Türkiye’deki üniversiteler ile ilgili yazılarımızı takip eden ve bazı yönlerine yorumlar getiren Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nin değerli hocalarından Yard. Doç. Mehmet Göktürk ile bilgisayar mühendisliği bölümleri ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü üzerine görüştük.
turk-internet.com: Özel üniversitelerdeki hoca kadrolarının durumu nedir?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Özel üniversitelerde kadrolu öğretim görevlisi sayısının yeterli olduğu söylenemez. Önemli bir miktarda öğretim üyesi dışarıdan gelmektedir. Devlet üniversitelerindeki hocaların büyük bir çoğunluğu özel üniversitelerde part-time ders veriyor veya istifa edip full-time kadroya geçerek çalışıyorlar.
turk-internet.com: Peki niçin part-time çalışılıyor?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Bunun nedeni ülkemizde bilgisayar mühendisliği alanında doktoralı öğretim görevlisi sayısının çok az olmasıdır. Yard. Doç, Doç, Prof, düzeyinde yaklaşık 165 hoca var bildiğim kadarıyla. En az 40 kadar bilgisayar mühendisliği bölümü olduğunu düşünürseniz üniversite başına 4 hoca düşüyor. Uzman olmayınca bunun bir sıkıntısı var bu özellerde de aynı devlette de.
Özellerdeki sıkıntı kanımca şudur: Bir öğretim üyesini uzun dönemli bünyelerine alma riskleri daha fazla olunca full-time almak yerine part-time olması tercih ediliyor. Bu özel üniversiteler açısından bir avantaj olarak görülebilir.
turk-internet.com: Devlet Üniversitelerinde çalışan öğretim üyelerinin part-time çalışması hukuken serbest mi?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Evet Hukuken serbest ve iki kurum arasında karşılıklı yazışmalarla, belirli kriterlere göre yapılıyor. Bunun nedeni de eğer part-time çalışılmasına izin verilmez ise hocalar özele geçmek zorunda kalacaklar. Çünkü devletin verdiği maaş programcı maaşının yarısı kadar. Eğer yasaklanırsa YÖK elindeki personeli tamamen kaybedebilir. Buna izin vererek öğretim üyelerinin devlet üniversitelerinde kalmasını sağlıyor. Bu durum özel üniversitelerin de işine geliyor.
turk-internet.com: Özel üniversitelerde part-time çalışmadan doğan sorunlar nelerdir?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Part-time çalışan hocaların yönetime ve bölüm süreçlerine katkısı düşüktür. Yani derslerin içeriklerinin belirlenmesi, bölüme yeni labaratuvar açılması gibi geleceğe yönelik kararlarda etkili olmak için zaman ve mekan bulamıyorlar. Böyle olunca da hoca çok değerli olsa bile eğer part-time geliyorsa özel üniversite ondan tam faydalanamıyor. Bu da özel üniversiteleri araştırmalarda, ileriye dönük işlerde bir nebze dezavantajlı yapıyor.
Kanımca bilimsel araştırmalar devlet üniversitelerinde daha fazladır. Araştırma faaliyetlerinden ülkemiz ortamında hiçbir özel firma kısa vadede yararlanamaz. Gelişmiş ülkelerde de genellikle böyledir. Firmaların araştırma sonuçlarından yararlanması dolaylı ve uzun vadede olmaktadır. Bunun yanında araştırma görevlisi istihdamı devlet üniversitelerinde daha fazla olarak gözlenmektedir.
Başarılı yüksek lisans ve doktora programları ancak bir üniversitenin faaliyetlerinin rayına oturmasından sonra yapılabilir. Özel üniversitelerin çok genç olmaları nedeniyle “başarılı” araştırma yapmaları için kanımca en az 10 yıl başlangıç dönemi geçirmeleri gereklidir. Ülkemizdeki pek çok üniversitenin oldukça genç olduğunu dikkate alırsak bunun önemi daha da iyi anlaşılacaktır. Özellikle özel üniversiteler bazıları dışında oldukça yenidir.
Amerikan sistemine bakıldığında araştırma kaynaklarının devletten geldiği görülür. Üniversite sanayi işbirliğinin en önemli noktası yetişen öğrencilerin sanayide çalışması ve üretilen bilgilerin sanayideki ar-ge birimleri tarafından kullanılmasıdır. Burada dikkat edilmesi gereken konu şu: Firmaların kendi yapması gereken geliştirmeleri üniversitelerin yapmasının bir anlamı bence yok. Bu geliştirmeler üniversite tarafından yapılmamalıdır. Üniversite yeni ve ileriye dönük araştırmalar yaparsa yaşayabilir. Oracle ile yeni bir veri tabanı tasarımı araştırma değil geliştirme olarak algılanmalıdır ve üniversitelerin yapması gereken işlerin arasında düşünülmemelidir. Üniversitelerdeki araştırmalar ileriye dönük olmalıdır. Elbette buradan fildişi kulelerinde matematik felsefesi yapılmalıdır yorumu çıkarılmamalı.Ülkemize bakıyoruz, devlet bırakın desteği büyütmeyi, araştırma fonlarına göz dikmiş durumda. Araştırma fonları zaten azdı. Firmalardan proje desteği alınca zaten yüzde 65’ini devlet vergi olarak alıyordu. Üniversitelere firmalar tarafından bilimsel araştırma yaptırılmamasının bir nedeni de bu aslında: maliyet!
turk-internet.com: Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Bilgisayar Mühendisliği Bölümü hangi yıl kuruldu ve bugüne kadar kaç mezun verdiniz?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : 92’de kuruldu. 2000 yılından itibaren lisans öğrencisi alıyoruz. Henüz lisans mezunumuz yok. Yıllık öğrenci kontenjanlarına baktığımızda ise yüksek lisans 35, lisans 30 kişi. Yaklaşık 100 civarı yüksek lisans öğrencimiz var.
turk-internet.com: Bilgisayar Mühendisliği eğitimi verdiğiniz kişilerin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Evet. Bu sonuca okulumuzu ÖSS giriş sınavında üst kalitedeki üniversiteler ile karşılaştırarak varıyorum.
turk-internet.com: Öğrenciler genellikle nerede iş buluyorlar ?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Henuz mezun vermedik ancak diğer bilgisayar mühendisleri gibi en yaygın olarak satış ve çözüm ortaklığı tabanlı yerlerde iş bulabilirler. Bazılarının beyinleri göç edebilir.
turk-internet.com: Hangi üniversitelerin Bilgisayar Mühendisliği Bölümleri yeterli?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Bu soruya yanıt vermek çok zor. Bölümümüze master için yapılan başvurular sırasında mülakatlardan elde ettiğim izlenime ve diğer izlenimlerime göre göre İTÜ, Boğaziçi, ODTÜ, Bilkent, Yıldız Teknik Üniversitesi iyiler arasında. Bu kanıya varırken hoca sayısı, kalitesi, okunan kitaplar ve altyapı imkanlarına bakıyorum. Ancak her bölümün işe yaramazları ve süper öğrencileri vardır. Dolayısı ile kişinin kendini yetiştirmesi ve kişiliği de çok önemli. Oturmuş üniversitelerimiz öğrencilere kişilik gelişimi konusunda da oldukça yararlı artılar ekliyor, bu da iş bulma olanaklarını olumlu etkiliyor.
turk-internet.com: Türkiye’de verilen Bilgisayar Mühendisliği ile ihtiyaç duyulan Bilgisayar Mühendisliği aynı mıdır?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Kanımca Türkiye’de bilgisayar mühendisliğine ihtiyaç çok fazla duyulmamaktadır. Mühendisler mühendislik yapmamaktadır. Daha çok mühendislik dışındaki işler yapıldığı için verilen eğitim yetersiz gibi görülebilir. Mezunların çoğu ön lisans ile öğrenilebilecek bilgileri kullanıyor. Bu da sertifika programlarının popülerliğinden anlaşılıyor. Verilen diplomanın işe yaramaması değil, o konuların yapılmaması söz konsudur. Ön lisans progamları ise askerlik ve statü nedeniyle tam tercih edilmiyor. Oysa çok değerli ön lisans programları var.
turk-internet.com: Bilişim Teknolojileri zaman içinde bilişim ve haberleşme teknolojileri haline dönüştü. Acaba telekoma yönelik bir eğitim var mı?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Veri ve ağ güvenliği alanında yüksek lisans derslerimiz var. Lisans seviyesinde ise veri iletişimi dersleri mevcuttur. Ancak bu adla özel bir lisans programı yok. Elektronik mühendisliği bölümünde de benzer dersler var.
turk-internet.com: Türkiye’de Bilgisayar Mühendisi yetiştirilirken yazılımcı donanımcı farkı gözetiliyor mu?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Bazı üniversiteler donanım ağırlıklı bazıları ise yazılım ağırlıklı bunun nedeni o bölümü kuran ve/veya ağırlıklı olan hocaların ilgi alanlarıdır. Son dönemde yazılım daha ağırlıkta. Donanımda bilimsel olarak ilerlemek kolay değil. Türkiyede de dünyada da.
turk-internet.com: Özel şirketlerle arge çalışması için ortaklaşa araştırma yapıyor musunuz?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Yapıyoruz. İki yollu gerçekleştiriyoruz. Bizi proje ortağı olarak gösteriyorlar. TÜBİTAK gibi kurumlar bunu desteklediği için hem bizim için avantajlı hem de onlar için avantajlı. Bir de teknoloji geliştirme merkezi var (KOSGEB TEKMER). Öğretim üyeleri danışmanlık yapıyor öğrenciler part-time olarak çalışabiliyorlar. Ancak bunlar araştırma değil geliştirmedir. Ayrıca firmalara kendi personelini yerleştirebileceği laboratuvar alanı verebiliyoruz. Bu kişiler bizim gözetimimizde bilimsel araştırma yapıyorlar araştırma görevlisi gibi. Ancak firmanın ihtiyaçlarına yönelik çalışıyorlar ve yüksek lisans yapıyorlar. Ücretini de firma ödüyor.
turk-internet.com: Piyasadaki belli başlı programların (örneğin oracle) eğitimi öğrencilerin geleceği için çok önemli. Bu konuda bu şirketlerle ortak öğrenim planlaması yapıyor musunuz?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Bu ilginç bir soru. Dikkatle yanıtlamak gerekli. Bence, Piyasadaki belli başlı programların eğitimi önemli değil. Bunların yeri üniversite değil. Üniversite kişiye temelleri ve kendini geliştirebileceği alanı kazandırır. Çünkü temel iyi verilmediği takdirde yeni şeyler öğrenilmesi mümkün olmaz. Bilgisayar mühendisliği eğitimin amacı belirli yazılım eğitiminden çok temelleri ve araştırma yapabilecek yetenekleri kişiye kazandırmaktır. Aksi takdirde ön-lisans eğitimi vermiş oluruz. Bunun için ise 4 yıl harcamaya gerek yok.
turk-internet.com: Bilgisayar parkınızın öğrencilerinizin etkin eğitimi için yeterli olduğuna inanıyor musunuz?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Evet şu an için fazlasıyla yeterli olduğunu düşünüyorum. 5 araştırma, 2 de lisans laboratuvarımız var. Bir tane de genel kullanıma açık laboratuvarımız mevcut. Hatta laboratuvarlarımızda çalışacak öğrenci bulmakta güçlük çekiyoruz diyebilirim.
turk-internet.com: Öğretim elemanı kadronuzun ışık hızıyla değişen bilgisayar dünyasına adapte olabilecek şekilde bilgilerini güncellediğini düşünüyor musunuz?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Mali sebeplerden nedeniyle yurtdışındaki konferanslara katılım oldukça kısıtlı oluyor. Bir yurtdışı konferansa katılmak 4 aylık maaş istiyor. Katılım kısıtlanınca gelişmeleri takip etmek zorlaşıyor. Zorlaşınca katılım daha da zorlaşıyor çünkü takip edememiş oluyorsunuz. Kısır döngü yani. Bu bütün üniversiteler için geçerlidir. Özel üniversiteler bunun üstesinden gelmeye çalışıyorlar. Büyük gelişme kaydediyorlar. Tübitak ve benzeri yerlerden alınan destekler ise çok çok zayıf. Öte yandan yurtdışı katılım amacıyla belirli bir fon ayırsanız, kültürümüz sağolsun, birtakım kişiler tatil amacıyla kullanır ve göze batabilir bu da sistemin adını kötüye çıkarır. Ve sonunda ödenekler gene kesilir. Zor bir problem. Ancak son yıllarda internet aracılığı ile eskisine oranla defalarca daha fazla iletişim içindeyiz dünya ile. En son çıkan makalelere ulaşabiliyoruz. Ancak gene de konferans ortamı farklıdır. Ona da elimizden geldiğince hem GYTE olarak hem de kişisel olarak gayret ediyoruz.
turk-internet.com: Özellikle e-devlet gibi konularda akademik olarak devlete destek veriyor musunuz?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Sayısal imza konusunda vb güvenlik konusunda kamusal uygulamaları konu alan yüksek lisans tezlerimiz var. E-devlet konusunda devlete destek vermek üniversitelerin görevleri arasında değildir diye düşünüyorum. Öyle düşünen arkadaşlar sanıyorum bilimsellikten çok proje ile ilgilenmek durumunda kalıyorlar. Doğrudan desteğin olmaması gerektiğini düşünüyorum. Dolaylı destek zaten veriyoruz.
turk-internet.com: Geçen sene en son kaç puanla girildi ve kaç öğrenci aldınız?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : 30 öğrenci aldık. Istanbul üniversitelerinin hemen ardındaydık. Sanırım yer etkili. Bir de ismimiz tam tanınmıyor. “Nereye bağlı” gibi anlamsız sorular geliyor.
turk-internet.com: Eklemek istedikleriniz?
Yard. Doç. Mehmet Göktürk : Küçük olmanın avantajını yaşıyoruz. Herkes herkesi her an görebiliyor. Gebze’de olmasına rağmen kampüsümüz çok güzel. Yeni yapılan Muallimköy kampüsümüz çok daha iyi. 2 yıl sonra Muallimköy’e taşınıyoruz. Burası (Çayırova Kampüsü) teknoloji merkezi olacak.
Üniversitelerin reklamı yapılırken sosyal imkanları çok ön plana çıkarılıyor. Ben Boğaziçi Üniversitesi’nde okuduğum yıllarda sınıfımızda fare bile olurdu. Ancak eğitim kalitesi bu olaydan tamamen farklıydı. Yurtlarda su akmazdı. Ancak 24 saat ders çalışabilir, bilgisayar merkezini kullanabilirdik.
Bir başka gözlemim, özellikle özel üniversitelerin öğrencilerinin kendilerine güvensiz olmalarıdır. Öğrenciler verilen ödevleri yapamayacaklarını düşünüyorlar. Yurt dışında doktora yaparken farkettiğim şey şuydu: Dünya çapında araştırma yapan kişiler sizin benim gibi normal insanlar. Bunu öğrencilerin anlaması gerekiyor. Her fırsatta bunu onlara söylüyorum. Halkımızın ezilmişlikten kurtulması gerek.