Bu yazının önceki bölümlerini İnternet Yayıncılığında 2 Olay ve 2 Mahkumiyet ve İnternet Yayıncılığında 2 Olayın Savunmaları başlıkları altında okuyabilirsiniz.
2.4-İkinci Olayda Yapılan Savunmada İnternet Suçu Hakkında Türkiye’de Yasal Düzenleme Bulunmadığı İleri Sürülmüştür
Av.Fikret İLKİZ tarafından yapılan savunmada özetle:
“Kanunsuz suç olmaz” ilkesinden hareketle müvekkil sanık olmayan bir yasanın ve tanımı yapılmamış bir “suç” fiilinin faili olarak yargılanmıştır.
İlerleyen teknolojinin her gün gelişmesi karşısında hukuki mevzuatımızın çözüm bulduğu sorunlar nedeniyle yeni hukuki sorunlar oluşmakta ve çözümsüz kalmaktadır Bu durum İnternet’in kendi yapısından ve hukukumuzun gereken suç tanımlamalarını yapmamasından kaynaklanmaktadır. O nedenle iddianamede ileri sürüldüğü gibi sorunun çözümü 5680 sayılı basın Yasasına dayanarak müvekkil sanığın “sorumlu müdür” gibi kabul edilebilmesine olanak yoktur (….)
Superonline A.Ş., ise Türkiye’de İnternet erişimi sunan, İnternet ortamında yayıncılık yapan ve interneti yaygınlaştırmaya çalışan bir kuruluştur. Superonline A.Ş.’nin yayın bölümünde çalışan müvekkil sanık Coşkun Ak İnteraktif Bölümler Koordinatörü olarak görev yapmıştır. Süper Meydan, Anket, Referandum, VIP ve Süper Chat bölümlerinin koordinatörü olarak çalışmıştır. Kısaca sadece bu bölümlerin oluşturulmasında ve koordinesinde görev yapmıştır.
(….)
Superonline’daki Forumlar genel ya da özel bir başlık altında açılır. “İnsan Hakları İhlalleri” de, yani bu Forumda yazılarıyla katılmak isteyen İnternet kullanıcılarının bu konu ilgi alanları içinde ise yazı yazmaları için açılmıştır. Bu forum sayfasında İnternet ortamında gerçek kimlikler değil, rumuzlar kullanılır. Yazısını yazan kullanıcı bir tuşa basarak, yazdığı yazıyı forum alanına eklemiş olur. Nitekim dava konusu olan yazıda bu biçimiyle Forum sayfasına gönderilmiştir. Tuşa basıldığı anda yazı İnternet üzerinde yayınlanmaktadır. Kullanıcılar forumlarda düşüncelerini dile getirir ve diğer kullanıcılarla tartışabilme olanağını bulurlar. Kendi yazdıkları yazıya gelen cevapları okuyup, yine anında yanıt verebilirler. Bunlar da anında online olarak forum sayfasında yayınlanırlar. Dolayısıyla buradaki “yayın” eylemi 5680 sayılı Basın Yasasının 3.maddesinde yer alan yayın/neşir fiilinden çok ayrı bir fiildir. Bu fiilin yukarıda açıklanan niteliği bakımından yine Basın Yasasının 16.maddesinde sorumlu müdüre yüklenen sorumluluk açısından farklı nitelikleri nedeniyle müvekkil sanığın “sorumlu editör/sorumlu müdür” olarak düşünülmemesi gerekir. Aksi takdirde bu biçimdeki bir kullanım veya sayfaya bu kadar kolay ulaşımın getirdiği sonuç ile; bu sayfaya “Bir insan” rumuzu ile yazı gönderen kişinin görüşlerini savunmak müvekkil sanığa düşmektedir.
Superonline’da forumlara gelen mesajlarda uygulanan yöntem ise , foruma gönderilen mesajların belli bir süre forumda kaldıktan sonra daha fazla yer tutmamaları ve diğer mesajlara yer açılması için silinmeleriydi. Zaten forum alanlarına gelen tüm mesajların okunması da, fiziki olarak imkansızdır.
Bu davanın yargılama konusunu oluşturan yazı “Tartışma Platformu” genel başlığı altındaki forum alanına 26 Mayıs 1999 tarihinde
Bu yöntem, müvekkil sanık Coşkun Ak’ın geliştirdiği bir yöntem değil, Superonline’ın uyguladığı bir ilkedir. Sözü geçen yazı, dört gün yayında kalmış ve haftalık güncelleme sırasında silinmiştir.
Yukarıda açıklandığı gibi yazı sahibinin kimliğini saptamak olanaksızdır. Forumlara yazı İnternet bağlantısı olan her yerden gönderilebilir ve bu yazı doğrudan doğruya sayfaya girer. Bu yazı için de öyle olmuştur.
Yazılı basında veya televizyon veya radyoda ise haberlerin, yorumların, eleştiri yazılarının önceden görülmesi ve üzerinde yayın fiili bakımından sorumlu müdürün karar vermesi olanaklıdır. Oysa İnternet ortamında editörlük görevi olan müvekkil sanık Coşkun Ak diğer kişiler gibi dava konusu olan yazıyı diğer İnternet kullanıcıları gibi yayınlandığında görebilir, nitekim yayınlandığında görmüştür. Yayın öncesi yazıların biriktiği herhangi bir yer yoktur. Uygulanabilecek herhangi bir filtre Superonline sistemi ve sayfayı işletenler bakımından böyle bir filtre kullanılamaz ve bu internetin özelliğine de aykırıdır. Örneğin uzun bayram tatillerinde tatilin ilk günü foruma konan bir yazı, tatil süresince yayında kalır. Forum sayfasının editörü bu yazıyı mesaisinin başladığı zaman diğer kullanıcılar gibi forum sayfasından okuyabilir. Benzer durum hafta sonu tatili için de geçerlidir. Cuma akşamı konan bir yazı pazartesi günü editör tarafından okunur. Hatta akşam konan bir yazı yayında kalır. Genellikle İnternet ortamındaki diğer forum alanlarında da aynı yöntem geçerlidir. Bunları internetin yazılı basından farklı olan yanları ve nitelikleridir.
Sonuç olarak, kim tarafından yazıldığının saptanması veya asli fail olarak yazıyı yazan kişinin de İnternet ortamında fail olarak yargılanması olanaksız iken müvekkil sanık katılmadığı; ama sayfada yayınlanmış bu yazı nedeniyle yasası bulunmayan ve tanımı yapılmamış bir suçtan dolayı yargılanmamalıdır.
Ceza Hukuku “Nullum crimen nulla poena sine lege = Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi üzerine kuruludur. Bu ilke, ceza hukukunda; kanunda açıkça hüküm bulunmayan hallerde, var olan hükümlerden yola çıkarak, yorumla suç ve ceza oluşturulamayacağı (kıyas yasağı) anlamın da kabul edilmiş bir ilkedir.
Halen yürürlükte bulunan Türk Ceza Kanununun 525/a, b, c ve d harfli maddeleri; bir elektronik ortamda program, veri ve unsurların örneğin ele geçirilmesi veya bozulması gibi suçları düzenlemekte bu suçları tanımlamaktadır. Ancak İnternet ortamında işlenen suçlarla ilgili herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. İnternet ortamında örneğin başkasının özel hayatına gerek kişiler, gerekse veriyi iletme görevi üstlenen (servis sağlayıcılar gibi) kuruluş ve kurumlar tarafından yapılan müdahale hali, özel olarak düzenlenip suç tipleri sayılmamıştır.
Ceza Yasamız, suçun basılı eser niteliğindeki süreli yayımlarda işlenmesi halinde, yayım evi sahibi ve yazı işleri müdürünü de sorumlu tutmaktadır. Tartışılması gereken önemli konulardan birisi ise örneğin, servis sağlayıcıların sorumluluğunun ne olacağıdır.Sadece Coşkun Ak’ın sanık sayılması ve fiili gerçekleştiren gibi yargılanması doğru mudur? Superonline’ın Servis sağlayıcısı olarak taşıyıcı fonksiyonlarını yerine getirirken, içerik ile ilgili hukukî bir sorumluluğunun olup olmayacağının üzerinde durulması gerekir. Örneğin, 1 Ağustos 1997 tarihli Alman “Bilgi ve Haberleşme Hizmetleri Kanunu”da düzenleme vardır, ama Türk mevzuatında herhangi bir düzenleme yoktur.
İnternet ortamındaki iletişim hukuku bakımından suç ve cezalar ceza hukukunun yukarıda sözü edilen temel ilkesi dikkate alınarak tanımlar düzenlenmelidir. Bu dava dosyası bakımından Coşkun Ak hakkında hüküm verilmesi halinde; yasada suç olarak tanımlanmayan ve tanımı bulunmayan bir eylem nedeniyle hüküm verilmiş olarak cezalandırılmış olacaktır.”
II- Mahkeme İkinci Olayda Mahkumiyet Kararı Vermiştir
İstanbul 4.Ağır Ceza Mahkemesi 1999/225 Esas, 2001/56 Karar ve 27.03.2001 günlü kararı ile Çoşkun Ak hakkında mahkumiyet kararı verir. Mahkeme Çoşkun Ak’ın neden sorumlu olduğunu şöyle açıklar :
“ Sanığın Yapı Kredi Bankasının yan kuruluşu olan Superonline A.Ş’nin yayın bölümünde inter aktif bölümler koordinatörü olarak görev yaptığı ve bu bölümde süper meydan, anket, referandum, chat bölümlerinin de koordinatörü olduğu ve kendi sorumluluk alanında süper meydan bölümünde tartışma genel başlığı altında foruma “bir insan” rumuzu ile “Türkiye’de İnsan Hakları İhlalleri” başlıklı sekiz bölümden oluşan bir yazının 26.5.1999 tarihinde yazılıp yayında forum’un belirlenen süresinde tutulmuştur. Bir İnternet kullanıcısı olan Macit Musal isimli kişi tarafından yazının suç unsuru içerdiği ve derhal silinmesi konusunda yetkili kişiye yine İnternet kanalı ile mesaj gönderdiği, sanığın silme imkanı olduğu halde silinmemiş ve bunun üzerine yetkili kişi hakkında Adalet Bakanlığına suç duyurusunda bulunmuştur.”
Daha sonra mesajın içeriğini inceleyen mahkeme; Türkiye Cumhuriyetini , Askeri Kuvvetleri, emniyet muhafaza kuvvetlerini, Adliyenin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif suçundan ayrı ayrı 1 er yıl ağır hapis cezası vermiştir.
Verilen her bir yıl ağır hapis cezası ayrı ayrı TCK’nun 59.maddesi uygulanarak sanığın iyi hali nedeniyle 1/6 nispetinde indirilerek 10 ay ağır hapis cezasına çevrilmiştir. Daha sonra ayrı ayrı verilen 10 aylık hapis cezaları toplanmış ve Çoşkun Ak hakkında 40 ay ağır hapis cezası verilmiştir. Karar temyiz edilmiştir. Dosya Yargıtay incelemesinden geçmiştir.
Bu yazının devamını İnternet Yayıncılığında Yasasızlık başlığı altında okuyabilirsiniz.