Bu söyleşinin ilk bölümünü Hakim Türkay Alıca : FSEK, İçeriğin Korunması ile İçerikten Yararlanılması Arasında Denge Kurmaya çalışır – 1 ve ikinci bölümünü Hakim Türkay Alıca : Kopyalamada, Makale Bedelinin 3 Katına Kadar Ceza Verilebilir – 2 başlıkları altında okuyabilirsiniz.
Kaldığımız yerden devam ediyoruz :
turk-internet.com : MÜ-YAP kapatmalarını ele alalım. Bütün dünyada film ve müzik endüstrisinin site engellemeleri söz konusu. Hatta Amerika’da üniversitelerde yapıldı, seyreden, dinleyen uçtaki insanın bile cezalandırılması söz konusu. Türkiye’deki durumu bir analiz edebilir miyiz?
Türkay Alıca : Evet ama başta da söylediğim gibi; evrensel beyannamenin 27. maddesi, FSEK’in kurduğu denge sistemi, bütün bunlar çerçevesinde bakmak lazım. Esas şudur: bir tarafta eser sahibinin haklarının korunması, öbür tarafta vatandaşların bilgiye erişim hakkı.
turk-internet.com : Ya da o esere erişim hakkı…
Türkay Alıca : Evet çünkü o eser aslında bilgidir. Eserler bilgiler manzumesidir. Onlara erişemezseniz kendinizi geliştiremezsiniz. Yeni eserler yaratamayacağınız gibi topluma faydalı bir insan, birey de olamazsınız. Bu haklar dengesini çok iyi kurmak lazım.
İnternetin getirdiği problem şudur: bir eser fiziki nüshadan çıkıp sayısal ortama girdiğinde, binlerce milyonlarca internet kullanıcısına, eserin orijinal nüshasına eş değerde ve kalitede erişim imkanı verebilirsiniz. Bir anda eserin fiziki nüshasının satılmasını anlamsız kılabilirsiniz.
İşte internet bu anlamda çok büyük tehdit bir taraftan. Ama bir taraftan da bilgiye erişim hakkı adına önemli bir fırsat. O zaman dengeyi nasıl kurmak lazım?
Pek tabii ki önce bilinçlendirme. Evet, şöyle: eğer siz kendi yazdığınız bir şiiri, bir kitabı, bir başkasının sizden izinsiz olarak internet ortamına koymasını istemiyorsanız, sizler de, yani bizler de çocuklarımız da yasal olmayan kaynaklardan bir kere eser indirmeyecek. Bu çok esas bir konu.
Sistem çok iyi oturacak. İndirdiğiniz her bir birim başına ödemeler mümkün olduğunca cüzi olacak, böylece kullanıcı artacak.
Yani biraz da piyasa mantalitesiyle buna bakmak lazım. Sadece “sınırlayalım, efendim erişimi engelleyelim” bu mantık aslında bir yere kadar çalışır, ondan sonra duracaktır. Esas olan aslında bilgiye erişim hakkıyla eser sahibinin hakları noktasında. Pek tabii ki eğer bir eser, eser sahibininden izinsiz olarak internet ortamına sunulmuş ise ve başkalarına da ücret karşılığı indirme hakkı tanıyorsa, bunu engellemek zorundasınız çünkü ticarileştirdi.
Bireysel kullanım istisnası dediğimiz bir istisna vardır. Onu üç adım testiyle birlikte düşünecek olursak sanırım şu şekildedir: bireysel ilişki alanınızda o eseri yeteri nüshada çoğaltabilirsiniz, paylaşabilirsiniz. Örneğin aldığınız bir yasal cd’yi düşünelim, bir müzik cd’si. Bunu tek başınıza dinlediğinizde alacağınız hazla, Amerika’da yaşayan ya da yurtdışında yaşayan bir yakın tanıdığınızla paylaştığınızda bundan alacağınız haz daha farklıdır. Birşey paylaştınız, kültürel birşey paylaştınız. Ama dikkat edin, burada ticari olarak kullanmadınız bunu.
Yine FSEK’in şu an kabul ettiği sistem itibariyle, bireysel kullanım için yapacağınız download indirmeler ya da upload göndermeler yasal nüsha olup olmaması yönünde önem taşımıyor, bilgisayar programları hariç. Sadece bilgisayar programları açısından yasal nüshadan çoğaltmanız lazım. Şimdi o zaman ne yapacağız? Bir kere bireysel kullanım için indirme yapanların -bilgisayar programları hariç- şu anda hukuki sorumluluğu olduğu söylenemez. Aksine görüşler de var. O takdirde siz bireysel internet kullanıcılarını sorumlu tutarak takiple taciz etmemelisiniz, bu ilke.
Ama bireysel kullanıcılar da şuna dikkat etmeli: kendi bireysel kullanım sınırları içerisinde olan bir eseri, eser sahibinin haklarını katlanılmaz şekilde ihlal edecek biçimde, sınırısız milyonlarca kullanıcıya açmama, yani peer to peer dediğimiz o sistem.
turk-internet.com : Üç adım dediniz. Üç adım testi nedir?
Türkay Alıca : Bizim yasamızda da kabul edilmiş bu yöntem. Bern sözleşmesinden beri var aslında bu. Mesele şu: eser üzerindeki bir hakkın sınırlandırılması söz konusuysa en önemli şey yasal olarak bu düzenlenmiş olacak. İkincisi, bu sınırlamanın hedefleri belli olacak. Biraz önce söylediğim gibi mesela iktibas serbestisi, alıntı yapma serbestisi, bunun sınırları. Yasal zemin var mı? İktibas serbestisini tanıyan yasa hükmü var ya da işte haber istisnası gibi. Ondan sonra da ikinci adım olarak amacın iyi belirlenmesi lazım bu da yasada var. O amacın üstünde, o amacı gerçekleştirecek sınırları aşarak bir kullanım yapamazsınız. Üç, eser sahibinin haklarını katlanabilir seviyenin ötesinde ihlal etmeyeceksiniz. İşte ilkeler aslında bunlar. Bu ilkelere uygun kullanım olduğu sürece pek tabii ki internetten herkes yararlanacak ama bu arada eser sahibinin haklarını da ihlal etmeyecek.
turk-internet.com : Sizin bize, internet camiasına söylemek istediğiniz birşey, bir tavsiyeniz var mı son olarak?
Türkay Alıca : Evet, 2000’lerden sonra hızla her evde internet bağlantısı olmaya başladıktan sonra şu konuşuluyordu -o dönemleri hatırlarsınız- fiziki nüsha üzerinde bandrol kullanımı ve bandrol suçları, bu konu üzerinde yoğunlaşılıyordu. O da ayrı bir problemdir ama o zaman öngörülü bir sektör yaklaşımı şuydu: evet fiziki nüsha her zaman önem arz edecek ama kitle kullanımı, yani yoğun kullanım açısından internet artık fiziki kullanımın önüne geçti. Örneğin müzik eserleri bakımından basılan cd’lerin, kasetlerin -kaset kalmadı artık ama- sayısı giderek düşüyor. Sektör buna şöyle yanıt verdi: bakın korsan artıyor, o yüzden. Hayır! Kullanıcı internete geçti, artık orada problem, onu çözmek lazım. O nedenle diyorum ki burada yaklaşım şu olmalı: özgürlük esas. Bu özgürlükleri sınırlandırırken o sınırları çok iyi belirlemek lazım. Ve sektörde şunu yapmalı: fiyat ayarlamasını olumlu düzenlemeli. Örneğin kamuya erişim hakkıyla ilgili çok tartışılır: otellerde, kamuya açık yerlerdeki kullanımlarda,çok cüzi bedeller ama herkesi abone etmek. Yani vergi hukukunda hani hep söylenir ya “kümesteki kazlar” hayır! Kümesteki kazlar ayrımı yok. Yani kullanıcıların hepsinden, ama cüzi, katlanılabilir miktarda ücret alınmalı. İnterneti de sektör böyle kullanmalı, yoksa bir kavga arenası olarak kalır.
turk-internet.com : O zaman her iki tarafta yeterince yararlanabilir.
Türkay Alıca : Pek tabii.
turk-internet.com : Çok teşekkür ediyoruz, çok aydınlatıcı oldu.
Türkay Alıca : Rica ederim,teşekkür ederim.