış olan 2 prototip Airshow’a katılacak düzeyde uçabiliyorken ve de 40 tane KT-1’in Çiğli’de düşük operasyon yüzdesi ile kullanılmaya çalışıldığı bilinirken neden hala 15 tane KT-1 daha alınıyor, anlayamıyoruz.