RTÜK Kanunu yeniden TBMM yolunda. Hem de alalacele. Bu işi bilenlere sormadan. Acaba hangi yangından ne mal kaçırılıyor. Oysa diğer yanda Avrupa Birliğine girmeye çalışıyoruz. Ne çelişki değil mi? Biz de bu konuyu, oradan birilerine soralım dedik. Aslında bizden biri ama Dr. Yaman Akdeniz, İngiltere’de Leeds Üniversitesinde Hukuk Bölümünde Öğretim Üyesi, özellikle Cyber Hukuk konularında uzman. Üstelik Cyber-Rights Organization‘ı kuran kişi olarak, Avrupa Birliğinin sık sık uzmanlığına başvurduğu bir kişi. Ama Türkiye için bunlar anlam ifade etmiyor değil mi? Biz RTÜK yapmak istediğimiz zaman kapalı kapılar arkasında yapar, işin uzmanlarına -dünya çapında bile olsalar- başvurmayız.
Neyse, biz size olayın dışarıdan görüntüsünü Dr.Yaman Akdeniz’in düşüncelerinden vermeyi bir borç biliyoruz. Sn.Akdeniz sorularımıza şu cevapları verdi;
turk-internet.com : Yaman Bey RTÜK Kanununun TBMM’ne getirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yaman Akdeniz : Burada üzerinde durulması gereken konu önümüzdeki ay içerisinde Ankara’da Bilişim Şurası varken bu kanunun komisyondan, şimdi geçmesinin ne kadar yanlış olduğudur. Ankara bu şekilde hareket ettiği sürece verilen bütün emeklere çok yazık doğrusu. Sanki Mayıs-Haziran 2001’de bunların hiç biri olmamış gibi, o zaman söylenenlerin hiç bir kıymeti yokmuş gibi (Cumhurbaşkanı’nın söyledikleri dahil) hareket edilmesi çok üzücü.
Demokratik toplumlarda artık bu şekilde kanun yapılmaması gerekir. Üzerinde
önemle durulması gereken ve üzerine gidilmesi gereken konu, Türkiye’de
kanunların nasıl yapıldığıdır. Türkiye artık bugün Avrupa Birliği’nin kapısına dayanmış, AB’ye aday ülkelerden bir tanesi. Ama AB ulkelerinde yasama faaliyetleri açısından gerekli olan standartların Türkiye’de olmadığını, zaten RTÜK yasa tasarısının geçen sene TBMM’de ortaya çıkışı ve Cumhurbaşkanı’na gidişi sırasındaki süreçte görmüştük. Şimdi maalesef aynı hatalar tekrardan yapılıyor.
Genel olarak AB’ye giriş çalışmaları ve planları yapılırken, devlet politikasının sansürden kaçması ve sansüre yol açan mevcut kanunları gözden geçirmesi gerektiği bir dönemde TBMM, İnternet üzerinde içerik düzenlemeye kalkıyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne günden güne yaklaştığı bir donemde teşvik edilmesi gereken sansür değil, düşünce özgürlüğü olmalı.
turk-internet.com : Avrupa’da bu tür konular nasıl şekilleniyor?
Akdeniz :Yavaş yavaş şekilleniyor. Zaman açısından söylemiyorum. Böyle bizdeki gibi kimsenin haberi olmadan kanun falan çıkmıyor. Biz genelde kanun çıktığını gazetelerden öğreniriz. Böyle sessiz sedasız çıkan kanunlara da ancak kanun çıktıktan sonra tepki gosteririz. Yani iş işten geçtikten sonra. Bu tabii
sistem bozukluğundan kaynaklanıyor.
Avrupa Birliği’nde ve üye ülkelerinde ve Avrupa Konseyi çapında hiç bir zaman kanunlar veya anlaşmalar kamuyounda tartışılmadan, ilgili kişilerin görüşleri alınmadan sonuçlanmıyor. Ortaya daha bir kanun taslağı çıkmadan şöyle bir problem var, bu konuda ne yapmalı diye düşünülmeye başlanıyor. Ondan sonra gelen görüşler değerlendirildikten sonra ortaya eğer gerekli görülürse bir kanun taslağı çıkıyor. Genellikle bu kanun taslağı tekrardan kamuoyunun ve ilgili kişilerin görüşlerine sunuluyor. Konsültasyon genellikle taslak meclislerde tartışılırken de devam ediyor ve genellikle dışarıdan müdahele de bulunmakta mümkün oluyor.
Genellikle, önce kanun tasarısı halinde ya da bir tartışma dosyası (İngiltere’de ya da AB çerçevesinde buna “consultation paper” deniyor) olarak ilgili bakanlıklar tarafından yayınlanır. İlgili kişilerin ve kuruluşların, vatandaşların, ve sivil toplum örgütlerinin görüş bildirmesi için 2-3 ay gibi bir süre verilir.
Görüşler alındıktan sonra, tekrar kanun tasarısının üzerinden geçilir ve açıklamalı bir rapor yazılır. Kanun tasarısı yeni haliyle meclise, ancak ilgili çevrelerce uygun görülmüşse ve kamuoyunun desteğini almışsa gönderilir.
Bu arada öngörülen düzenlemenin bir alternatifi olup olmadığı ya da
düzenlemenin uygulanabilirliğinin olup olmadığı tartışılır. Ancak ondan sonra milletvekilleri ve hükümetler bu kanun teklifini görüşmeye başlarlar. Kısacası, demokratik toplumlarda bir kanunun nasıl yapılması gerektiği konusunda belli standartlar olmalıdır.
RTÜK kanun tasarısı Türkiye’de bu tip standartların olmadığını açıkça gösterdi. Bugün AB’de hükümetlerin çalışma sisteminin modernize edilmesinden ve daha iyi düzenlemeler (“better regulation”) yapılmasından bahsediliyor. Bu tip standartların Türkiye’de de olması ve uygulanması son derece gerekli.
Mesela Ingiltere’de her zaman bu tip durumlarda organizasyonum Cyber-Rights
& Cyber-Liberties’in görüşü bakanlıklardan istenmiştir. Demokratik devletlerin görevi demokrasinin bir parçası olarak her alanda devlet çapında yapılan çalışmalara sivil toplum katkısını sağlamaktır. Bilgi alışverişi karşılıklı olmalıdır.
turk-internet.com : Cyber-Rights, kim tarafından ve nasıl kuruldu ve işlevi nedir?
Akdeniz : Ocak 1997 yılında benim tarafımdan kuruldu. Ondan sonra yavaş yavaş büyüdü. Şimdi part-time çalışan ben dahil 5 kişi var. Diğerleri Ingiliz. Dördümüz hukukçu, bir kişi teknik uzman.
İnternet üzerinde kişisel bilgilerin ve gizliliğin sağlanması ve düşünce
özgürlüğünün korunmasını amaçlayan ve bu konularda senelerdir çesitli çalışmalar yapan bir kuruluş. Aktiviteleri İngiltere dışında, Avrupa Birligi, OECD, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi capında. Bu organizasyonlara da gerekli konularda zaman zaman görüş vermeye devam ediyor ve çeşitli konularda görüşü alınan bir organizasyon oldu.
turk-internet.com : Neden Türkiye’de bu konunun uzmanlarına danışılmıyor ? Siz bu konularda çalışan dünya çapında bir uzmansınız. Sonra geçen yıl kurulan ve çok kıymetli çalışmalar yapan IvHP var. Başka uzmanlar var. Sizce bunun nedeni nedir?
Akdeniz : Tamamen politik. Bazı çevrelerde, özellikle politik çevrelerde karşı görüşe yer vermek istemezler. Ankara istese yararlanacağı bir çok uzman var bu konuda. Akademikler, teknik uzmanlar, konu ile ilgili sivil toplum örgütleri saymakla bitmez.
Ayrıca Bilişim Şurası’na katkıda bulunan, emek veren bir çok uzman var. Zaten benim şaşırdığım ve üzüldüğüm bu işten anlayan bir çok insan varken bunların hiçbirine danışılmadan bazı kesimlerin kendi kendine hareket etmesi. Bu demokratik toplumlardan çok totaliter rejimlerde uygulanan bir sistemdir ve bu şekilde hareket AB yolundaki bir Türkiye’de çok yanlıştır.
turk-internet.com : RTÜK kanununun içeriği hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Akdeniz : Internet’in Basın Kanunu’na dahil edilmesi çok büyük yanlış olur. Zaten kanunda fazla bir içerikte yok. İnternet yazılı basından çok farklı, İnternet’e bu şekilde yaklaşmak baştan yanlış.
turk-internet.com : Kanun Bilişim Şurasından çıkmalıydı derken. Bu kanunun (RTÜK) illa çıkarılması mı gerekli?
Çokişler : Hayır.. Açıkca benim fikrimi sorarsanız ben kesinlikle bu tip bir kanun taraftarı değilim. Aynı şeyleri Haziran 2001’de de soyledim. Uzerinde bir risk analizi yapılmadan, efektif olup olmayacağı tartışılmadan yapılmış, sansürcü bir mentalite ile hazırlanmış bütün kanunlara karşıyım.
Bilişim Surası’nı vurgularken önümüzdeki ay içerisinde böyle büyük bir organizasyon var, bu tip bir kanun ve içeriği orada neden tartışılmaya açmadan böyle bir şey tekrardan yapıldı diye düşündüm. Zaten tartışmaya açılsa, kimsenin bu kanuna taraftar olmadığı ortaya çıkacak.
Kamuoyunda bu kanunu açıkça destekleyen hiç bir kimse yok. Geçen sene içerisinde bu kanun faili meçhul bir kanundu. Gene öyle. Ortada kanun doğrudur, gereklidir diye demeç veren bir kişi yok. Kamuoyundan bu kadar tepki goren bir kanun neden komisyon’dan sessiz sedasiz geciyor? Sayin Cumhurbaşkanımız’ın geçen sene ki bu konudaki görüşlerinin hiç mi kıymeti yok?
Eger Ankara kamuoyuna deger vermeden bu tip kanunlari meclisten gecirecek ise o zaman Bilişim Şurası’na ne gerek var?
Genel olarak İnternet konusunda özellikle kısıtlayıcı amaçlı kanun yapımı en son çare olarak görülmelidir.
turk-internet.com : Şu anda Dünyada ve Avrupada son durum nedir ?
Akdeniz : Çeşitli konularda çalışmalar devam ediyor. Siber Suçlar Anlaşması imzaya açık, ama Avrupa Konseyi bu aralar Anlaşmaya bir ek protokol hazırlamakla meşgul. Bu ek protokol ırkçı web siteleri ve ırkçı içerik taşıyan İnternet içeriği ile ilgili. Özellikle hedef alınanlar neo-nazi siteleri falan olacak. Ayrıca 11 Eylül sonrasında bir çok ülkede gizli dinleme konusunda çeşitli girişimler var.
…………
turk-internet.com’un Notu : Gördüğünüz gibi demokratik olmak ya da bilişim/internet trenini yakalamak yolunda daha maalesef çok yolumuz ve yememiz gereken birkaç fırın ekmek var.
Ama beyler ve hanımlar, internetimizi korumak için sizleri www.IvHP.net‘te buluşmaya çağıırıyoruz. Düşüncelerinizi ve yorumlarınızı aşağıya yazabilirsiniz.