Yazının önceki bölümlerini
başlıkları altında okuyabilirsiniz.
Doğal sistem, biyolojik sistemlerdeki, organik etkileşim benzeri bir durumu ifade edebilir, insan unsurunun özelliklerinin devrede olduğunun habercisidir. Ancak, toplumsal ve örgütsel kültürün kendine özgü özellikleri, bu kriterleri etkileyebilir: Diğer bir deyimle, belirli bir örgütsel sistemin ne düzeyde açık, ussal ve doğal olduğunu, yine kendine özgü koşullar yönlendirebilir. Örgüt teorisinin çeşitli varsayımları ve beklentileri burada ayrıntılı incelenemeyecek kadar yoğundur.
Kısaca, kurumsalcı yaklaşımlarda devletin “asıl aktör” olduğu gibi saptamalara değinilebilir. Türkiye’de yönetsel reformların “tepeden” başladığı eleştirilerini anımsatan bir çağrışımla; yine de kabul gören gerçek olarak, kamu yönetiminin oldukça etkili olduğu vurgulanabilir. Verimli, etkili, etkin, ussal, yenilikçi, çağdaş, sosyo-ekonomik gelişimi öngören ve destekleyici olması beklenen de odur. Ancak, sistem yaklaşımında karşılıklı etkileşim kavramı anımsandığında, sosyo-ekonomik düzey de kamu yönetimini etkilemektedir.
Dolayısıyla, örneğin, “bilgi bakanlığı” kurulması gibi bir yaklaşım bütün sorunları kendi başına çözecek bir güç içeremeyebilir. Sosyo-teknik uyum ve denge kendiliğinden olmamaktadır; belirli bir yaklaşım ve çalışma önkoşuldur.
Ayrıca, örgütsel sistemde, grupların ya da çalışma takımlarının bilgi paylaşımı da, belirli bir gelişme süreci gerektirebilir. Örneğin; karşılıklı kabul, karar alma, güdüleme ve denetim aşamaları, grup üyeleri arasında ilişkilerin güvensizlik->açık iletişim->birlik->yaptırım ve iletişime doğru bir gelişim göstermesini yansıtırken; görev ve sorun çözme işlevleri de amaçları aramak->sorunların tanımı->birbirine yardım->tümüyle kullanılan yetenek ve becerilerle sorun çözümü aşamasına doğru yüksek “olgunluk” düzeyine erişebilir[12].
Örgütsel yapıyı oluşturan bireyler temelinde, “etkililik” açısından bir değerlendirme yapıldığında ise; girişimci ve sorumluluk alan, uygun seçeneği seçebilen (proaktif), projelerin sonunu düşünerek işe başlayan, önemli işlere öncelik veren, kendisinin ve karşısındakinin kazanması stratejisini hedefleyen, daha iyi iletişim çözümleri sunan, tüm takım üyeleriyle birlikte sinerji yaratan, kendini sürekli yenileyen alışkanlıklar önerilmektedir.[13] [14]
Dolayısıyla, bir ülkenin hukuk, yönetim, sosyo-ekonomik, kültür gibi özellikleri ve kalıpları, açık-sistem yaklaşımı bakımından karşılıklı etkileşim içerisindedir. Noterlik gibi bir alanda e-noterlik sistemine dönüşüm projesi de çeşitli dinamiklerin etkisine çizim 1 örneğindeki gibi açıktır.
Noterlik sistemi ve her bir noterin kendi örgüt yapısı düzeyinde de farklı yaklaşımlar ve tutumlar sergilenmesi yukarıda değinilen nedenlerle doğal karşılanmalıdır. E-noterlik sistemine geçişte noter; örgütsel yapıda, hem yönetici, hem hukuk uygulayıcısı, hem de teknolojiye geçişe yatkın girişimci gibi rol oynaması beklenen bir konumdadır. Bunca sorumluluk bireysel olarak yerine getirilebilir mi? Üstelik içinde bulunulan sosyo-ekonomik, yönetsel, siyasal vb. koşullar ve etkileşim altında, bireysel çabalar ne denli etki gösterebilir?
Yazının devamını Kamu Yönetimi ve Hukuk Ekseninde e-Noterlik-4 başlığı altında okuyabilirsiniz.
turk-internet.com’un Notu : Bu yazının turk-internet.com’da yayınlanmasında katkılarından ötürü, Türkiye Noterler Birliği Yönetim Kurulu üyesi ve Mersin 3. Noteri sayın Orhan Turan’a teşekkür ederiz.
Yazıyı hazırlayan ekip
————————-
Doç.Dr.Çağlar Özel
Öğr.Gör.Dr.M.Kemal Öktem
Arş.Gör.Gökçeçiçek Tatlarlı
Hacettepe Üniversitesi
İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi
Kamu Yönetimi