24 Haziran 2018 seçimlerinin ardından Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi başladı. Bu tarihten sonra yeni sisteme uyum amacıyla Temmuz ayında çok kapsamlı uyum Kararnameleri yayınlanarak devlet yeniden yapılandırıldı. Bu kapsamda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının adı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak değiştirildi, müsteşar ve müsteş yardımcılıkları kaldırılarak, bakan yardımcılıkları getirildi. Daha sonra Cumhurbaşkanı tarafından yayınlanan kararnameler ile atamalar yapılmaya başlandı.
Nitekim temmuz ayında Dr. Ömer Fatih Sayan, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcılığına ve ardından Ömer Abdullah Karagözoğlu ağustos başında BTK Başkanlığına atandı, ayrıca BTK Kurul İkinci Başkanlığı ve Kurul üyelerinin atamaları yapıldı. Şimdilik boş görünen Haberleşme Genel Müdürlüğüne de önceki BTK Daire Başkanlarından birinin atanacağı belirtiliyor.
Yeni sistem oluştuğuna ve atamalar yapıldığına göre başlıktaki “Elektronik Haberleşme Sektörünün geleceği ne olacak” sorusuna cevap bulmaya çalışacağız.
Yeni Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Elektronik Haberleşme Sektörüne önem veriliyor mu?
Yeni sistemin 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı incelendiğinde Elektronik Haberleşme sektörü ile doğrudan ilgili sadece bir madde bulunduğunu görüyoruz.
“Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu” görevleri arasında yer alan“İnternet ortamının ekonomik, ticari ve sosyal hayat ile bilim, eğitim ve kültür alanında etkin, yaygın, kolay erişilebilir olarak kullanımını teşvik edecek politika ve strateji önerileri hazırlamak.”
Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan 100 Günlük İcraat Planı’nda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın faaliyetleri kapsamına giren 28 madde bulunuyor, bunların sadece ikisi telekomünikasyon sektörünün gelişmesi ile ilgili. Bu maddelerin “Evrensel Hizmet Kapsamında 990 yerleşim yerine daha 4.5G Mobil kapsama sağlanması” ve “Yerli ve Milli 5G ve ötesi çalışmalarının başlatılması” olduğu görülüyor.
Yeni Ekonomik Plan’da ise Elektronik Haberleşme Sektörünü doğrudan ilgilendiren bir madde bulunmuyor.
Bu bilgiler ışığında yeni Hükümetin, Elektronik Haberleşme sektörüne ilgisinin fazla olmadığını söylemek mümkün. Önemsetilmesi için tüm sektörün çalışması gerektiği anlaşılıyor.
Ömer Fatih Sayan dönemi
Diğer yandan, yapılan atamaların sektöre ne getireceğini, “Yapılanlar, yapılacakların teminatıdır” deyişini hatırlayarak ve Dr. Ömer Fatih Sayan’ın 4 yılı aşan BTK üyelik ve başkanlığı döneminde neler yapıldığına bakarak anlamaya çalışalım. Bilindiği gibi Dr. Ömer Fatih Sayan 11 ocak 2014’de BTK Kurul üyeliğine atandı, 2015 – 2018 yılları arasında ise BTK Başkanlığı görevini yürüttü.
Ömer Fatih Sayan döneminde, BTK’da çeşitli konularda yaklaşık 400 dolayında Kurul Kararı yayımlandı. Bunlardan birçoğu rutin işlerden (yapılması gereken pazar analizleri, yeni kampanya ilanları, eski kampanya süre uzatmaları, vb.) oluşuyor.
Maalesef, bu kurul kararlarının çok az bir kısmı sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek niteliktedir. Büyük çoğunluğu, sektörü geliştirmek, büyütmek adına, olumsuz olarak nitelendirilen kararlardır.
Mevzuat tarafına bakarsak, Ömer Fatih Sayan döneminde, çeşitli konularda 20’nin üzerinde yeni mevzuat çıkarılmış ve/veya mevzuat değişikliği yapılmıştır (Kanunlar, Bakanlar Kurulu Kararları, Yönetmelikler ve Tebliğler bunlara dâhil).
Bu mevzuatın çoğunluğu Temmuz 2016’dan buyana çeşitli KHK’lar ile güvenlik nedeniyle alınmış olan kararlardır. Birçoğunun sektöre getirdiği –gerekliliği sorgulanabilir– ağır yükler vardır. Bu değişiklikler sonucunda işletmeciler yüksek maliyetlere katlanmak zorunda kalmıştır/kalmaktadır.
Önceki dönemlerde çok daha yüksek sayıda gerçekleşen bu mevzuat değişiklikleri, sektörün sorunlarına uzak kalmıştır ve çok küçük bir kısmı sektörde yaşanan sorunların çözümüne yöneliktir.
Ayrıca bu mevzuat değişiklileri sonrasında 2015 yılında 262, 2016 yılında da 423 lisans iptali yaşanmıştır. Yani sektörün ciro bazındaki gerilemesi yanında, işletmeci adeti de gerilemiştir.
Bu dönemde sektör toplam gelirlerinde ve karlılıklarda önemli bir artış yaşanmamış, rekabet gelişmemiş, sektörde yer alan şirketlerin piyasa değerlerindeki düşüş devam etmiştir. BTK bu dönemde, pazarı büyütmek için kurulmuş olduğunu unutmuş ve görevinin dışına çıkmış bir kurum haline geldi.
Sonuç olarak Ömer Fatih Sayan döneminde sektörün gelişmesi yönünde bir gelişme yaşandığını söylemek mümkün değildir.
BTK Bağımsız mı?
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Kuruluş Kanununda aşağıdaki ifadeler yer alıyor;
- Kanunlarla verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve mali özerkliğe sahip Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kurulmuştur. Kurum, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu ile Başkanlık teşkilatından oluşur.
- Kurum görevlerini yerine getirirken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi Kuruma emir ve talimat veremez.
- Kurum’un ilişkili olduğu bakanlık Ulaştırma Bakanlığıdır.
Bu hükümler çok net bir şekilde BTK’nın bağımsız olduğunu, Bakanlık ile sadece ilişkili olduğunu hüküm altına alıyor.
Burada “Bağlı”, “İlgili” ve “İlişkili” kavramlarını biraz açmamız gerekiyor.
Niteliği gereği bakanlık teşkilatı içerisinde yer almayan ve kendi mali – idari özerkliği bulunan tüzelkişiliği haiz kurumların da bir bakanlık teşkilatı içerisinde yer almasalar da Devletin bütünlüğü gereği bir bakanlıkla ilintilendirilmesi gereği doğmuştur.
Bu kuruluşlar bir bakanlığa bağlı, ilgili ya da ilişkili kuruluşlar olarak ilintilendirilmektedir.
Bağlı kuruluşlar, genel itibariyle bir bakanlığın ana hizmet faaliyetlerini yürütmekle birlikte ayrı bir kanunla kurulan ve genel müdürlük ya da başkanlık şeklinde teşkilatlanan kuruluşlardır. Örneğin İçişleri Bakanlığına bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü…
İlgili kuruluşlar, ayrı bir tüzel kişiliği olan ve bakanlıklarla ilgisi idari vesayet şeklinde kurulan hizmet yerinden yönetim kuruluşlarıdır. Örneğin KİT’ler…
İlişkili kuruluşlar, ayrı bir tüzel kişiliği olan ve bakanlıkla hiyerarşik bir bağlantısı olmayan; aynı zamanda bakanlığın idari vesayet denetimine de tabi olmayan özerk kuruluşlardır. Bunların bakanlıklarla ilişkilendirilmesi, İdarenin bütünlüğü ve koordinasyonu açısındandır; yönetimsel açıdan değildir. Örneğin Ulaştırma Bakanlığı ile ilişkili Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu.
Görüldüğü gibi Kanun çok açık, durum böyleyken Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının internet sitesinde yer alan organizasyon şemasına baktığımızda Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan bölümünde “Bağlı, İlgili ve İlişkili Kuruluşlar” başlığı altında BTK, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, PTT ve Türksat’ın bulunduğu görülüyor. Böylece BTK, Bakan Yardımcısına bağlıymış gibi gösteriliyor, halbuki yukarıda belirttiğimiz gibi bağlı değil, sadece ilişkili.
BTK internet sitesine baktığımızda ise çok daha ilginç bir durumla karşılaşıyoruz. Sitede daha önce bulunmayan “Bakanlık” bölümünün Temmuz ayında eklendiğini görüyoruz. Sitede bulunan organizasyon şemasında da BTK Bakan Yardımcısına bağlı gibi gösterilmiş.
Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan’ın odasının hala BTK binası içerisinde yer almaya devam ettiğini de belirtmek gerekiyor. BTK bağımsızlığını kendi elleriyle Bakanlığa teslim etmiş gibi görünüyor.
1 Kişi 3 Birbiriyle Çelişen İşi Nasıl Yapar? “Conflict of Interest” Değil, “Interesting Conflict” Olmuş
Ama en tuhafı şu; Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan’, ağustos ayında Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığına seçildi. Yani aynı kişi, hem bakan yardımcısı, hem BTK üst yöneticisi, hem de bu 2 kurumun düzenlediği sektördeki bir şirketin yönetim kurulu başkan yardımcısı.
Yani Sayan, Bakan yardımcısı ya da BTK’dan sorumlu kişi olarak, diğer operatörler, mesela Turkcell’in ya da Vodafone’un sorunlarını dinleyecek. Sonra gelip, yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğu Türk Telekom’un iyiliği için çalışacak.
Bunun ne sakınca getirdiği, zaten 14 senedir deneniyor, biliniyor. Türk Telekom bu şekilde, daha ileriye ya da daha karlı hale geçmiyor. Sadece bu yaklaşım “tarihe geçiyor”. İlginç bir hata olarak.
BTK ne yapıyor?
Bu arada bir sorun da, BTK’nın sektör ile bağlarını son derece uzatmış olmasında. Öyle ki, şirketler ya da derneklere, çeşitli bahanelerle –içlerinde hayli ilginç bahaneler de var– randevu verilmiyor. Sektörün sorunları dinlenmiyor ve hatta başvurularına cevap bile verilmiyor. Derneklere sorduğunuzda “benim 39 tane başvurum var, 2 senedir” gibi cevaplar alıyorsunuz.
Yani BTK’nın Sayan döneminde, sektörden iyice uzaklaştığı, sektör mensuplarının BTK Başkanı da dahil olmak üzere yetkilileriyle, daireleriyle veya uzmanlarıyla görüşmelerinde güçlükler yaşadığı belirtiliyor.
BTK son dönemlerde kanunla kendisine verilmiş olan “pazarı geliştirmek – düzenlemek” yerine, siber güvenlik, 5G imalatı ve sosyal etkinlikler gibi alanlara yöneldi. En çok da, çeşitli yurtdışı gezileri ve çeşitli kurumlara yer sağlayan etkinliklerle meşgul. Bir duyuma göre, bu yolla, bilişim-telekom sektörüne yakınmış algısı yaratılmaya çalışılıyor.
BTK internet sitesinde yapılacak ufak bir gezinti ile bunlar görülebilir, tespit edilebilir. Yani BTK sitesi artık bir sektörün sitesi olmaktan çıkıp, Bakan Yardımcısının sitesi haline gelmiş durumda. Mesela BTK sitesinde yer alan güncel duyuruların bazıları şöyle;
- E-Ticaret Bakü’de Masaya Yatırıldı
- ”El Elele Geleceğe Yaz Kampı” Tamamlandı
- Bakan Yardımcısı Sayan’dan Ziyaret
- Proje Yönetim Zirvesi İstanbul’da Yapıldı
- BTK’da 5G Çalışmaları Hız Kesmeden Sürüyor
BTK sitesinin Kurul Kararları bölümünde yer alan son kurul kararının Haziran ayında yayınlandığı görülüyor (11 Eylül’de yayınlanan bir karar var ama 2014 yılında alınmış bir kararın neden şimdi yayınlandığını hiç kimse anlamış değil). Buradan Haziran ayından bu yana geçen üç buçuk aylık sürede kurulun hiç karar almamış olduğunu veya yayınlanmadığını söylemek mümkün.
Yine Haziran ayında biten ikinci çeyrek raporu da henüz yayınlanmış değil.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Sonuç olarak BTK’nın son dönemde sektörü geliştirici, önünü açıcı faaliyet içerisinde olmadığı görülüyor.
Bilginin ve verinin en büyük değer haline geldiği dünyamızda tüm ülkeler elektronik haberleşme imkanlarını geliştirmeye çalışırken, kendisi önemli olduğu kadar, diğer tüm sektörlere altyapı sağladığı için büyük öneme sahip olan telekomünikasyon sektörüne ülkemizde gerekli önemin verilmiyor olması üzüntü verici. Elektronik haberleşme sektörüne gerekli ilginin ve önemin sağlanması için sektörün hep birlikte gayret sarf etmesi gerekiyor.