Yeni ekonomi uzmanı ve Koç Bilgi Grubu Danışmanı Dr. Şeref Oğuz, telekomünikasyon hizmetlerine uygulanan yüzde 25’lik KDV’nin küçük ölçekli erişimci firmaları zor durumda bırakacağını, piyasada birkaç dev oyuncunun kalacağını ve kartelleşmenin doğacağını vurguladı. 1996 yılında Türk Telekom ile mücadele için sanal miting düzenleyen ve başarılı olan Dr. Şeref Oğuz, bu konuda da çözümün, mücadeleden geçtiğini, bir grubun yalnız bu iş için çalışması gerektiğini söyledi. Dr. Oğuz, turk-internet.com’un sorularını yanıtladı:
Yüzde 25’lik KDV lüks tüketime uygulanıyor. Sizce, telekomünikasyon da lüks mü?
Şeref Oğuz: KDV’nin yüzde 25’e çıkarılmasından daha vahimi, iletişimin, cep telefonundan ibaret görülüp, kolay kazanç kapısı olarak algılanmasıdır.
Vergi politikaları bizde dar mükelleften daha fazla alma kolaylığına saplandığından, İnternetin başına bunların geleceği bekleniyordu ve sürpriz olmadı. Her harcadığı 2 lira karşılığında ancak 1 lira yaratabilen kamu maliyesi, İnternet KDV oranının yüzde 25’e çıkarılmasıyla doğacak sonuçlarla fazla da ilgili değildir. Sonuçta bütçenin gelir maksimizasyonuna odaklanan vergiciler, Türkiye optimalinde yarattıkları yıkıcı etkiyi gözardı edeceklerdir. Tıpkı bundan önce yüzlerce kez yaptıkları gibi. İnternet, Türkiye’deki bilgisayarlaşma sürecinden dolayı zaten lüks gibi görünüyordu. Şimdi olan, bu fiziksel yapıya, vergicilerin lüks damgası vurmasıdır. Ve Bilgi Toplumu sürecindeki Türkiye bunu asla haketmemektedir.
Vergi internet hizmetlerine nasıl yansır?
Oğuz: Daha pahalı hizmet ve kayıt dışı olarak yansır. Öncelikle zaten erişim ücretlerinin ekonomik mantıktan uzaklaştığı ortamda bireysel erişimci firmalar zorda kalır. Bu da zorunlu birleşmeleri gündeme getirir ve piyasa bir kaç dev oyuncuya kalır. Ki bunun adı da kartelleşmedir.
İkincisi de KDV’yi ödememek için her türlü işlemin kayıtdışına alınması sonucunu doğurur. Bu da kayıtlı ekonomi içinde zaten zar – zor durabilen yeni ekonomi şirketlerinin, sistemle bütünleşme gayretlerinin önünü keser. Yani ekonominin zaten yarısı kayıtdışı idi. Yeni ekonominin de tamamına yakın kısmı kayıtdışında kalır. Siz böylesi bir ortamda yeni ekonominin ihtiyaç duyduğu altyapı için kaynak yaratamaz ve kendinizi kendi bacağınızdan vurmuş olursunuz.
KDV zammının ISS ve e ticaret alanındaki şirketleri etkilemesi nasıl olacak?
Oğuz: E – ticaret zaten yavaş ilerliyordu. Ortada yaratıcı olmayan ve birbirine benzer iş modelleri vardı. Yüzde 25 gibi yüksek ve lüks bir KDV, elektronik ticaret ile ilgilenenlerin önünde yeni bir engel olmuştur. Halbuki, elektronik ticaretin özendirilmesi için bu alanda KDV’yi değil artırmak, aksine azaltmak gerekiyordu. Bu sayede firmaların ilgisi elektronik ticarete çekilecek ve keyfi olan bu seçim, bir bakıma vergi avantajıyla zaruri seçenek olacaktı.
Kullanıcılar için durum o kadar vahim olmayacaktır. Sonuçta onların ödediği fiyat zıplamayacaktır. Bu rekabet arenasında zaten KDV zammının fiyata yansıması söz konusu olamazdı. Olan ISS’lere olacaktır. Karlılıkları düşen ISS’ler, zaten mevcut olan finansman sorunlarına bir yenisini eklenmiş bulacaklardır. Bu karar bana göre ISS’lerin kanına ekmek doğramakla eşdeğerdedir.
Bunu düzeltmek için neler yapılabilir?
Oğuz: Türkiye’de sivil toplum örgütleri siyaset odaklı davrandığından böylesi basit (!) işlerle uğraşmayı kendilerine bir zaaf olarak görüyorlar. Onlar için üst seviyede politika yapmak sanki daha önemliymiş gibi, KDV isyanı gibi tali (!) konulara girmemektedirler.
Ancak kamunun haksız ve vizyonsuz uygulamalarının önüne çıkacak başlıca kurumlar da yine sivil toplum örgütleridir.
Bana göre bir grubun, yalnız ve yalnız bu konuya odaklanması ve sadece bu haksızlığı gidermek için çalışması gerekiyor. Bunun da başarılı olması halinde sonuç vereceğine inanıyorum.
Kabaca “istemezüüüük” noktasından değil de kanun yapıcıları, karar vericileri, vergicileri ikna edecek eğitim lobiciliği, bence benimsenen bir yöntem olmalıdır.
Ben İnternet erişimini lüks gören TT ile mücadele için sanal miting başlatmış ve başarılı olmuştum. Sanırım 1996’dan daha büyük bir kitleye ulaşmış internet camaatini bu konuda örgütlemek ve bundan sonuç almak başarıya daha yakın durmaktadır.