Abdullah Körnes ile yaptığımız röportaja bugün anılar ile devam ediyoruz. Daha önceki bölümü Optik Okuyucu Sorumluluğundan Bugüne Bilişim başlığı altında okuyabilirsiniz.
turk-internet.com : Bu arada ilginç anılarınız vardır değil mi?
Körnes : Öncelikle hepimiz öğreniyorduk o dönemler itibariyle. Her kurumun bilgisayarı yoktu. Kurulu makinalar paylaşımlı olarak kullanılırdı. Biz ÖSYM’ nin ilk yıllarında Hacettepe Üniversitesinin makinasını kullanırdık. Bizim için ayrılan zaman çoğunlukla mesai sonrası 20:00 civarları olurdu. İşler her zaman beklenen süreler içerisinde bitemezdi. Arkamızda makinanın kendilerine verilmesini bekleyen kurumlar ve personeli olurdu bir kısmı başka şehirlerden gelen. Keyifliydi, öğreticiydi o dönemler. Sıkı mı o günün işini bitirmeyin. Ertesi gün kurum çalışamaz hale gelirdi. Delikli kartlara program kodlardık gece yarıları. Önemli bir yarış, Syntax’sız program delmek ve hatasız run olmasını sağlamak üzerineydi.
Bazı geceler (% 50) işimiz sabaha kadar sürerdi. Kullandığımız makinanın kapasitesi; 50 KB ana bellek, 150 KB yardımcı bellek ve makinanın tümünün yerleştiği alan 80 m2 lik bir alan.
İşte bir anı sizlere; Cluster tipi teyp ünitesi kullanırdık ve elimiz ayağımız her şeyimizdi. Üst kapağı vardı ve üzerinde her drive için numara yazardı. Gece yarılarına kadar çalışmış ve yorulmuşuz. Ertesi gün başında Üniversite personeli gelecek ve çalışacak. Teyp ünitesinin üst kapağını ters çeviri kapatırdık giderken. 1 numaralı drive görünüş olarak 3, 2 numaralı drive 4 olurdu. Ertesi sabah görevliler geldiklerinde üniteyi hazır hale getirmek için konsoldan RD
İşte bir başkası size; Siyasi Partiler Sicil bilgilerini tutuyoruz. Dönemsel olarak yasaklılar var ve partiye üye olamazlar, doğal olarak parti yönetimlerinde de görev alamazlar. Yasa var sıkı kontrol için. Son derece hızlı bir çalışma ile altı ayda bir milyon beşyüz bin kişinin bilgisi girilmiş ve gelen üye listeleri aracılığı ile yasaklılar taranarak gerekli işlemler yapılıyor. O anın en önemli işlerinden biri ve altı ay sonra da olsa BİM açılışını Cumhurbaşkanı yapacak. Hazırlanmışız gösteriye. GUI değil ama screen düzenlemeleri yapmışız. Ekibimizin en gösterişli bayanını sorgulamaya refakat etsin diye görevlendirmişiz. Cumhurbaşkanı geldi ve bir kaç tanıdık ismi sorgulattırdı. Sistem çalışıyor ve “üye değildir” mesajını alıyoruz yüzler gülüyor. Listelerden bir kaç sorgulama yapılıyor “üyedir” mesajı alınıyor ve yüzler yine gülüyor. Daha önceden Cumhurbaşkanın bilgilerini dummy olarak sisteme girmişiz. Ben bir de sizi sorgulayalım efendim dedim ve gülücükle “ben orada olmam” cevabının yanı sıra merakla “tamam” yanıtı aldık ve sorguladık. O da ne Cumhurbaşkanı XXX parti üyesi görünmez mi. Hemen ve biraz da kızgın ve şaşkın bir tonla, “nasıl olur ben siyasi parti üyesi değilim hemen bildiren liste ve yer bulunsun, gereken yapılsın” komutu geldi. Şakamız bir anlamda tutmuştu, ancak, hava ısınınca en şirin tavrımızla olayı anlattık ve hoş bir ortamda kabul gördü. Anında bir şey öğrenilmişti taraflarca, bu tür işlemlerde ihmal ve kasıt olabilir ve başka önlemler de alınmalıdır.
Pazartesi günü başka anılar sunacağız.