Orçun Özalp yıllarını bilişim-iletişim sektörünün farklı alanlarında geçirmiş ve çalışkanlığı ile sektörün tanıdığı bir girişimci. Böyle diyoruz çünkü zor yolu seçti, bir yerde çalışmak yerine kendi işini kurdu. Hem de “bulut servisleri” gibi rekabetin çok yüksek olduğu, çok uluslu firmaların da pazar paylarını arttırmak için dövüştükleri bir alan. Bulutistan ve BulutBroker kurucu ortağı Özalp ile neler yaptığını konuştuk.
turk-internet.com : İlginç bir kariyer yolculuğunuz var; birçok kişiye de örnek olabilir. O yüzden bize kariyer yolculuğunuzu anlatır mısınız?
Orçun Özalp : Tabii! Çok teşekkürler! Aslında ilginç bir kariyer yolculuğu oldu benim için de. Bu kadar çeşitli şirkette çalışmanın önemini daha sonra anladım.
Bilkent Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri’ni bitirdikten sonra Sysbase’de Profesyonel Hizmetler ekibinde çalışmaya başladım. Bir vendor’da çalışmaya başlamanın işin mutfağını öğrenme anlamında büyük bir deneyim olduğunu düşünüyorum. Ardından satış destek ve satış ekiplerine geçerek, biraz da sahada neler olduğunu anlamak istedim. Aşağı yukarı 5 yılın sonunda daha büyük bir resmi görebilmek için o dönem Türkiye’nin en önemli –hâlâ daha aynı öneme sahip- sistem entegratörlerinden Koç Sistem’e geçtim. Koç Sistem’de de satış ve proje oluşturma ekibinde, Çözüm Satış Ekibi’nde, Türkiye’nin büyük kamu projelerinin hayata geçmesini sağlama ve bunu tecrübe etme şansım oldu. Ardından bir hizmet şirketine geçtim -Siemens Business Services o zamanki ismiyle—. Sonrasında da Siemens IT Hizmetleri ve Çözümleri ekibine geçip global bir şirkette bir dış kaynak hizmeti nasıl sağlanıyor ve bu global yetkinlikler nasıl lokalize ediliyor bunu görme şansım oldu. En sonunda ise, bu işin merkezindeki diğer bir şirket olan bir operatöre, —tüm bu resmi bütünleyen telekom servislerini öğrenmek üzere— Turkcell’e geçtim.
Özellikle Koç Sistem’den sonra Siemens’te pazarlama ve Turkcell’de de iş geliştirme rollerinde çalışmış olmam, hem bir vendor’dan entegratör’e, oradan bir hizmet şirketinden operatöre, hem teknik ekipten satışa, satıştan pazarlama ve iş geliştirmeye giden kendi içinde bir döngü oluşturdu ve tüm bu deneyimi 360 derece gördüğüme inandıktan sonra da Türkiye’de kendi şirketimizi kurma kararı aldık ve 3 sene önce Bulutistan’ı ortağım Begüm Başlıgil ile beraber hayata geçirdik.
turk-internet.com: Zor bir yol seçmişsiniz. Girişimcilik pek de kolay değil Türkiye’de.
Orçun Özalp : Yani Türkiye’de girişimci olmak çok kolay değil, hele bu dönemde hiç kolay değil ama bilişim sektöründe bizim yaptığımız işi yapmaya çok gerek olduğunu düşünüyoruz. Bu alanda boşluk olduğunu gördük. Biraz da teknolojide fırsat eşitliği yaratan bulut girişim teknolojisinin bir an önce Türkiye’ye nüfus etmesi gerektiğini düşünüyoruz ve özellikle KOBİ’lerimizin girişim sektörünün nimetlerinden hızlıca faydalanması ve arka planda elde edebilecekleri tecrübe ve teknik kaynağı bulut servisiyle çok daha hızlı hayatlarına entegre edebileceklerini düşünüyoruz.
O yüzden bizim yaptığımız şey Türkiye’de katma değer üretmek ve Türkiye’de üretilen bu katma değeri ekonomide bir değere dönüştürmek.
turk-internet.com: Tabii, bu arada çok önemli olan Türkiye’nin verisi de Türkiye’de kalıyor.
Orçun Özalp : Aynen. Yani, Bulutistan, isminden de anlaşılacağı gibi Türkiye’nin bulutu olmak için kurulmuş olan bir şirket. Rakipleri global ve çok büyük rakipler var dünyada bu alanda ölçek ekonomisi yaratmış. Türkiye’de de Bulutistan 3 senelik yolculuğu sonunda yarattığı ölçek ekonomisiyle fiyat ve kalite rekabetinde global rakipleriyle mücadele edebilir hatta büyüme hızına bakılırsa da, pazarda fark yaratan bir konuma sahip. Özellikle son dönemde de ülkemizde yerli ve milli görüşün artması, verilerin Türkiye’de kalmasıyla ilgili çıkan kanunlar, Bulutistan’ın gerekliliğini bir kez daha Türkiye’de bizlere de hatırlattı.
turk-internet.com: Hızla büyüme derken, bir de 3 yılda üst üste dereceniz var?
Orçun Özalp : Evet, start-up 100 listesine giriyoruz. Türkiye’nin gözde 100 girişiminden biri (ilk senemizde, kurulduğumuz sene seçilmek gurur vericiydi. Diğer 2., 3. senemizde de sıramızı arttırarak sürdürüyor olmak bizlere heyecan veriyor. Umut ediyoruz ki, bu start-up listesinden daha sonra kalıcı bir şirket listesine de geçiyor oluruz.
turk-internet.com: Peki, bir özetleyelim mi? Hangi hizmetleri veriyorsunuz?
Orçun Özalp : Türkiye’de bulut bilişim içerisinde yer alan alt yapı hizmetleriyle başladık. Özellikle bu “infrastructure as a service” denilen veri merkezi içindeki donanım ve yazılım ihtiyaçlarının hizmet olarak sunulması portföyümüzün ilk adımıydı. “Sanal Sunucu” hizmetleri, yönetilen hizmetler, yedekleme hizmetleri bir bütün olarak sunmaya başladık. Ardından SAP altyapısında hizmet veren SAP Hana servislerini de portföyümüze kazandırdık. Derken bulut broker’lik rolüyle beraber Microsoft’un, IBM’in farklı bulut servislerini de portföyümüze katarak, en doğru zamanda en doğru bulutu müşterilerimize sunmak, bunu karşılaştırma, bulutlararası geçişi yönetme gibi sorumlulukları da almaya başladık ve geldiğimiz hacim itibariyle de 100’ün üzerinde kurumsal müşteriye bu alanda çok farklı hizmetler sunabilir durumdayız.
turk-internet.com: Bir de yeni bir ürününüz olduğundan bahsediyorsunuz: Kasko. Nedir o?
Orçun Özalp : Teknolojide veri kaskosu dediğimiz platform. Bunu 23 Ekim’de iş ortaklarımız ile beraber lanse edeceğiz. Konunun özü şu: Türkiye’nin verisinin Türkiye’de kalması çok önemli. Şirketlerin verilerinin güven altında olması da bir o kadar önemli. Malum siber tehditler ve şirket içinde doğabilecek bir sürü felaket senaryosu şirketlerin şu an dijital sermayeleri olan verilerini korumaları gerektiğini pekiştiriyor. Bizim de burada kurduğumuz platformda şunu söylemek istiyoruz. Diyoruz ki, Türkiye’de bir veri bankası var, Bulutistan ve Bulut Broker. Bu iki şirketin veri bankasında şirketlerin verilerini güvenle şifreleyerek saklayabilecekleri dijital platformlar var. Bunu sağlarken Veeam gibi, HPE gibi bize yazılım ve donanım tarafında değer katan küresel teknoloji üreticileri var ve biz bu platform sayesinde bu farkındalığı arttırmak ve tüm şirketlerin farklı ortamlarda duran – mobil cihazlarda, bilgisayar ve sunucularda duran- verilerinin bir kopyasını eş zamanlı veya planlanan zamanlarda bizim tarafımızda oluşturmak istiyoruz. Bunun avantajı güvenlik tedbirlerinin yetersiz kalabileceği bir günde veya bir felaket senaryosunda o anın 1 saniye öncesine, dilediği bir ana geri dönüp yeniden hiçbir şey olmamış gibi hayatınıza devam etmenizi sağlayan bir servis bütünü ve bunu yaparken de büyük yatırım maliyetleri olmadan veri büyüklüğüne göre fiyatlandırarak, olabildiğince ekonomik, toplam sahip olma anlamında avantaj sağlayan bir tarifeyle bu işi olgunlaştırdık. Umut ediyoruz ki Türkiye’de yaratılacak ölçek ekonomisi sayesinde gelecekte bu bölgeden küresel bir hizmet de üretmek bu alanda mümkün olacak.
turk-internet.com: Anlattıklarınızdan ben şöyle yorumladım: Daha uzmanlaşmış bir şekilde hizmet ediyorsunuz.
Orçun Özalp : Yani biz bu iş için odaklanmış bir şirketiz. Tek işi bu olan Bulut Broker diye 2. bir şirket kurduk. Tek işi, veriyi 2.bir adreste saklamak ve arşivlemek üzere kurulmuş bir şirket ve Equinix gibi Türkiye’ye 100 milyon dolar’a yakın yatırım yaparak kurdu bir veri merkezi içerisinde bu hizmeti güven altında saklıyoruz. Ciddi bir ölçek ekonomisini de medya sektörü sayesinde kazandık. Medya sektörünün bize güvenip 20 yılı aşkın sürede oluşturduğu video ve resim arşivlerini bizim ortamımızda saklaması, bize petabayt’larca storage alanı yaratmamızı sağladı. Bu yaratılan ölçek ekonomisinde şimdi bu veri kaskosu servisiyle kurumsal dünyaya ve KOBİ’lerimize indirmek istiyoruz çünkü buna gerçekten herkesin ihtiyacı var. Hepimizin çok farklı ortamlarda bir yedeği var. Bu yedeğin birden çok kopyası olması ve bir tanesinin mutlaka şirket dışında outside dediğimiz bir lokasyonda tutuluyor olması rahat uyumamızı ve işimizin sürekliliğini sağlamamızı gerektiriyor. O yüzden Türkiye’de mühendislik servislerini bu alanda geliştiren dünyada bölgesel uzmanlık merkezlerinden birine dönüşmüş çok sayıda şirket maalesef yok. Türkiye’de de bunu başaran ilk şirket olmanın gururu içindeyiz.
turk-internet.com: Çok güzel! Peki bunu yaparken çeşitli zorluklar yaşadığınızı düşünüyoruz. Özelikle son döviz- TL olayı da bir parçası belki. Ondan bahsetmek ister misiniz, istemez misiniz bilmiyorum ama bu kadar çok firma ile çalışmak herhalde bir hayli sorunlu. Nedir çektiğiniz problemler?
Orçun Özalp : Şu an dövizdeki hareketlilik bilişim sektörünü gerçekten çok derinden etkiliyor. Döviz ile sözleşme konusunun netleşmesi için geçen sürede bir miktar kurumsal dünyadaki teknoloji yatırımlarını yavaşlattı. Ama artık önümüzde daha net bir tablo var ve bizler ülkemizin değişime adapte olma hızı ile fark yarattığına inanıyoruz. Bu yaşanan belirsizlikleri en hızlı şekilde aşmanın yolu bize göre teknolojiyi hizmet olarak “ihtiyacımız kadar tüketmekten” geçiyor. Bulut bilişimin özünde kullandığın kadar ödeme yapacağınız bir tüketim modeli sunuyor, bu sayede peşin para ile önümüzdeki minimum 3 yılı ön görerek teknoloji satın almak yerine her ay kullandığınız kadar hizmetin karşılığını vermek yaşanabilecek nakit akışı sorunlarının da önüne geçiyor. Önümüzdeki asıl zorluk bulut bilişim alanında küresel rekabet içinde oluşturmamız gereken ölçek ekonomisi gerekliliği gibi gözüküyor, bunun için bizler bugün hala avantajlı durumdayız. Ancak gelecekte bu gücümüzü sürdürebilmemiz için bu dönemde özellikle Türkiye üretilen teknoloji hizmetlerinin pozitif ayrımcılık ile desteklenmesini ve bu sayede ülkemizin küresel rekabette hak ettiği şekli ile bölgesel bir güç haline dönüşmesin adına çok önemsiyoruz.
turk-internet.com: Peki, bu döviz olayı başka bir konu ama bu kadar çok yabancı partner ile ya da yerli partner ile, çok sayıda partner ile daha doğrusu çalışmak zor oluyor mu? Burada çektiğiniz problemler var mı?
Orçun Özalp : Bunu bir IT yöneticisi zaten gündelik hayatında yaşamak zorunda. Birçok farklı üretici birçok farklı kademede konumlandırıyor ama bunu her bir IT yöneticisinin mükerrer kere veya farklı şekilde yapması yerine bizim bunu bir kere merkezi bir lokasyonda yapıyor olmamız ve bunu bütünleşik bir şekilde hizmete çeviriyor olmamız sektörün bir katma değeridir diye düşünüyorum ve burada da arka alanda yaratılacak ölçek ekonomisinin kurumlara sunuluyor olması da bilgi işlem müdürlerinin hem tasarruf edeceği bu ilişki setini yönetme ve bunun ticaretini yönetmede duyacakları zaman ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Bir de diğer firmaların gücünü bir araya getirdiğimiz için yaratılacak ölçek ekonomisinin toplam sahip olma maliyeti olarak kendine tasarruf imkânı yarattığını düşünüyoruz. Özellikle bu tip ekonomide daralma yaşanan dönemlerde ilk yatırım maliyeti olmadan kullandığı kadar insanların ödeyerek bilişim teknolojilerine sahip olması hepimizin lehine olacaktır.
turk-internet.com: Orçun Bey, bir de bu işin personel tarafını konuşalım! Yeterli eleman ve gerekli becerilere sahip eleman bulmakta zorluk çekiyor musunuz?
Orçun Özalp Yani, bu yeni teknolojilere bilişim sektörü çok hızlı adapte oluyor ve belirli bir grup İstanbul gibi büyük şehirlerde bu işi içselleştirip hayatına sokabiliyor ama maalesef İstanbul dışında Türkiye genelinde böyle bir şans yok ve istihdam konusu bizim için nitekim aşılabilir bir zorluk ama Anadolu’da en son Anadolu 500 listesindeki şirketlerin büyük bir çoğunluğu yetişmiş bilim personeli, özellikle yeni teknolojilere adapte olmuş personeli istihdam etmelerinin zor olduğunu düşünüyorum ama bulut teknolojileri sayesinde bu sistemleri bilen insanların merkezi bir yapıda oluşması, yöneten insanların uç noktalarda işin başında ve kontrolünü sahipleniyor olması bu resmi çözen ve bugün Türkiye’nin ihtiyacı olan tüm Türkiye’ye yayılmış bilişim personeli ihtiyacını yönetmemizi sağlayan bir çözümdür diye düşünüyorum.
turk-internet.com: Özellikle KOBİ’ler için herhalde?
Orçun Özalp : Özellikle KOBİ’ler ve KOBİ’lerin dışında Anadolu’da büyük hacimler oluşturan sanayi şirketleri için.
turk-internet.com: Orçun Bey, geldik en önemli konuya. Biliyorsunuz bulut denildiğinde herkes hemen güvenlikten söz ediyor. Siz Bulutistan’ın güvenlik kriterleri veya kültürü konusunda neler söyleyeceksiniz bize?
Güvenlik zaten hem bireysel hem kurumsal dünyanın şu en çok konuşulan ve en çok tartışılan konularının başında geliyor. Özellikle kurumların en kıymetli hazineleri verilerinin şirket dışında bir ortama göndermeleri tartışıldığında ilk sorguladıkları şey güvenlik standartları. Ben bu konuyu birkaç farklı açıyla anlatmayı seviyorum. Birincisi, verinin saklanacağı veri merkezinin güvenlik standartları. Ben Equinix’in bir dünya markası olarak Türkiye’deki yatırımlarını da dünya üzerindeki yatırımları seviyesinde yaptığını biliyorum. Burada Uptime Enstitüsü’nün belirlediği standartlar var, ISO 27001 ve Bilgi Güvenliği standartlarının sağladığı, sağlaması gereken standartları var. Bina olarak ve işletme olarak bunun tümünü sağlıyor durumdalar. İkinci konu, hizmeti veren kişiyle alan kişi arasındaki erişimin güvenliğinin sağlanması. Burada Telekom operatörlerinin sağladığı hatlar ve bunun güvenli hale getirilmesi, VPN’lar açılması, arka tarafta Firewall sistemleri ve güvenlik duvarlarının kontrol edilmesi gibi yapılması gereken erişim güvenliği politikaları var. Üçüncüsü, bunun arka tarafta hizmet alan müşterilerin birbirinden izole olması için yapılması gereken ayrı iç ağlar, sanal ağlar ile bunların birbirinden ayrılmasıyla yapılması gereken standartlar var. Dördüncüsü de, bunun hizmet veren sistem yöneticileri tarafından herhangi bir açığa veya herhangi bir bilgi sızıntısına imkân vermemesi için gereken birtakım tedbirler ve bunların loglamasını yapan SIEM (security information Event Management) adlı bir ürün ailesi var ve bunların hepsinin bütünleşik olarak çalışması durumunda sağlanabilecek üstün bir güvenlik standardı var ve bu güvenlik standardı kurumların kendi içinde sağlayabileceği güvenlik standardının bence birkaç kat fazlası olabilir çünkü çok ciddi yatırımlar ile hayata geçirilen platformlar. Her bir kurulumun münferit olarak yapmasının kolay olmayacağını düşündüğümüz standartlar. O yüzden bilgi güvenliği servis sağlayıcıları tarafında çok ciddi bir konudur ve karşılığında da belirli taahhütler ve belirli sözleşmesel maddeler ile de müşterilerimizin hakkını koruyacağımız standartları sözleşmelere de ekliyoruz.
turk-internet.com: Pekâla, benim sorularım bu kadar. Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı son olarak?
Orçun Özalp : Ben Türkiye’de yaratılan bulut servislerinin büyük bir katma değer olduğunu düşünüyorum. Bunun Türk iş dünyası tarafından pozitif ayrımcılık ile değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü eğer Türkiye’de bu katma değer üretilmez ise küresel oyuncuların Türkiye’de karşısına çıkıp rekabet edecek ve rekabet ortamı yaratacak bir oyuncu olmamanın büyük eksikliğini yaşayacağımızı düşünüyorum.
turk-internet.com: teşekkür ederiz!
Orçun Özalp : Teşekkür ederim!