Telekom sektöründe ve pazarlama departmanlarında uzun zamandır konuşulan bir konu da “İleti Yönetim Sistemi (İYS)”. Bu aslında, en olmadık zamanda telefonunuzun ısrarla çalması ve açtığınızda bir ses kaydının okunmasının verdiği rahatsızlık ve belki sadece telefondan gelen bip sesinden ibaret olduğundan bu kadar rahatsız olunmasa bile gene de, ilgilendiğiniz markaların dışında hiç ilginiz olmayan markalardan alınan SMS mesajları ve elbette epostalarınızda ciddi bir birikmeye neden olan toplu eposta gönderimlerinin pazarlama içerikli olanlarını düzenleme iddiası ile çıkmış bir konu. Elbette bildirim mesajları bu konunun dışında ama kamu mesajlarının (mesaj derken arama, sms ve epostaların hepsini kastediyoruz) da düzenleme yapılırken dışarda tutulduğunun da altını çizmek lazım.
Bu konu 5 sene önce Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından ele alındı ve bir yönetmelik ile “şikayet süreci” tanımlandı. Bu süreç 5 yıldır uygulanmakta ve istemediğini mesajdan çıkmak mümkün. Ayrıca şikayet mekanizması işliyor ve uymayan kurumlara para cezaları uygulanmakta. Sistemin ilk devreye girdiği zamandaki şikayet sayısı giderek azalmakta bu da kurumların mesaj ilettikleri kitlelerin artık daha doğru seçildiğinin göstergesi gibi görünmekte. Bunla beraber ilk zamandaki şikayet miktarının çokluğunun yönetilmesinde bazı zorluklar yaşandığı ve cezaların bir hayli geriden gelmekte olduğu ve bazen de incelenmediği bilinen bir gerçek.
Buna karşılık 4 Ocak 2020’de 5 yıldır işleyen bu süreç bir anda yeni bir yönetmelikle tekrardan ve çok radikal bir şekilde değiştirileceği ortaya çıktı ve İYS ortaya kondu ama bu sistemle ilgili olarak hem mesaj kullanan firmaların, bu mesaj altyapılarını yapan firmaların, hem de olayın farkında olan kullanıcıların düzenlemenin ve devreye giren sistemin sebep olacağı olası risk ve büyük sıkıntılara yönelik ciddi endişeleri mevcut. Bu işin tüm paydaşların menfaatini gözetmediği (Vatandaş, İleti Gönderen Firmalar, Operatörler, STH’lar, Çözüm Ortakları ve Hizmet sağlayıcılar) yorumu yapılıyor.
Ama herkesin üzerinde birleştiği bir husus; Ticaret Bakanlığının bu işi kendisinin yapmayıp, bir özel sektör firmasına yaptırtıyor olması. Bu firmanın doğal olarak bir pazarlama departmanı var ve görüştüğü firmalara sarf ettiği enteresan cümleler, kamusal amaçlı olarak yapılan bu düzenlemenin ruhuna aykırı durumlar içeriyor ve tüm ekosistemi endişelendiriyor. Paydaşlara gösterilmeyen “menfaat gözetme” konusunun bu firma lehine kullanıldığı iddiaları var[1].
Konuya yakından baktık. Çeşitli firmalar ve derneklerle konuştuk. Bir yandan da Ticaret Bakanlığına ve İYS A.Ş. firmasına iddiaları sorduk. Dün İYS Genel Müdürü Dr.Tolga Tüfekçi ile yaptığımız röportajı yayınlamıştık. Bugün daha geniş bir çevrenin düşünce ve yorumlarını aktaracağız.
İYS Üzerinden Vatandaş Kendisine SMS Atacak Firmaları Belirleyecek
İleti Yönetim Sistemi (İYS) isimli bir firmanın üzerine Türkiye’de SMS gönderilen tüm vatandaşların cep telefonları yüklenecek. Bunu ilk etapta reklam için SMS gönderen firmalar kendi müşterilerini girerek yapacaklar.
Sonra İYS bu sistemi duyuracak ve arkasından da vatandaşlar bu portale girerek kendisine mesaj göndermesini istemediği firmayı işaretleyecek.
Ticaret Bakanlığı Kendi Yapacağı İşi Neden TOBB Üzerinden Özel Bir Firmaya Aktardı?
Ancak bu işi Ticaret Bakanlığı tuhaf bir yapılanmaya yüklemiş durumda. Bu konuda bazı iddialar var. Özetle belirtelim,
- Ticaret Bakanlığı SMS işini TOBB’a devretmiş durumda.
- TOBB ise bunu TOBEV adını taşıyan TOBB Kültür Vakfına devretti
- TOBEV ise TOBB Digital diye bir firma kurdu.
- TOBB Digital ise Veri Koru isimli bir şirketle % 51-49 şeklinde ortaklık kurdu
- Bu şirket yönetmelik çıkmadan 6 ay önce ismini İleti Yönetim Sistemi yani İYS olarak değiştirdi
- Davalar açılıp bu şirkete itiraz edilince, İYS TOBEV’in % 100 iştiraki haline geldi.
- Ama şirket, kamuoyunda sorun yaratan bir konuyu kar amacı gütmeyen bir kuruluştan ziyade ticari bir şekilde gözüküyor. Pazarlama müdürü var ve aktif pazarlama toplantıları yapıyor.
- Sorulduğunda biz kamu şirketiyiz cevabı veriliyor [1].
- % 49 olduğu dönemdeki ortakları konusunda da yüksek sesle konuşulan bazı hususlar var. Tepkiler üzerine TOBB Digital’in altına alınarak, maskelendiği gibi iddialar mevcut.
- İşlemlerin tutulacağu sunucular için anlaştığı InfoBip firması Sırbistan menşeli
Endişeler Nedir?
Endişeleri 4’e ayıralım;
- Vatandaşa Ait Endişeler : Ana çıkış noktası vatandaşı rahatı gibi gözüküyor. Ama vatandaş açısından kişisel verilerin korunması açısından problemli. Aşağıda daha detaylı anlattık.
- Ticari İleti kullanan firmaların Endişesi : Bu firmaların 5 farklı alanda endişesi mevcut; ticari sırları yani müşteri veri tabanı, tekel olunması ve maliyet.
- Bu firmalara elinizdeki veri tabanını İYS’nin web sitesine gir deniliyor. Bu komik çünkü bir firmanın en önemli varlıklarından birisi müşterileri. Üstelik bu konudaki endişeleri güçlendiren bir neden; İYS yetkililerinin bazı toplantılarda, ellerindeki müşteri tabanını pazarlayacakları şeklinde konuşmaları olduğu da kaydediliyor[1].
- Firmanın arkasına kamu imiş gibi bir güç alması ve tekel olması da sorun. Datasını verecek olan firmaya şimdiden tek taraflı sözleşmeler dayatılıyor. Datası karşılığında herhangi bir şart koyması ya da uzlaşma araması mümkün olmuyor.
- Diğer yandan bu firmalardan bir abonelik ücreti isteniyor. Yani mevcut maliyetler artıyor.
- Ama tekel olması nedeniyle, yarın fiyatları istediği gibi arttırması da söz konusu olabilir. Sözleşmelerde buna ya da geleceğe dair maddeler yok.
- İYS bazı müşterisi olacak firmalara “size ayrı kanal açacağız” gibi bir ifade kullanmış[1]. Bunun da soruna yol açacağı düşünülüyor. Operatör firmalar “önceliklendirme” yapmıyor. Ama İYS’nin ifadesi önceliklendirme anlamına geliyor. Yani firmalara “kim daha fazla öderse, onun mesajı önden gider” diyeceği anlaşılıyor.
- İleti Altyapısı Satan Firmaların Endişesi : TOBB’un neden kendi üyelerine rakip çıktığını soran bu firmalar, İYS’nin kendilerine yönelik bazı uygulamalarına ve müşterilerden alınacak ücretlere dikkat çekiyorlar. Maliyetlerin artması sonucunda pazarın tamamen öleceğini ve başka bir faza aktarılacağını (GAFA’ya) düşünüyorlar. Çünkü İYS ile yapılan muhtelif görüşmelerin arkasından SMS fiyatlarına en az % 15-40 aralığında masraf bineceği görülüyor[2]. Kaldı ki, bu firma tekel ve ticari olduğu için, yarın istediği şekilde fiyatlama yapmasının da önü açık. Müşterilerinin ise bu maliyetler ve bir önceki maddede yazdığımız veri tabanının girmek mecburiyeti sonucunda “ben artık Facebook (Whatsapp, Instagram), Google’a yönelmeyi tercih edeceğim, çok daha risksiz ve çok daha ucuz” dediklerini aktarıyorlar ve yakında Toplu SMS firmalarının yokolacağı uyarısında bulunuyorlar.İYS’nin para kazanmaya odaklı olduğunu belirtiyor ve şunları sıralıyorlar;
- İş ortakları belirleyip 29.500 lira para istiyor
- İş ortakları parayı ödemediği sürece kendi web sitesinde logosunu eklemiyor ve hizmeti açmıyor
- Verisini yüklemek isteyen markalar önce parasını ödemek zorunda ancak ondan sonra verisini yükletebiliyor
- Verisi 250.000 den az olan işletmelerin iş ortağı ile çalışmak zorunda bırakılıyor ve bunu zorlamak üzere excel dosyası ile verisini yüklemek isteyenlere tek seferde sadece 25 veri yükleme kısıtlaması getiriliyor
- Genel Sansür Endişesi : Henüz dernek ve siyasetçilerin olayı farkettiğini düşünmüyoruz. Gerçi muaf durumdalar. Ama bu tür bir merkezi veri tabanının yarın SMS de satar hale gelmesi mümkün. O zaman “şu siyasetçi SMS atamaz” haline dönüşmeyeceğini kim garanti eder?
Kişisel Veriler Sorunu
Bu konuya daha yakından bakalım. Diyelim ki; özel bir şirketin (İYS) veri tabanından isminiz var. Bu isme, şu firma, bu firma ve şu siyasetçi, bu dernek mesaj atıyor şeklinde profilleme yapılması mümkün.
Bu verilerin özel bir şirketin elinde olması doğru mudur? Devlet bu verilerin güvenliğini nasıl teminat altına alacak? Neden bu işi kendisi yapmıyor?
Diğer yandan, bu listelerin yönetiminde İYS’nin aslında kullanıcıdan “Açık Rıza” istemesi ve “Aydınlatma yapması” gerekiyor. Size “bu siteye gir, hangi firma sana mesaj gönderebilir işaretle” dediği andan itibaren, aslında siz İYS’nin de müşterisi oluyorsunuz. Ama açık rıza almış oluyor mu? Ya da sizi aydınlatmış oluyor mu?
Üstelik Firma Sistemi Çalıştıramadı Sürekli Erteleme Yapılıyor
Henüz firmalar ikna olmuş değiller. Dolayısıyla müşteri verileri sisteme geniş bir hacimde girilmiyor. Ancak zaten altyapı ve Arayüzün (API) de hazır olmadığı görülüyor. Sisteme yükleme yapılamıyor, taleplere cevap verilemiyor ve hatta verilen servisler çalışmıyor deniyor. Yani İYS’nin bu işin boyutunu tam anlayamadığı iddia ediliyor. Öyle ki; “herkes aynı anda yığıldı o nedenle böyle oldu” deseler de, gerçek zamanlı yapmaya aday olduğu bu işin boyutu çok büyük.
Örneğin sadece SMS pazarında, anlık olarak 100 milyonlarca mesajın gönderilebildiği durumlardan bahsediliyor. Bu nedenle de, operatörlerin özel günlerde bazı servisleri kapattığı hatırlatılıyor. 3 operatörün bile bu türlü yürüttüğü işi tek bir veri altyapısından yürütmenin operasyonunun sorun yaşatacağı şimdiden ortada.
Çünkü SMS olayı sadece reklam değil. Kasada indirim kodu, sadakat puanı kontrolü, açık rıza vs işlemleri var. Bunlar olayın boyutunu farklı bir yere taşıyor.
Şu Anda Sistem Nasıl Çalışıyor
Şu anda herbiri BTK’dan lisans almış olan alt işletmeciler ve toplu SMS satıcısı firmalar bu konuda servis sağlıyorlar. Size gelen SMS’in sonunda “B” kodu ile başlayan rakam bu firmaların çalışma kodunu verir. Bunlar 3 operatörle çalışıyorlar.
Karşılarında ise bildiğiniz perakendeci, müteahhit, vs firmalar ve derneklerle, siyasiler bulunuyor. Bunlar belli dönemlerde (yılbaşı, bayram vs) ya da reklam yapmak istedikleri zamanlarda çalıştıkları servis sağlayıcının sağladığı arayüz ile kendi veri tabanlarında olan müşterilerine mesaj atarlar.
Endişeler Nasıl Çözülür?
Kamu tarafından görevlendirilmiş ve sanki kamu gibi hareket edecekmiş görüntüsü veren bir özel sektör şirketin, yönetmelik gücü ile, tekel olup, Türkiye’nin özel sektörde mesajlaşma kullanan tüm kurumlarının datalarını, ticari gelir modelleri yaratarak işlemesi, dışarda özel sektörce verilen bir takım ilgili katma değerli servisleri kendisi üzerinden, kendi belirlediği fiyatlara satmaya çalışması yerine bakanlığın kendisinin –elektronik ticaretteki Verbis benzeri– bir veri tabanı işletmesinin daha uygun olacağı düşüncesi hakim.
Bunun markalar için ücretsiz ve ticari olmayan bir veri tabanı olması lazım. Vatandaşın da aynı şekilde bunu ücretsiz kullanması lazım (şu anda ücretsiz).
Bu konu “vatandaşa hizmet” başlığı altında yani vatandaşın rahatı için planlanan bir konu. Bu nedenle arkasında “ticari kar elde etmek” düşüncesi olması bir hayli rahatsız edici.
Eğer bunun maliyeti varsa, şu anda yapıldığı gibi bakanlık tarafından karşılanmalıdır.
BU KONUYU İNCELEYEN VE BAZI FARKLI GÖRÜŞLERİ AÇIKLAYAN BİR KAÇ YAZIMIZ DAHA OLACAK (mart ayında yayınladığımız diğer bir yazıyı da 3 nolu dipnottan okuyabilirsiniz).
[1] Bu yazıdaki yorum, düşünce ve iddiaları İleti Yönetim Sistemi A.Ş. Genel Müdürüne de sorduk. Cevap hakkı çerçevesindeki bu söyleşiyi dün yayınlamıştık. Onu da okuyabilirsiniz. Dr.Tolga Tüfekçi : İYS, Covid-19 Salgının Olumsuz Etkileri ve Mevzuata Uyum Açısından Ertelendi
[2] Maliyetle ilgili farklı bir tablo daha ulaştı elimize. Bu tablo aynı firmanın diyelim ki 5000 müşterisi için, 5000 e-mail, 5000 SMS, 5000 çağrı merkezi kaydı olacağından, firmaların 5000 müştyeri kaydı için para ödeyeceğini sanırken, 15.000 müşteri gibi para ödeyeceğini belirtiyor. Bu maliyetler konusunu da ayrıca yayınlayacağız.