İleti Yönetim Sistemi 2015 yılında Ticaret Bakanlığı (o zaman Gümrük ve Ticaret Bakanlığı) tarafından yürürlülüğe alınan “Ticari Elektronik İleti Şikayet Sistemi” yoğunluk yaşayınca, yeni bir sistem düşünüldü. Ancak bu sistemin en önemli sorunu “ortak akıl” ile yapılmamış olması. Yani paydaşların görüşleri alınmadı. Onun yerine TOBB’un kendisi tarafından öne konulan bir sistem yaratıldı ve böylece de TOBB bir yandan belli bir sektördeki kendi üyelerine rakip hale geldi.
Bu nedenle de son bir kaç gündür yakından incelediğim sistemde, çok fazla şikayet var. İYS A.Ş.’nin Genel Müdürü Tolga Tüfekçi sorularımıza içtenlikle cevap verdi ama bunlar sorunları gideriyor gibi gözükmüyor.
Dün yayınladığımız yazı üzerine birçok okurumuzdan çeşitli yorum ya da yazılar geldi. Bunlardan birisinde, “İleti Yönetim Sistemi” konusunda bazı detaylarla ilgili görüşler var. Bu yorumları turk-internet.com okuyucularının dikkatlerine sunuyoruz :
İleti Yönetim Sistemi, SMS, e-Mail ve Reklam Aramaları Dahil Tüm İletiler İçin Öneriliyor ama SMS Sektörünü Kötü Etkileyecek
İleti yönetim sistemi, firmaların bilgilendirme ya da reklam amaçlı olarak kullandığı ticari iletilerin spam ya da oltalama amaçlı kullanımının önüne geçmek için düşünülmüş bir sistem. Gerçi toplu email ve aramalara karşı teknik bir tedbir yok. Sadece SMS gönderiminden önce operatörlerin İYS’teki whitelist’i kontrol etmesi gerekiyor. Email ve aramalar için İYS’de iletişim izinleri, yedi emindeki kayıtlar gibi işlev görüyor.
SMS Pazarının Instagram Reklamlarına Kayması Olası
Yeni sistemin SMS sektörüne önemli oranda maliyet bindirmesi nedeniyle, firmaların reklam mecralarının kayması söz konusu. Sektör firmalarının kaybolması ve devlete vergi ve istihdam kaybı olarak dönecek bir durumdan söz ediyoruz.
Ticari Sır’lar Ticari Bir Firmaya Nasıl Teslim Edilecek?
Türkiye’deki tüm tacirlerin ticari sırları olan müşteri portföylerini tek bir noktada toplayacak olan bu nedenle de aynı zamanda Milli Güvenlik (siber güvenlik) zaafiyetine bile sebep olabilecek bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.
Kamu Hizmeti, Rant’a mı Dönüştürülüyor?
Firmaların ticari bilgileri ve vatandaşların kişisel verilerinin söz konusu olduğu bilgiler, devler tarafından ve ücretsiz verilmesi gerekirken, kar beklentisi içindeki bir firmaya aktarılıyor. Üstelik bu firma, üyesi olan belli bir sektöre rakip haline geliyor.
Yönetmelikte Bu Kamu Hizmeti için Ücret Alınacağına Dair Bir Düzenleme Gözükmüyor
İlgili yönetmelikte İYS üzerinden sunulacak hizmetlerin ücretli olacağına dair bir hüküm yer almıyor. Ama ücret alınacağına dair bir düzenleme olmamasının uzantısında, İYS A.Ş.’nin özel şirket olması nedeniyle kamu bütçesi de tahsis edilmediğinden, İYS’nin mecburen ücret aldığı söyleniyor. Gerçi devletin, vatandaşın rahatını sağlamaya yönelik kamu hizmetinin ücretsiz olması lazım.
Ayrıca fiyatların nasıl ve kim tarafından belirlendiği ya da kar elde edilip edilmeyeceği, bu kar’ın nereye kullanılacağını bilmiyoruz.
Bu yetmiyormuş gibi İYS A.Ş.’nin kurumsal yapılanması belirsiz olduğu için kamu hizmetine karşılık aldığı gelirlerin denetlenmesine dair de herhangi bir bilgi yok.
1 Firmadan 3 Müşteri mi Çıkıyor?
Bir sorun da şu; 5.000 müşterisi olan bir firma hem e-Mail, hem SMS, hem de Çağrı için müşteri kaydettirmiş olacağı için 15.000 müşterisi varmış gibi para ödeyecek gözüküyor. ” Firmanın 3 firma gibi eklenmesinin anlamı yok ama böyle.
İYS AŞ, Entegrasyon Konusunda Anlaştığı Firmalarla Neye Göre Anlaşıyor?
İletişim adresi sayısı 250.000’den az olan Hizmet Sağlayıcılar, İleti Hizmetleri’ne ancak yetkilendirdikleri iş ortakları üzerinden erişim sağlayabiliyor. Yani İYS’nin belirlediği iş ortaklarıyla çalışma zorunluluğu 250k’dan az adresi olanlar için geçerli, onun üzerindekiler doğrudan API ile iletişim sağlayabiliyor.
250K’dan aşağıdaki CRM’ini İYS ile konuşturmak isteyen şirketler, iş ortağı olan firmalardan ücretli hizmet almak zorunda. Bu e-fatura gibi tanıdık süreçlere benziyor ancak onlarda ilgili entegratör firmalar devlet tarafından yetkilendiriliyor ve denetleniyor. Burada (https://iys.org.tr/is-ortaklari) yer alan iş ortaklarını kim, neye göre seçti, ihale mi açtı, bunları denetliyor mu, bu firmalar hacklense sorumlusu kim olacak gibi endişeler var.
Bu iş ortaklarının da, müşteri şirketlere sözleşme dayatması, ticari hayatın gereklerine aykırı olarak sözleşmeleri müzakere etmemesi ve aktardıkları verilerle ilgili sorumluluktan kaçınması, önemli noktalar.
İYS’nin Sağladığı API’lerin Düzgün Çalışmıyor mu?
İYS’nin henüz düzgün çalışan bir API yapamadığı iddia ediliyor. Örneğin; “toplu okuma yetkisi” vermiyorlarmış, firmanın tek tek her müşteri için “bu kişi hala izinli mi?” “şu kişi hala izinsiz mi?” diye sorgu atmasını bekleniyor deniliyor ki kabul edilebilir bir durum değil.
Kayıt Süreci Konusunda İYS Şeffaf Değil
Fiziksel başvuru süreci çok belirsiz. Bir webform yapıp doküman upload ettirmek yerine, evraklar İYS’deki çalışanların emaillerine gönderiliyor, fiziken evrak sunulduğunda evrak giriş no verilmiyor. Kaydı kuydu yok hiçbir şeyin. İYS afet anında kurulmuş prefabrik kurum gibi, elde ne varsa onunla idare ediyor herkes.
OTP Şifre, İşlem Bilgisi Denilerek İzinsiz SMS Gönderilse Ne Olur?
Firmalar reklam iletileri dışında, bilgilendirme, OTP şifre, işlem bilgisi gibi iletiler de gönderilebiliyor. Bunlar onaya tabi değil. Dolayısıyla firma toplu SMS gönderirken, o iletinin sadece İYS’dekilere gönderilip gönderilmemesi konusunda yine kendisi karar verecek. Bu nedenle İYS’nin “hiç izinsiz ileti alınmayacak” gibi bir kesin bir sonucu olmayacak. Örneğin bir şirket, reklam SMS’i için, “bu bilgilendirme SMS’i, o nedenle İYS’deki listeye bakılmayacak” dese, buna bir mani bir kural gözükmüyor.
Firmaların Farklı Markalarının Gönderimi Sorunlu
Firmalar farklı farklı markaları için ayrı kampanyada reklam iletisi gönderimi yapabiliyorlar. Örneğin, “firmanın kendisi” ve “firmanın kulüp kartı” gibi. Bunların İYS platformunda ayrıştırılmasında ciddi sorunlar olduğu kaydediliyor. İYS marka tescil belgesi olmazsa, tek firma altında bu şekilde ayrı kapak oluşturulmasına müsaade etmiyor. Bu da başka bir sorun.
Neden No-Call-Register Ya da Opt-Out Olarak adlandırılan Sistem Seçilmedi?
Bu sistemin benzerleri blacklist, No-Call-Register şeklinde yurtdışında var ama bizdeki whitelist olarak ileti almak istemeyenleri değil, onay verenleri sakladığı için, bunun işlerlik kazanması operasyonel olarak büyük yatırım gerektiriyor.
Bu kadar paydaşın ortasında, bütçesi olmayan bir özel şirketin bu sistemi yönetebilmesi de olacak iş değil. En azından bunun bir proje gibi düşünülüp, fazlandırılıp, insanların da Eylül’e kadar Aralık’a kadar diye sıkboğaz edilmeden, zorunlu BES sistemi ya da ciro sınırı sonradan düşürülen e-fatura zorunluluğu gibi parça parça sisteme dahil edilmesi, eksiklikleri yolda tamamlamaları daha sağlıklı olurdu.
Neticede badanacı, emlakçı, pizzacı herkes kaydolacak bu sisteme ve buradaki onay/ret kayıtlarını en fazla 3 günde bir güncelleyecekler, dolayısıyla bu ticaret yapan herkesin haftalık olarak kullandığı bir sistem olacak, bu kadar karmaşık yapılandırılmaması lazım.
ÖZETLE : Detayda belirtilen bu tür çok sorun var. Temel sorunlar ise, bu kamu hizmetinin özel şirket tarafından sunuluyor olması ve sistemin pratikte uygulanmaya müsait olmayan bir şekilde tasarlanması, sorun çıktığında kimin sorumlu olduğunun belirli olmaması gibi de özetlenebilir.