TBMM Bilgi ve Bilgi Teknolojileri Grubu kurucuları arasında yer alan ANAP MKYK üyesi Dr. Ali Talip Özdemir, internet alanında yasal düzenlemelerin yapılması için öncelikle, Bilişim ve Teknoloji Komisyonu’nun kurulmasının şart olduğunu ve yasal düzenlemenin adının “İnternet Kanunu” olması gerektiğini savundu. Ali Talip Özdemir, hukuksal düzenlemeler konusunda turk-internet.com’un sorularını cevapladı:
Turk-internet.com: RTÜK’ün 27. Maddesi’nin kapsamı daraltılarak yasallaştı. Bu madde ile internet ortamında yayın yapan kuruluşlar ve portallar, ne gibi bir yükümlülük altına giriyor?
Özdemir: Bu madde ile internet ortamında yayın yapan kuruluşlar ve portallar, yalan haber, hakaret ve benzeri fiilerden doğacak maddi ve manevi zararlar konusunda, basın kanunu hükümlerine tabi tutulacak. Fiilen bu maddenin uygulanmasında kuşkularım var. Çünkü, yalan haber ve hakaretin denetimi nasıl yapılacak?
T.I.: Online yayın şirketlerini, radyo ve televizyon gibi algılamak doğru bir yaklaşım mı?
Özdemir: Zaten İnternet, temelde sadece bir basın değildir. İntenet hastanedir, okuldur, bankadır, işyeridir, kütüphanedir. Bu bağlamda sadece basın kanunu ile ele alınamaz. İnternetin kanunu “İnetnet Kanunu” olarak çıkmalıdır. Online yayın şirketlerini, radyo ve televizyon gibi algılamak yanlış bir yaklaşım olacaktır. Burada karakteri çok farklı iki medyadan söz ediyoruz. Bir kere İnternet’te yayıncı kavramı ile okur arasındaki sınır çok farklı. Her yayıncı aynı zamanda bir okur, her okur da yayıncı. O anlamda sorumluluk eğer yüklenilecekse bireysel anlamda yüklenilmeli.
T.I.: Konunun teknik olarak uygulanabilirlik boyutu sizce nedir?
Özdemir: Uygulanabilirlik boyutunu, kişiye yönelik olarak ele alırsak; Kişi İnternet’te gerçek olmayan bilgilerle bir ad alabilir ve oradan yazılarını iletebilir. Birçok site, ücretsiz, kişinin isteği ile, hiçbir denetim olmaksızın e-mail adresi veriyor. Bu sitelerin Türkiye kaynaklılarını denetledik diyelim, uluslararası olanlara sözümüz geçmez uluslararası özel yasalarla uyuşmadıkça. Kişi bulunsa da “suçun işlendiği mahal ve uygulanacak hukuk” boyutu tartışmalı. Başka bir ülkede yazılmış bir yazıya hangi hukuku uygulayacaksınız, o ülkenin hukukunu mu, Türkiye hukukunu mu? Türkiye’ye göre suç, o ülkeye göre değil belki. Dava nerede açılacak? Yazarın bulunduğu yer mi suç mahalli, yayımın yapıldığı yer mi? TC sınırları içinde tutar, yargılarız, ama TC sınırları dışındaki kişiye ne yapacağız ? Kişi, saptanmamak için İnternet Sohbet odaları kullanabilir, o zaman telefonu da saptanamaz, kimliği zaten bilinmiyor. İyi de o dakikada hangi bilgisayarın başındaki hangi kişi suçlu? Oradaki herkesi mi sorgulayacağız?
T.I.: Yayımlayan siteye ve ortama yönelik bakarsak?
Özdemir: Yöneticileri sorumlu tutmak bir yol olabilir. WEB sitesine konulmuş bir yazı için hemen site yöneticilerini sorumlu tuttuk. Yani bir sorumlu olsun, içeriği denetlesin dedik diyelim. Ve yine “suç mahalli ile hangi hukuk geçerli” sorusu önümüzde duruyor. Dünyanın herhangi bir yerinde WEB sitesi açar, ve Türkiye’ye yönelik gönlünce yayım yapar biri. Basılı yayım, TV, Radyo kanallarında var bu, ne yapabiliyoruz? Bu boyutta da uluslararası anlaşmalarla uzlaşmadıkça, yapılacak pek birşey yok.
Tabi portallardaki “sohbet odaları”, serbest yazışma gruplarında dolaşan, metinleri denetlemek. Anlık sohbetlerde, yönetici görünceye kadar, yazı yazılmış olur, yani suç işlenmiş olur. Yönetici, çok aykırı kişileri oturumdan atar ama en az bir defa yazdığını herkes görür. O kadar ayrıntıya inmezsek; “Sadece yazıyı bir sayfasına asmasın” dersek, o zaman İnternet’in anlık etkileşim yeteneğini öldürürüz. Biri yazacak, birileri denetleyecek, uygunsa yayımlanacak. Bu İnternet’in sağladığı anında iletişim olanağıyla yani İnetrnetin kendisiyle çelişiyor.
T.I.: Dünyada böyle bir örnek uygulama var mı?
Özdemir: Çok geniş bir yelpazede ülkeler, İnterneti gelişmenin, dünya ile rekabet stratejilerinin bir parçası yapmış, İnterneti geliştirmek, ekonomi, toplumsal yaşam ve yönetimin doğal bir parçası yapmak için ulusal politiklar geliştirmekte, teşvik ve düzenleme mekanizmaları kurmakta, eylem planları yapmakta ve düzenli bir şekilde hayata geçirmektedir. Bu konuda AB’nin e-avrupa girişimi yapması güzel bir örnek teşkil etmektedir.
Bu konuda ABD’de yapılan tartışmalar da var. Orada internet yasaları ertelendi. Çünkü devlet yanlış adım atıp sektöre zarar vermekten korkuyor ve en geniş anlamda bir konsensus oluşturmaya çalışıyor. O konsensus oluşmadığından şimdilik erteliyor. Bir an önce çıksın demiyor. Bu arada suç işlenecek de demiyor. Önlemi, teknolojik yatırımlarla alıyor. Suçu, izlemeyi kolaylaştıracak teknolojileri geliştiriyor. Yani izliyor, kısıtlamıyor, haberdar oluyor, kökünden yıkmıyor.
T.I.: İnternet üzerinden eğitim-sağlık hizmetleri de verilmektedir. Eğitim-sağlık amaçlı yayıncılık, radyo ve televizyon yayıncılığı ile aynı kefeye konabilir mi?
Özdemir: Bu tür kamu yararına olan siteler ayrı tutulmalı ve hatta desteklenmelidir. Fakat burada da karşımıza bunun nasıl yapılacağı sorusu çıkıyor, şöyleki; Türkiye’de bu konuda bilirkişi müseesesesi de oturtulamamıştır ve oturtulması da pek kolay değildir. Çünkü internet dünyada da çok yeni gelişen bir alandır. Henüz hiçbir yerde internet hukuku olgunlaşmamıştır. O açıdan şu etapta alınacak kararların özellikle de sınırlayıcı olması durumunda ülkede internet’in gelişmesini önlemesi ve Türkiye’yi bu yarışta cok geride bırakması tehlikesi vardır.
T.I.: İnternetle ilgili yasa olmalı mı?
Özdemir: Tabiki İnternetle ilgili hiç yasa olmasın mı? Yasa olacak elbette fakat şu anda çok erken ve ön çalışması yapılmadan hem istenilen sonuç alınamaz. Hem de Türkiye’nin bu teknolojiye kapısını kapamış oluruz. İnterneti bu ülkede yasaklamamız matbaa örneği ulusca bir fırsatı daha geri tepmemiz olacaktır.
T.I.: Siz ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Özdemir: Ben, öncelikle Bilişimle ilgili ciddi bir komisyon kurulmasını teklif ediyorum. Mecliste, Bilişim ve Teknoloji Komisyonu ancak bu konuda sivil toplum örgütleri ve bu konunun önderleri ile görüştükten sonra Kanun Teklifi olarak genel kurula getirilmelidir. Asıl komisyon da, Bilişim ve Teknoloji Komisyonu olmalıdır. Alt Komisyonların hukuki talep ve önerileri Bilişim ve Teknoloji komisyonunun yapacağı teknik incelemesinden sonra Kanun Teklifi olarak hazırlamalıdır.