Konferans notlarını sunduğumuz bu yazının
- ilk bölümünü Stratejist Friedman ; Türkiye ve Amerikan Dış Politikasının Denge Sorunu Başlıklı Bir Konferans Verdi – 1,
- ikinci bölümü Friedman : Türkiye Derin Güç ve Avrupa Zayıflıyor – 2,
- üçüncü bölümü Friedman : Global krizden 2 Ülke Güçlü Çıktı, Biri ABD, Diğeri Türkiye – 3
- dördüncü bölümü Friedman : İsrail, ABD’nin Irak’tan Çıkmasını İstiyor – 4
- beşinci bölümü Friedman : İsrail’in Uzaklaşamayacağı Tek Ülke İsrail – 5
başlıkları altında okuyabilirsiniz.
Cemal Reşit Rey’de gerçekleştirilen konferansta Amerika’lı stratejist George Friedman’nın anlattıklarından aldığımız notlara devam ediyoruz :
“Son 10 yıldır İsrail-Arap arasındaki soruna gelirsek. ABD çok öne geçmedi ama Obama Washington Post’ta yayınlanan bir röportajda artık bu bölgede daha etkin olmalıyız dedi. Burada esas problem İsrail’i dengeleyebilmek değil. Burada İsraili dengeleyecek tek unsur Mısır olabilirdi. Ama Mısır artık bu bölgede bir güç olmaktan çıktı. İsrail aradaki anlaşmaları bozdu.
İsrail, ABD’nin Irak’tan çıkmasını istiyor ve orayı kendisinin şekillendirmesini istiyor. Artık Filistin’lilerin yaptığı bir şey yok. İsrail Filistinli’lerin otoritesi altında yeni bir rejim çıkarmak istiyor. Mısırlar Hamas’ı engellemek için Gazze’yi blokladılar, benzer bir şekilde de El-Fetih’e karşı Ürdünlülerin çekinceleri var. Onlara da güvenilmez olarak bakılıyor.
Artık sonucu ne olursa olsun İsrail herşeyi yapabileceğini düşünmeye başladı. Burada sorun güç meselesi. Kimden gelirse gelsin ahlaka dayanmayan bir güç olduğunda bu bir problemdir.
İsrail’in bugün karşılacağı tek sorun BM’den gelebilir. İsrail artık yeni bir problemle karşılaşmak istemiyor.
Kudüs’te 1600 evin inşa edilmesi konusuna gelince; ABD İsrail’den bunu yapmamasını istedi. ABD artık İsrail’in her yaptığının arkasında olmayacağını göstermek istiyor: % 100 desteklenmeyeceğini göstermeye çalışıyor.
Netanyahu ABD’ye geldiğinde, ABD yönetimi Kudüs’teki olaydan sonra geri çekileceğini sanıyordu. ABD’de olay farklı oldu.
ABD artık Pakistan-Hindistan olayı çerçevesinden Arap-İsrail sorununa bakmaya başladı. Bu da önemli ve ilginç bir nokta. ABD bırada ikilemle karşı karşıya. İsrail’i mi desteklesin, Arapları mı? Ya da nasıl bir dengeyi desteklesin. Burada esas sorun “güçlerdeki dengesizlik”.
20 yüzyıldan itibaren Pers körfezindeki (petrolün büyük kısmı burada) güvenliğin sağlanması, Irak’ın İran’lıları ve İran’lıların Irak’lıları dengelemesi olsaydı bu bir güç dengesi olabilirdi. Öyle bir güç dengesi sağlanmalıydı ama 2003’de ABD Irak’ı işgal edince bu imkan kalmadı.
Irak’ta çok kolay bir zafer kazanıldı. Irak hükümetinin ve ordusunun ABD’yi desteklemesi çok kolay elde edildi ama ABD burada gerçekten başarı kazandı mı?
ABD Irak’tan bir an önce çıkmalı ve bu ülkede stratejik bir hedefi de olmamalı. Dünyanın jandarması olmaktan vazgeçmeli.
ABD’ye göre bölgedeki en güçlü ülke; İran. Zaten BAE ya da Suudi Arabistan hep İran’dan çekiniyor. Bu nedenle ABD bölgeyi terkedemez. Irak’taki hükümet de artık strateji belirleyemez.
Bu tartışmada henüz nükleer silahlardan hiç bahsetmedim. Yarın nükleer silahları ele geçirse, bölgenin en önemli silah gücü İran olacaktır. Nükleer üretim konusunda İran’ın böyle bir güç haline gelmesi bir sorun.
Birleşik Devletler bu duruma 2 kere düştü. İlki 1941’de ABD savaşa dahil olduğunda, İngiltere’nin Almanya’yı yenemeyeceğini farketmesiyle, ABD mecburen Stalin ile bir ittifak çıkarttı ortaya.
Stalin cinayet manyağı bir adamdı. Onunla bir anlaşma yapmak çok riskli bir durumdu. Ama ABD stratejik bir durumla karşıkarşıya geldiğinde böyle şeyler yapabiliyor.
2ci defa Vietnam’da bu durumu yaşadı. Çin’e karşı ve bu da ABD’yi Rosya’ya karşı zayıflattı. Çinli’ler, Kuzey Vietnamlı’lara silah sağlıyorlardı. Herkes Mao’nun bir çılgın olduğunu düşünüyordu. Özellikle Nixon. Ama Çin’e gitti ve tarihi bir anlaşmaya imza attı. Yani Mao’yu, ABD ile Çin’in menfaatlerinin aynı olduğuna ikna etti.
ABD terbiyelerinin aynı olmadığı insanlarla bu anlaşmaları yaptı.
ABD İran’la da aynı duruma gelmek üzere. Böyle bir ikilemle karşı karşıya. Bu İran için de çok zor bir durum. İran ABD için, ABD İran için “Şeytan imparatorluğu” diye düşünüyor ama ikisi de ortak bir menfaate bağlı. İkisi de Pers körfezindeki petrole bağımlılar.
ABD İran konusunu hemen terketmemeli. Pers Körfezindeki petrolden ötürü. Garantinin nasıl olacağı hala muamma.
Konferans notlarına pazartesi devam edeceğiz.