Biden yönetimi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali devam ederken salı günü Rusya’ya “ağır” yaptırımlar sözü verdi. Rusya ilk defa yaptırımlarla karşılaşmıyor ama bu sefer hazırlıklı olmuş olabilir. Kırım işgali nedeniyle Rusya’ya yönelik ilk yaptırımların Rusya ekonomisine 50 milyar dolara mal olduğu kaydediliyor[1].
ABD doları dünyanın rezerv para birimidir ve tüm dünyada ödemeler için kullanılır. Amerika Birleşik Devletleri, yaptırımlar uygulayarak küresel siyaseti etkilemek için bu kaldıracı kullanıyor. Ancak bu, küresel finansal sisteme nispeten yeni giren kripto para birimlerini ve dijital para birimlerini etkilemeyen bir kaldıraç.
Bankalar, müşterilerinin kimliklerini doğrulamayı da içeren “müşterinizi tanıyın” kurallarına uymak zorundadır. Gerçi Credit Suisse olayında bunun da ne kadar etik olmayan şekilde çalıştığını gördük. Ancak kripto para birimlerinin ve dijital varlıkların alım satımını kolaylaştıran borsalar ve diğer platformlar, aynı kurallara uymaları gerekse de, müşterilerini takip etmiyorlar.
Esasen sınırsız ve merkez bankalarının ve hükümetlerin kontrolünün ötesinde olan kripto para birimleri, bu tür yaptırımların hedefleri tarafından onlardan kaçınmak için kullanılabilir. Yaptırım uygulanan ülkelerin merkez bankaları, küresel bankacılık sisteminden tamamen kaçınarak dijital para birimlerini kullanarak ticaret ortaklarıyla doğrudan işlem yapabilir. ABD Hazinesi bunu 2021 Hazine Yaptırımları İncelemesinde kabul etti [2]. Dolayısıyla bugün çeşitli ülkeler şimdi kripto para birimi de dahil olmak üzere dijital varlıkları izlemeye karar verdi ve düzenlemeler planlanıyor.
Küresel finansal sistemde yerleşik olan izleme ve koruma önlemlerini atlatmak için kripto para birimleri kullanmak yeni bir şey değil. Siber suçlular bunu son birkaç yıldır nispeten problemsiz bir şekilde yapıyorlar. Geçen yıl Mayıs ayında ABD’de Colonial Pipeline’ı kapatan hacker grubu Darkside’ın kurbanlarından 90 milyon doların üzerinde Bitcoin fidye ödemesi aldığı bildirildi. Dolayısıyla yaptırım uygulanan hükümetler de bunu kolaylıkla yapabilir.
Bu kapsamda Rusya, bankaların ve ABD kurumlarının işlem yapmak ve yaptırımları yenmek için izlemesini yenmek için kripto işlemlerini kullanabilir. Zaten Rus merkez bankasının temsilcileri Ekim 2020’de bir Moskova gazetesine “dijital ruble”nin ülkenin ABD’ye olan bağımlılığını azaltacağını ve yaptırımlara dayanma kabiliyetini artıracağını söylemişti[3]. Bu konuda çalışmaların yapıldığı da duyuluyor.
Rus şirketlerinin yaptırımlardan kaçmak için ellerinde dijital ruble ve fidye yazılımı da dahil olmak üzere birçok kripto para aracı var.
Geçen ay Başkan Putin, kriptonun yasaklanmasını tavsiye eden ülkesinin merkez bankasına, sorunu ülke için en uygun şekilde çözmek için maliye bakanlığı ile birlikte çalışmasını söyledi[4]. Bu konuda resmi bir yorum bulunmamakla birlikte, burada noktaları birleştirmek kolay: Putin zaten Ukrayna çevresinde askerleri topluyor ve ABD tarafından yaptırımlarla tehdit ediliyordu. Putin bu sefer yaptırımların etkisini azaltmak için açıkça hazırlanıyordu.
Ve bu yöntemleri ilk deneyen Putin değil. ABD ve BM yetkililerinden gelen son raporlara göre, en çok yaptırım uygulanan ülkeler arasında yer alan İran ve Kuzey Kore, yaptırımlardan kaçmak için kriptoya döndü. Bir BM değerlendirmesine göre bir adım daha ileri giderek, Kuzey Kore nükleer programını finanse etmek için kripto para birimi çalmak için fidye yazılımı kullandı.
[1] The impact of Western sanctions on Russia and how they can be made even more effective
[2] THE TREASURY 2021 SANCTIONS REVIEW
[3] Третьим будет: Минфин назвал главные плюсы и минусы цифрового рубля
[4] Rusya Merkez Bankası Kripto Kullanımı ve Madencilik Yasağı Önerdi