VI. Türkiye’de İnternet Konferansı’nda biraraya gelen RiskSermayesi kuruluşları temsilcileri, ‘start-up’ ya da internet civcivleri diye adlandırılan yeni projelere akıtılan fonlara ilişkin açıklamalarıyla dikkat çekti. iLAB’in civcivlere ayırdığı fon 20 milyon dolar, ixir’in 8.5 milyon dolar, SOL’ın ise 1.3 milyon dolar olduğu gelecek yıl bu rakamın artacağı dile getirildi. Risk sermayesi şirketlerinin fon sağlayacakları projede ne tür özellikler aradıklarına gelince hemen hepsinde benzer süreçler yaşandığı görülüyor. ILAB yetkilisi Rüçhan Ziya, risk sermayesi yerine, girişim sermayesi şirketleri demenin daha doğru olduğunu belirterek semaye ve lojistik destek sağlayan şirketlerinin yatırım felsefelerini şöyle özetledi: “Karlılığa giden yol, fikrin doğru ve güçlü bir iş modeli ile desteklenmesi, güçlü yönetim ekibi, yatırımlara eşit, uzun vadeli stratejik ve operasyonel destek sağlayan gerçek ortaklık gerçekleştiriyoruz.” Yatırımlarının internet odaklı olduğunu belirten Ziya, sermaye kaynaklarının farklı yatırımcılardan toplanan fonlardan oluşmadığını kendi sermayelerini ortaya koyduklarını söyledi. .com ve altyapı şirketlerine yatırım yaptıklarını belirten Ziya, sermaye sağlamanın yanısıra günlün hayatta destek, insane kaynakları, pazarlama, servislerden haberdar etme gibi hizmetler sunduklarını söyledi.
Ön inceleme, karşılıklı ikna süreci, ortaklık ve uygulamanın gerçekleşmesi süreçlerinin birbirini izlediğini belirten Ziya, risk sermayesi şirketlerinin projeyi anlamak için iş planlarına ihtiyaç duyduğunu vurguladı: “İşiniz ne, yönetim takımınız kimlerden oluşuyor, kim developed edecek, rekabet, karlılığa giden yol, avantajlar ortaya konmaısı gerekiyor.”
Girişim sermayesi başvurularının yüzde 60’ının elektronik yayıncılık alanında olduğunu söyleyen SOL yetkilisi Gökhan Karakuş IP bazlı network’lere yatırım yaptıklarını söyledi. “SOL’dan bağımsız bir şirket olarak yapılandık. Silicon vadideki ekosistem Türkiye’de yok. Son 6 ayda markette yerimizi aldık. Hepimiz çok yeniyiz. Bu iş geçen yıl moda oldu, bu yıl bu şirketlerin yüzde 50’si battı. Biz uzun vadeli bir kurumsallaşma içine girdik. Türkiye’de kaynak ve bilgi eksik olduğundan işler yavaş ilerliyor.” Şirketlerinin fikir, finansman, internet bağlantısı, muhasebe, teknik danışmanlık konularında destek verdiğini belirten Karakuş, insane gücünün en önemli factor olduğunu söyledi. “Facilitybase incubator yaklaşımı geliştirdik. Incubate ettiğimiz şirketlere Sun altyapısını kullandırtıyoruz. Turkcell, SOL, Digiturk de platform oluşturuyor.”
Son 30 – 40 yıldır ekonomiyi yönlendiren büyük holdinglerin devrinin kapandığını ileri süren Karakuş, IP bazlı network’lerin business oportunity’den para kazanacaklarını söyledi. Yılda 4 – 7 şirkete ortalama 400 – 500 bin dolar cash yatırım yaptıklarını ifade eden Karakuş, ‘marka’ yaratmanın önemini şöyle vurguladı: “Brand bir grafik değildir, kimliktir. Bu konuda dışarıdan 3 ayrı şirketle çalışıyoruz. Projeler Sun üzerinden hardware ve software olarak gerçekleşiyor. Ofis veriyoruz. 1.5 senede kara geçmeyi agresif karları hedefliyoruz. IPO’ya giden yol ise Türkiye’de henüz çok yeni. Hisselerimizi satabiliriz.”
Risk sermayesi şirketlerinin yatırım yapacağı “iyi fikir” nedir? Sorusuna Karakuş, “İnterneti kullanarak işe verimlilik kazandıracak, karlılığı arttıracak herşey iyi fikirdir” dedi.