Bu yazının önceki bölümlerini
- İnternet Yayıncılığında 2 Olay ve 2 Mahkumiyet
- İnternet Yayıncılığında 2 Olayın Savunmaları
- Çoşkun Ak’ın Savunması ve Mahkumiyet
- İnternet Yayıncılığında Yasasızlık
başlıkları altında okuyabilirsiniz.
İkinci Bölüm – İnternet’te Gazetecilik ve Hukuk
I-İnternet Hukukunda Durum Saptaması
İzmir Barosu ve Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından ortaklaşa düzenlenen İzmir’de “Uluslararası İnternet Hukuku Sempozyumu” 21-22 Mayıs 2001 tarihinde toplandı. Sempozyumun amacı; internet ile bağlantılı olarak ortaya çıkabilecek hukuki sorunların neler olduğunu saptamak ve çözüm üretmekti. Özel Hukuk alanındaki sözleşmeler, web sitelerindeki yayınlar, alışveriş sitelerindeki hukuki ilişkilerin nasıl şekillendirileceği bu sempozyumda tartışıldı.
Ceza Hukuku bakımından çıkan sonuca göre:
- 1- Bilgisayarla işlenen suçlar bakımından ceza hukukumuzda düzenleme bulunmaktadır. Ayrıca Ceza Kanunu 2000 tasarısında bu suçlar yeniden tanımlanmıştır. İnternet yoluyla işlenen suçlar bakımından suç failinin/faillerinin saptanması halinde dava açılabilmektedir.
2- İşlenen suç bakımından “sorumluları” saptamaya çalışmak gerekir. Bu konuda hukuki düzenleme yapılmalıdır.
3- Ceza Usul hükümleri bakımından mahkemelerin yetkisi ve kanıtların saptanması bakımından uluslar arası hukuki çalışmalara gereksinim vardır.
4- Tüm hukuki düzenlemeler temel insan hak ve özgürlükleri dikkate alınarak, özel yaşam ile kişisel bilgi ve verilerin korunması esası gözetilerek ve ifade özgürlüğü korunarak yapılmalı, suç sınırları genişletilmemelidir.
II- Parlamento’nun İnternet Ortamındaki Yayınlara Yaklaşımı
Bu toplantınının sonuç bildirgelerinin açıklandığı 22 Mayıs 2001 tarihinden bir gün sonra TBMM’de 21.Dönemde 23.5.2001 Çarşamba günü saat 14.00’de, 107 inci birleşiminde 682 sıra sayılı “ Radyo ve televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Basın Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nı görüşmeye başladı.
Bu Tasarıda yer alan bir madde ile Ek madde önerilerinden birisi de internet yayınları hakkındadır. Ek olarak önerilen “İnternet” ortamındaki WEB sayfaları ile ilgili olan maddedir.
İnternet için önerilen EK MADDE VE GEREKÇESİ :
“EK MADDE 9. – Bu Kanun hükümleri bilişim teknolojileri ve İnternet ortamında sayfa açılması veya elektronik gazete, elektronik bülten vb. suretiyle yayınlanan her türlü yazı, resim, işaret, sesli veya sessiz görüntü, ileti ve benzerleri hakkında da uygulanır.”
Bu maddeyi önerme gerekçeleri ise şudur :
“Basın Kanunu hükümlerinin, bilgisayar ortamında “web sayfası” ve benzeri siteler açılmak suretiyle yayınlanan her türlü yazı, resim, işaret ve benzerleri hakkında da uygulanması öngörülerek bu tür yayınların tabi olacağı yasal hükümler belirlenmektedir”
2.1-Yazılı Basının Hukuki Düzeniyle İlgili Özel Yasa Olan Basın Yasası İle İnternet Yayınlarına Uygulanamaz
Genel hükümler bakımından hukuk mevzuatımız internet yayınları bakımından “hukuki” ve “cezai” özel bir düzenlemeye sahip değildir. Özel bir yasası da yoktur. Basın Yasası ise özel bir yasadır. Yazılı basının hukuki, idari ve cezai hukuk düzeniyle ilgilidir.
Basın Yasasına Ek madde eklenerek, tüm internet yayınlarının Basın Kanununa tabi olması amaçlanmıştır. “Ek’lenmesi önerilen” Madde 9’u ve böyle bir yasa yapma mantığını kavramak mümkün değildir..
Madde TBMM’de Anayasa Komisyonu tarafından önerilen biçimde yasallaşmamıştır. Mecliste yapılan değişiklikle yeniden düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin olabilirliğine veya yaratacağı sakıncalara gözatmakta yarar vardır.
Bu mantık interneti bilmemektir. “HTML (hiper text markup language)” dökümanı olan WEB sayfası grafik ve sayısal kod tasarımdan oluşturulur. WEB sayfası ne bir gazetedir, ne de dergi veya kitaptır. Yayınlanmış günlük bir “gazete”yi, dergiyi on onbeş dakika içinde ve hatta sayfa sayfa internet ortamında yayınlayabilirsiniz. İsterseniz bambaşka bir “gazete” de yapabilirsiniz. Dergi yayınlarsınız. Ad koyarsınız. Kadronuzu ve yazarlarınızı sıralarsınız. Kim haber okumak isterse okur. Hangi yazarı okumak isterseniz, üzerine tıklarsınız. Yazı ekranınıza gelir. Haber, bilgi, yorum ve dosyalar içeren sayfa düzenleyebilirsiniz. İsterseniz sayfanıza karikatür ve animasyon bile koyarsınız. Hatta hareketlendirirsiniz. Sayfaya ulaşanlar haberleri isterse “sesli” olarak dinleyebilir. Sinema veya tiyatro programlarının yayınlandığı köşe açabilirsiniz. Kim isterse bu köşede sinema filmlerinden parçaları izleyebilir.
İnternet ortamında yayınlanan gazetede ayrı ayrı bölümlerden dilediğiniz kadar oluşturursunuz, arşiv açarsınız. Yaşamın bütün alanını, yaşamdaki herşeyi sanal ortama taşırsınız. Özel ilgi alanları için “dosyalar” düzenlersiniz. Kim isterse bir fare tıklamasıyla binlerce sayfalık dosyalara ulaşabilir. Gazetecilerin yarattığı internet gazeteleri süratle çoğalmaktadır. Nitelikleri ve içerikleri ile yayın dünyasının deniz fenerleri olmaya devam ediyorlar…
2.2-İnternet’teki Yayın “BASILMIŞ ESER” Değildir
Basın Yasasının internet ortamındaki yayıncılık için uygulanma olasılığı şansı hiç yoktur. İnternet ortamındaki yayınlar yazılı basın esaslarını düzenleyen Basın Kanunu hükümlerine göre düzenlenemez.
İnternet ortamının teknik niteliklerini düşünürseniz, internet gazetesi; Basın Yasasında yer alan ve yayın fiilini tanımlayan 2.maddede açıklanan “ basılmış eserlerden maksat neşredilmek üzere tabı aletleriyle basılan veya sair her türlü vasıtalarla çoğaltılan yazılar ve resimler gibi eserlerdir” tanımına uymamaktadır.
Gazetelerde ve dergilerde “nüsha” esastır. Kalıcıdır. Değişmez. Basım aletleriyle veya tab aletleriyle çoğaltılarak yayım fiili gerçekleşir. Oysa İnternet ortamında yayınlanan WEB sayfasının tab aletleriyle basılan bir sayfa olmadığı ve bilgisayara bağlı printer üzerinden çıkış alınmak suretiyle elde edilen nüshanın/nüshaların da “sair her türlü vasıtalarla çoğaltılan yazılar ve resimler gibi” eser olmadığı da açıktır. Süreli yayında değildir.
2.3-İnternet Yayını Dakika Dakika Değişebildiğine Göre Sayfa Çıkışları Dakika Dakika Savcılığa Teslim mi Edielecek?
Yazılı basında, Basın Yasasının 12. maddesine göre mevkutenin her nüshasından ikişer adedini neşri takip eden çalışma gününde, çıktığı yerin Cumhuriyet Savcılığı ile en büyük mülki amirliğe verilmesi mecburiyeti vardır.
Dakika dakika değişen Web sayfalarındaki yayınların her birinden printer çıkışı alıp bağlı bulunulan Basın Savcılığına götürülüp teslim mi edilecektir? Günde kaç bin sayfa eder…Acaba web sayfasında yayın girildiği andan itibaren Savcılığa printer çıkışı alınmış sayfa örneği hemen mi götürülecek, yoksa ertesi gün mü teslim edilecek? Basın Yasasının 24.maddesine göre yasanın emredici hükümünün yerine getirilip getirilmediğini Savcılık nasıl saptayacak? Hangi nüsha için davayı nasıl açacak ve üç aydan bir yıla kadar hapis cezasını kim için isteyecek? Suçun faili kim olacak? Ağır para cezası uygulanacağına göre bu uygulama nasıl yapılacak?
Binlerce çıkış alınmış sayfaların Savcılık odasında nereye konulacağını düşünebiliyor musunuz? Veya Basın savcısının binlerle ifade edilen sayfaları okumaktan ne hale gelebileceğini….Garip ve tuhaf soruların yanıtını bulmak çok zor….
2.4-Basın Yasasındaki “NEŞİR” ile İnternet Yayınındaki “NEŞİR” Aynı mıdır?
Basın Yasasının 3.maddesinde tanımlanan “neşir”fiili; basılmış eserin herkesin görebileceği veya girebileceği yerlerde gösterilmesi veya asılması veya dağıtılması veya dinletilmesi veya satılması veya satışa arzı ile meydana gelir.
Bu yasanın tanımında gösterilen internet ortamında yayınlanan WEB sayfasının yayınını “basılmış eser” saymak ve eylemi “neşir” olarak nitelendirmek de mümkün değildir. Örneğin internet ortamında yayın yapan bir internet gazetesinin sayfası ekranda belirince gazete gibi “dağıtımı” yapılmış mı sayılacak?
Yapılan yayın Basın Kanununda tanımlanan “yayın”, “neşir” fiili olmadığı gibi, internet ortamındaki gazetenin içeriği “basılmış” eser olarak değerlendirilemez. Radyo ve televizyon yayınlarındaki “yayın”a benzeyen yanları vardır.Ama ne radyo ne de televizyon yayını olarak kabul edilmesi de olanaksızdır. 3984 sayılı Yasada yer alan “tanımlara” teknik olarak da uymamaktadır.
2.5-Basın Yasasındaki “SORUMLU MÜDÜR SORUMLULUĞU” İnternet Yayınlarında Nasıl Gerçekleştirilecektir?
Basın Yasasının 4.maddesine göre gazete,dergi gibi süreli yayınların yayın yeri, yılı ve basıldığı yer ile adresi, sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden sorumlu müdürün adları gösterilir. Gazete, dergi “künyeleri”nin bu bilgileri içerecek şekilde düzenlenerek her nüshada yayınlanması ve yasal olarak gösterilmesi zorunludur.
Aksine hareket edilirse 20.maddeye göre suçtur. Cezası beşbinliradan on binliraya kadar hafif para cezasıdır. Basılan ve yayınlanan künyede yer alan bilgiler gerçeğe aykırı ise üç aydan altı aya kadar hapis ve onbinliradan yirmibeşbin liraya kadar ağır para cezası vardır.
4.maddenin ve ceza hükmünü düzenleyen 20.maddenin internet sayfasına uygulanmasının nasıl olacağının düşünülmesinde yarar var. Bu düzenlemeye göre her WEB sayfasında, “sayfanın sahibi”nin kim olduğu / tıpkı gazete sahibi gibi, “sorumlu müdürün” kim olduğu/ tıpkı gazete sorumlu müdürü gibi gösterilecektir. Devam edelim, “yayınlandığı tarih” WEB sayfasında yer alacaktır.
Basın Yasasında 4. maddede gösterilen “Yayın yeri” nden anlaşılması gereken gazetenin basıldığı yer değildir. Yasanın hükmüne göre basılı eserin gösterildiği, asılmanın meydana geldiği, dağıtımın yapıldığı, satıldığı ve satışa sunulduğu yer olarak anlamak gerekir.
O nedenle basılmış eser, örneğin basıldığı yerde ve/veya başka ülke de / şehirlerde de yayınlanacaksa (Örneğin İstanbul, İzmir, Adana gibi) bu ülkenin/şehrin adı da künyede gösterilecektir. Yasada yer alan bu hükmün en önemli niteliği yayın hakkında idari ve cezai hükümlerin hangi şehir veya ülkede uygulanacağının bilinmesini sağlamaktır. Basın suçunun veya basın yoluyla işlenmiş bir suçun işlendiği yerin belinlenmesi açısından “yayın yeri” yazılı basında önem taşımaktadır.
Suça konu olan haber örneğin bütün ülke/şehirde yayınlanan nüshaların tümünde yer almışsa; ülke ve şehirlerin tümü yayın yeri olduğundan suç da bunların hepsinde işlenmiş sayılır. Değişik şehir veya ülkelerde yayınlanan nüshalarda farklı haber veya fotoğraflar yer alabilir. Böyle bir durum karşısında örneğin İstanbul’da yayınlanan gazete nüshasında yer alan bir haber veya yazı, İzmir baskısında yer almayabilir. Bu durumda ise; basın suçu sadece suç taşıyan haber veya yazının yayınlandığı ülke veya şehirde işlenmiş sayılır. O nedenle değişik ülke ve şehirlerde yayınlanan aynı gazete ile suç işlenmesi halinde suçun işlendiği yerin saptanması önem taşır.
Örneğin gazeteyi “basan” kimse mutlaka adı veya ticari şirket ünvanı künyede yer alır. “İşyeri” ise yayıncı ile basının işyerleri adresidir. Bunlar da aynı veya değişik olsa bile künyede yer alır.
“Basıldığı tarih” ise gazetenin baskısının sona erdiği tarihtir. Yazılı basında künyede bütün bu sayılanlar yer alır? Peki Web ortamındaki yayın da “künye” nasıl olacak? Basın Yasasının 4.maddesi ile amaçlanan suçun işlendiği yer ile sorumluların kimler olduğunun gösterilmesinden ibarettir. Ama internet ortamındaki yayınlar bakımından hala tartışmalı olan konular vardır. Basın suçunun neşirle meydana geldiğini yasa açıklamakta ve tanımını yapmaktadır. Oysa internette suç ne zaman meydana gelir ve nerede tamamlanır? Yayın ne zaman olur? Hangi yer mahkemesi yetkili olacaktır? Bunlar sorudur ve Basın Yasanının 4. maddesine göre künyede bunların nasıl gösterileceği ayrıca sorun teşkil etmektedir. Yayın tarihi ve yeri, basanın kim olduğu nasıl gösterilecek ?
Bu yazının devamını İnternet Yayınlarında Suç İşlenen Yer Neresi? başlığı altında okuyabilirsiniz.