Son yıllarda, özellikle CCTV olarak da bilinen kapalı devre güvenlik kamera sistemlerinde meydana gelen gelişmeler, sağladığı güvenliğin ötesinde ortaya çıkarılan bazı suistimallerle endişe kaynağı olmaya başladı. Benzer çekinceler, suçluların tespitinde kullanılan DNA veri bankası oluşturulması konusunda da yaşanıyor.
İngiltere’de, Parlamento’ya, mensup parti temsilcilerini içine alan Anayasa Komisyonu tarafından yaklaşık 1 yıldan beri sürdürülen çalışma, devletin veri toplama ve güvenlik amacıyla gerçekleştirdiği izlemelerin toplum üzerindeki etkilerini ortaya koydu. Toplam 495 paragraf uzunluğundaki raporun sonunda, ilgililere 40’a yakın tavsiye sunulması dikkati çekti.
Anayasa Komisyonu Başkanı Lord Goodlad, sürekli bir artış eğilimi gösteren ve bireyleri ciddi ölçüde rahatsız eden, kişisel bilgilerin kayıt edilmeleri uygulamasını mazur gösterebilecek bir şeyin bulunmadığına dikkati çekti. Güvenlik amacıyla kullanılan kamera sayısında ve veri toplanmasında yaşanan artışın, demokrasilerin vazgeçilmezi olan kişisel gizlilik ve bireysel özgürlükler için ciddi risk teşkil ettiğini dile getiren Lord Goodlad, toplanan verilerin kimler tarafından ve hangi amaçlarla saklandığının paylaşılması gerektiğini söyledi.
Diğer yandan İngiliz Hükümeti, güvenlik kameralarının ve DNA toplanmasının kamu güvenliğinin tesis edilmesinde kullanılan ‘zorunlu’ araçlar arasında bulunduğunu belirterek, kişisel verilerin sadece cezai kovuşturmalar sırasında kullanılması gerektiğini doğruladı.
Anayasa Komisyonu’nun, tavsiye niteliğinde sunduğu maddelerden bazılarını şunlar oluşturuyor;
- Yapılan takipler hakkında yasamanın bilgilendirilmesi,
- Yeni uygulanacak veri toplama yöntemlerinin kamu üzerindeki olası etkilerinin tespit edilmesi,
-DNA veritabanının daha modern ve sağlıklı bir şekilde korunması ve değerlendirilmesi, - Güvenlik kameralarının kullanımında bağlayıcı standartların oluşturulması,
- Kişisel verilerle ilgili konularda yeni bir parlamento komisyonunun oluşturulması ve daha fazla yetki verilmesi
İngiltere’de, polisin, şüphe üzerine gözaltına aldığı kişilerden DNA ve parmak izi alabilme yetkisi bulunuyor. Özel hayatın gizliliğini savunan sivil toplum kuruluşları, serbest bırakılan ya da suçsuz olduğu ortaya çıkan kişilere ait DNA ve parmak izlerinin devlete ait kurumların veri tabanlarından çıkartılmalarını istiyor. AİHM, bir süre önce 2 İngiliz’in bu yöndeki başvurusunu, İngiltere Hükümeti’nin aleyhine karara bağlamıştı.