“Maytap Geçmek” deyimi Z ya da Y neslinin pek de kullandığı bir deyim değil. Bunu daha ziyade günümüzün 40-50 yaş üstü “gençleri” hatırlayacaklardır. Anlamını Google şöyle veriyor;
Aynı zamanda, karşısındakine göstermeden, tek başına alay etmek, dalga geçmek anlamında da kullanılabilir. Şimdi gelelim işin işin özüne;
Konumuz yine altyapı, yani fiber altyapı.
Bugün en başta 18 milyon öğrencimizin de ulaşamadığı için hepimizin üzüldüğü internet altyapısı..
Bizimle karşılaştırılamayacak kadar az gelişmişlikteki birçok ülkede bile artık köylere kadar ulaşmış, bakır altyapının yerini alan, yaşanan pandemi ile bir kez daha önemi anlaşılan, ülkemizde ise hala bir lüks olmadığı, aksine “hak” olduğu anlaşılamamış Internet şebekesini taşıyan fiber altyapı.
Bugün yeterli yatırım yaptırılmadığı için yarın uzaydan gelecek kurda kuşa yem yapılacak Internet şebekemiz için kurulması gereken şebeke. Siyasi malzeme yapılan, her seçim öncesi bedavası vaad edilen, sonrasında ise metro da bile kullanılmasına tahammül edilemeyen telekomünikasyon şebekesi.
Bir ülkenin hukuk devleti olması, sadece mahkemelerde alınan kararlarla ilgili değildir.
Aynı zamanda seçimle gelen yönetimlerin kendi halkına, çalışana, üretene, sanayicisine ve sanayisine, işletmecisine verdiği sözleri tutması, yapılan tüm düzenlemeleri eşitlik içerisinde uygulamasıdır. Elbette bunun anlamı düzenlemelerin bir kez yapıldıktan sonra değişmemesi değildir. Ancak değişikliklerin hem toplum, hem de üreten kesim için pozitif yönde olması ve verilen hakların geri alınması niteliğinde olmaması gerekir.
Hele ki devletlerin bir tür hülle niteliğindeki uygulamalarla kendi insanlarını kendi işletmecilerini yok etmemesi ve hatta destekleyerek global devlere sektörleri feda etmemesi gerekir.
Bu açılardan bakıldığında, altyapı konusunda yapılanları madde madde anlatalım da, Neden “maytap geçme”‘den bahsettiğimizi anlayın :
YETKİLENDİRME (LİSANS) | Lisans mı Lazım? | 2006 yılının sonunda çoğu İstanbul merkezli telekomünikasyon işletmecilerinden, talep edenlere bölge-bölge altyapı işletmeciliği yetkilendirilmesi verildi. |
Üstelik Paralı… 200 Bin $ Ödeme İstendi | Hatta buna satıldı denilebilir çünkü bu dönemde örneğin Marmara için 25 yıllık altyapı işletmeciliği yetkilendirme bedeli olarak 200.000 Amerikan Dolarına karşılık gelen bir bedel alınıyordu. | |
Yani Süresi Bile Vardı : 25 Yıl | Yani devlet 25 yıl için bir para almış ve işletmecilerin her tür telekomünikasyon altyapısı kurmaya ve işletmeye izin vereceğine söz vermişti. | |
Ama Yönetmeliklerin Hazırlanması 2 Yılı harcadı | Alt yönetmeliklerin hazırlanması, altyapıların imal edilemesi 2008 yılını buldu. Aslında başlangıç geç de olsa umut verciydi. | |
Geçici de Olsa ADSL’de Alt Yapıdır | 2006’ya Kadar ADSL | 1996 yılında tahsis edilen ISS yetkilendirilmesi ile birçok telekom şirketi kurulmuş ama o tarihlerde gelmekte olan xDSL devriminden yararlanmaları engellenmişti. Uzun bir süre kitlelere fiber gelene kadar, hizmetin taşınmasını sağlayan ADSL teknolojisinin işletmeciler tarafından kullanılmasına izin verilmemiş ve Türk Telekom’un ADSL pazarında tek oyuncu olması sağlanmıştı.Bugün hala diğerlerini engelleyerek sağlanan bu avantaj sebebiyle diğer işletmeciler TT’nin için ADSL/VDSL pazarında dişe dokunur bir rakip olamadılar. |
AltYapı İşletmecileri, ADSL Pazarının Türk telekom’a Verilmesine Neden Aldırsın ki? | Fiber altyapı için yetkilendirme ve izinler çıkınca işletmeciler ADSL pazarında göz göre göre kendilerinin engellenerek pazarın Türk Telekom’a verilmesine çok ses çıkarmadılar. | |
Ama Fiber Engellenirken, ADSL’in de Tekel Kalması Sağlandı | Bu ses çıkarmamaları haklarının gelecekte de ellerinden alınmasının önünü açacağını düşünmediler. Ülkede yandaşlıkla iş yapabilmenin temellerinin güçlendirildiği yıllardı. Ülke insanı devlete karşı haklarını aramaktansa devlet ile uzlaşarak iş yapmayı başarı için ana unsur olarak görüyordu. | |
Ama bu sektör farklıydı | Telekomünikasyon hem devlet, hem onun içinde örümcek ağları kuranlar için bir taraftan istihbarat kaynağı idi, diğer taraftan kendi yanlılarına kaynak aktarabildikleri büyük bir musluğun başıydı. Bu yüzden devlet hep bu şirketlerin içinde oldu, olamadıklarını bir kenara iteledi, sonunda da kapılarını, 3 şirket dışındaki diğerlerine kapattı. 3 şirketten 2 tanesini de ya hissedarlarından aldı, veya fiilen yönetimlerine el koydu. | |
Fiber 2010’dan Bu Yana Engellendi | İstanbul AltYapı Kazısına 2010’da Kapatıldı ve Fiber Engellendi | 2010 yılının sonuna gelindiğinde cılız da olsa, altyapının başkenti olması gereken İstanbul’da belediye eliyle bir hülle gerçekleştirildi. Altyapı izinleri durduruldu. Hatta mevcut altyapılardan faydalanılmasına bile izin verilmez oldu. |
Hariri Döneminde Alınmayan ve Devleti Zarar Uğratan Geçiş Hakkı Bedeli 8*10 Milyar TL | Bu gelmekte olan bir fırtınanın habercisiydi. Ama öncesinde 2006 yılında özelleştirilen Türk Telekom’dan geçiş hakkı bedeli alınmadığı ortaya çıktı. Bugün şirketin aldıktan sonra açık bir şekilde içini boşaltan, borçlandırarak batacak hale getiren Hariri’lerden 8-10 Milyar TL civarında bir geçiş hakkı bedelinin hiç istenmediği ortaya çıktı. Yani OTAŞ’ın bıraktığı borca ilaveten, bu dönemde Devlet zarara uğratılmış durumda. | |
Türk Telekom’dan Geçiş Hakkı Bedeli Alınmazsa, Eşitlik Nasıl Olur? | Bu kadar mı? Hayır elbette. Bu ülkede ne BTK, ne Rekabet Kurumu, ne de bir mahkeme, ve hatta daha kötüsü işletmecilerin dernekleri “Ya arkadaş, birinin geçiş hakkı ödediği, birinin ödemediği bir pazar olabilir mi? Bu pazarda nasıl rekabet olur demedi. | |
Ya Kaçak AltYapı Yapanlar? | Bunun yerine yine hülle yapıldı. Bazı işletmecilerin kaçak olarak altyapı yapmalarına, devletin, belediyelerin bunu görmezden gelmesine yol açıldı. Böylece eşit işletmecilerin bazılarına altyapı yaptırıldı, bazılarına yaptırılmadı. Şimdilerde bu kaçak altyapıların aklanması için yollar aranıyor. | |
Altyapının Önünü Açacak Olan Ulaştırma Bakanlığı Kendi Kurumlarına Söz Geçiremiyor mu? | Ulaştırma Bakanlığı Kendisine Bağlı Karayolları, Demiryollarına Geçiş Hakkı Verdirmedi | Maytap geçmenin en güzel örneği herhalde Ulaştırma Bakanlığındadır. Ulaştırma Bakanlığı bir taraftan kendisine bağlı düzenleyici kurumun üstü konumunda bir taraftan da normalde geçiş hakkı vermesi gereken Karayolları, Demiryolları gibi kurumların üstü. Dünya’nın birçok ülkesinde Karayolları, Demiryolları kenarları aynı zamanda ülkenin haberleşme ağının geçtiği yerlerdir. Oysa bu kurumlar Türk Telekom dışında işletmecilere geçiş hakkı vermezler. |
Bakanlık İş Yaptırmamak için mi Var? | Yani altyapıyı desteklemesi gereken bakanlık, işletmecilere iş yaptırmamak için elinden geleni yapar. Örneğin işletmeciler fiberlerini İstanbul’un Avrupa ve Asya yakaları arasında birbirine bağlama için köprüleri kullanmak isterler. Karayolları köprülerde kazı izni veremem diye cevap verir. Bu artık maytap geçmenin en ileri safhasıdır. Çünkü çelik köprülerde kazı yapılmayacağı, yapılamayacağı bugün çocuklara bile sorsanız doğru cevap verilecek bir konudur. Fiberler bu tür yapılarda zaten bu iş için yapılmış olan güzergahlar boyunca çekilir. Türk Telekom da bu şekilde köprülerden geçer. | |
Kiralanacak Fiberler bile Kullandırılmıyor | Bakanlığa bağlı kuruluşlar o kadar çok “diğer” işletmecilere iş yaptırmamak için odaklanmışlardır ki, kiralamak için tesis ettikleri fiberleri bile kullandırmazlar. Yıllar boyu boşta tutarlar. Yeter ki kendi istedikleri dışında kimse altyapı kurmasın. Bunun sadece 1 tane istisnası vardır. O da 2009 yılında Avusturya merkezli bir işletmeciye İstanbul-Edirne TEM karayolunda verilen fiber çekme izni. Nasıl mı? Bilmiyoruz. | |
TOKİ, BTK’nın Şartnamesine Uymuyor | BTK Şartnamesi Niçin Var? Uyulmaması için mi? | Devletin bir başka maytap geçme yöntemi Toki’dir. Aslında BTK’nın çıkardığı ve yeni inşa edilen yapılarda elektronik haberleşme altyapısının nasıl kurulacağına dair bir şartname vardır. Bu şartnameye göre yeni inşa edilen yapılarda bir telekomünikasyon odası kurulacak ve her haneye bu odadan fiberler çekilecektir. İşletmecilere ise buraya ulaşıp hane sakinlerine eşit olanaklarda hizmet verebilme izni verilecektir. Baktığınızda son derece modern ve ilerici bir şartname. Ama Toki buna uymaz. Kendi müteahitlerinden yapıları fiber tesis ettirmeden teslim alır. Gider Türk Telekom’a bu fiberi çektirir. |
TOKİ Halkın Operatör Seçme Hakkını Engelliyor | Başka deyişle, bu binalarda tekel olma olanağı sağlar. Yani diğer işletmecilerle maytap geçer. Konut sahibi ettiği halkı da tek seçeneğe mahkum eder. | |
Sektörde Rekabeti Sağlamak Gerekirken, Tek Bir Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Olmak Doğru mu? | Sektörü Düzenleyecek olan Ulaştırma Bakan Yardımcısı ve kendisine BTK Bağlı iken, Nasıl Türk Telekom YK Başkanı Olur | Son maytap geçme ise bir taraftan Ulaştırma Bakan Yardımcısı olan ve BTK’nın bağlı olduğu makamın, diğer taraftan Türk Telekom’un Yönetim Kurulu başkanlığını sürdürmesidir. Üstelik bu yeni değil. 2006’dan bu yana Ulaştırma Bakanlığı yöneticileri Türk Telekom yönetiminde. Ama düşünün ki, bu durumda nasıl eşitliği sağlayabilirsiniz. Bir tarafta yönetiminde olduğunuz ve dolayısıyla daha fazla para kazanması çin çalışacağınız bir firma, diğer tarafta görevinizin daha iyiye gitmesini sağlamak zorunda olduğunuz bir sektör ve dolayısıyla da halkın rekabetçi ve daha iyi hizmet almasını garanti etmek var. Peki, bu durumda bu nasıl olur? Soran yok mu? |
Bunun doğal Sonucu Türk Telekom’un Öne Geçirilmesidir | O yüzden benzer konularda ya Türk Telekom’un hataları görmezden gelinir, veya artık çare yoksa cironun 1/1000000’u oranında ceza verilir. Diğer eşitlere ise 1/10000 uygulanır. Bu yüzdendir ki, kesinleşmiş mahkeme kararlarını bile diğer eşitler BTK’ya uygulatamaz. Bu yüzdendir ki, mahkemenin iptal ettiği cezalar diğer eşitlere kat be kat artırılarak yeniden yollanır. | |
BTK Neden Sektörle Görüşmüyor? | Muhtemelen bu yüzdendir ki, BTK Kurul Üyeleri işletmecilerle görüşmezler. Pandemi döneminde bile bir kere olsun kendi düzenleyip denetledikleri kurumların karşısına videokonferans ile çıkmazlar. | |
Devlet eğer çalıştırmayacak, altyapı yapılmasını engelleyecek ise, o zaman neden lisans verdi. Lisans için neden 200 bin $ aldı? Neden bu kadar altyapı firmasının yıllarını harcadı? Neden “kardeşim biz altyapı, maltyapı yaptırmayacağız, bizbize yeteriz” demedi? Yokolan sadece mali varlıklar değil. Yanısıra bir sürü gencin istikbali ve kariyerleri de yok oluyor” |
Bunlar sadece konuların birkaçı. Bu ülke kendi vatandaşlarını ve kendi şirketlerini kendisi örseliyor, bir de üzerine maytap geçiyor. Bunların herbiri hak ihlali, devletin sözünü yerine getirmemesi, hatta zaman zaman anayasa ihlali. Hepsi dönüp, bizi yani geleceğimizi vuruyor. Daha da vuracak.
Şunu belirtelim; ülkenin telekom altyapısı sadece bu sektörün sorunu değildir. Gördüğünüz gibi, sağlık, eğitim, ekonomi, güvenlik, bunların hepsi demektir. O nedenle de herkesin bunları farkında olması gerekir.